www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Umut Ülbegi (https://www.cakal.net/showthread.php?t=143156)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:42 PM

Suskun aşklara inat
çığlık çığlığa yaşıyorum
içimde büyüttüğüm sevdamı

Sesim
evrende yankılanarak
gidişinden binlerce kat güçlenerek dönüyor
Endonezya'da sel
Tayland'da tayfun
Okyanus'ta deprem
Kanatlarında taşıdığı yükün gediklisi
-Kelebek etkisi-

Aşk için binlerce insan ölüyor
Gerçek aşk hiç ölmüyor

Yalnız aşklara inat
kalabalık yaşıyorum
içimde büyüttüğüm sevdamı

Nefesim havaya karışarak
nefesinle birlikte dönüyor
Amazon'da asit yağmurları
Burgaz'da orman yangını
Ozon tabakasında görmediğimiz delik

Yaşadığını bilmeyen varlıkların seramonisi
-İnsan etkisi-

Hiç için binlerce insan ölüyor
Dünyada iki kişi de kalsa
gerçek aşk hiç ölmüyor

Sensizliğe inat
senli günler için yaşıyorum
içimde büyütüyorum sevdamı
Biliyorum ölüm de var
ama hiç şüphe yok içimde
ölüm
aşkın bittiği yerde

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:42 PM

Ellerimi hazırladım
Gözlerimi de
Sözlerimi sakladım tek

Artık yazamıyorum
yalınayak yürüyerek

Bildiklerimi hazırladım
yanıma aldım
bilmediklerimi de
dünü unutmadım tek

Big Bang
Bak
Dünya bile soğudu
Artık gidiyorum
o resimde küçülerek.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:42 PM

Gidiyorsun
Bak sokak lambaları sönüyor
Beşiktaş'tan kalkan
son saniye gemileri
hüngür hüngür ağlıyor

Gidiyorsun
Sadece göz yaşları kalıyor geriye
bir de sayısını unuttuğum
yolcu edişlerimde boğazıma
düğümlenen kelimeler

Acı
sokağımda
yatağımda
gözlerimde
içimde en derinde

İlkbaharı seviyorum
çocuk bayramlarını
güneş tatlı tatlı içimizi ısıtırken
sevdim seni
yaz sıcağında kavruldu yüreğimiz
kor oldu sönmez artık derken
bir sonbahar günü çalıyor seni benden
Hiç sönmeyecek ateşin alnımda
Gitme
daha erken

Gittiğim her yerde sen varsın
Gördüğüm her yer senin dudakların
Güneşi, yağmuru
Geceyi, gündüzü
Değişmeden sevmeyi sende buldum
Gidiyorsun
Kanıyorum

Gidiyorsun
sonsuz ******* bitiyor
Her şeyi iste giderken
Aşkı, tutkuyu, sabrı
Son ve sonsuz sevgiyi
herşeyi iste
Ruhumu yanımda götür giderken
Sadece
ölmemi isteme benden
seni böyle severken
ölemem ben

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:43 PM

Bugün iki gökkuşağı öldürdüm
ölümü kokladım birkaç kez
ellerimle dokundum
bir yıldıza
denize karşı
Dayanamadım
çaldım onu gökyüzünden
Hep benim olsun diye

Onu gözümün önünden hiç ayırmadan
karanlık *******in baştacı yapabilirdim
kollarını zincirleyip bir köşeye asabilirdim

Ama yapmadım
yapamadım
Aklıma ölen gökkuşağının renkleri geldi
ve ölüm
bu sabah
sadece benim için güzeldi.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:43 PM

Şimdi gidiyorum
çok sevdiğim bu şehri bırakıp
ardıma bile bakmadan kaçıyorum
Yalnızlığımla dolduruyorum içimdeki ıssızlığı
Sevda sancısını örtüyor ayrılık

Hayalini kurduğum sıcaklığın sonu mu geliyor yoksa
uzaklardan esen soğuk rüzgarlarla seni yitiriyor muyum?
Bilemediğim
belki de bilmek istemediğim acıların keskin çığlıkları
yakıp geçiyor gökyüzünü
Umutsuzluğuma umutsuzluk katıyor görmek
ilkbaharları yıkıp geçen sonsuz hüznü

İkimiz de bir tünelin içindeyiz ama sen baştasın
bense çıkmak üzereyim karanlıktan
Seni uçurmak istediğimde gökkuşağının yedinci rengine
yüzünde kaderciliğinin simgesi umursamazlığınla gerilerde kalıyorsun
ben renkten renge dolaşırken bebeğim
sen okyanusta bir taş kadar soğuk ve umarsızca
bekliyorsun sonunu doğan günün ve yalnız gecenin

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:43 PM

Gözlerimi kapattığımda
ne gördüğümü mü öğrenmek istiyorsun
yoksa
aklımdan geçenlerle
yolumdan geçenlerin
ne kadar uzak olduğunu mu?

Kalbim bomboş
Gözlerim kanıyor
alacakaranlık
yapraklarım yok oluyor ruhumun bataklığında

Bedenini yollara salıvermek
ne kadar kolay
sevgini boşluğa bırakmak
ne kadar zor
ne kadar acı

Ölüyorum, ölüm dar
nefes alıyorum
gökyüzüne sor
acı çekiyorum

Hatalarımın yüzüme vurulması
takvim yapraklarında
yanlışlarımın yüzüme tükürmesi
gücüme gidiyor.

Şimdi anladın mı?
Aklımdan geçenlerle
senden geçenlerin
yolumdan çok uzak olduğunu
Anladın mı
gökkuşağının ayak izi.


12 Ocak 1997 İZMİR

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:43 PM

Görüş günü
dört dönüyor akbabalar
seni düşünüyorum
yanıyor demir parmaklıklar

son rüyamın üstünden on altı yıl geçti
parmaklarımdan düşmeyen sigaraların
sararttığı dört duvar
seni benden koparamadı
karanlıklar
son rüyamın üstünden on altı ölüm geçti
yaşam geçti
içimde açılan kapılarda yolculuklar

dört dönüyor akbabalar
yüksek duvarlar korkutamaz
görüş günü
yüreğine hapis çocukların
dönüş günü

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:43 PM

Patika
onaltı kilometre
belli belirsiz tabelalarda
dudakları hiç birleşmemiş
ağaçlarla yazılan şiir

çilingoz

derin ormanın elleri
zincire vurulduğundan beri
vadide huzur
ve soğuk
sahipsiz rüzgarla
ayak sesleri kesilir
zaman durur

denize çıkar bulutlar
karadenize
ve öyle azgındır ki dalgalar
biri kırılmadan
diğeri doğar
seyredalan
güneş yorulur

kırık dökük
bir piknik masasında
mesire yorgunluğunda
iki sevgili oturur

zaman durur
güneş yorulur
gözlere
aşk
vurur

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:43 PM

Siyah elbisenle salınırken
gözlerimi kör ettiğin günden beri
takamıyorum kol düğmelerimi

el yordamıyla bulmadım seni
aylarca bekledim
sözünden dönmeni

gel bul beni
kızıl gökyüzü
deniz mavi
gözlerini kapa ve gülümse
cennette
elimizde ala taşlar
ayamızda yaşlar
başladığımız yerde
sev beni

açamıyorum gözlerimi
kalbim ellerince çalınırken
gözkapaklarımı öptüğün günden beri

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:44 PM

Dükkan açıldığında
önce gün ışığı girer içeri
sonra rüzgar
ilk müşteri kapıda göründüğünde
bütün kuşlar susar

göz kapaklarım açıldığında
o kırmızı ışıkla
gözlerin girer içeri
dünya susar
sen geldiğinden beri
uykumda bile
aşk var

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:44 PM

Bu gece aydınlık benim için
gözlerinde uyuyorum
ve ellerimde küçülüyor gözlerin
bu gece de yalnızım
ama sonsuz bir huzur var içimde
elimi uzatsam belki sıcaklığını tutarım
saatler ilerliyor
bazen düşünceler kirletiyor aklımı
kendimi kurtaramıyorum
o an silkeleyip ruhumu
sana satıyorum
bazen de
dudaklarım aç
dudaklarım mahpus
Portakal çiçeklerine muhtaç
ve ben
dudaklarınla yaşıyorum


02.04.1997

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:44 PM

Masmavi yatak
sıcak
iki rüya fazla görmek için
gözlerimi bırak
gözlerin acıyacak

Aslına uygun
tasarlanmış taklitleri severim
en eski oyuncakçısıyım bu şehrin
oyunu bırak

Gittin gideli
yanıtsız
'seviyorum'lar
yaza kadar
kışlıklarda saklı kalacak

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:44 PM

Dudakların
o renksiz sunakta
adları kan ile yazılan
(c) isimsiz tanrılara
adak mıydı?
yoksa
aynalar gibi güneşi kıran
kumdan kalelerle göz boyayan
serap mıydı?

Düşümde
k(an) ter içinde
yalnız tül perdelerin
ve kar beyaz yatak örtüsünün
şahit olduğu
inlemelerin ardında
yeni açmış çiçekleri
yeni soğumuş bedenleri
hatırlatan mor[g] dudakların
aralandı.
' Giderken çaldığın ışığımı bırak! '

Derin uyku ile uyanıklığın arasında
tenine en yakın yürüyüşümde
söz verdim acınılası dürüstlüğüme
ve ilk kez konuştu yaram
' (gider) sen varırsın yalanken ben '

Gürül gür[ül] saçlarına akardı
ses telleri alınmış şelaleler
yüzün görünmez olurdu
sen ah [sen] ederdin bana tek
ölüm ters dönmektir
dudaklarının arasında
sen derdim
sen ederdin
ben dinler ezberlerdim
s(iz) in dirilmiş aşklarınıza lanet ederken

Dudaklarında
o renksiz sunakta
savaş öncesi kurban edilen
her masalına izinsiz giren
an(ka) sızın
Tenimde yirmiyedi yara
derimde en derinde
sen kal(ır) sın...

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:44 PM

Bir kapı açıldı
müzikle birlikte
yoksa o şarkıda mı duydum
kapının açıldığını
Anlamsız sayıklamalar vardı
ve o eşsiz kadın sesi
Kader
Sonsuzluk
Aşk

Ne kadar zamanım kaldı
Alevli, kristal gözlerin uzağında
sonsuz rüyaların beşiğinde

Gökyüzü ve ufuk
Hayat ve acı gibi
Anlamsız kayboluşlar vardı
ve o eşsiz kadın sesi
Kader
Sonsuzluk
Aşk

Hayatın üç kenarı birbirini tutmayan
üçgeninde
bir kapı açıldı
müzikle birlikte
'Güneşi kaybettiğim için özür dilerim
öleceğini nereden bilebilirdim' dedi toprak ana
Anlamsız bakışmalar vardı
ve o eşsiz kadın sesi
Kader
Sonsuzluk
Aşk

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:44 PM

Öpüşün
bana bakmayın siz
öpüşün
ben şu masum
gökkuşağının renklerini çalıp
yeniden
boyarken İstanbul'u.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:44 PM

İlk aşkım
dimdik duruşum
taze bir yüreğin
beyne verdiği
ilk emir

'sev'dir.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:44 PM

Bana can veren kadın
Bana can veren kadının can verdiği kadın
Bana can veren kadına can veren kadın
hayatımdaki sonsuz üç kadın
ben size uzak
siz inadına birbirinize yakın
uç kuş uç
kon kuş kon
-anlat gözlerimin altındaki kızıl siyah ton-
ben yokken
olmaz böyle son.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:45 PM

Yan yana koydum
iki aşkı
kalpten kalbe göç edemeden
çöktü oynadığım birdirbir...

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:45 PM

Hayalimdeki Sayılar 12 -Oniki-

Ekim ayına
ve koca yıla
can verdin
Sen verdin ve sen aldın ama
bil ki
ağladım
bil ki
oyun bozanlık seninki.

Umut Ülbegi

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:45 PM

On üç
Aşkın ömrünün kehaneti
yok yok
düpedüz kaldırım cinayeti

on dört
o kör bıçaktaki
kandır kan
akın akın akan

on beş
dönüp sırtımı giderken
-ki unut(a) mam zaten
ciğerimi de sök
yüreğime yerleş

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:45 PM

Asansörün kapısını açtığımda
gördüğüm yüz
öldüğüm yüz
güzbegüz

fiyat etiketli kadeh altı
içimdeki en derin yara
buz tutmuş kar-altı

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:45 PM

Elim
kulağım
gözüm
Yürüdüğüm yollardan
koşarak geri dönüşüm
Kararsızlığımın kaynağı
yalnızlığımın
diş fırçamda bıraktığı
çift etki

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:45 PM

Doğum günüm
üç üç
Doğum günüm
uç uç
döne döne uç
bir gün sonumu da göreceğim
-çok yaşa sen-
ölüm
güçten de gülünç!

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:45 PM

Yalandır
görülmemiştir
hiç ufuk çizgisi
nisanda

Papatyalardan başka
örtü de yoktur aslında

ürkütmeden toprağı
üstüme ört

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:45 PM

Ne zordur
emziği bırakmak senin yaşında
bir de benim kardeşimsen
pelinsen eğer

bu kadar acıya da
yalnızlığıma da değer
yeter ki seninle kalsın
gözlerindeki güneş

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:45 PM

İnciraltı
hem de beş buçuktan
aceleci sevişmeler
yorgan altı
Bana altından kalkamayacağım
tükenmez
bir şehir bıraktı.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:45 PM

Eskiden en sevdiğim saatti
yetmiş sekiz
yetmiş bir
içimde iki pis yedili ile
denizleri aşıp sana geldim
yetmedi.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:45 PM

İki yuvarlak dönüşü
birleştirensin
yolların ikiz
dursak da
yürüsek de
koşsak da
bir gün
birleşeceğiz.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:45 PM

Uyumuyorum
uyanamam
gözlerim açık
ilk rüyam
sevişiyoruz
-komşulara özel not-
evde yokuz

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:46 PM

gözlerinden geçen
film şeridine sordum
hangi karesindeyim aşk hikayenin?
iki adım uzaklaşıp
yüzünü ellerinle örttün
bir damla yaş
ayak parmağına düştü
ve bir anda binlerce serçe üşüştü

'ilk değilsin
kelebek etkim
tutkumsun
titreyen dudaklarım olmak
neyine yetmiyor senin'

dudaklarına yöneldim
sözlerini korsanlayıp sordum
hangi hecesindeyim geleceğinin?
usulca dokunup
ıssızlığımı paylaştın
gülümsemen sardı asma bahçelerini
bağları ve hayal tarlalarını
bir üzüm tanesi
toprağa düştü
ve bir anda tüm dünya
dionysos'a dönüştü

'gelecek mi
bereketim
bilemezsin
çıplak dudaklarımdan
tek kelime 'aşk'
neyine yetmiyor senin'

dudaklarında yanan
aşkla kavruldum
haykırıp
kayboldum
içinde
gözlerinin

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:46 PM

Yuvarlak masa
boş bir vazo
iki kirli bardak
tarihi geçmiş otobüs bileti
makas
çakmak ve sigara paketi

Tahta koltukta
düşünce bulutu
sönmek üzere olan sigarayla
dumanlanan ben

Her gece aynı şarkı
'Kaçmayı hayal etmiş miydin?
Kaçmayı hiç hayal etmedin mi? '
Her gece aynı şarkı
çalıyor çalınan yüreğimde

İnanmıyordum gideceğine
aynı yatakta aynı rüyayı görürken
bilmiyordum
yalnız uyumanın
ve
sensiz uyanmanın
acı doğurduğunu
İstanbul ve Cenevre
bir saat arayla
sevişirken

Yuvarlak masa
Dirseklerim çürüyor
kaderin eşitsizliği uzaktan kumandasız
pet şişede su
cayır cayır
ciğerim yanıyor

Her gece aynı şarkı
'Sevmeyi hayal etmiş miydin?
Sevmeyi hiç hayal etmedin mi? '
Her gece aynı şarkı
kanıyor vurulan yüreğimde

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:46 PM

Uykusuz kaldım
hırpalandım
kör dövüştürdüm
yaralandım
yandım
kıskandım
dışlandım
saklandım
yakalandım

Hepsi senin için
(H) için için
çukur kazdım gömeceksin

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:46 PM

Suskun hüzün
ayrılık ertesinde
sele kapılmış
gözyaşlarıyla ıslanan
ve ısınan
soğuk yüzün

acın yemininde saklı
yaran kanıyor
kan kardeşin
parmağında taşıdığın
o en acele sözün

en uzağa
en sessize
en yalnıza
kanatlanmak
yaranı sarmak
aydınlanmak
ne zor!
ne zor kurtulmak

suskun hüzün
ve ona inat
hiç susmuyor
üçüncü gözün

aşk vicdana yabancı
ve yürek
can verirken bile
aşka aşık

en yakına
en sıcağa
en kalabalığa
karışmak
alev alev yanmak
harmanlanmak
ne güzel!
ne güzel yaşamak

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:46 PM

Eskiden müstakil evlerin
arka bahçelerinde aşık olurdum ben
Ağaçlar arasında saklambaçtan bozma öpüşmelerim
dokunmatik körebelerim
uzak yankılarla uzay boşluğunda yol alıyor
Artık betonarmenin resmi izni olmadan
aşık bile olunmuyor
Kapı zillerine kazınıyor unutulan ninnilerim

İstemiyorum böyle büyümeyi
Geri alın horoz şekerimi.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:46 PM

Davullar çalınıyor uzaklarda
bir köy düğünü besliyor çorak toprakları
bir çocuk ağlıyor şefkatten yoksun
yüzü topraktan yorgun

Yaşı gece
gözleri eşkiya ateşinde
bakışları kaçırır köy ışıklarını
bakışları ustura keskinliğinde

Davullar dağlara karışıyor
dağlar sessiz
düğün dağılıyor
halaylar suskun
bir dün alıyor geceyi ki
hasret desem değil
sevda desem değil

Gece keskin bakışlarıyla o toprağın
çocuğunun gözlerinde
Gece ayın toprakla öpüştüğü yerde
Gece içimde

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:47 PM

Tutulduğum
Açıldığım

Bir dağ eteğiydi bedenin
en güzel kokularını biriktirirdi özünde
çiçeklerin
ve bir kuşun kanatlanmasında
yeryüzüne bakışında
dilediği yere konuşunda
Ben vardım

Kilitlendiğim
Çözüldüğüm

Bir kelepçeydi gözlerin
soğuk hissinde metalin
sıcak tenin yakardı sokakları
ve bir gülün soluşunda
toprağa boyun eğişinde
yeniden doğuşunda
Sen vardın

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:47 PM

Nefesinin tutsağı olup
nefessiz kalacağım biliyorum

Gününü yaşayanların içinde
'Chardonnay' tadındadır gece
İlk tutkulu öpücüğün
ulaştığı boyutta
boyutsuz kalacağız biliyorum

Sen ve Ben
Tazeleyen
Sonları düşünmeyen
iki tutkun gezginiz
bir gün yollara tutunup
dönmek istemeyeceğiz biliyorsun

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:47 PM

Cesedi sabah rüzgarıyla

evinin bahçesindeki salıncağın

demirlerinde sallandığında

kimse bilemedi

annesinin mezarından taşıdığını

ayakkabılarındaki toprağı.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:47 PM

Gözlerinin içinde
öyle ışıyor ki gözlerim
gözlerimin içinden geçen
yedi renk ışığı özlemedim

Yürek temizlemiyorum artık
seninle bıraktım gündelikçiliği
seninle bıraktım
deneme yanılma yöntemiyle
uçuca tutturulan
telkin günlerini

İlk kez dönerken sevildim

Heyecanım
heyecanımsın
mutluluktan yıkılıyorum
heyelan olmalısın
heyelanımsın

Gözlerimin içinden
öyle geçiyor ki gözlerin
kalbimdeki delikleri
aç (öp)
aç (sev)
aç (kal)
seninim.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 01:47 PM

Yalnız
aşk
senin
ellerinde
meleğim

ayrılık
benim
incinmeyelim


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:59 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.