![]() |
Ezilen Yürekler
Bir bahtı karalar kervanın da Çıkmışız, düzenin, düzensiz yollarına, Ezilir gider yüreklerimiz, Yaşanmamışlığın kahrın da Sevmeyi biliriz, biliriz de yaşayamayız Bir merhabayı özleriz Bazen bir öpücüğe hasrettir, Kurumuş dudaklarımız. Hasretin pençeleri geçer zihnimize, Vuslatlar başka baharlardadır, Endamlı bir hayatı biliriz, yaşayamayız, Acılar bir kara kefen gibi sarmalar ruhumuzu, Bir mum ışığı, bir umut ışığı bekleriz. Neylesek bitmez bu kahırlı uzun yürüyüş, Sessiz bir çığlık oturur hançeremiz de, Açılır ağız, kıpırdar dudak, bir türlü yetmez nefesimiz. Sen ey asırların kahırına dayanmış yürek, Çırpınır durursun kafesin de bir kuş gibi Bu benim kaderimdir diyerek, Kuşatmalar altındasın, ne zaman uyanacaksın, Avlamak için bekliyor, karşın da sinsi engerek Böyle yaşa, böyle konuş, böyle seviş, Dayatmalar, kurallar, prangalar, Virane yürekler alınsa bile payandaya, Payandalar, destekler, kar etmez bu yüke, Üzülür, ezilir gider bu yürek. |
Fal
Fallar da arama benim geleceğimi Fincan dibinde ki telve ne söyleyebilir ki Bir pişirimlik cezve de umutmu kaynar Soğumuş fincanla tabağı, kader mi yıkar. Bakla falı, çay falı, kahve falı, Geç yavrum, geç bunları, Karşın da oturuyorum baksana Fincanı değil, yüreğimi okusana. Söyle ne beklediğini fallardan, Anlatayım sana, en tatlı yalanlardan, Bırak, cezve, fincan, telve, ora da kalsın Fallar da arama gerçekler de varsın. |
Fasıl
Faslı muhabbete devam güzelim, Benimki son fasıl, Sevdanla meşgul yüreğim, Sen dostlarınla takıl. Neşen daim olsun, Dökülsün meyler, Üflensin neyler, Boş ver, Darbı mesel, Benim sözler. Gez eylen, şan olsun, Kadehine sefam dolsun. |
Fen-Edebiyat
Şairleriz biz,hayaller satarız Matematiğimiz bir Türkçemiz dokuz Edebiyatta varız Fen de yokuz Fenciler ışık yakar Doğaya çivi çakar Bizimse yüreğimiz ışık saçar Fenci olmazsa,olmaz yapı Bizlerse hayal satarız gönüllere Kapı, kapı İnadına yazın durmayın Görmeyi öğretiriz,bakanlara Su taşırız yüreği yananlara Renkler bizimle anlamlı Sevdalar bizimle bayraklı Şair dolmalı evrenin içi Hayalsiz bir evrende Ne işe yarar matematikçi 2006-Ankara kimseyi kırmak değil niyetim yanlızca şakaydı hedefim |
Feryat
Nerede benim zeytin ağaçlarım, Turunç, şeftali, zerdali bahçelerim, Tahta iskelesinden ekmek attığım, Binbir çeşit balıklarım. Hangi yöne baksam, Görebildiğim tertemiz deniz, Utanmadınız, Onuda mı betonla perdelediniz? Oynaşan martılarım, Neşeli çığlıkları ile, Deniz kuşlarım, İstridyeler, midyeler, Deniz yıldızları, kestaneler, Bunlarıdamı yok ettiniz? Bütün yaz şarkılarını dinlediğim, Ekabir ağustos böceğim, Göç etmiş, yok artık ada da, Anladımki, Doğa, Kuşadasında yasda. İnsanım diyen insanoğlu, Yazık, yazıklar olsun sana, Acıdır doğanın intikamı, Sakın unutma, Şimdi otur tek başına, Betonlar arasın da. |
Fırtına
Güneş bulutların ardında saklamış kendini Bir toz bulutu sarmış etrafımı Gözlerimde acıtan kum tanecikleri Kafatasım içinde kaynayan beynim Karma karışık Zakkum çiçekleri gibi rüzgarlarda salınıyorum Yapraklarım bir yerlerde sürünüyor, bir gökte. Bunca yılın yıpranmışlığı, yorgunluğu Direnmekte hala. Durulsa artık bu deli yürek çarpıntıları Böylesine acımasız esmese rüzgarlar Dalgalanmasa enginler gibi aklım. Yüreğimden sızan kan ulaştı ayaklarıma Akıyor usulca toprağa can suyum Tükeniyorum. Yürü diyor içimdeki çığlık yürü Ardına bakmadan yeni fırtınalara doğru Ama ve nasıllarınsa cevabı yok Bir çam kozalağı gibi düştüğünde dalından Şahrem şahrem yarılmayacakmı ardındaki yürekler. Kimse böyle olsun istemedi Sevdamdır, gönlümdür söz dinlemeyen Yaşamımın son deminde çizdiğim üçgen İç açılarının toplamında hapsetti birden. Dağılsa toz bulutlarım Toparlanıp durulsa aklım Çareler arar dururum Ararken yoruldum, kendi içimde boğuldum. Yeniden güneşi görebilsem, sıyrılsa bulutlardan Merhaba yorgun adam, merhaba dese Çıkarsam cebimdeki çocukluk umutlarımı Zakkumlar yeniden çiçek açsa birer birer Kanamasa yürekler Kan sızmasa ayaklarımdan toprağa Yürüsem çağıran sese Kimseleri acıtmadan, incitmeden, üzmeden Mümkün mü? Mümkün mü ulaşmak acaba? Günlük güneşlik sabahlara. |
Fikrimin Çekirdeği
Gündüzlerim eksiliyor durmadan *******imse çoğalmakta Aydınlığım azalırken an be an Karanlığım artmakta. Ruhum sıkıntılar penceresinden Kahır kaldırımlarına bakıyor Sensizliğimin zehir zıkkım vurgunlarını Şarkılarınla doldurmak istiyorum Sesini arıyorum bütün şarkılarında Duyamıyorum. Fikrimin çekirdeğini kurcalıyorum Önce yüzün, saçların, dudakların Sonra güzel gözlerin geliyor aklıma Beynimin hafıza kutusu seninle dolu Boşaltamıyorum. Bir hıçkırık duyuyorum uzaklardan Hıçkırıklarıma karışıyor Gözyaşların ırmaklar gibi gelip Gözyaşlarımla buluşuyor. Ağlama Ağlama gönlümün mükemmeli Çaresizliğimizin hüzünleri, kederleri Güzel gözlerinden fışkırıyor İkimiz de kahır ve acıyı tanıyoruz Bir alev iklimi altında Kavruldu kor oldu yüreklerimiz Özlemin arttıkça kabuslarım artıyor Zindanlarındayım bu şehrin inan Gündüzlerim eksiliyor durmadan *******imse çoğalmakta Yokluğundan. |
Firari Aşıklar
Karanlıkların firari aşıklarıyız biz Kırık hançer gibi yüreklerimizde parlar Kentin karanlıklarında sevgimiz Hangi kuytuya sığınsak saklansak sevişmelerimize sığıntı bulamıyoruz. Gözlerin en kuytuda ve en ıssızda Gözlerimle sevişmeye kalksa Küçülten hain bakışlar yakamızda Unutulmuş düşlerimizi, kırık dökük ümitlerimizi Yeniden yaşatabilmek için çıktığımız yolda Uğruna kafalarımızı satırlara uzattığımız Bu deli bu çılgın ve de gizli sevdamızı Yaşamak denilen abuk güncede yaşatamıyoruz Filizleri koparılmış gövdeleri kalınlaşmış Akasyaları gibiyiz kent sokaklarının Dünü yoktu ki yarınları olsun bu şehrin aşklarının. Karanlıkların firari aşıklarıyız biz Işıklar ve neonlar gözlerimizi acıtıyor Gün ışıdığında ise gerçeğimizi aydınlatıyor. İki meçhul gölge gibi usandım dolaşmaktan Görünmezlik telaşlarında ezildi yüreklerimiz Bulvarlar kalabalık caddelerde insanlar Aşksız sevgisiz sevimsiz. Karanlıkların firari aşıklarıyız biz Açığa çıktı acılarımız, hüzünlerimiz, sevgimiz Anlaşıldı cancağızım Biz bu kentide terketmeliyiz. |
Foça/ İzmir şiirleri (1)
Senin baban ölmüş, Can Yücel, Öyle diyorsun bir şiirin de Benim de Anam yok biliyormusun? Anasızlık ne demek, Anlıyormusun. Ben her köşe başında, Duraklarım, ağlarım, Nerede bir analı çocuk görsem, Kıskanırım, yanarım, Bilirim, Bütün analar benimdir ama, Yine de özlerim Ağlarım anama.. |
Koşma çocuk, koşma,
Şekermi dağıtılıyor sandın, Dağıtılsa da Hayatın şekerini yiyemezsin, Biber sürerler ağzına, Anlamaya çalışma, Çözemezsin. Acılar ve tatlılar karışımı, Bu dünya, Bir çay kaşığı bal verir, Bir kepçe dolusu acı yedirir, Nedenler ve niçinler içinde, Bocalar, koşuştururken sen, Perde iner, Hayat biter. |
Çocuk,
Şair sanarsın beni, Oysa ben, Şair olamadım, Karalamacıyım, Satırları karalarım, Ama, İnsan hayatını, Asla.... |
Yaşam kendini sorgulatır,
Arada bir aynalara bak, Gerçek sanarsın, Bazen gerçek bazen sanaldır. Seninmi şeklin değişir, Aynalarmı değiştirir şeklini, Bilemezsin. Bir yorgun gecenin ardından, Bakarsın aynalara, Bu benmiyim dedirtirler sana, Bakakalırsın, Tanıyamazsın. Sonra, Uyanırsın mutlu bir sabaha, Yeniden bakarsın aynalara, Şekilmi değiştirmiş, Seninmi şeklin değişmiş, Algılayamazsın. Yaşam sorgulatır kendini, Yaşamaksa aynalarda seyahat, Bir yudum su içersin elinden, Bin damacana tükürttürür hayat. |
Çocuk...
Öyle sevdim ki seni, Bazen aydınlattın, Bazende kararttın yüreğimi, Evlatmıydın? Dostmuydun? Arkadaşmıydın? Karıştırdım, bilemedim. Kolayım da, zorum da, Koştun girdin koluma, Yoksun sandığım anım da, Var olursun yanım da, Bilirsin bütün hayal ve düşlerimi, Açmışım sana bütün yüreğimi, Ben kendimi bildim bileli, Yeğen deli, Dayı zırdeli... |
Foça/ İzmir şiirleri (3)
Sen hiç ağladınmı? Gözyaşlarını akıttınmı yerlere? Ağladınsa böylesine, Silenin varmıydı? Acılar denizi gibiydi yaşamımız, Hüzünlerse küreksiz sandalımız. Takıldık ama, Yinede düşmedik, Kahırları, Yüreğimizde erittik, Okan Becerik, Galiba, Biz bu hayatı beceremedik. |
Kimleri andık?
Kaç kişiyi aradık? Kaç telefon numarası çevirdik? Bir türlü, Hayatın numarasını çeviremedik, Üç kadehte beş kişi, Beş kadehte yirmibeş kişi, Bir günah gibi, Sevdalarımızı sayıkladık. |
Parmagımda ki alyansın ışıltısı,
Yüreğimin parıltısıdır, Derlerse ki, Alyans imza nedir ki, Derim ki, Mühürdür, Yüreğime basılan. |
Biliyorum,
Yarın doğum günün, Esin, Resimlerine devam edecektin, Paleti, fırçayı terkettin, Karşımda, Sanki bir matematikçiydin. Bölünmüştü yüreğim, Sendeydi yarısı, Gözbebeklerinde sevgim, Avuçlarında yüreğim vardı, Böldün, Çarpıp toplayamadın, Bütünlemeye kaldın, Realiten romantizmi boğdu, Sevdamı anlayamadın. Tercihin kuruşların peşinden gitmekti, Gittin, Şaşırmıştım, inanki ağlayamadım. |
Foça/ İzmir şiirleri(2)
Zırva ise bunlar, Kayda geçmesini, Sen istedin, Sarhoş muhabbetide sayabilirsin, Ama yaşadık biz bunları be yeğen. Umurumuzdamıydı bu dünya, Boşvermişliğin peşinde koşarken, Zehir zıkkım gibi bir hayatı, Bal eyledik avuçlarımızda sıkarken, Biz iki gönül serserisi dayı ve yeğen, Hayatın ensesinden tuttuk, Ensemizi karartmadan. |
Foça'da balkon sefası,
Ayın şavkı vururken, Şalgam suyuna, Karşıda deniz, İnci mercan, dizi mercan, Rakılar kadehte, Mercan, Dört dublede kapattık hayatı, Geceyi dinliyoruz, Olabildiğimizce sessiz, Balıkçı motorlarının pata, pataları, Gençler sahilde elele, Yüreklerinde sevdaları, Şen olasın Foça sahilleri, Buradan dayı ve yeğen geçti.. |
Bir gün terk-i diyar edersem,
Asla, Ağlama, İstemiyorum üzülmeni, Çocuk, Biliyorsun beni. Ne umdum ne buldum, Nerelerde kimlerle yaşadım, Coşkuyu soludum, acıyı kaşıdım. Hayatım bazen roman, Bazen kısa hikayelerdi, Bana sorarsan, Harika bir şiirdi, Dünya ise, Senin meşhur tabirinle, Umurumda bile değildi. |
Gece
Gece..... Saat iki on beş Uzaklar da bir tren sesi Sonra sessizlik İçim de kahreden sensizlik Yavru bir köpek gibi ağlıyorum Bağrıma raylar döşeniyor Sana gelmek istiyorum Yüreğim elim de Gelemiyorum. Sigara paketim de Kocaman bir yazı Öldürür Öldürsün Sen Süründürüyorsun. |
Gece Yürüyüşü
*******den bir gece yine, Gerginim sıkıntılıyım, Ellerim ceplerimde Sokak arşınlamaktayım, Boyuna, Boylamasına, Gündüzün ısısı, Gecenin buğusunda. Dilim suskun, Gönlüm sebepsiz kırgın, Sessiz geceyi dinliyorum, Yorgun argın. Yol boyunca evler, evler, Işıkları yanmış, Perdeli pencereler. Işık içindeki perde gerisinde, Kimbilir ne dertler ne hüzünler. Birden ambulansın geceyi yırtan sireni, Koşuşturan, haykıran, ağlaşan, Hasta yakını sesleri. Sıkıntım daha da artarken, Çocuk gülücükleri açık pencereden, Aniden neşe fışkırdı sanki, Ruhsuz geceden. Neden acı yüklüdür *******? Karanlıklarda büyür ve uzar, Bütün küçük ve cüce gölgeler. Gece gündüze dönüşünce, Gün gün ışığı ile sevişirken, Aydınlıklardamı çözülüyor her bilmece? Yalpalayarak yürüyen sarhoş, Geceye atıyor çılgınca nara, Düşünüyorum, Gam kasavet böylemi çıkar acaba? Köşe de üç gariban belki de serseri, Gündüzün değil, Bunlar da gecenin eseri. Evlerin birinden yükselen bir şarkı, Vücud ikliminin sahibi sensin, Duygu denizinde boğuluyorum sanki, Sırtımı verip yüksek duvara, Terennüm ediyorum bu güzel eseri, Yıldızlara göz kırpıyorum, Hacı Arif beyi dinliyorum. Teşekkürler ışıklı, ışıksız pencereler, Asıyorum sıkıntımı geceye, Evime dönüyorum. |
Gececi şair
Nedensiz gece yazılır bütün şiirlerim, ******* gibi karanlıkken içim Birden dökülüverir ardı ardına mısralar Düzeltmek isterim, Bırak, böyle kalsın der yüreğim. Özenirim büyük ustalara, Aruz, hece, kalıp, biçim, Varmaz bir türlü dilim, elim, Gündüzleri yazsam derim, Bu sefer de kamaşıverir gözlerim Neylesem boş Galiba ben, Hececi değil, gececi şairim. |
*******in Ötesinden Sesleniyorum
*******in ötesinden sesleniyorum Duyuyormusun? Eminim duyuyorsun, Gülümser mi yoksa Gözbebeklerime asıp gittiğin İçime içime doğru bakan gözlerin. Sevdana yaktığım her ağıt Çığlık çığlığa ulaşmalı sana Ayaklarım uğrayamıyorsa Yaşadığın mekan'a Dinle ve ağla ağıtlarıma. Reddin aşılmaz setler çekmesin Sen benim tam canevimdesin Yüreğin yorulup tıkandıysa sevgiden Bırak engelleme beni Sevgim ve şevkatimle doldururum yeniden. Ah benim gül yüzlüm Ah benim iki gözüm Başka ne yapabilirim. Anıları yanıltma çaban boşuna Yorma kendini, bırak uğraşma Kirlenmemiş seven soluğun içimde Her aldığım soluk yeniden yeniden Taşıyor seni bütün hücrelerime. *******in ötesinden sesleniyorum Duyuyormusun? Vapur düdüklerine seslenişimi Martı gözlerine bakışlarımı Avuçlarına terimi bırakmıştım Kızamam sana imkansızım, kızamam Vapurları yak, batır yok et Martıların gözlerini oy çıkar Avuçlarından terimi kazı istersen Sür çıkar şehrinden adımı Ben zaten vaz geçmişim kendimden Ama gül yüzlüm Bilmelisin Senden asla vaz geçmem, geçemem. |
Geleceğim
Sen orada ağlamaklı beklemelerdesin Yolumu gözlemektesin pencerelerde Bense burada ayrı perişan Yapraklarını döken ağaçlar gibiyim Yüreğim ateşinin yalazlarıyla oynaşır Ellerimse sensizlikten buz tutar. Eflatunlarım kayboldu Sende mi kaldı acaba Bulursan haber verirmisin Allah aşkına Birtek gözlerinin yeşili kalmış Renk paletimde Geceyi boyamaya başladım Ortalık yemyeşil bir gece. Bu günde büküldü boynum Bir kuş uçumu yoldu üstelik Deliler gibi gelmek istedim Gelemedim. Deniz kokan yollarına Sarılmayı bekleyen kollarına Lodos yemiş balıklar gibi Atılsam dedim Çok istedim Gelemedim. Kısmetimizde bu günde yine Hasretin dayanılmaz acısı var Bekle minik serçem Hele bitsin şu sonbahar Göğsünde uyumaya Yine geleceğim yar. |
Geleceğim Üzülme
Ağlama birtanem, üzülme, Alışmalısın, Kalsın, Son kadeh sehpada Dökme, kaldırma, kırma, Balığım bayatlamadan, Rakı ısınmadan, Geri geleceğim, Sevdiceğim, Saksıdaki çiçeklerin, Merhaba derken güneşe, Kapını tıklatacak elim, Sabahın serinliğinde, Geri geleceğim. |
Gelirmisin
Yağmurların yıkadığı Rüzgarların savurduğu Bir çılgın Bir deli çocuğum Baharların peşi sıra Gitsem diyorum bu mayıs Gidersem Gelirmisin |
Gidersem gelirmisin
Dinle sevgili, Silsem bulvarlardan, Bütün ayak izlerimizi, Dolaşsam, Şarkılarımızı çalan barları, Toplasam bütün notaları, Gittiğimiz sinemaları, tiyatroları, İkimize açılmış geçmişteki bütün kapıları, Kapatsam, Unutsa bizi bu şehir, Bu kıskanç insanlar. Kaçarcasına gitsek birdenbire, Habersiz, sessizce. Dilimizi bilmeyen yerlerde, En kalabalık saatlerde, Kıskanılmadan, göz göze, el ele, Dolaşsak tasasız, umarsız, Her solukta sevgi, Her busede aşk, Bütün tabuları kovsak, Olabildiğimizce özgür, İnadına sevdamızı yaşasak, Ne dersin, sevgili, Ne dersin, Gidersem bu şehirden, Peşimden gelirmisin. |
Gidiyorsun
Yine akşam yine hüzün Ateşler içindeyim Gözümün önünden gitmiyor yüzün Sabahları beklemekteyim. Geçici de olsa gidiyorsun Bu ne demek bana sorsana Artık saliseler bile saat biliyorsun Gitmeden gelişini hesaplıyorum anlasana. Ateşler içindeyim diyorum Hani nerede ellerin Yanan alnıma ellerini bekliyorum Gün geceye döndü yine gelmedin. Bırakma beni bir başıma ne olur Sensizlik hummasına tutuluyorum Gidişin inan ki katlim olur Ateşler için de yanıyorum. |
Gönlünce Yaşa Çocuk
Hınzır kız, edalı, cilveli kız, Nedir bu sende ki durmayan hız Ben seni bildim bileli, Gündüzleri şıkırdarsın, *******i fıkırdarsın, Baştan ayağa işvebazsın, Otursan, oturamazsın, Kalksan, duramazsın. Ben seni bildim bileli, Acemiler senden öğrendi hüneri. Sabah görür görmez güneşi, Caddeler de sokaklardasın Gece feneri söndürürsün, yollardasın, Hınzır kız,kaç yaşındasın, Belki on yedi, Belki de yirmi Boşver, gönlünce yaşa be çocuk, Bu filmin haftaya yok ki devamı Bana bakma, ben de anılar soluk Boyun eğme, onurlu ol emi, Limandan kalkmadan son gemi, Göz açıp kapayana bir bakacaksın, Ömrünün gelivermiş son demi. Boş ver gönlünce yaşa be çocuk. |
Gönül denen Ak At
İçim de koşan bu ak at Bekler dururum, ne zaman tökezleyecek, Geçti bir ömür, anlayamadım bir halt. Nere de dünkü delişmen beden Gönül denen bu çılgın at, İnadına koşar durur, Beden durur, gönül boyuna savrulur, Kafa yorgun, beden yorgun, Bilinmez bu çılgın at, ne zaman yorulur. Bunca çile, bin mihnet, binbir nasihat, Uslanmadı gitti bu deli gönül heyhat, Beden oturur oturduğu yer de Gönül denen at, boyuna eder durur seyahat. Tükendi artık beden, kalmadı nefes, Gönül, uslanmaz, arlanmaz, akıllanmaz, Bitmez tükenmez içinde ki arzu, heves. Gönül denen bu çılgın ak at, Durulmaz, düzelmezse kendiliğinden, İşin iştir senin, Kalıbı dinlendirecek beden |
Gönül Hanesin de Bir kadın
Gönül hanesine baktım dün, Fırtınalar, çalkantılar, yangınlar, Acaba, Acaba dedim, şimdi ne durumdalar. Bir köşeciğin de ak saçlı bir kadın Yüzüne baktım, tanıyamadım, Gülümsedi, yorgun, argın, Dedi, İhtiyar beni tanıyamadın. Yüzünde ki çizgilere bakarken ben şaşkın Kırkbeş yıl önce ki Oya'yım dedi, ilk aşkın. En ön sıra da yan yana oturduğum Uğruna bütün sınıfa kafa tuttuğum, Saklambaçım, yakan topum, istopum Esmer tenlim, güzelim, karagözlüm. Nasıl, Nası da geçmiş, geçmiyor dediğim zaman, Gözlerimin önüne geldi bir an, Siyah okul önlüğün, beyaz yakan, kolalı kurdelen Ahh.. Ahh, çocuk yaşlarımda ki en güzel yar Zaman denen acımasız canavar, Sönmüş bir volkandan yeniden fışkırdı lavlar Bitmemiş gönül hanesinde ki çalkantılar İlk aşkım, ilk öpücüğüm Saçını okşarken, çekip incittiğim kız, İlkim olan ilkim İlk aşkım, ilk sevgim Biliyorum, hatırladım, kimlesin, neredesin Dönülmez yerdesin. |
Gözlerime Bak
Belki güzel,belkide harikaydın, Seni birkez gördüm, Biraz rüya,biraz hülyaydın. Bakabilseydim derinden gözlerine, Ya da yakalasaydım kaçamak bakışlarını İnan bu dizeler yazılmazdı böyle. Hafızam da patlayan flaşlar var Oysa ben tab edilmiş resimleri severim, Bazen de bir bakış ince bir gülüş sarar Uzaklara,çok uzaklara dalar giderim. Yorgun yüreğimle oynama sakın, Yaralıdır benim yüreğim hep kanar. Kısmette varsa yeniden görüşmek, Unutma sakın, Gözlerime bak, Seversen, sevecen bakışlarımı, Ne olur bir krizantem gibi, saçlarına tak, Bilki ne rüyadır ne de riya Tatlı bir hülya,dönüşebilir kara sevdaya. Boşver bunlar benim iç çekişim, Evet şairim,sevda kokar her şiirim, Rüyalar alır,hayaller satarım, Bütün dizelerime aşk katarım. Yalansızdır bilesin her satırım, Ama sen yine de gözlerime bak. |
Gri
Bu gri havalarda tutar deliliğim Durup durup sebepli sebepsiz ağlarım Bir yanım beyaz bir yanım siyah Biribirine karışıverir renklerim. Beyazım siyaha koşar boyuna Yaşamımı gri yapar yaşarım Mıh saplıdır göğsümün ortasında Kanırtır acıtırım İsteyince canım Çekiştirir sokuşturur Keyfimce kanatırım. Gri havalarda tutar deliliğim Aylaklığım avanaklığım Elimi bile yıkasam Üşürüm üşenirim. Bu gri havalarda tutar deliliğim. |
Gül ve Tırtıl
Bahçem de bir gül Fidan, Gül kırmızı mı kırmızı Yaprağı, yeşil mi yeşil Yaprakta bir tırtıl, Yemekte rızkını, İştah ile, usul, usul. Ya Rabbim, Tırtılın rızkı yaprak, Benim gül ne olacak, Öldürsem tırtılı, Gül kurtulacak, Bıraksam tırtılı, Gül solacak. |
Gülümse
Bir şarkı söyle, benim için, Makamı hüzzam olsun, Bir şiir oku, Buram, buram sevda koksun, Bir roman oku, Kahramanları, sen ve ben, Bir film seyret, Sonu mutlu bitsin, Bir ah çek derinden, Aşkın ulaşsın yüreğime, Senin yüreğinden. Sen, benli şehirlere git, Benli, senli caddeler de dolaş Savur saçlarını rüzgarlara, Beni hatırla, Gülümse...... |
Günah
Hapsedilmiş,kahredici arzularımız Şehvet yüklü bakışmalarımız Keşfedilmesin isterdik İkimizken kalabalık, Kalabalıkken yalnızdık Sinsi bir yılan gibi Zehir yüklü aşkımızı yaşadık Oyundu san ki hem de tehlikeli Yasaktı ya,bir o kadar da zevkli Neden diye sorardık inadına, Oysa bütün cevapları biliyorduk Bedenim ve ruhum aitti başkasına Günahtı bütün kitaplar da adımız Cehennemler de yanacaktı ruhlarımız. İhtirastı,şehvetti bir anlık andımız Her buluşma da her öpüş her sarılışta Yüreğim ihanetten kanarken damla, damla Yeniden gülmeyi öğretiyordun dudaklarıma Benim,benimsin yalnız diyen sesin Kumarbazlar gibi çektiğin restin, Aklımı aydınlatırken, dünden, yarınlara Anladım ki sen bir sigaralık nefessin. |
Günaha Davet
Saçlarının her kıvrımı Hüzüne davet Bütün gülümsemelerin Kırık,dökük Hele gözlerin Ağlayan bir çocuk oturuyor Bakışların da Bütün acıları,kederleri Toplamışsın sanki Ama O dudakların varya Hani ya Çağırıyor günaha |
Günaydın Canım
Günaydın canım günaydın Uzaktasın Olsun Beni Nerede olsan duyarsın Günaydın serçem günaydın Sabah şeriflerin Hayrolsun. |
Güzelim
Ne zaman rakı kadeh Roka balık Aklımdasın fikrimdesin Yanım yörem kalabalık Peki Sen neredesin? |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:11 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.