![]() |
İstanbul'da
Gidişlere inat Gelişlerde Yaşanan Mutluluk günlerindeyken Mevsim Seninleyim yine Bir ağustos gününde İstanbul'da Seninle olmak vardı Şimdi Kaldırımlarda yürümek Amaçsız başıboş Dalgaların sesine Aldırmadan Üsküdar'da Salacak'tan bakmak Kızkulesi'ne Ağustosta İstanbul'da Ahmet Salih Bak |
İstanbul
Gelişini bekliyorum Bu şehirde Günlerin kovalayışını izliyorum Birbirlerini Kovalamalarını seviyorum Seni bana getiriler diye Unutmak belki de seni Mavi gözlü bu şehirde Dayanamıyorum artık bu acıya Buzları üşüten rüzgar gibiyim Kapatmak istiyorum Penceresini Ömrümün Artık hazırım Hoşçakal gençliğim Hayallerim Umutlarım Hoşçakal İstanbul Ahmet Salih Bak |
İstanbul.
Kız kulesindeyim İstanbul'u izliyorum Esintisine aldırmadan rüzğarın Galata kulesine bakıyorum Sultanahmet'e Topkapı sarayına Gözlerim doluyor Yaşlarımı saklıyorum Uçuşan martılardan Bu şehir beni çok ağlattı Umutlarım oldu Umutsuzca, Salacak sahilinde. Deniz aldı kederlerimi. Tulumbacıların bagrıltılarını duyuyorum Gelmeyişini bekliyorum Arnavut kaldırımlarını arşınlarken Ahmet Salih Bak |
İstemiyorum
Özlemek istemiyorum Seni Uçurtmalarımı Topaçımı Kartopu atan Çocukları Kömür ütüsünün Bıraktığı izi Kız kalesindeki Kızı Özlemek istemiyorum Yaptığım Şaraptaki tortuyu Masadaki tabakları Şömine ateşinin Duvarda çizdiği resmi Özlemek istemiyorum Artık Kadehimde eriyen Kar tanelerini Çamlıca'da Ahmet Salih Bak |
İsterdim
Aynı kadehte iz Sigarada duman Göz kapağında uyku Üşüyen ellerinde ateş Olmak isterdim. Gitmeseydin gitmeseydin Verdiğim son nefeste Ahmet Salih Bak |
İşte Gidiyorsun
Son çırpınışlarıydı Sararıp solmuştu Artık gücü Kalmamıştı Sıkıca sarıldı Son kez Sevdiğine İşte gidiyordu Esen rüzgara Yenik düşmüştü Boşluktaydı Süzülerek buluştu Islak topraklarla Sararmış solmuştu Ve çaresizdi Küçük ceviz yaprağı Ahmet Salih Bak |
Kadehler
Kırık dökük Şarap kadehlerinde Bogulan duygularımdın Sen Ahmet Salih Bak |
Kadınım
İçindeki çocuğu sevdim Bana gülüşünü Sarılışını sıkıca Bırakmadan Kokunu sevdim Bana verdiğin sevgini Tavırlarını çocuksu Gelişini koşarak Terketmeyişini Batarken ve doğarken güneş Bana ne bana ne deyişini Bendeki seni çok sevdim Bir tanem Benim bir tanemsin Yaşadıkça öyle kalacaksın Kadınım Ahmet Salih Bak |
Kahırların Taşınmazlığı
Bütün yazılanlar Yaşlı çınara Asılmıştı Ortadan ikiye ayrıldı Yüz yılın kahrını Taşıyamayan çınar Ahmet Salih Bak |
Kanayan Yaram
Yokluğun Ölümcül yokluğun Kalp atışlarını susturan Gelinlik kızların Anne acısı ayrılıkların Polenlerin düşmesi Arı ayaklarından Kalbime saplanan Pas kokulu çivilerin acısı Yokluğun Ahmet Salih Bak |
Kapısındayım Sonların
Geldim Kapındayım Çıplak ve aç Üşüyorum Yalnızlığım üşüyor Ölüm gibi titriyorum Maviye çalan gözlerim titriyor Yorgun kirpiklerim kapanıyor Elveda beklentilerim Hoşcakal sevda aşk Hoşcakal Ahmet Salih Bak |
Kar
Kar teneleri düştü Kadehime Gecede Onlari izledim Yok oluşlarını Yalnızdılar Benim gibi Yalnızlığı seviyor oldum Seni sevdiğim gibi Keşke gitmeseydin Beni bende bırakıp Senden sonra anladim ki Yaşamak Nefes almakmış Sadece Anlamsız bakış gibi Dön be güzelim Seni cok özledim Dön artık Seni bekliyorum Dön Pedaliza'm Ahmet Salih Bak |
Kar taneleri
Kar tanelerini izliyorum Sevinç kaplıyor tüm bedenimi Kar tanesi olmak vardı Sevgi dolu kar tanesi olmak Belkide istediğim Saçlarına düşen Sabah yürüyüşlerinde. Camdan bakmalısın bana Sıcacık odanın camından Ben yere düşüp yok olurken Sen yeni kar tanelerine Bakacaksın Gecenin yalnızlığındayken ben 18aralık 05 Altunizade Ahmet Salih Bak |
Keşke
Yıldızlar alçalmıştı Sayılabilecek kadar Işıkları kararıyordu Alçaldıkça Uzandim şezlonga Seninle Dünya yoktu Sen ve ben Uzun uzun izledik Hayal kurucu yıldızları Keşke dedim Keşke Keşkeler çoğaldı Bende Yıldızlar karardı Toprak kaydı altımızdan Her yer sallanıyordu Deprem oluyordu Beynimde Enkaz altında idim Bekliyordum Kimse var mı seslerini Duyulmuyordu birşey Yalnızdım Keşke yanımda olsaydın Diye geçirdim içimden Gözlerim kapandı Elveda mutluluk Anılarım Sevgim Elveda Ahmet Salih Bak |
Kiralık aşklar
Kiraladım aşkları Ödünç aldım mutlulukları Sözümde durmayacağım Vermeyeceğim Ödünç aldıklarımı Güzelmiş Yere değmeyen ayaklarım Güzelmiş Kiralıkta olsa Aşk Ahmet Salih Bak |
Kirpiklerindeyim
Sonsuz başlangıçların Sonundayım Kirpiklerinden Düşerken Gözyaşların Ahmet Salih Bak |
Kolaydı Mutluluk
Uyandım Kösele kokusuyla Bayram sabahıydı Dünden kalma bir gündü Güneşli ve çocuksu Çok özledim Gençliğimden bile uzak O günleri Annem Ahmet Salih Bak |
Konuş benimle
Kendimle kalmak istedim Bugün Sohbet ettim uzun uzun Sıkıcı geldim kendime, kendim Artık kendimle Konusmayacağım belkide Sohbet yalnızlığımı Artırıyor Hüzünlendim Bugulandı gözlerim İki damla gözyası düştü Kucagımdaki yalnızlığıma Agladık birbirimize sarılarak Gecede Ahmet Salih Bak |
Korktum
Gözümün nurundaydın Ağlamak istedim Ağlayamadım Korktum seni kaybetmekten Sen kenarındaydın gözümün Kayıp gitmenden korktum Ahmet Salih Bak |
Kör Kuyulardayım
Çaresizim Sensizim Yoksulum Sevdalara Beni Benden Koru Ve Bana Yardım et Allahım Ahmet Salih Bak |
Küçüğüm
İçimdeki Çocuğu sevdim bugün Senden parçalari aradım Biliyorsun o da seni çok sevmiş Gidişine en çok o ağladı Masada o da vardı Mumları o yaktı Tabakları kaldırdı masadan Dans edişini izledi Bendeki benden Çocuk o Ona aldırma Yakarışına Ağlayışına Aldırma be küçüğüm O çocuk Sevmeyi bilmiyor Henüz Ahmet Salih Bak |
Martı
Kıyısındayım hayatın Yaşanmışlıkların kıyısında Bittigi ve başladıgı yerde Tam bıçak sırtında yani Neden zaman bu kadar acımasız Ve küstah İşte yine sonbahar Ve Uçuşan rüzgarda Bal rengi umutsuzluklar Yeşili unutmak üzereyken ağaçlar Ben zamana küfürler savuruyordum Salacak'ta Ve Martılar ağlarken kıyıda Salya sümük Gemiden atılan simitleri özlüyorlardı Belki de Geçmişimi Özlediğim gibi Ahmet Salih Bak |
Matadorun kırmızı şalı
ateşler altındaydı ülkem işgaller yığılmıştı kapıya ve başlayan direnç anadolumda nineler genç kızlar delikanlılar yürüyordu gecenin içinden cepheye ateşe kurşuna karşı durmaya aldırmadan sıcaklığına vucuda degecek mermilerin şarapnel parçalarının yürüyordu ahmetler mehmetler ayşeler yürüyordu gecede binlerce yürek bir olmuştu bir taşını bile vermemek adına ülkemin yürüyorlardı yalın ayak ve mustafa kemal tek yürek ülkemin komutanı mustafa kemaller yürüyordu matadorun kırmızı şalı düşmüştü yaşasın cumhuriyet Ahmet Salih Bak |
Mektubun
Mektubunu okudum Sisli Özlem dolu Mektubunu Kanayan dizlerim özlemlerdeyken Fırtına var burada diyorsun Satır aralarında Özlemlerimi getirsin bana Şehrinin rüzgarları dilerim Senden bir koku bana Hiç bilmediğim Burada da fırtına var bir tanem İçimde kopan Şehri allak pullak eden İçimdeki fırtına Gel be Gel gül yüzlüm Ahmet Salih Bak |
Mendil
Mendil satan çocukların gülmeyen gözlerindeki umutsuzluk bezginlik gibiydi sevdam insan olma adına satın alınan mendiller olacaktı bakışın bana bir bakışın yaşama bedel bakışın Ahmet Salih Bak |
Neden
Küçük bir çocuktum küçüktüm yıllar geçti uzun yıllar beyazlaşan saçlar yürürken yorulan beden. Çok uzun yıllardı geride bıraktıgım yanımda taşıdıgım sadece çocuklugumdu ve içimdeki küçük çocuk hiç büyümedi.Dünyanın öbür ucunda bile çocuktum ben. sek sek oynadım sangay da seulde salıncakta sallandım bir ileri bir geri. Koştum nehir kenarında ellerim agladı büyümüşlüklerine miniktiler oysa yıllar öne elimden sıkıca tutan eller yoktu yıllar sonra kimbilir belkide sonluydu herşey çocuklugum da sonlumuydu bilseydim Ahmet Salih Bak |
Nerdesin
Teninle tanışmamışken ellerim Özlemlerim erirken gözlerimde Gün Gebeyken mutluluklara Terkettin beni Bir akşam üstü Ahmet Salih Bak |
On kasım
Tarihin bocaladığı büyük gün buğün on kasım umutlar bu sisli sabaha yağmur bulutları gibi kümelenmiş ey sen sipere yatan mehmetçiğin komutanı ey sen büyük insan Mustafa kemal elini yüzüne dayamış düşünen yavrunun öğretmeni ey sen bilimin gençliğin büyük önderi senki tarlasını sürmek için çabalayan çiftçinin ustası ve senki ey büyük insan Mustafa kemal şimdi bizi görüp duyuyormusun görüp duymak istiyormusun evet gör sevgili gazi gör evlatlarını, dilim varmıyor istesede bu sözcüğe çünkü özlemini duydugun evlat olamadık sana ama sevgili gazi başımız ne kadar egik olursa olsun izindeyiz yüreğimizdesin sen ey aydın insan sana yemin ediyorum bin kere yemin her birimiz birer sen olacagız ve tarihin bocaladığı bu büyük günde başımız eğik yüreğimiz çığlık çığlık Ahmet Salih Bak |
Onbin fith ve senliyim
Bulutların üstündeyim Okyanusta Minik penceremden baktım Kar beyazı bulutlara Sendin gördüğüm bulutlarda Meğer seni ne çok sevmişim Bilmeden bilerek İçimi parçalayacak acılara Aldırmadan Ahmet Salih Bak |
Ödedim Bedelini
Tüm sevgileri Öldürdüm Umutları terkettim Yaşanmışlıkları Sildim Geçmişe dair Ne varsa Artık beni Üzemeyecek Yeni bir güne Başlıyorum Bugün Kaybolmuş Hafızamla Ahmet Salih Bak |
Ölmek gerek
Yaşamasını bilmek ya da ölmesini bilmekti yaşam Bazen ölmek zamanı diye geçiriyorum içimden, adadan bakarken yanaşan feribota. Şimdi kahve içmek vardı diyorum ünlü bulvarında Fransanın kahvenin dokunmasına aldırmadan mideme Camdan bakmalıydım belki de gelin odasında otururken sedir de Safranbolu'da akşam üzeri,kanyonlarda kaybolmak vardı şimdi sonra hava alanının olmadığı bir kasaba'da caddedeki uçağa bakmak vardı şimdi diye geçti içimden akıl almaz hayallere dalarken. Sabah, sabah kahvaltıda, sallanmalıydım salıncak ta ya da hamak'ta aldırmadan garsonun 'sizi taşımaz' sözüne Tüm çiçekler dans ederken etrafta ben hala seviyordum sevmeyi ne degişti ki hayatta takvim yapraklarının kopan sayfalarından başka bazen gökyüzüne bakmak geliyor içimden saatlerce Ağva da şezlonga uzanmalıyım saatlerce bakmalıyım yıldızlara -sonra Sonrası yok sonraların Ahmet Salih Bak |
Ölüm
Ne zor şey şu ölüm Adi bile ürpertici Ve Gerçek Ansızın gelir Ve Geceyi indirir Bir anda bedenine Artık sen O sen değilsin Yoksun Anılardan başka Birşey değilsin Sadece Hoş bir anı olarak Kalabilirsin Belleklerde O Andan sonra Ahmet Salih Bak |
Özgür Olmaktı Yaşamak
Binlerce kilometre ötedeydin Sevgimden Seni düşünüyordum Özgürlük anıtından Bakarken Manhattan'a Yanımdaydın Bir nefes kadar yakın Özgürlüğü alınmış Ülkeler için yapılmış Özgürlük anıtından Şubat soğuğunda Ahmet Salih Bak |
Özlemlerim
Sönmeyen yıldızım Geliyor Sabahın İlk ışıklarıyla Hüzünlerimi Özlemlerimi Getiriyor bana Yaşayacağım Özlemlerimi Ahmet Salih Bak |
Paltonun cebi
Paltonun cebindeydi Ellerimiz. Kar yagıyordu inadına Umutlarımıza. Soğuktan terleyen Ellerimiz Paltonun cebiydi Gerçek. Gelmeyişindi, Terleten ellerimizi Kar yağışında Ahmet Salih Bak |
Pedaliza
Sevgiye dair Ne varsa, Bilinen bilinmeyen Yaşanılası Ne varsa İçinde Sen vardın Pedalizam Ahmet Salih Bak |
Pedalizam
yasandığı kadar var olan bir hayat gerisi hafızalardaki hayal ümit gerisi bos sen seni nasıl anlatmalıyım hayatın karsısında bendeki sen sınırsız sonsuz kara sevda benimkisi alışamadım sensizlige al beni götür buralardan büyüdüm pedalizam papuçlarım yollar büyüdü beni dogdugum şehre götür yeşilin siyaha döndügü memleketime bitsin orada hersey yollar ümitler çocukluğum bitsin içimdeki cocugu öldür ve bu hikaye birilerinin anılarında bile kalmasın sende ise hiç yasanmamış olsun pedalizam Ahmet Salih Bak |
Pembe gülüsler
gittim o iskeleden denize baktım doyasıya. denize dogru koşuşun geldi aklima. pembe gülüsler bilinmez suskunluğun dalğalanan saçların yürürken bilmem deyişin geldi aklıma deniz karardı gün ortası bekliyorum bekliyorum gelmeyişini Ahmet Salih Bak |
Rapsodi
Hani gelecektin agustosta bana bogazda balık yiyecektik akşam üzeri masamızda kelebekler uçuşacaktı sevgi seline aldırmadan hani gelecektin bana henüz tek kelime etmeden sesinin rengini bile bilmeden mavi sevdalar inat agustosta Ahmet Salih Bak |
Sabah Olmasın
Sabah olmayacaktı belki Ya da sen olmayacaktın Sensizliğimde Biliyorum Biliyorum Sensizliklere bırakmayacağını Gece yarıları Sabahlarım sonum olacak Yıldızlar terkedecek gökyüzünü Sen gidersen geceden Biliyorum Ahmet Salih Bak |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:58 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.