![]() |
Fatih arıyorum
Çağlara meydan okuyacak karanlıkları aydınlatacak Asker arıyorum kalemden kılıcı ile karataşı parçalayacak İlim güneşi ile mürde gönülleri kainatı aydınlatacak Gönüller Fatih'i arıyorum kalbimi aşka doyuracak Öyle bir komutan ki İstanbul'dan güçlü sur duvarlarımı Sevgi merdiveniyle aşıp gönül sarayımda sancağını Göz yaşı ile dalgalandıracak erlerin müjdeli komutanı Fatih arıyorum feth ile Yılmaz'ın ihya edecek gönül sarayını Yılmaz Öztürk |
Fukara
Hayat oyunu benim için onbeş yıllık bir masal Anlatarak ömrüm geçti garibim çağalayıp sel Olan göz yaşlarımı akıtıp sevgisimi ettim sebil Umut fukaranın ekmeği aldığı nees oldu zebil Bir yudum su veremyi fakire çok görmüşler Feryat etsede fukaranın halini kim arayıp sorar Fakir aşığı mecnun anlar derman olmaz huriler Aşığın yarası derindedir ab-ı hayat çaresizdir Senin aşkından gayrisi yalan olur fukara aşığa Ferhat taşlara vurdu kazmayı ben taşı ruhunda Arıyorum kalbinde bir yer varmıdır hayat bulmaya Fukara senden bekler şifa yok hekimi Lokman'da Yollar uzun Yılmaz Öztürk |
*******e sığınıyorum
Kaçıyorum herşeyden ve senin hayalinden Gece görmüyor gözlerim karanlığın içinden Gündüz baktığım her canlı yerde sen varsın *******e sığınıyorum kaçmak için senden Ne sevdiğin bellibeni; nede sevmediğin Acı çekiyorum bu merhametsizliğinden Hergün çileliyim hayali gözümde gözlerinin Geceye sığınıyorum kaçmak için gözlerinden ******* saklıyor beni bendeki senden Her gece dertleniyorum sendeki benden Bilmiyorum ne haldeyim gece karanlığından Sığınıyorum geceye kaçmak için hayalinden Yılmaz Öztürk |
Geldim yüreğimi ayaklarına sermeye
Seni içmeye geldim zehrin en zehrinden bitap Sevgiden geçti gönül gülün dikeninde şifayap Olmaya geldim kapında sana etmektir aşkı hitap Derdime care olurmu bunca alim yada tabip Hekimler şifaya sebep derler acaba aşka çare Bulurlarmı gülün dikeninden zehir katre katre Akarken yüreğime panzehiri varmıdır aşka çare Olursun belki diye geldim yüreğimi ayaklarına sermeye Mecnun gibi dolaştım çöllerde bir şifa umuduyla Her ağuyu tadıp kapına geldim sende sen olmaya Aşkınla yanan gönlüme şifa olurmusun manada Diye geldim yüreğimi ayaklarına sermeye Yılmaz Öztürk |
Geleceğini biliyordum
Geleceğine inanıyordum yaşatmak için nazlı garip gönlümü Her an geleceksin her kapım çaldığında sensin gözümü Kapatarak heyecandan seni bekliyorum gelecek gönlümü Sana vererek seni hayalde yaşıyorum kör ederek gözümü Toz duman altında heryer karanlık seni bekliyordu Gözlerim aydınlığa çıkmak için ellerin beni sarıyordu Beklendiğini bilircesine gözlerin gözlerimi ısıtıyordu Kanım aksada mutluyum yollarda beklenen bana geliyordu Yılmaz Öztürk |
Gelirmisin
Seni yaşayan yüreğimden seller çağlıyor sellerime Bend olmaya gelirmisin kuru gülleri yeşertmeye Senin için deste deste güller topladım gönlümde Bahçem solsada yine bana sevgi marmıdır gözlerinde Sala ellerim kavuşmasada boyunumun büküklüğünden hüzünlenip ağlarmısın benim için geçip kendinden Yıkılsamda kollarımdan ayağa kaldırmaya gelirmisin Mezar taşımda senin ismin yazılı olduğunu bilmeden Benim sen olduğumu bilmeden benim için dua Okumaya ardımdan bir tatlı söz ile yad etmeye Meclis kurarmısın sana aşkımı anlatırken mizanda Gelirmisin benim için azabıma ortak olmaya Yılmaz Öztürk |
Gidiyorum
Ayrılıyorum bu şehirden bırakarak umutlarımı Gidiyorum terkederek sende kalan yarınlarımı Herşeye isyan edercesine terkediyorum aşklarımı Sana isyan ederek terkediyorum sokak lambalarımı Görmesin artık gözlerim seni kör olsun bu şehir Sensizliğede alışır bu yürek yaşamdan öte zehir Soluyarak terkediyorum bu şehri çektiğim hep kahır Aşkın ayağımda pranga boyun bağım olsada zincir Yılmaz Öztürk |
Gizemli aşk (Safiyye Makamın alası)
İnsana benzeyenlerde bulunmaz İnsan olmayan insanı tanımaz İnsanlık makamı hayvanda bulunmaz Bu gizemli aşktır avamda bulunmaz Avam olan sanırki herşey fani ölümlü Ölen hayvandır duy ve işit bu sözümü Söz kalıcı olursa yüreğinde aç gözünü Gizemli aşk sarmış yaratılışın özünü Özde yaşa aşkın manasını ve sev Sevilmeyi beklemeden dostunu tanı öv Avamla bir olma avama saygı etme kov Gizemli aşk Allah`tan sen nefsini döv İnsan olduk deme Emmare`den çıkmayınca Aşka düştün sanma Safiyye ye varmayınca Gizemli olanı keşfettim deme tai tatmayınca Sen bilmezsin aşkı, gizemli aşkı okumayınca Aşk oku önce kendini oku İKRA`nın manası Adem`de elbise oldu Ruh toprak gör nedir aynası Aynada yaşarsın görmezsin kendini nedir alası Gizemli aşkta aşkı tattıkça bil Safiyye Makamın alası Yılmaz Öztürk |
Göğe yükselir kelebekler
Göğe yükselirken kanatlarında kelebekler Yeni rengini almış Samet'ten güzellikler Taşır gök yüzüne seyreder şirin melekler Kıskandırır Samet'in renkleri ile kelebekler Bir biri ardına uçuşurlar yer yüzünde Sarı mavi kızıl renklerin cümbüşünde Samet vardır kelebeklerin gözlerinde Semaya yükselir aşıkların yüreğinde Kanat çırparken kelebekler polenleri Neşelendirir Samet ile kainat evreni Tırtıldan koza olan Samet'tir ipek böceği Göğe yükselir kelebekler sanki gökkuşağı Yılmaz Öztürk |
Gökler ağlıyor
Seninle benim büyük aşkımız hiç bitmeyen hayaldi Ama şimdi sen yanımda yoksun terkettin beni Ben seni özlerken gökler ağlıyor aşkımıza İkimiz için akıtıyor semalar göz yaşını Sanmaki terkettin beni ben gidiyorum Bursa`dan Geride kalan neyim varsa bıraktım sana gönülden Gözlerim hala senin gözlerinde akıyor göz yaşım Gökler ağlıyor artık bitti sana olan gerçek sevgim Hiç kimsenin yaşamaya cesareti olmayacak Böyle büyük bir aşkı karşılıksız kalmayacak Bana yaşattığın hüzün seninde gözlerin ağlayacak Bilki gökler ağladıkça senin sahteliğin boğulacak Yılmaz Öztürk |
Göklerde Salınıyorum
İstanbul`dan bir haber geldi dostluk adına Sevinçle çıktım dünyadan kutup yıldızına Göklerde geziyorum tarifsiz bir huzurla Allah nasip etsin bu huzur her kuluna İstanbul`dan gelen bir telefon can verdi Manavgat`a Dünya titredi sevincinden dostluk hatırına Sonsuz şükürler olsun yüce Yaratıcı`ya Göklerde salınıyorum ''GÖKSAL`LANDI Asil dostluk şerefini yaşıyorum göklerde dost tadını Yılmaz Öztürk |
Göklerin hanı
Yine gönlüm hayallerle yıkılır oldu biçare Her yeni merhaba alır benden beni ben avere Bursa akşamında gönlüm hüzünlü gözlerim çeşme Sevmek zor sevilmeden sevgiler ölçülüyor YTL ye Makamsız aşk yada riyasız sevgi sevgiler samimi degil Kalp kurudu gül misali güller yalnız kalmış bübül aşık değil Yılmaz kendi halinde kendinden habersiz yaşıyor sevgisi yok değil Göğün hanı kaybolmuş gökler han arar insan olmuyor melekler han değil Gözler semaları arıyor semada aşk varmı diye sevgiler Göğe çıkmaz olmuş güneş üşüyor ısıtacak sevgiler arıyor Sevgi göklerde han olsa ay kıskanır yalnız kaldı melekler Yılmaz sevgiyle arıyor Göklerin gök hanını sevgisiz kalbinde yaşıyor 11:04:2006 Yaylacık köyü bir acı kaza sonrası Yılmaz Öztürk |
Gönül Feneri
Kırılan kalplerden yansır hicranın sızısı Melekler kederli çilelidir aşığın yazısı A-mu derya nehri akmaz oldu kaygısı Nesimi'yedir yüzülür Nesimi'nin derisi Sorar avam ehli aşk nedir diye gönül fenerinden Yol bulamayanlar karanlıktır rotası gönüllerinden Zehr akar aşklar yasaklanmış yüreği sefil olan Gönül fenerine rota bulamaz sevgisi yalan olan Yılmaz ÖZTÜRK Yılmaz Öztürk |
Gönül kafesi
Herşeyin bittiği anda yeniden başlıyor hayat Nerde nasıl olursan ol kendini yaşa kendine inat Bir doğum günü yada bir sevgiliye yapılan serenat İşte bak ne güzel dostluk düşmanlığa kavgaya inat Hani hatılarmısın birgün gül bahçesinde geziyordun Nerde kaldı asli vatanın nerdedir gönül kafesi özgürlüğün Adem ile Havva değilmidir senin yeryüzüne gönderiliş sebebin Hayat denilen bu yolda seninde olsun bir güzel dostluk ağacın Dal versin yer yüzüne senden bir hatıra olarak meyve Sevgi saygı kalsın gözlerinden yansısın ışık soyun Adem`e Sende yadedileceksin hatıramızda en güzel manevi günlerde Var olmak için gül bahçesinde gülleri kokla ellerini kanatsada Ne kalır insandan geriye bir tebessümden başka hatıra Kimi anılır kendi için köle yaptığı insan onurunuda Satıyordu kendini sevdirmek için yalancı dal kavuklara Herşeye rağmen sen aslınla yaşa aldanma sana alkış tutanlara Yılmaz Öztürk |
Gönül Uslanmazmısın? ? ?
Gönül uslanmazmısın hep çile çekersin Yalan sevdadan usanmadın yanadın için için Bunca hayaller kurdun asil sevdalar aşk için Gönül vaz geç Leyla'dan Leyla aşkı için Aşk ateşine yanarsın ışık yok sevdiğinden Umutlarım tükendi senin divaneliğinden Varırsın yurduna aşkın yok farkın müşteriden Gönül uslanmazmısın Leyla'nın Leyla çilesinden Yılmaz Öztürk |
Gündüzler karanlık sevgisiz yüreklerde
Alemleri seyre daldım ben yine Kimi balık düşmüş yem derdine Bazı insanlar yalan peşinde Dost arar Yılmaz yine kendi halinde ******* aydınlık olmuş sahteliklerle Gündüzler karanlık sevgisiz yüreklerde Dostluk yere düşmüş hayvandan bile Yılmaz sevgi arar kuru güllerde Ay döner kendinden habersiz küsmüş güneşe Leyla`lar mazide kalmış Mecnun bi çare Sevgiler yaşanıyor kalpler bacak arası sadece Yılmaz ecel geldi çattı kapıya bu son demde Güller soluyor her bir yürekte bülbül yalan gözlerde Gözler kanlı kalpler kurbağa kadar değil samimiyette Hak vaki olsada bu yalan dünya sahte cennette Yılmaz sevgiye inanıyor var asil yüreklerde Yılmaz öztürk Yılmaz Öztürk |
Güneşimi Bekliyorum
Şuan gecenin saat kaçı bilmiyorum Gecenin karanılığında sabahı bekliyorum Ellerim boşlukta semaları dinliyor kulağım Yılmaz Azrail ile varmıdır tadı sohbetin Hatırlıyorumda çocukluğumda hayallerim vardı Amacım güneşe inat kalbimle insanı ısıtmaktı Adem oğlunun yüreğini ve en derinde tabiatı Şimdi nerelerdedir Mecnun ile Leylanın aşkı Bu zamanda güller bile zehir kokuyor nereye Gider bu yolun sonu akmıyor aşkın yaşı gözlerde Öfke kin ışık olup parlıyor savaş açmış geceye İnsafsızca güneşe sevgiler yaşanıyor meleklerde Güneşimi arıyorum bulunurmu zakkum çiçeklerinde Gecenin zifiri karanlığında Yılmaz'ıni gönlü hayallerde Sevgi güneşimi arıyorum bulunmazki ecel vaktinde Karani makamında aşkı yaşamak için hayallerimde Bilinmez kaç zehirli nefes kaldı son zamanda Çileli kalp sevgisiz nefesle son anını yaşamaya Güneşimi iyorum Karani'lerin maneviyatında Medet bekliyorum güşimi Azrail'in kucağında Yılmaz Öztürk |
Hakkım
Yıllar yılı hayaller kurduğum sevgi dostluk Aşk benim de HAKKIM derken nasip yokluk Oldu ruhum tarumar umutların yarını için kalk Der yüreğim umutsuzluk HAKKI sevgiye hasretlik Şubat ayazında bahara merhaba çiçekler filizlenir İlk baharın müjdesi ile müjdeler yetim kaldı eller zehir Saçar gönlüme şifa olacak mutluluk HAKKIMIZ nedir Ödenecek bedel huzura giden yolda sana can fedadır Yılmaz Öztürk |
Han Meclisi
Han meclisi yeniden toplandı Seçmek için göğün gökhanını Can tenden kaçıp sıyrıldı Bulmak için yeniden gökhanı Gök kapıları saygıyla açıldı Melekler safsaf dizildi Kalp sevgi buldu seçilince gökhanı Han meclisi buldu Bursa`dan yeni gökhanı Sevilen göğün hanı sevgi timsali Kalbi açık sevene olur dost sevgili Bursa onur duyar var yaşatıyor gökhanı Han meclisi selamlıyor göğün yeni gökhanını Kendini İnsana benzemekle İnsan sanan 21 yaşındaki çoçuğa ithaf ediyorum Yılmaz Öztürk |
Haps oldu
Hapsolmuş yüreğim mazide kalan Leyla Mecnun misali Düştü dillere haykırıyor aşkı kalbim utandırmak için Şirin'i İhanet nedir bilmez sevgiliye canda sadakat eder Ferhat gibi Dağlara meydan okuyor kalbim utandırmak için yalancı sevgileri Mecazdan geçti varacak ulvi aşkın makamı Safiye'de İlan ediyor aşkını Mecnun gibi kendinden geçerde Duyulurmu feryadı bilinmez huzur bulunurmu çilede Haps oldu gönlüm ibret olsun diye satılık sevgilere Yılmaz Öztürk |
Hayali aşk
Bu akşamda yine hayali aşkı özledim Özlemle kendimi yeniden buldum Bir yudum sevgi için yalvardım durdum Ah hayali aşkım sana nasıl kavuşacağım Hergün seni kendimde sensiz yaşıyorum Bir bursa akşamına senin ismini yazıyorum Gözlerim senin için Fırat`ı besliyor biliyormusun Ne haldeyim sen hayali sevgili nerede kimlerlesin Göklerde seni arıyorum melekler senden habersiz Melekler kıskanır olmuş seni yağmur yağmıyor sensiz Alemde kokunu duyuyorum alemden geçtim kimsesiz Nerelerdesin aşık aşkınla harap oldu dermanı yok sensiz Yılmaz Öztürk |
Hemde ölümüne
Sana sevgimi anlatamadım ama Seni sevmiyorum diye aldanma Bilki sana söyleyemedim ama Ölümüne seviliyorsun inan bana İnanıyorsun değilmi sana olan sevgime İster sev beni istersen sevme Vijdanın el veriyorsa çürümeme Yılmaz sevecek seni hemde ölümüne 21 mart 2003 saat 02:15 Yılmaz Öztürk |
Herşey seni anlatıyor
Düşünüyorumda sen nekadar iyisin ve hoşsun Herşey seni anlatıyor ey dünya sen nekadar boşsun Sevgimi,aşkımı, seni anlatıyor güneş; sanki sensin Samanyolu sensin Bir bakıyorum ayda senin kalbin Semalarda yok eşin belkide hiç dengin Renkler aleminde yoktur olamaz rengin Çiçekler seni anlatıyor çiçek sensin Gül kıskanıyor seni güzel olan sensin Sen ilhamsın şairin sevgilisi aşkım Aşıkların hayali sensin göz nurum Herşey seni yaşıyor gören gözlerim Herşey seni söylüyor duymuyormusun Bak yollara düştüm senin hayalinden Derde deva arıyorum muhteşem kalbinden Herşey seni seviyor sevgisi gerçek olan Yılmaz seni sevdi sevgisi taşıyor kalbinden Yılmaz Öztürk |
Hiç gündüz olmadı bu şehirde
Gece yine başladı gündüzlerle yarış var Sokaklar caddelere nistep kendini yaşar Her köşede bir garip boynu bükük ağlar Sanki gündüz hiç olmadı bu şehirde Gece saklar gündüzlerde mahcup görünmeye utananları Gündüzler fırtına öncesi sessizlik ben yürürüm sokakları Sabırsızca beklerim geceyi ben mesken tuttum bankları Öyle bir an geldiki sanki hiç gündüz olmadı bu şehirde Şehirde bir kargaşa sisli sokakalr yırtılır bir nara ile Ürperti kaplar içimi solar bakışlarım sabahı görmekle Şaşar Yılmaz onbeş yıldaha katlanılırmı büyük çileye Çileler matemdir hiç gündüz olmayacak bu şehirde Bir ülkenin bir büyük şehrinde ******* sarar gönlümü Gündüzlerde bıraktım geleceğe dair sevgi ümudumu Sırdaşım oldu sokaklar kaldırım taşları yüklenir hüznümü Bu şehir gündüzlere hasretlik çözermi bu düğümü Yılmaz Öztürk |
Hor görme bizi
Bakma sen garip halimize bizler Vatanı uğruna Allah can verenler Gibi düreğini kalem yapar şiirler Yazarız uyandırmak için bir milleti Meydana dökteriz candan öte canları Hor bakma garip halimize yıkarız İlah'ları Tanımayız Allah'tan başka yalancı batıl putları Vatan sevgisi imandandır sevmeyiz imansızları Kanlarımızı esirgemeyiz vatanımızdan duygularımızı Kendimize söyler dinyelene anlatırız güzel vatanımızı Hor görme bizi bizler ayırmayız ölü uadacanlı varlık cansızı Karşılıksız severiz insanıda Allah için nazlı vatanımızı Yılmaz Öztürk |
Hoş geldin Bayram
Bugün Bayram geldi yüreğime şen olsun Huzur bulduk insanlara kutlu mutlu olsun Sevinsin çoçuklar anne babalar gülsün Sizde sevinin Bayram`larda bayram olsun Kar tanesi gibi beyazlar kaplasın heryeri Akan göz yaşları sevinçten olsun eseri Bayram geldi gülsün çoçukların gözleri Hoşgeldin sevgili Bayram mutlu ettin bizleri Yılmaz Öztürk |
Hüzün çöker gönlüme
Akşam olunca bir hüzün çöker gönlüme Nemlenir gözlerim hayal düşer gönlüme Medarı iftihar etmekir yarin gözlerinde Akşam kızıllığında dereler sel olur gözlerimde Saatler bitmek bilmezken gün başlar Kararmaya varmıdır benim gibi akıtan yaşlar Onbeş yılda heceler düğümlenir kelimeler Dualarım göz yaşalrımla İsa gibi göğe yükselir Akşamçökerken karanlık gündüze Vuslat hayali kaldı başka mevsime Uludağ'dan bulutlar çıkar zirveye Bulutlarla yoldaş olmak düştü gözlerime Saatler biribiri ile yarışırda vuslata Vurmaz dakikalar her nefeste umutla Bir dahaki akşam hüznü var sonsuzda Akşam hüznü ile merhaba yeni hüsranlara Akşam olunca bir hüzün çöker gönlüme Nemlenir gözlerim hayal düşer gönlüme Medarı iftihar etmekir yarin gözlerinde Akşam kızıllığında dereler sel olur gözlerimde Yılmaz Öztürk |
İnadına yaşamak
Ölmek busedir bize veda değil ayrılmaktan öte Vuslattır sevgiliye beden gider aslı topraktır Han otağında dervişler hal ehli manada candır özge Ruhlar ölümsüzdür Muhammed'in nurundan bir parçadır Dostluk bedenin manevi şifasıdır anlamı sende ötesende saklı Turan olsun insanda idealin Turan birlik demektir dikenleri Orağın kırılsada ellerinle yol gülden ayır ayrık otlarını sevda bağında Sevil-mesende sevgiye nizam ol dost doğru yolun elbet Allah katında Ölüm o an sana şifadır yeni hayatında hesabın terazide Tartılırken şen olur can dostun sancağında bulunca gölge İnadına yaşamanın hazzını hissedersin başkasına feda etmek Ne güzeldir kendini keşke dersin daha fazla uzun ömrüm olsa HAY ile nefes alıp HU ile nefes vererek canda yaşamak Terazide Sevil-lip insanda Turan olmak keşke ömrüm olsa Allah adı ile yaşamak Allah'ın sıfatları ile sıfat bulup Kendini terkederek Hak dersin insanda insan olup Manada inadına yaşamak Allah yardımcıdır bilirsen Derman arama derdine derdin zati dermandır görürsen Her canda bir fark manada bir insan hepsiaynı soydan Unutma Allah yarattı kainatta ne varsa hepsi Allah'tan Soracaktır sana ne ile geldin bana benimiçin ne yaptın Diyebilirmisin demelisin ya Rab senin için bircanlıyı sevdim El uzattım sonsuz evrende sona doğru yetişirmi bilinmez ama Ben yaşarım inadına herdaim Allah için severiz Allah var duada Yılmaz Öztürk |
İnciler buldum
İncileri denizde aramak boş avare bak dostun yüreğine Ne inciler bulursun bulunmaz okyanusta ve denizlerde Nice seneler gezdim dolaştım yanız başıma çöllerde İncileri buldum samimi insan makamı dost yüreklerde Gah çöllerde serap oldular yüreğime bazende bir şifa İnsan olan anlıyor halinden inciler nerde diye sorma Sen bak insanın tertemiz olan insan olur Allah katında İncileri buldum beni sen yapan dost senin asil kalbi makamında Yılmaz Öztürk |
İnsan arıyorum
İnsan arıyorum yüreği sevgi dolu Samimi dürüst dostluğu İnsan arıyorum uzatacak şefkat kolu Varsa can fedadır Yılmaz`ın boynu Hayalleri süsleyecek makamı insan Yalanı olmayan kalbinde merhamet taşıyan Terkedecek benliği varmı böyle insan Ondört yıldır uzattım dost elimi tutan Özünde Yunus misali karşılıksız seven Yaradılanı hor görmeden saygı gösteren İnsan arıyorum maddeye tapmayan Varsa bu can yoluna olur kurban Yılmaz Öztürk |
İnsan olanı
İnsan olanı Bir selamla kuruldu gönül bağı Neşe dolduruyor tebessümle her anı Sende ol insan gibi samimi ve saygılı Kimdir dersen arabul insanın insan olanını Vardır onda güzellikler öfke ve kinden gayri Çok kolay bulunmaz eşi sevgiden dostluktan ayrı Yalansızdır onun sevgisi dostluğu ve aşkı Karşılıksız sever sevdiği insan gibi insanı Bir ol özünde sözünde insan misali İnsana yakışmaz hayvan makamı Sen asilsin sakın olma köle uşağı Mertliktir insan olmanın manası Karşılıksız sevmekle varılır insan makamına Yalansız olmadan insan olunur sanma asla Terk et sende sevmeyen kalbi sana olur bela Var git dostum sen insan olmanın tadını yaşa Budur duygusalın tavsiyesi kendine ve sana Yılmaz Öztürk |
İnsanlığa davetimdir
İnsanlığa davetimdir aşk vede yalansız sevgi Sevgide olmasın hüzün ve acı göz yaşı Kainat varedildi hatırına nurlu sevgi Erler han olur yaradılış hatırına Han makamında saygı ve samimi aşk var Erler han otağında lisanı aşk ederler Gökler kapılarını dosta sevgiye açar Erler teslim oldu sevgiliye sadakat var Sadakat su misali abı hayattır aşka Sel olup taşsada zarar vermez kainata Erler han makamında dürüstlükte aynı safta Aşk var olacak edebiyen gönlü insna olanda Yılmaz Öztürk |
İnsanlık
İnsanlar yalan olmuş mertlikler Bedenini satıyor insana benzeyenler Kiminin gözü para paraya satılıyor erkekler Herşey sahte dosluklar hayvan olmuş insancıklar Sözleri çıban gibi zehir olmuş dilleri Hayvandan beter olmuş insan yürekleri Pazarda satılıyor yiğitlik hikayeleri Mertlikler satılır olmuş ********lere Pespaye sevgiler diken dolu gülleri Güller pislenmiş insan beyinleri Kalpler bacak arası sevgileri Özlüyorum Ferhat ile Şirin`leri 30 Eylül 2005 Saat:01:55 Yılmaz Öztürk |
İnsanlık 2
İnsan bu kendini bozmuş şeytan gibi Heryerde dolaşıyor çakal kardeşleri Biraz yal için sömürüyor sevgileri İğreniyorum insanın yalan olmuş duyguları Herkesi kendi gibi aşağılık sanar Utanıyorum insanın hali perişan Tek derdi midesi şeytana tapar Yoruldum dostluk ve insanlık sevdasından 30 eylül 2005 Saat:02:20 Yılmaz Öztürk |
İnsanlık bulsun artık huzur
İçimde hem bir sevinç hemde bir sızı var Ben mutluyum ama acı çeken birileri var Acı çekenler var iken mutluluk yarım kalıyor Ben çileye razıyım İnsanlık bulsun artık huzur Bireylerin acısı topluma yeter insan olan için İnsanlıktan bihaber olan dünyada yaşar kendi için Derman olmaktır maksadım çilede insanlık için Ben dert çekmeye razıyım İnsanlığın mutluluğu için Sev sevgi beklemeden iyilik insana insandan Karşılısız olmalı sadakat makamı insanın Sen sev sevilmesen bile birgün sevileceksin Ben çileye razıyım sen mutlu ol diye cancazım Yılmaz Öztürk |
İnsanlık Tadında
Bindokuzyüz seksen gönderildik dünyaya Maksadımız sevgi sunmak insanlığa Çıkarsız aşk var dediler insan oğlunda Bende nasiplenmek istedim İnsanlık tadında Bazen bir yol kenarında bazen bir meyhanede Buldum İnsanlığı yapayalnız ve boş avare Kendini tüketen gördüm rpespaye Dostluk var dediler insanın yüreğinde Yolculuk vakti dediler içimde hüzün yine Teselli bulduk bir kaç dost yüreğinde Şükürler olsun alemlerin Rab`bine Hala iyiler bulunuyor yer yüzünde Kimseye etmedim şikayet kendimden başka Hatamı aradım yıllara meydan okurcasına Nerde kusur ettikse af dileriz insanlık tadına Duamızdır göz yaşı sevinçten aksın tüm canlılarda Yılmaz Öztürk |
İnsanlık Utanmadı
Elbruz dağı bir masal değildir kahramanları Herbirinde bir iman hepsi aslan parçaları Öncü kuvvet İmam Şamil Hacı Murat'ları Sanmaki hayaldir yaşandı acı hikayeleri İnsanlığın akıtılan kanla değer kazandığı bir çağda Herbir insan benzeri çakal yaşarken yuvalarında Asil bir millet yaşıyordu Kafkasya'nın şirin dağlarında Nedeni bilinmeyen bir sis bulutu belirdi Kafkas'yada Ortalık toz duman heryer karardı biranda nasıl neden bu Tamtamlar neden çalıyor bilinmezken salyalarını kustu Gücünü ispat etmek isteyen zalim Çar'ın Rus ordusu Akıtılan kanlarla dereler cesetlerle yeşil ovalar doldu Böyle bit kara yirmibir masyısta gemiler yanaştı limanlara Kıyı Şapsığ mahşer yeri ağlayan çoçuklar ana kucaklarında Aç susuz kuru tuz gemilerinde hayvanlarla aynı kamaralarda Sürgün ediliyordu insanlık utanmadı ve utanmıyor halada Yılmaz Öztürk |
İsa mucizesi
Sana gelsem yalın ayak gözlerimde iki damla yaş kabul edermisin yüreğimi. gecenin zifiri karanlığında kehkeşanlarla yarışarak sana gelsem kabul edermisin gözlerimi güneşten önce doğup güneşi ısıtarak bir selam ile merhaba desem karşılık varmıdır merhabalara Ah sevgili aramızda zamandan uzak zamanlar var yıllara meydan okurcasına kainatlar var kainatları birer birer yıkıp sana gelsem elimden tutarmısın İsa gibi göklere çıkıp mucizelere vesile olsam Sana garipaşıklar gibi tebessümle boyun büksem Musa gibi firavun yüreklilere meydan okusam İsa mucize meydanımı kabul edermisin Akan her damla suda zerre zerrede katre olsam Dudakların çatlasa susuzluktan su diye beni içermisin Öyle bir an gelseki sadece sen ve ben gözlerim Senden başka gören ne varsa bırakıp dünden Yarınım ol diye sana geldim hoş geldin dermisin Bu aşk çileli yorgun vede zor öyle bir aşk ki yangınlardan dahada har Yangınımı söndürecek İsa mucizesi olurmusun İsa mucizesine hasret gönlüm mucizem olurmusun Ey sevgili hayat bir damla yağmur yağmurda iki melek Her melek bir defa iner yerden kaldıran olurmusun felek Yılmaz Öztürk |
İsmini sayıkladım
Sana anlatmasaydımda sen biliyordun sana duygularımı Ne çok sevdim seni son baharda güller açmaya hazırdı Sana olan aşkımla ankanın gözleri görmeye başladı Bir sana anlatamadım imkansız aşkımın yüceliğini Sokaklarını gezerken sensiz Bursa'nın adımlarımla Sayıkladım ismini hece hece ezberlettim her canlıya Bir sana anlatamadım göğe yükselen aşklar varda İsa nedir aşkın gayesi aşkın anlamı yolculuk hep sana Sana yürüdü yüreğim basamakları sana ulaşmak hayali ile Şimdi neredesin nasıl yaşarsın ben sana muhtacım özlemle Yanıyor yüreğim sanma senden başka çare vardır gönlüme İsa gibi çıkmak istedim sana olan aşkımla sonsuz göklere Yılmaz Öztürk |
İsmini siz koyun
Yeşil ovalar aştım Nil nehri suyundan içtim İnsan içinde insandan geçtim Adam olanı bulmak için kendimden geçtim Mazide mecnuna dost oldum nesimi gibi derimi yüzdüler Ferhat'la kayaları parçaladım da İnsan denen nesnenin kalbinde yer bulamadım Mertlik pazarda satılıyor alan bulunmaz Aşk kadehlerde meze dürüstlük yetim kalmış İtibar edilmez söze sadakat çöplükte yaşıyor Yalanlar sevgi diye sunulur Söyleyin nasıl inanayım sözlerinize Yılmaz'ı aldatmak herkesin marifeti Denizde rotasız yolum sevmeyi bilmez yosunlar Çile dert değil bana sevmeyi unutan ahmaklar Ne bilsin yüreğimi serdiğimi ayaklarına Yılmaz Öztürk |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:34 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.