![]() |
Çamurlar atsaydın az gelirdi kirletmen için
Çamurlar atsaydın az gelirdi kirletmen için, Bırakıp gitseydin yetmezdi kahretmen için, En güzel umutlarımı ziyan ettim sırf senin için, Yanımdasın ama, artık seni sevmiyorum.. Gönlüme bin kurşun sıktın başka gözlerle, Hatıraların pas tuttu yalan sözlerinle, Unutturdun saadeti sineye çektire çektire, Çiçek dalından bir kere koparmış, artık seni sevmiyorum.. Düzeni hep bu mudur dünyanın böyle! Bıkmazdım ama bıktırdın en sonunda benide, Günler geçti sevgimi öldürdün gönlümde, Değiştirdin bütün renklerimi, helal olsun artık seni sevmiyorum.. |
Nasıl bir oyundu seninkisi
Seni anlıyamıyorum., Nasıl bir oyundu seninkisi., Sadece bir anlık duygularımı kaplıydı yüreğin Yada geçmişin izlerini başkalarında silmek Acıları dindirmek içinmidir sahte gülüşün Her defasında açık bir kapı bırakarak Yüreğimi daha fazla acıtmakmıydı niyetin Belkide vicdanını rahatlatmaktı Bana arada uğramaların, Niye basittir ki bir erkeğin gözünde bir kadın, Oysa o kadın seviyordur..!!! Dile getiremesede içten sessizce sevmiştir, Ve sevgisinden susmuştur Sırf bu yüzden dir ., Benim sana böle uzak oluşunu sormayışım Ve yine yerden yere her vurduğunda Umursamayışlarında suskunluklarım, Artık bir ismin bile yok bu yürekte Anladım ki sevgimi hak edicek kadar da diğilsin, Vicdanını rahatlatmaya çalışma Her gelişinde , her arayışında umutlanıyor yüreğim Artık uzak dur..!!!hayatımdan nefes aldığım her yerden Bende kaldı sevda sözlerin , İçime akan buğulu gözlerin , anıların YÜREĞİMDEN SENİ ÇIKARTMASI ZOR OLUCAK BİLİYORUM....!!!YENİLDİM VAZGEÇTİM BENİ SEVMENDEN BİL YETER BEN BİTTİM SENİ BEKLERKEN.... Seni geç anladım , geç kalmasaydım uzak tutardım İlk gün ki gibi kendimi... GEÇ ANLADIM , GEÇ KALDIM |
Ant olsun ki!
Ant olsun ki doğmaktan hiç vazgeçemeyen güneşe Ve ant olsun, içimde hiç sönmeden beni yakan ateşe Yüklendim ben sevdamın tüm acılarını Saçalarının teli idam sehpamın ipi olsun AsıldığımA gam yemem kırk bin kere ant olsun Ki, kudreti elimde olsa Gülşenlerin Bütün gülleri gözlerine sererim Bir kere sorsalar yıldızlar Işıklarını saclarına döksünler Ve sorsalar gökkuşakları Gözlerine çöksünler isterim Ant olsun ki, tarih boyu yürekleri kuşatan aşklara Ferhat’a Kerem’e mecnun’a Ant olsun ki, Uğruna Kerem’in yandığı Aslı’ya Ant olsun ki, Mecnun’u çöllere düşüren Leyla’ya Ve ant olsun ki hasreti ortaya koyan fermana Ahirliktir benim sevdam “Ey ihanet!” Sen beni istediğin kadar ziyan et Zahirliktir benim sevdam Ant olsun ki Ben acımı, gülde dil Ben hasreti, çölüme gül Ben sevdamı, yüreğime ödül saymışım… Kaç kere yanarım ki daha, Ya da kaç kere ölürüm? Ant olsun ki! Ben aşkımı sildiğim gün ölürüm! Ötesi yok bilesin. Ötesi yok. |
Gel...
Gidişinle başladı bu yalnızlık,bu hiçlik duygusu.. Belki bir başka bahardın sen, Belki de imkansızlığın ta kendisiydin. Bir gözlerin vardı, gözyaşım kaldı Bir yüreğin vardı, hatıran kaldı Bir sözlerin vardı, sitemim kaldı Bir hayat aşkım vardı, gitti yarım kaldı Herşeyi sende saklıyorum..avuçlarıma sığdırıyorum gecenin karanlığını.. Sen geliyorsun ya aklıma ışığım oluyorsun aniden... Son bir acım vardı, o da sensiz kaldı Ah bu canım güllere yandı, sensiz nefes aldı Yar yalan değildi, bir rüya gibiydi Bitti yüreğimde acısı kaldı Gidişinle sessizleşiyor gece.. Yerini kör bir karanlığa bırakıyor. Yüreğimde bıraktığın hüznün izini sürüyorum çaresiz,ürkek ve üzgün. Gelsen keşke diyorum,yine gelsen.. Sevmemene bile razıyım.. Sen,yanımda ol yeter.. Gel..Yine de gelmiş olmak için gel..Böyle avuçlarıma sığdırma sensizliği! Suskunluğun gölgesinde kalmama izin verme.Birşey söyle... Bilinmezliklere yükleme hasretimi.. Dön; nasıl kimle nerdeysen Dön; beni biraz sevdiysen Dön; yüreğimde hasret, çaresiz kaldı. |
Seni Seviyorum
Hani bazen birşeyler söylemek isterya insan, Kelimeler takılır boğazına. Bir türlü söyleyemez anlatmak istediklerini, Oysaki o kadar tekrarlamıştır kendi kendine Onun sesini duyunca unutursun herşeyi. Bazen şiirler bazende şarkılar yetişir imdadına, Yada birşeyler yazarak anlatmak ister insan sevdiğini. Bazen yıldızlara bakıp onu düşünürsün *******ce, Onun yüzünü görmek sesini duymak istersin defalarca... Ve her geçen gün onu bir parça daha özlersin Ve her geçen gün biraz daha hırslanırsın O sözleri söylemek için. İşte bende isterdim o sözleri söylemeyi, Öyle çok isterdimki gözlerine bakıpta... SENİ SEVİYORUM demeyi. |
Sen Benimlesin
Eğer senin için gözyaşı döküyorsam, Bu hâlâ, seni seviyorum demektir. Ve devamlı seni düşünüyor yanıyorsam, Özlemlerim ve aşkım, sana sevgilim. Tutkularım çoğaldıysa, hasretinde, Bil ki devamlı kalbimde ve seninleyim. Unuttuğumu sandığımda bile aklımdaysan, Bu içimde ki sevgi, ölmeyecek demektir. Devamlı seni yaşıyorsam hayallerimle, Seni yüreğimden atamıyacağım benimlesin. Hep seni istiyorsam ilk gün ki gibi, Ben kendimi sana adamışım sevgim sana. Bu perişan gönlüm alışamadıysa sensizliğe. Bir çare arıyor inan senin yoluna. Üzüntüleri zevk edinip gülmeyi unuttuysam, Sensiz hayatın hiç tadı yok benim için. Gözlerimin yaşı kurumadıysa sevdiğim, Bil ki kapım açık seni beklemekte. Kurduğumuz hayaller bitti belki sen de. Ama ben de yaşıyor aşkında sevginde. Sen benimlesin yaşayacaksın ölümsüzlüğe. Bir ümit ışığı görsem, o güzel gözlerinde. Koşup geleceğim geçecek ömrüm seninle. |
Yüreğimin Bavulu
Yüreğimin bavulunu alıp gidiyorum... Sevsekde çok... olmuyor işte Aykırı düştük belkide sevdaya Sorgulamadık hiç bazı şeyleri Hata bu muydu yoksa? Şu an yağmur yağıyor Etraf buram buram toprak kokuyor Yüreğimin valizine bu kokudan alıyorum biraz...biraz yağmur damlası Bu günden anı olsun bana Susuşlarını da ver... ne olursun! Sesin bende hala. Gidiyorum sevgili...gidiyoruz sevgili Ayrı yollara, aynı duygularla Kırık değil kalbim inan... Yine aynı derinliği görüyorum Gözlerinde... Canım... Öldürme beni tamam mı? Kalbinde, gözlerinde ve aklında! Sen hep aynı yerinde kalacaksın Unutma... Sana son sözüm, Ben dualarımda bile seni istemiştim Varlığına hep şükür etmiştim Senden, sevginden gurur duydum Seni seviyorum Gidiyorum... Yüreğimin bavulunda kokunla...susuşunla ve gözlerinle gidiyorum Ve biliyorum... Seni anlarım, beni anlarsın Ama ayrılığı Zor anlarız... |
ben bir geceye daha daldim aldim kalemimi elime
ben bir geceye daha daldim aldim kalemimi elime ..... yaziyorum sadece beni yaziyorum sadece kendimi...... duygularim yine kararmis yazilmayi bekliyor..... kelimeler dökülüyor beyaz sayfalara..... dolduruyor beyaz sayfalari ..... kimi zaman sessiz sessiz dökülüyor misralar dilimden...... kimi zaman gözyaslari kelimelere eslik ediyor...... kimi zaman yüregim konusuyor kalemimden önce...... iste yüregimin sesi bana yazdiriyor..... ona kalem olmak kolay degil....... kimi zaman sayfalar yetmiyor....kalemler tükeniyor..... ama iste yine .....öyle bir geceye yelken acmisim..... yüregime söz gecirmesi mümkün olmuyor..... yine bu akan yaslar yüregimden akiyor...... yüregim yine bir yara aldi ....... yine hüzünlere daldi..... yine özlemlere verdi kendini...... hergece oldugu gibi ..... yine eslesti hüzünleriyle yüregim...... yine aldi yildizlarida yanina gizlice yaslarda buldu kendini...... yine beyaz sayfalarda buldu kendini...... yine beyaz sayfalarda kayboldu...... yüregim yaniyor yüregim sizliyor......iste.... sayfalara gelde dök bu aciyi..... kim anlar yüregimdeki yangindan ..... kim yagmur olup söndürür bu yangini ...... yine kendi gözyaslarim söndürür.....bendeki yangini |
Sen zaten bir rüya idin
İçine düştüğüm düş.. Ben seni ...sensiz de sevebiliyorum... Teninsiz... Kokunsuz... Sıcaklığınsız... Tenini ellemesem... Seni koklamasam... Sıcaklığını hissetmesem ne olur ...? Ben seni ...sensiz de sevebiliyorum... Gözlerinsiz... Bedeninsiz... Ellerinsiz... Gözlerini görmesem... Bedenine dokunmasam... Ellerini tutmasam ne olur...? Sen zaten bir rüya idin gözüm açıkken gördüğüm... Bir düş' tün ki ... içinden düştüğüm ... Yanımda olmasan ne olur ...? |
Seni sevmek yoktan gelen duyguları ayaklandırmak gibi
Seni sevmek yoktan gelen duyguları ayaklandırmak gibi… Yaşanması imkansız ne varsa Hepsini yaşamış saymak gibi… Seni sevmek hızlı koşmak Ve yorulmamak gibi… Soluklanmaya ihtiyaç duymadan Mutluluğun doruğuna ulaşmak gibi… Hiç sevemediğim şeyleri sırf sen diye kovalamak Ve bundan heyecan duymak… İşte varlığımın bütün pencereleri Senin bana gelmenle açıldı… Şimdi kader seni almaya çalışıyor benden O soğukluğun eşliğinde Bırakır mı seni bedenim Ellerim,yüreğim? Ölüm kimseye yakışmıyor sevdiğim, Konduramıyorsun onun soğukluğunu, Yüzüne bakmaya dahi kıyamadığına! Bugün biraz daha solgun yüzün Ama acılarını ardına sakladığın gülüşün hep aynı “Doktor” dedin,ben kapıdan girerken ”Sakın söyleme ona,artık ağrılarımı dindirin, fişi çekin!” Yakışmaz sana sevdiğim, O gözlerin kapanmasına nasıl dayanır yüreğim! Doktor, gözleri dolu baktı gözlerime, ”O'nu kurtaracağım!” Ümit miydi verdiği, Yoksa ruhumun acısına eklediği bir yalan mı? Her ne olursa olsun inandı kalbim olacaklara, Güçlülüğümün en kuvvetlisini yaşattım sana, Tek göz yaşı akıtmadım yanında, Acıların ıstırap oldu bedenime Ve böyle beş ay geçirdik seninle Şimdi asıl tedaviyi yaşıyor ruhun, İyileşen ellerin,ayakların, Gözlerin,dudakların Teşekkürlerin en güzelini sunuyor Yaradan'a Ve tabi ki sözünü bir an olsun terk etmeyen Minnetlerin en'lerine layık doktoruna! … Sen bunları yaşarken hiç vazgeçmedim ben Durmadan aynı düşünceyi tekrarladı aklım Uyurken bile kapanmasına dayanamadığım gözlerinin Ölümün inanılmazlığını yaşamasına O kadar çok zamanı vardı ki “Erken daha!” dedim sana “Beni bırakman için çok erken” Her defasında sensizliğe yolculadığım Ellerinle sildiğin yaşlarım İlk kez utandı yanında Hiç unutamam bu anı Ve dediğin kelimeler Asla unutulmaya layık değiller “Merak etme sevdiğim, Kapanana kadar sana aşkla bakacak gözlerim |
gülüşleri öpüşleri sana vermek için
sabahın gülüşünü gizledim yıllarca taşıdım o güzelliği bütün gülüşleri istedim hep hiç kimseye bırakmamacasına sabahın gülüşünü sakladım herkesten gizledim güllerden bile öpüşmesini istemedim göllerle güllerinn kalınca bir duvar çektim aralarına sabahın gülüşünü gizledim bakmasınlar mutlu olmasınlar diye perde çektim sabahlara canım sindirmesinler koklamasınlar diye sabahın gülüşünü gizledim hep senin için sakladım gülüşleri sana vermek için taşıdım onca bakışı doyasıya gülesin diye sabahların gülüşlerini sakladım dans etsin bakışsın oynaşsın seninle gülüşleri öpüşleri sana vermek için sakladım sabahları canım............... |
Beni hasretin vurdu Sendin düşlerimde gördüğüm Beni hayata bağlayan Gözlerimi kapadığımda hayaline daldığım Güzel gözlerin vardı Baktıkça umutlandığım Herşeyim sendin benim Yaşama sebebim aşkım birtanem Artık yoksun düşlerimde Umutlarımın tükendiği demdir şu an Gözyaşlarım yanaklarımdan süzüldü Kalbim parçalandı sanki Beni ne hayat ne isimsiz duygular yenemedi Ama gel gör ki işte hasretine yenildim Sen gittin bilmediğim uzaklara Hayat benim için artık durdu Sanmaki kurşun yarası Beni hasretin vurdu |
Anla artık anla beni!!!!! Sana ne kadar değer verdiğimi!!! Önemini!!yaklaşma bana kokunu içime çekmeme izin verme ve dokunma bana!!!1çünkü bana dokunduğun her saniye içim acıyor anlamıyorsun beni anlamayacaksın da!!!!!! Ama ne olur ne olur dokunma bana!!!ne olur kokunu içime çekmeme izin verme!!!!umutlar sandalına bindirme beni tamda yeni inmişken!!!! Ona daha yeni ,yeni güvenmişken yine ve daha yeni parçalarını birleştirmişken yapma bunu kalbime!!!!acı çekiyorum her söylediğin sözle , acı çekiyorum her sarıldığında çünkü sen benim en yakınımsın!!!!!! Sen hiç bir zaman gerçeği esirgemeyeceğimsin!!!!! İmkansızımsın!!!dokunma bana ne olur ve kokunu içime çekmeme izin verme!!!!! Daha fazla yorma kalbimi daha yeni bir koşudan çıkmışken!!!! İMKANSIZIMSIN!!!! NE OLUR ORDA KAL!!!!!!!!VE KALBİMİ DAHA FAZLA ACITMA!!!!!!!! DOKUNMA BANA VE KOKUNU İÇİME ÇEKMEME İZİN VERME!!!!!!!!! Seni seviyorum!!! Ve bundan asla vazgeçmicem!!! |
Gözlerimiyse hiç sorma
Akan kan,gözümden damlayan yaşla karışırken,sessizce izliyorum dışardan bu içler acısı kavuşmayı. Ne tuhaf!!!Oysa kavuşacak olan bizdik,onlar değil... Unufak oldu yüreğim.Ruhumda dolaşan kasvet yüreğime bulaştı,parçaladı,kanattı... Söylesene,kan nasıl dursun artık damarlarımda? Gözlerimiyse hiç sorma...Hançer saplandı onlara,akmasınlar mı? Yaramda alınyazın var,yaşımdaysa adın...kirlet(n)me Gidişler yorar sevdiğim,sözler üzer ve anılar...kirlenir Sen sen ol,sevdiğim ol,kirlet(n)me Ben akarım,kanarım...değmem sana Değersem bulanır suyun,değersen kirlenir ruhum.Düşme peşine anılarımın,ağır gelir... Yokluğunla perçinlenmiş günlerden elde kalan,sadece kahır... Hele sitemleri,dilimin altında kalan sözcükleri sakın aklıma getirme...Yorulursun dinlerken,acırsın,sende kanarsın,kimbilir belki ağlarsın. Yapma...gelme hatıraların üstüne,kirletmeyeceğim seni işte! Son sözler,gidişler,yitirilişler kanatır sevdiğim... Leke olur kalır,tenimde değdiğin Aşkın hası kan olur,akıtır göz dediğin Kandım,kanadım sana... Ama hep sevdim Yittim belki,ama sevdim Gözden ıraktın belki,gönülden öte olmadın hiç İnatla,olmazı olur yapmaya tutundum Vuruldum,sustum,kan kustum Yine kandım,yina kanadım Ama hep sevdim... |
mahkumsan sonuca: carpildigin sonucundur
Sağlamasi yoktur aşkin Sevdigin sürece carpansindir Sayi değerin katlanir Etkisiz elamandir askin Eğer platoniksen Esit değildir tüm esitsizlikler Varamassin sonuca bir türlü Ne negatifsindir ne pozitif Ve sonuçsuzdur tüm sonuçlar Cevaplar hep çıkmazdadırlar Inanairsan...! istedigin sonuc cikar belki Anlam ifade etmeye baslar Yazdigin tüm rakamlar Nekadar uzasa da işlem Ortak payda aşksa eğer Reeldir tüm sonuçlar Umut ettigin sürece birsindir mahkumsan sonuca: carpildigin sonucundur... |
Bir Pozunda Dağıldı Yürek
Yüreğim kırık şimdi sana Bir vesikalık pozun ardısıra Kaç kez istedim vermedin ya Yüreğim param parça Bir pozundu yokluğunda sığınağım Çılgın dalgalardan sonra limanım Olur diye düşündüğüm.. Meğerse yanıldım Bir yara bantıyım sanki Yaralarına sarıp sarmalayıp İşi bitince çekip çıkartılıp atıldım Yara bantıda seni hiç tanımadım Tüm yaralarıma sarmadım Sadece sevdim Çılgınlar gibiydim Bir fotoğrafındı istediğim Bir ufacık tebessüm Gözlerinde düşündüğüm Meğerse aldandım Şimdi Derin mavide fırtınalardayım İstemem de artık İstemem fotoğrafını Tekke ,Türbe olsa yüz sürmem Aşksız bir şehirim şimdi Belki bir gün güler gerçek sevgi İçimi dışımı vereceğim bir sevgili Tutar ellerimi |
İstanbul'a Kar Yağıyordu Yetmişdokuzun kışıydı Sertti, soğuktu İstanbul'a kar yağıyordu Kömür yanıyordu sobalarda *******i polisler, bekçiler oluyordu Bir de biz oluyorduk Ölümüne üşüyorduk ha, Yalan yok, polisler de üşüyordu Onaltı yaşındaydım Herşeyi bükecek bileğim vardı Onaltı yaşındaydım Aslan gibi ortadaydım Gündüzleri, okulda coğrafya defterimin arkasına Senin için şiirler *******i duvarlara ülkemi kurtarmak için Kahrolsun yazacak kadar adamdım Onaltı yaşındaydım Ne senin haberin oluyordu şiirlerimden Ne de birileri kahroluyordu Mahalle duvarlarına çiziktirdiğim harflerimden Onaltı yaşındaydım Yalan yok Ben yazmaya böyle başladım Coğrafya defterim bir eskiciye kurban gitti Duvarlarına yüreğimi bağırdığım o evler birer birer Yıkıldı gitti Şimdi güzel kağıtlara yazıyorum Kocaman laflar ediyorum Marşlar biliyordum Kitaplar okuyordum Koşarak ve ıslanmadan geçiyordum sulardan İstanbul'u seviyordum Seni seviyordum Dualar öğreniyordum Meydanlarda toplanıp bağırıyordum Herkes gibiydim Herkes kadar cesur Herkes kadar korkak Herkes kadar filinta delikanlı Ve herkes kadar buralı Yetmişdokuzun kışıydı Sertti soğuktu İstanbul'a kar yağıyordu Ağzımızdan dumanlar çıkıyordu konuşurken Haliç'in arkasında toplanıyorduk Gece adamı içine çekiyordu Biz geceyi içimize çekiyorduk En güzel ben yazıyordum duvarlara yazıları Herkes beni seviyordu En güzel şiirleri de ben yazıyordum oysa Coğrafya defterimin arkasına Bunu kimse bilmiyordu Sizin evin duvarına "kahrolsun" diye yazıyordum Ve hızla kaçıyordum Sizin evin duvarına birkez olsun "Seni seviyorum" diye yazamadım O zaman duvarlara öyle şeyler yazılmıyordu Dedim ya Yetmişdokuzun kışıydı Sertti soğuktu İstanbul'a kar yağıyordu İbrahim Sadri __________________ |
Sen Üstüne Alın... Sen'e Yazdım...
Kurbanlarına ağıtlar yakan he-ce'lerin iflahımı kanatır dizgisinini azat, yazgısını berbât etmiş şiirlerinde. Okur, suç ortağın olurum! Kaleminin her mesaîsi cinaî bir intihar girişimidir; seri cesetlere şık imzalar atar sepya mürekkebin! Haini tam da ihanetinden vuran kalibre balistiği bile yanıltır, bilirsin... Güdümlü çağrışımlar düşer yanaklarıma timsahımın ağlamsı satırlarından. Kıramam kalemini, kırdırmam! Sus olmak düşer bana, git lazımdır, kal gelir... Kepenklerini indirip tavanaranın pusar, yalın bir duvar yazısı olurum: "Hiçbir zaman öğrenilemez bir intiharın gerçek sebebi.. Herkes biraz kendini suçlar, kendin hep diğerlerini... "Evet, sizin kadar ben de istiyorum, artık noktası konsun, sırtımdaki kamburu köşeye kadar taşısın biri.. ve bir diğeri lütfen şu zangocu durdursun! Sen de artık öldürme!... Senin günahlarında suçlanıyor kalemim, senin günahlarında sebep buluyor uykusuzluğum! Su-su-yo-rum Yazıya ve aşka... .... _ALINTI_ |
Can Yarım
Seni sevmekten vazgeçmiyorum Sadece kadere razı oldum Sevdamı kalbime gömüyorum Can yarım çok iyi biliyorum Gözlerin bir ömür boyu gökyüzüm olacak Saçlarının kokusu baharda esen rüzgarlarla içime dolacak Ellerin getirecek en güzel rüyaları serpecek *******ime Bu sevda her daim can yarında olacak... Seni sevmekten vazgeçmiyorum Sadece mecburum ve gidiyorum Bir başka ömrü tamamlayacağım Kurduğum düşlerin boynu bükük kaldı can yarım Kocaman bir sevda ağlıyor şu çaresiz halime Kadere razı oldum Bir başka kaderi yaşamaya gidiyorum Bu sevdadan vazgeçmiyorum Mecburum gidiyorum... Seni bırakıp gidecek kadar çok seviyorum... _ALINTI_ |
ÇaĞirma Benİ
Yıkılmış viranlardan Köhnemiş düşüncelerden Diyar diyar gün sürmelerden Dönüp ardına ansızın Çağırma beni Yokluğun varlığından Susuzluğun çağlayanından Açlığın kör tokluğundan Yutkunup boşluğuna Çağırma beni Alın üstüne mor sarandan Gül yüzünden dem tutandan Vuslat vuslat diye yanmalardan Düşüp önüme ansızın Çağırma beni Aşk derdinde sürünmelerden Hasret yangınında tutuşmalardan Sıyrılıp koynunda uyutmalardan Yar yar diyip yanına Çağırma beni Yıllar yılı naçar aşkından yüreğim Bir selamına bakar oldu gözlerim Aşk sayıp gözü aç yangınını Kanarken çıkmazında bileklerim Göz süzüp süzüp zayıflığıma Çağırma beni "Tam öldün derken doğuşlarında, ben tekrar öldüm varlığında... Bırak da artık sevdamı; hortlatma..!" Gülcan Talay |
Ne zaman ayrIlIk saati gelse En vazgecilmez yerinde yasamIn Duysak ayak seslerini aksamIn Ve sokaklardan elayak cekilse Bir ürperti duyarIm o zaman Seni cagIran sesi uzaklardan Ne zaman ayrIlIk saati gelse Bir gariplik cöker icime birden Kalan tek anI gibi bir devirden Durmadan calInIr o gamlI beste Sanki birde o hazin öykümüzü Bulutlar aglar kararIr gökyüzü Ne zaman ayrIlIk saati gelse Bir caresizligi anlatIr gibi Birden degisir gözlerinin rengi Mavi solar koyulasIr yesilse SarInca ruhunu eski bir hüzün Ucar gider pembeligi yüzünün Ne zaman ayrIlIk saati gelse Uzatsan özlemle dudaklarInI Tüm agaclar döker yapraklarInI Ne cicek kalIr ortada ne bahce Sadece ugultusu o rüzgarIn Ve bir umut kIrIntIsI:belki yarIn Ne zaman ayrIlIk saati gelse Bir fIrtIna cIkmIscasIna büyük Icimdeki güllerin boynu bükük Bir zaman kalIrIm öylece Neden sonra gittigini anlarIm Icimde güller aglar ben aglar |
Sus biraz...
Duydum şiir yazmış, şair olmuşsun Önüne çıkanlar, ezilmiş biraz Şöhrete tez varan, yolu bulmuşsun Dilin ayarını, tuttursan biraz Hece dememişsin, aruz dememiş Bakmışsın tutmamış,serbest denemiş Yıllarca şairun, seni beklemiş Dev eserlerine, doyursan biraz Aşkın en derini senden sorulur Sitemin beteri, sende bulunur Olsa olsa ancak, bana olunur Zannettiğin aşktan,buyursan biraz Kuşlar ve nebatat,sana benzermiş Çiçekler diz kırıp, pirimiz dermiş Bir gülüşün var ya ömre bedelmiş Oysa senin yüzün, somurtkan biraz En güzel besteler sana yapılmış En içli güfteler sana yazılmış Sanat camiası, görsün nasılmış? Şöhreti tavana, sert vuran biraz Beni taşıyamaz, çöker demişsin Serveti yetişmez, biter demişsin Ancak eldivenden, öper demişsin Peşindeyim sanıp, oyalan biraz Senle son alakam, bil ki bu şiir Neler çektiğimi, bir Allah bilir Gidersen git kızım, yenisi gelir Madem beni yaktın, sende yan biraz Sanma perişanım, küstükten beri Al kalemi sende, göster hüneri Atınca köprüyü dönülmez geri Şiirlerle konuş, uzaktan biraz, |
Acele Aşk
Daha dün gördüm seni düşümde, aşık oldum. Uyandım, yoktun. Uyumak istedim tekrar, Olmadı. Hepsi bu kadarmış demek. Eh, mutluluklar dilerim sana, düşümde gördüğüm, gördüğümü sandığım, seni sandığım sana… |
Ne Çok Sevdİm Senİ Oysa...
Ne çok sevdim seni oysa... Beni hayat oyunun bir perdesinde Küçük bir figüran olarak görürken sen Bilmiyordun , Sen benim hayatımdın... Yediğim ekmek , içtiğim su,aldığım nefes , Yaşama sebebimdin benim... Seninle güzeldi görmek , Senin sesini işitince güzeldi duymak, Sana gelirken daha bir önemliydi yürüyebilmek, Sana dokunamadığım için Hiç bilmedim , Neydi bir tenin sıcaklığını hissetmek? Ne çok sevdim seni oysa... Bir yabancı gibi gelip geçerken kapından Nerden bilecektin sen , Yaşarken cehennem azabı çekmek ne demek... Kor kor yanan yüreğimle , Bakışlarından dökülen buz parçaları üzerinden yürüdüm Sardım sarmaladım gizledim sevdamı Sen görme , görüp de incitme diye... Ne çok sevdim seni oysa... Gel dediğin an , ölüm bir adım ötede , Sevda yanı başımdaydı benim için. Ne sevmemi istedin , ne ölmemi uğrunda.. Oysa sen istemeden seven ben , Sevgisizliğinde öldüm , Öldüm ama öldürmedim sevdamı... Ne çok sevdim seni oysa... Kan gülleri dizdim sana gelen yollara Dikenlerini ezdim geçtim de Vazgeçmedim , yüz çevirmedim sevdama... Candın , kandın , güneştin , ay’ dın , Havam , suyum , toprağım , Yaşamaya dair ne varsa hepsi sendin.. Yaşatmadın... Ne çok sevdim seni oysa... _ALINTI_ |
Bana sarf ettigi sözler büyük günah
GIT GIT! Yanimda gecirdigin her dakika bize haram!!! SUS! Bana sarf ettigi sözler büyük günah!!! BAKMA! Gözlerime baktigin herher an büyük bir azap!!! DOKUNMA! Elimi tuttugun her dokunus, bir ciglik!!! AGLAMA! Gözlerinden akan her yas, bir yangin kalbime! GÜL! Gülüsünü seyretmek bensiz mutlu olabildigini görmek, hem bir sewinc icimde, hemde yasarken öldügümü seyredebilmek |
Oyuncak kırıkları Kalp kırıkları
Sadece, biraz daha sıkı sarılmak istiyorum… Kemiklerini kırana kadar, içime sığdırana kadar… Kalp atışlarımı, ebediyen durdurana kadar Sadece sarılmak istiyorum, Bir olana kadar… Kararmıyor *******, gündüzler de aydınlık sayılmaz, Ne zaman uykuya tutunsam, Karışır gündüzüm gecem… Tek bilmek istediğim bu değil kızıl toprak, Ufuk çizgisini, silmeyi başarsak, Tamamen… Uçabilir miydim? Gök yere inse, Ya da yer gök bilinmese… Bir dudağı yerde, Bir dudağı gökte mi olurduk? Mavi gecelikli martılarım vardı ya uykuyla tanışmadan önce, Buluttan kafeslerde, Denizden yorganı çekip alev sırtına, Bir sahilin yanışına, tanık oldu mu hiç ellerindeki kar tanesi? Sadece, Sadece biraz daha sıkı sarılmak istiyorum, İçimdeki nefese… Alıp, dışıma koymak, Tanışmak… Biraz da tartışmak geçmişe dair zaman aralıklarında… Ağlamak… Ağlama… Ağla… Ruh sahnenin, müdavimini hatırla… Bir çocuk vardı ya, Gözleri bahar sevinci, Minik avuçlarında insan sevgisi… Biraz kırgın, biraz da meraklı Hayata dair bildikleri sınırlı, Çok sınırlı… Annesi, babası, Pamuk şekerleri, oyuncak ayısı… Anneannesinin tavukları… Ana haber bültenindeki, gözlüklü kadın, Haber olan yorgun adam… Kırıkları… Oyuncak kırıkları Kalp kırıkları… Sadece sarılmak, Biraz daha sıkı sarılmak istiyorum yastığıma, Rüyasız bir gece, aralamalı kapısını ve içeri usulca girmeliyim… Kan akmasın ırmaklarımdan, İrin kokmasın insan nefesleri, Sesleri… Çığlık sesleri olmasın… Sarılmak, Sadece sarılmak… Kendime… |
Beynime çakılısın bir resim gibi
Neden sensizlik duygusu hapsediyor beni kapkaranlık odalara Neyi bekliyorum gelmeyeceğini bilerek umutsuzca Neden yağmurlar yıkıyor güçsüz yıpranmış bedenimi Neden yalnızlık savuruyor uzaklara bembeyaz hayallerimi Ayrılık solduruyor sevgi çiçeklerimi Beynime çakılısın bir resim gibi Neden bütün yollarım çıkıyor sana Neden âşık olamıyorum bir başkasına Bilemiyorum Sanma ki ben sensiz yaşıyorum Bir türlü seni kalbimden silip atamıyorum |
Konusurken suratın nasıldır
Kelimelerini gordugum, cumlelerinden vurgularını tahmin etmeye calıstıgım, orda olup yazdıklarımı okuduguna, beni anladıgına inandıgım sen. Konusurken suratın nasıldır, elini oynatır mısın? Dokunur musun konustugun kisiye? Ya mimiklerin? Bakamadıgım gozlerinin rengi ne? Sen de merak ediyor musun yuzumun konusurken ki halini? Konusurken gozlerine bakarım karsımdakinin, sagır degilim ama dudak okumayı severim ben. Bilebilir misin tum bunları?....Sanmıyorum Peki nedir ikimizi bu denli yakınlastıran? Gormedigimde ozlettiren seni? Saatlerce yazıstıgım, gulmekten sandelyeden dusecegimi hissettigim, hayatımın en gizli yerlerini paylastıgım sen kimsin? Nedir seni bu denli ozel kılan? Kelimelerce herkes guzel galiba. Kelimeler zırh gibi.Kelimeler sıgınak. Daha kolay ifade edebiliyoruz kendimizi. Yuzleri gormeyince daha yakın, daha mı insan oluyoruz yoksa? Sana kelimelerle ulasırken daha mı açık oluyorum? Kavga ederken kelimeler daha mı aslan kesilmene neden oluyor? Nedir sana guvenmeme sebep? Kelimelerin yeterlimi seni hayatıma sokmama, ozlememe... Seni gordugumde sevinmeme... Gideceginde ‘gitme’ dedirten, ‘dur daha konusacaklarımız var’ dedirten ne bana? Gittiginde ekranda kalakalmamı saglayan ne? Kabullensem sanallıgını, gerçek yasantıma gecirmesem, gercek anlara sokmasam seni... Olmuyor, yapamıyorum...Nasıl silebilirim ki seni? Sevincimi, uzuntumu paylasmak icin sabırsızlandıgım... Beni sevmenden , benim seni sevmemden nasıl vazgecebilirim? Kelimelerce herkes guzel... Gercek ya da sanal... |
Her takvim yaprağını koparışımda biraz daha yaşlanıyor ruhum
Biliyorum artık.. Çaresiz kalıyorum konu seni unutmak olunca.. Böyle zor olduğunu düşünmemiştim..Bu yoktu hesapta... Her takvim yaprağını koparışımda biraz daha yaşlanıyor ruhum.. Biraz daha umutsuz oluyorum.. Bukadar ağır olmamalıydı bedeli seni sevmenin.. Acıyan gözlere maruz kalmamalıydım.. Olur Olmaz düşüncelerim olmamalıydı.. Gün gelirde yüzümdeki mutluluk maskesi düşecek diye korkuyorum.. Yoruldum artık bu yolda yürümekten.. Aynı hayalleri kurmaktan.. Sende takılı kalmaktan.. Sensiz seni yaşamaktan.. Yoruldum.. Her zorluğa karşı koyabildim.. Her duvarı yıktım ama sende aciz kalıyorum.. Geç kalmış sözler neye yarar ki.. Söylesemde ne değişecek.. Sen mutlu(!) yuvandayken sana bu sözlerim anlamsız gelecek nasılsa. Varsın benimde hayatım seni özlemekle tükensin.. Varsın yokluğunun acısı içimi yaksın.. Varsın Olsun be Güzelim.. İtirazım olmaz yuvanda mutluysan.. |
İhanetinin bedeli bumuydu kadınım
İhanetinin bedeli bumuydu kadınım? Boş bir masa ve boş bir kadeh... Hiç sevmedim asLında,dudakLarımın değdiği bedenLeri.. Ellerim sen kokarken... BiLemedin sen içimdeki voLkanLarı..KâbusLarı mı.. SebepLenme..işte kimsesizim sensizim, pişmanım!kadınım. İçleniyorum, kadınım!kızıyorum içimdeki Ses`e ve Sana. Pişmanlıktan bahsederken, yarım kalmış herşeye ve bana.. Kadınım! koLay değiL sızıLarım..Tenim haLa sen kokuyor,sesim haLa titrek.. Ah be kadınım!sevdim seni!Hemde sessizLiğinLe sevdim.. Ben hiç bu denLi seviLmedim kadınım!!Hiç gözyaşıma dokunmadı kimliksizLer.. Aşkın muhasebesini, yapamadım..Sorma neden diye! Sadece sus! Sevdim kadınım seni.. Oysa ki sen atmıştın AŞK'ın tohumlarını yüreğime.. Yine sen çiğnedin onları filizlenmesin diye.. Tek bir şey sormalı aslında sana.. İhanet kaç zamanlık, ihanet kaç kişilik?.. Ya da neden bu iğrençlik,niye?.. Anlam veremedim ben`e, sen`e.. Ve noktayı koydum yüreğime.. İmzanı attın İHANET'inle. İzi kaldı yüreğimde.. |
Bu puslu gecenin köründe gitme nolur, Böyle çaresiz, mecalsiz, sensiz bırakıp gitme. Bak açtım işte yüreğimi sonuna kadar Döktüm içinde gam, keder, tasa nevarsa Bi seni bıraktım geriye... Gitme...Bölesi yetimliğe dayanamam gitme... Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar, Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar Sende başını alıp gitme ne olur... Çıkma o beyaz kapıdan gitme... Aldanma beyazlığına inan ardı kapkara. Üzerler seni, yorulursun, düşer, kanarsın gitme. Bilirsin acırsa canın iki kat acırım gitme. Böle yara bere, bi çare bırakma gitme Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar, Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar Sende başını alıp gitme ne olur... Hayat akmaz ki sensiz gitme; Zaman geçmez ecel bile gelmez gitme. Yürekse yürek, ömürse ömür al vereyim ama gitme. Ellerim titrek, yüreğim kavrulur sensiz Koskoca bi sonsuzluğa itersin beni gitme. Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar, Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar Sende başını alıp gitme ne olur... O zaman al şarkılarımızı, şiirlerimizi götür Ama geri ver bana beni; yiten zamanımı Hadi ver bana senin için harcadığım ömrümü. Yapa bilirsen git... Alabildiğine yollar senin... (Ama yine de gitme nolur) Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar, Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar Sende başını alıp gitme ne olur... Ahhh ne olur... alıntı |
bir tebessüm varmı uzak diyarlarda, gülünü eline alınca dikeninden korkmadan tutabilen, seviyorum derken,sevilmeyide bilen, sefayı çekerken cefasındada durabilen.. ölüm olsa yolunda koşabilen hani mecnuna kavuşmak için engelde durabilen hani ferhat için dağları delen varmı??? yok o aşklar dünlerde kaldı bu dünya vefasızlarla taştı.. şimdi bir sevdayı bulmak. uzayda nefes almak; denizde ateş yakmak karada balıklarla oynamak.. şimdi sevda yalanla yaşamak.. sevda artık olmuş dünyada zulum.. anlamı kalmış birtek gülüm. oda benim için ölüm... seni orada bekliyorum cennet gözlümmm...!!!!!! alıntı |
bir sesle irkildim yerimden. artık benimsin diyordu alamaz seni kimse elimden korktum ve kaçtım arkama bakmadan deli gibi koşarcasına hiç soluk almadan umutsuzca sonra yoruldum. dinlenmek istedim, o an karşıma çıkan çeşme başında. bir su içeyim dedim ama nafile çeşmenin suyuda kesilmişti, neyse nefes alıyorum ya bu bile yeterli, havada güneşli bir gün, nefes bile zor alınıyor. ama ben yenilmemeliydim kaçmalıyımdım koşarak olmasada yürüyerek aşmalıydım. azimliyim ben yaparım. ve devam ettim. taki o çakıl taşı takılana kadar ayağıma. düştüm... yerden kalkamadım ve daldım;; rüyamda geri dönmüşüm kovalayanmış benim eğlenmem gülüşüm. kaçtığım o sevdaymış benim ödülüm. uyandığım da; artık dünya çok uzaklarda ben ahiretin yollarında ve dünyadaki tek hatıra o son gördüğüm rüyaaaa......!!!!!! alıntı |
sevgi sustu sen tekrar dinlemeye hazır olana dek!!
ben küçük bir maviydim ellerinde öyle sanmıştım ya da sanmak(?) oysa inanmıştım, inandırmıştın son yenilenilişiydi kalbimin öyle istemiştim sen de öyle istemiştin ya da öyle söylemiştin oysa son yenilişiymiş söylemişsin fark etmemişim son kez mavi aktı göz yaşlarım bu gün seni yeniden görünce sen gökyüzü kadar maviydin yine gökyüzü kadar uzaktın...mavi ve uzak... ama her zaman göyüzü gibi sonsuz olacaksın susturdun yüreğimin hiç başlamayan çığlıklarını sana içimdeki seni hiç anlatmamıştım ama sen bıkmışsın anlatmamdan sustum şimdi sonsuza dek sen hiç duymayacaksın hiç anlamayacaksın hiç söylemeyeceğim içimdeki sevgi sustu sen tekrar dinlemeye hazır olana dek belki bu yazıyı okuyunca yeniden dinlersin beni ama hiç okumayacaksın ki... biliyorum okumayacaksın bakmayacaksın... bana hoşça kal demiştin ya hoş kalamadım... sensiz hoş olunmuyormuş... seni her gün gökyüzünün mavisine görüyorum gözyaşlarımla her gece geri geliyorsun maviye boyadığım duvarlarımdan bana alıntı |
Gamsız Hayat...
Sormayın neden bu durgunluğum… Görmeden kuytu yaralarımı… Sormayın neden bu huysuzluğum… Bilmeden saklı duygularımı… Uzaklara dalmış, nereye baktığını bilmeden izliyor dört bir yanını… Seyrediyorum yüzünü, ellerini ve belki de dışa vurulmamış tüm kırgınlıklarını… Hüzüne kapılmış bedeni…Öyle ki gözlerinden görüyorum yüreğindeki bulutları… Çok mu dertsiz duruyorum uzaktan bakınca ? Çok mu kalender sandınız dert anlatmayınca ? Göz göze geldik aniden…Baktı ve sıcacık güldü… Biraz korkak, biraz acı yaşlar süzüldü gözlerimden… İçim acıdı diyemedim… Kala kaldım öylece… Tanımadığım bir yüze ‘yüreği’ kadar yakınım şimdi… Gözlerinden görüyorum yüreğini…Titriyor içim… Sanmayın biter bu durgunluğum… Sarmadan kuytu yaralarımı… Sanmayın biter bu huysuzluğum… Açmadan saklı duygularımı… Belki de tüm duyguları, acıtan gülüşlerinde saklı…Belki de bir bir hapsetti gözyaşlarını yüreğinin en ücra köşesine…Bilmiyorum ! Sadece gözlerinden çekiyorum acısını…Öyle ki ağlamak istiyorum delirircesine… Çok mu güçsüz duruyorum derdimi paylaşınca ? Çok mu çaresiz dersiniz dertten ağlayınca ? Korkuları anlaşılmazlığa dair…Sustukça acıyor her bir yanı…Dökülmüyor gözyaşları da kelimeleri gibi..Öyle ki gözlerinde gizli suskunluğu... Gamsız hayat, herkese başka sunar garip oyunlarını… Gamsız hayat, herkese başka kurar kahpe tuzaklarını… Gamsız hayat, herkese başka sorar geçmi hesaplarını… Gamsız hayat, herkesi başka yorar görmez gözünün yanı… Kimbilir, hayatın hangi durağında yitirdi benliğini… Bilmiyorum… Hissetmiyorum… Görmüyorum… Kapadım gözlerimi… İçim acıyor … alıntı |
Biliyor musun sevgili? Seni her düşünmem Bir gül açtırmalıyken içimde Bulutlar aşk mavisine, Rüzgârlar melteme dönmeliyken Hayalinle şenlenmeliyken yüreğim Tarifsiz bir fırtına başlıyor nedense içimde İstanbul ağlıyor benimle Sen, gözyaşı oluyorsun gözlerimde İşte o vurgun saatlerimde Yokluğun işleniyor gözlerime İşleniyor da… Ya yorgun düşüyorum Ya ela mermiler vuruyor beni Gecenin orta yerinde En çok bildiğim şey Haddim olduğu halde Haddimi aşıyorum Aşıyorum da, Ölümü arıyor gözlerim Sensizlik yüreğime her düştüğünde İşte o vurgun saatlerimde Kalem yapışıyor elime Hüzün bıkıyor mısralara düşmekten Oysa en iyi sen bilirsin En çok sevdiğim şeydi gülmek Ve en çok sevdiğim şeydi Yaşamı, ilmek, ilmek örmek Ya, attığım düğümler bozuluyor şimdilerde Ya da mutluluk denen sihir kayboldu gidişinle Neşeler yakışmıyor artık dilime Susuyorum… Karışıyorum; Vurgun saatlerimin rengine Karışıyorum da, Kimseler bilmiyor, Kimseler görmüyor hüznümün rengini Bir hüzün deryasında boğuluyorum her gece… İhsan TURHAN |
Gel..
Ey düzenbaz dünya!.. Sen anılarımın siyah gölgesi, Yağmur ol yağ yaralarıma… Karanlıklarıma güneşlerinle gel… Kaybettiklerim aldıklarımın terazisinde ağır Lal toprağıma … Yağmalamadan aşağılamadan gel.. Zamanın en ketre gecesine kalmadan Çarmıha germeden umutlarımı, Elinde taze fidanlarla gel.. Yangın yeri yüreğime ,bir hoş seda Nezih le gel Gel, Gülümserken vurgunluğuna, Güller, karanfil, krizantemlerle gel!.. Kaldırım yosması kadar kanayan yüreğe, Mutluluğa ak pak duygularla gel... Gelde , Öpüşler gülüşler sonsuz sevişler olsun Siyahıma beyazlıklarla gel….. Gel,gel hadi gelsene |
mahkumsan sonuca: carpildigin sonucundur
Sağlamasi yoktur aşkin Sevdigin sürece carpansindir Sayi değerin katlanir Etkisiz elamandir askin Eğer platoniksen Esit değildir tüm esitsizlikler Varamassin sonuca bir türlü Ne negatifsindir ne pozitif Ve sonuçsuzdur tüm sonuçlar Cevaplar hep çıkmazdadırlar Inanairsan...! istedigin sonuc cikar belki Anlam ifade etmeye baslar Yazdigin tüm rakamlar Nekadar uzasa da işlem Ortak payda aşksa eğer Reeldir tüm sonuçlar Umut ettigin sürece birsindir mahkumsan sonuca: carpildigin sonucundur... __________________ |
Bir Pozunda Dağıldı Yürek
Yüreğim kırık şimdi sana Bir vesikalık pozun ardısıra Kaç kez istedim vermedin ya Yüreğim param parça Bir pozundu yokluğunda sığınağım Çılgın dalgalardan sonra limanım Olur diye düşündüğüm.. Meğerse yanıldım Bir yara bantıyım sanki Yaralarına sarıp sarmalayıp İşi bitince çekip çıkartılıp atıldım Yara bantıda seni hiç tanımadım Tüm yaralarıma sarmadım Sadece sevdim Çılgınlar gibiydim Bir fotoğrafındı istediğim Bir ufacık tebessüm Gözlerinde düşündüğüm Meğerse aldandım Şimdi Derin mavide fırtınalardayım İstemem de artık İstemem fotoğrafını Tekke ,Türbe olsa yüz sürmem Aşksız bir şehirim şimdi Belki bir gün güler gerçek sevgi İçimi dışımı vereceğim bir sevgili Tutar ellerimi _ALINTI_ |
İstanbul'a Kar Yağıyordu
İstanbul'a Kar Yağıyordu Yetmişdokuzun kışıydı Sertti, soğuktu İstanbul'a kar yağıyordu Kömür yanıyordu sobalarda *******i polisler, bekçiler oluyordu Bir de biz oluyorduk Ölümüne üşüyorduk ha, Yalan yok, polisler de üşüyordu Onaltı yaşındaydım Herşeyi bükecek bileğim vardı Onaltı yaşındaydım Aslan gibi ortadaydım Gündüzleri, okulda coğrafya defterimin arkasına Senin için şiirler *******i duvarlara ülkemi kurtarmak için Kahrolsun yazacak kadar adamdım Onaltı yaşındaydım Ne senin haberin oluyordu şiirlerimden Ne de birileri kahroluyordu Mahalle duvarlarına çiziktirdiğim harflerimden Onaltı yaşındaydım Yalan yok Ben yazmaya böyle başladım Coğrafya defterim bir eskiciye kurban gitti Duvarlarına yüreğimi bağırdığım o evler birer birer Yıkıldı gitti Şimdi güzel kağıtlara yazıyorum Kocaman laflar ediyorum Marşlar biliyordum Kitaplar okuyordum Koşarak ve ıslanmadan geçiyordum sulardan İstanbul'u seviyordum Seni seviyordum Dualar öğreniyordum Meydanlarda toplanıp bağırıyordum Herkes gibiydim Herkes kadar cesur Herkes kadar korkak Herkes kadar filinta delikanlı Ve herkes kadar buralı Yetmişdokuzun kışıydı Sertti soğuktu İstanbul'a kar yağıyordu Ağzımızdan dumanlar çıkıyordu konuşurken Haliç'in arkasında toplanıyorduk Gece adamı içine çekiyordu Biz geceyi içimize çekiyorduk En güzel ben yazıyordum duvarlara yazıları Herkes beni seviyordu En güzel şiirleri de ben yazıyordum oysa Coğrafya defterimin arkasına Bunu kimse bilmiyordu Sizin evin duvarına "kahrolsun" diye yazıyordum Ve hızla kaçıyordum Sizin evin duvarına birkez olsun "Seni seviyorum" diye yazamadım O zaman duvarlara öyle şeyler yazılmıyordu Dedim ya Yetmişdokuzun kışıydı Sertti soğuktu İstanbul'a kar yağıyordu İbrahim Sadri __________________ |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:35 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.