![]() |
Aşkım Konuşsaydı
yağmurlu bir gündü, bir çocuk düşlerinden yapmıştı beni, sense kağıttan bir gemi gibi üzerime basarak batırmıştın beni, yağmurlu bir gündü, yağıyordu yağmur sicim gibi, bir çocuk alabildiğine ağlıyordu, ailesini kalabalıkta yitirmiş gibi, yağmur yağıyordu, sırılsıklamdı bir çocuk, unutmuştu ıslanan bedenini, hiç durmadan ağlıyordu, kaybettiğine değil kaybedildiğine yanıyordu, yağmurlu bir gündü, bir çocuk düşlerinden yapmıştı beni sense kağıttan bir gemi gibi üzerime basıp çiğnemiştin beni. Ahmet Aksoy |
Aşkın Kimyası
yüreğim, enerjisi kandan bir türbin kanım yağ su ve tuz öyleyse kim diyemez ki aşk olmaz yağsız susuz ve tuzsuz -Türbilans- imlemek şairin düşüdür mimlenmekse karabasan ki yenilik yenilmektir asında geçmişin perdesi altında Ahmet Aksoy |
Ateş
Bir ateş yanıyor Senin yaktığın ve Senden başka kimsenin Göremeyeceği bir ateş Görünmediğinden olsa gerek Kimse söndüremedi yıllardır Bu ateş, yakanı bekliyor sanki Ve gelmezsen sönmeyecek gibi Bir büyüyor bir küçülüyor. Ahmet Aksoy |
Ateşe Attığın
Ateşe attığın yüreğim Sobaya attığın odun değil Yanıyor yüreğim yanıyor Seninle birlikte yanıyor İçim kan ağlıyor Gözlerimden kan damlıyor İçim yanıyor, kendime değil Yüreğimdeki sana yanıyor. Ahmet Aksoy |
Ateşin Söndü
Ateşin söndü Ama isin kaldı Aşk. Silecek bir Can yok Bıraktığın isini. Ahmet Aksoy |
Ati
beni saran bir kainat büyüsüdür zaman asri çağlar gayya ahir fridevs ben kaç akşam büyüttüm içimde gülbaharlar yitmek makul olmayan yalan kriz denen başa geçmez çelenk ben kaçarım her daim gamdan ah süzülür süzülür içimdeki cennet ölüm gelecek mutluluk tortusu Ahmet Aksoy |
Atlas
insan oğlunun doymaz .....................toprağı yeryüzünün atlası ......yaşarken halı gibi .............serilirsin altımıza ölünce beşik gibi sararsın. Ahmet Aksoy |
Av-la-nan
Kürkünü çoktan yitirmiş Bir 'Ayı' gibiyim Vahşi ve geçimsiz ........içi....dolmaz.......... Ki bilinir: aşktan yetim Avcısına gönülden vurgun Bir av, iflah olmaz Ay ışığında gezinir gölgesiz. Ahmet Aksoy |
Ay-na
Süratinden bir şey kaybetmemiş suratlar! Aynada, İz taşıyan sır, Kimi kaplarsa ona güç verir …………Allah Baba! Ahmet Aksoy |
Aydınlık
Işık alacakaranlığın eşiğinde Zaman mimlenmiş Sokaklar gözlerken siyahı Bir cenaze alayı Bekleniyor Güneşin gittiği yoldan Ki bir çığırtkan Bekliyor bağırmayı “Güneş öldü” Ve bir ulak Atının sırtında Bekliyor haber salmayı “Güneş bir daha doğmayacak” Çünkü gökten taş yağmış Aynı sabah, Zaman mimlenmiş Ki dolanıyor etrafta Esrik meczuplar Lakin hurafe diyor Bilge kişi Korkuya mecal yok “Aydınlık son bulmaz”. Ahmet Aksoy |
Ayırt
bir varoluş manifestosunda uçucu zaman kimsenin kimseyi kaldıramadığı ......kimsenin kimseyi kandıramadığı ............................tarihi susuzluk içimizde saksız slogan 'bir rüzgardı geliş ve başka bir rüzgar gidiş' ................gidiş geliş gidiş geliş bilindik bildirdik sese dair ne varsa beyaz balinalar gibiydik zenci okyanuslarda ya da ya da seslendirilmiş ölüler gibiydik biz iç açıları bölünmüş üçgen suda büyürken rutin cansızlık ayırt kaybolur yönsüz rüzgarlar havada sonuç karamsar bir tabloda ..........bitmez bu tecrit 17.08.2004 Ahmet Aksoy |
Ayna
Ben bir aynayım Bana baktığında Kendini görürsün Ne eksik ne fazla (Vurursan vurulur Kırarsan kırılırım Ben hep buradayım Ben bir aynayım) Dayanmıyorsa yüreğin Bakma o zaman Dost acı söyler ne yapayım Ben bir aynayım (Vurursan vurulur Kırarsan kırılırım Ben hep buradayım Ben bir aynayım) . Ahmet Aksoy |
Ayna III
..................'Her giz kendine gizlenir' sus payında derinleşir hayat sükut denir sorgular çıkmazında tende kesik bıçak derin mana gizlenmiş cevaplarda dağılır ayna Ahmet Aksoy |
Aynada Rehin
………..”anlamı arayan çocuğa” içrek tinselikler kuşatması, bozgun! yamacında yalnız gül, ……..bir diken yahut yaprak, aynada rehin bırakılan geçmiş, tarafsız cam kesiği, Sumatra yüreğim; ……….ellerim kanıyor en çok da parmak uçlarım. annesine yürüyen bir çocuk gibiyim, o’ysa sırt çeviren zaman. yağmur en çok gözlerime yağıyor, ruhuma dökülen kurşun; yer çekimi, görünmez pranga! Ahmet Aksoy |
Ayrı
Biri var bir yerde O yerde başka kimse yok Güneş var gündüz Ay var gece Ama ne bir insan Ne bir dost Ne de bir yar var Sır tutacak Aslında sır da yok Çünkü her şey açık Çırılçıplak Gerçeği örtecek Gölge olmadığından. Ahmet Aksoy |
Ayrık II
gençliğin dimağında hayal meyal hatıra/lar kollarında taşınmazları hayatın boş bir vagon gibi sallanan yol/lar ..........avuçlarında zamanın dikenleri yedeğinde başkalarının hayatlarının beyannamesi sınırın kıyısındaki gümrük evi var/dın ........yok edercesine kendini Ahmet Aksoy |
Ayrılığın
Birle iki arasında Ne kadar sayı varsa O kadar acıydı ayrılığın Bir samanın çöpüydü Batıyordu insana Tane tane. Ahmet Aksoy |
Ayrılığın II
Ayrılığın eritti En sağlam kalelerimi Denizin kumdan kaleleri Erittiği gibi. Ahmet Aksoy |
Ayrılığında
Yıkıldı hatıralar hafızamda Yakıldı huzur ruhumda Ve enginler karardı Güneşsiz günlerin karanlığında Isıran köpekler aldı dört yanımı Doymayan acıdan kurtlarla ve Sıraya girdi satırlar Bedenimi parçalamaya Et et lime lime ayrılığında. Ahmet Aksoy |
Ayrılık
Ayrılık kader mi bilmem Keşke güçlü olabilse insan Aşkını elinde tutabilecek kadar Aşk iste beklemediğin anda gelir En istemediğin anda da gider Tutamazsın elinde, ne kadar istesen de Günü geldiğinde uçmayı öğrenen Yavru kus gibi uçar Geride sana kalansa Hatıra niyetine Bir kaç tüyden ibarettir Çoğu zaman. Ahmet Aksoy |
Ayrılık Ertesi
Çat kapı uğraklarına döner Her tende yalnızlık ayrılık ertesinde Yüzünde sahtekar bir asaletle Uğrayan ulaktır sayısız kere Her ne kadar elçiye zeval olmaz dense de Elçiye göre değişir eylem de Ki yapışmışsa yüzüne Dolandırıcının dolambaçlığı Elindeki umuttan imzalı haberle Gülüyorsa yalancı bir hüzünle Bir de gözünden damlayan yaşlar Çalınmışsa bir çocuğu mendilinden İşte o vaki çalar saat on ikiyi Ve aklı başına gelir yalnızın Beklediği sesin henüz çıkmadığını belki de Hiçbir zaman çıkmayacağını anlar yeniden. Ahmet Aksoy |
Ayrılık Mitosu
'Ki yalnızlık her acıyı çoğaltır' Bir tefrika olarak yayınlanan Bir acı dizisiydi ayrılık acım, Milyon tirajlı bir gazetenin En az okunan sayfasında kalmış Aşkın, ayrılık acısıydı Dilden dile dolaşan Bir ayrılık mitosu olmuştu da Benimki sadece, ara sayfada kalmıştı Ve hiç okunmamışlığın acısında, Yüzlerce yıl sürmüştü. Hiç okunmuyordu belki ama Bitmiyordu yine de yazarı yorulmamış, Kahramanı yorgun sürüyordu, Büyük bir acı mitosunun sadece Satır arasıydı belki ama yine de yetiyordu. Ahmet Aksoy |
Ayrılık Resmi
zamanı dondurmaya yetkin …ressamın eli acımaz mı hiç resmindeki sevdalara aşıklar ayrıyken zamanı birden dondurmak yakışır mı yüreği sıcak bir insana. Ahmet Aksoy |
Ayrılık Şurubu
En büyük aşklardan Birini yaşadım Öyle bir aşktı ki bu Kerem miş Ferhat mış Mecnun muş hepsi bir kalemlik En büyük tutkuydu En büyük hasret Ve en acı ayrılık Belki binlerce yıldır Oynanan, aynı oyunun Faklı oyuncularıydık Belki de binlerce yıllık Bir trajedinin, toplu gösterimi Kime sorarsan acıdır Ayrılık şurubu Zehirdir zemberektir Yavaş yavaş içmek gerektir Bizse bir dikişte içtik Belki bundandır kalıntıları. Ahmet Aksoy |
Ayrılırken Bile
Senin neyini sevdim biliyor musun Ne istediğini bilmeni sevdim Hedeflerin vardı ulaşmak istediğin Ve de çizdiğin bir yolun Biliyor musun ayrılırken bile Seni biraz daha sevdim O zamanda, ne istediğini biliyordun Acıda olsa hak veriyorum sana Ve daha da çok seviyorum seni. Ahmet Aksoy |
Ayrılmak Olağan
son düğme çözülünce .....karizmatik ayrılıklar bitti artık ayrılmak olağan 'kavgalarla sabunlanmış ...............fermuarlar sıkışmaz' kazananasız boks maçlarında ...............hakemsiz dövüşler 'bel altı vurmak on puan ............bel üstü olamyan aşklarda' son düğme çözülünce, ............çarşafsız ayıplar, utanırken eski aşklar, .........ayrılmak olağan ..............fermuarsız aşklarda. Ahmet Aksoy |
Ayyaş’ ın Gecesi
Ne kadar soğuk sokaklar Üşüyorum canım, donuyor ellerim Nefesim yetmiyor ısıtmaya Eskiden olsa, seni düşünür ısınırdım Şimdi düşünecek sen bile yoksun Kim bilir kiminlesin gecenin bu saatinde Kim bilir kimi ısıtıyor nefesin Aklıma geldikçe beni donduran sen Kim bilir, kiminle birliktesin Çektiğim konyak bile yetmiyor ısıtmaya Zaten o da bitti neredeyse Birazdan resmine bakıp yine seni düşüneceğim (Köşede yine köpekler var Şu köpeklerle de bir dost olamadık gitti Ben bıktım kaçmaktan Onlar bıkmadı kovalamaktan Bir araya geldiler mi canavar kesiliyorlar Aslında bazı insanlara benziyorlar Tek tekken yüzüme gülüp Bir araya gelince saldırıyorlar) İçecek bir şey kalmadı Resim dedim de unutmuşum ne resmi Geçen gece yırtmıştım resmini Ve bir kanalizasyon çukuruna savurmuştum (Savruluşunu seyretmek önce zevkliydi Ama sonradan pişman olmuştum) O gece resmine bakarken Önce güzelliğinle mest olmuştum Sonra dayanamayıp başlamıştım küfretmeye Ama suç benim değil, öyle inat inat bakmakla Sen öfkelendirmiştin beni, neyse geç oldu Birazdan otele gidip biraz uyurum her halde İnşallah resepsiyonda kimse yoktur Yoksa yine dışarıdayız bu gece Başka bedava otelde yok bildiğim Tek bildiğim otel bank 24 Hani şu taksimdeki ona kadar yürüyeceğim Havada soğudu kış geldi iyiden iyiye Elime biraz para geçsin Bu yırtık elbiseleri değiştireceğim Eve de gidemiyorum aylardır Yüzüm yok kimsenin yüzüne bakmaya artık Paramı da tükettim son kuruşuna dek Kimi zaman biri çıkarıp üç beş kuruş veriyor Önceleri zor geliyordu, ama artık alıştım Kim bilir daha neler göreceğim Daha ne kadar küçülecek yüreğim Daha kaç gecem sokaklarda geçecek bakalım. Ahmet Aksoy |
Azap
nicedir ruhunmun üstünde sallanıyor tunç sarkaç, ki katre katre kan damlıyor hançereme, zaman kriz öncesi hüzün, üretmek bir kanser gibi yayılırken bedenime. nicedir huzurdan yoksun ruhum, yazmak bir kara büyü, saat işlese de işlemese de çürümekte ruhum, kalem-kağıt, yürek ve akıl, şeytan üçgeninde. Ahmet Aksoy |
Aziz Pelerini
hayatın görünmez ceninleri yok demek kolaydır ……….kaç duyulu insan varım ben varım sen yoksan varım ben varım sen yoksan hayatın görünmez ceninleri …izler… izleri… izler! ……bilmeli insan kör topal evreni hayatın görünmez ceninleri saklı olan saksızdır ……kapalı olan açık! ………………..gizem mi? “…………………………” üzerimizde titrek elleri tanrı kutsasın cevheri …..bir gün elbet kalkar ……..aziz pelerini! Ahmet Aksoy |
Azrailim
manasız düşlerle boğuşurken yalnızlığım Azrail kanat çırpıyor kabrimin üstünde ben öldüm diyorum o ise ölmedin daha ölecek çok gün var menekşe diksin toprağıma kimsesizliğim razıyım menekşe kokusuna ah bu yalnızlık neden neden bırakmıyor insanı loşluğa kalksam uzanıp bir baksam boşluğa kaç can eder bitkiler bitkisel hayatlar kırılır mı elden kayan vazolar ikiyken tek kalınmış bir ovada Ahmet Aksoy |
Babil' in Anısına
Bugün Bakırköy’e gittim Ne zamandır ayağımın varmadığı Bir yere uğradım Hatırlarsın ilk kez saçımı Hangi masada hangi sandalyede okşamıştın Hatırlarsın ilk kez elimi İçinden gelerek nerede tutmuştun O ilk sıcaklık hala içimde Sende unutmuş olamazsın Evet canım bizim oturduğumuz Kitapçının altındaki cafeye gittim Fakat kapısı kapalıydı İçerisi ise tam takır Bomboş terkedilmiş Sanki seni doğrularcasına O da terk etmiş beni Herhalde işleri kötü olsa gerek Ne de olsa biz bile yıllardır uğramadık Çalmadık kapısını, aşkımıza şahit O güzellikleriyle ünlü yerin Bizim yerimizin, içim buruldu. Ama ben terk etmeyeceğim orayı Bir gün çok zengin olursam Alacağım orayı ve eski haline getirip Hayata inat yaşatacağım adını Adı senin ismin olacak Bir gün yolun düştüğünde Her şeyin aynı olduğunu göreceksin Ben bugün kendimi nasıl hissettiysem Sende öyle hissedeceksin. Ahmet Aksoy |
Babil Kulesi 'Barış Aluk ve Mutlu Ayar'a'
................'Sevgili dostlarım Mutlu Ayar ve Barış Aluk'a' bir çağ düşer tarihin saçaklarından .....elimizde avucumuzda yalan dostlar toplanalım .......yakalım zihinlerde ..................söz odunu parıldasın ve beyaza boyansın .............insanın kara yolu uyansın şeytanın uyuttuğu bilinçler ...inşa edelim babil kulesini çalışkan ve sabırlı örümcekler gibi ...ama bu kez ..........olmasın kötüler Ahmet Aksoy |
Bağnazca
hükmü sabit dönence fikri tek insan açılmak ve yürümek de ne bağnazlık rıhtımında Ahmet Aksoy |
Bahar
avazı çıktığı kadar bağıran gün .......gül ortasında sevişen arılar kimbilir kaç koza yarılmıştır ..........................bugün tabiatın iç huzuru bahar Ahmet Aksoy |
Bahis
henüz kopmamış, ince bir ipteyim yani her an için düşebilirim zaman ve ecel üzerimde bahis cennet cehennem arifesindeyim usda öğüt, rıza dilencisiyim gönül aşkda keder bileycisiyim işlenmiş günahlar yürekde habis cennet cehennem arifesindeyim geçen ömrün kahin habercisiyim okyanusda kürek denizcisiyim amel defteri yazgısında hapis cennet cehennem arifesindeyim Ahmet Aksoy |
Bak Canım Sana Kürk Aldım
Bak canım sana kürk aldım Hep istiyordun ya Herkes de var deyip Bak canım ne kadar da güzel Rengi kırmızı olsa da boş ver. Bak canım sana kürk aldım Hep istiyordun ya Herkes de var deyip Bak canım ne kadar da güzel Biraz kokuyor ama boş ver. Haydi canım giy üstüne Son kez üstünde göreyim Zenginlik değil miydi Beni terk etme nedenin Tadını çıkar o zaman Taşı üstünde ömrün boyunca Bu kürk benim kürküm Candan bir hediye anlayacağın Bak üstüne ne kadar da yakıştı Bak isteklerin bir bir oluyor Hep git derdin, üzülmeni İstemediğimden ben de gidiyorum İstediğin oldu Elde bir intihar Yolun açık olsun. Ahmet Aksoy |
Bak İşte
Bak senin için ne yaptım Adını ölümsüz kıldım Senin için şiirler yazdım Birlikteliğimizi ölümsüz kıldım Yıllar sonra adımı Anan birileri olacak Ve senin ismini de Söylemeden yapamayacaklar Her ne kadar kaçsan da benden Ya da terk etmiş olsan da beni Sen benimsin artık Hem de, istediğim gibi. Ahmet Aksoy |
Balıklar
Balıklar ağlardı denizde Denizdi saklayan göz yaşlarını Balıklar ağlardı denizlerde Balıklar görmezdi Birbirinin göz yaşlarını. Ahmet Aksoy |
Balıklar ve Ağlar
balıklar ve 'ağlar' ağlar her denizde balıklar ağlara ağlar balıklara ağlar her denizde balıklar bir cinayete ağlar bir zulme alet olduğundan balıklar ağlara ağlar balıklara ağlar her denizde Ahmet Aksoy |
Balta-la-ma
bugün düşüncelerimiz, suç inançlarımız suçlu gözbebeklerimiz kırıldı hayata kaç idam yaşar, garip ruh büyük düş insanlık uğruna neden düşünür, neden inanır insan çamursak neresinde yatar kötülük istiyorsak dikilsin ve büyüsün fidanlar neden var bu kadar balta iyiysek doğruysak, biz miyiz şeytan yaşıyorsak hep uğruna fayda bugün düşüncelerimiz suç inançlarımız suçlu yarın yokuz kime çıkar olsak ama Ahmet Aksoy |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:57 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.