![]() |
Bir gün Fatih Terim Fransa milli takımı antrenörü Aime jacquet ile karşılaşmış.
- Hocam sen bu takımı nasıl seçtin de şampiyon oldunuz? demiş. -Çok kolay zekalarına göre seçiyorum. Bak mesela sana bir örnek vereyim demiş ve Zidane'ı çağırmış. - Zidan'a oğlum söyle bakayım senin annenin ve babanın çocuğu olan ama senin kardeşin olmayan kimdir? Zidane biraz düşünmüş, tabiiki ben oluyorum demiş. Fatih Terim bundan çok etkilenmiş. Türkiye'ye döner dönmez Hakan Şükür'ü çağırmış. - Hakan sana bir soru soracağım eğer bilirsen bu hafta seni takıma alırım, bil bakalım annenin ve babanın çocuğu olan ama kardeşin olmayan kimdir? Hakan biraz düşünmüş işin içinden çıkamamış, biraz zaman istemiş ve hemen koşmuş Arif'i bulmuş. - Arif annenin ve babanın çocuğu olan ama kardeşin olmayan kimdir? Arif cevap vermiş: Benim tabiiki, Hakan sevinçle Fatih Terim'in yanına dönmüş: - Sorunun cevabını buldum hocam: Arif'imiş Fatih Terim köpürmüş - Vay salak herif Arif olur mu hiç, doğru cevap Zidane idi. |
Amerika'da yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış. Hastaneye kaldırmışlar. Tabii ilgi obiçim. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Neyse doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış, çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış.
-HEY JOE, Ön kapıyı tutmuşlar, arka kapıdan kaçalım. |
Adam bürosuna gelir gelmez sekreterine kendisini arayan olup olmadığını sormuş. Sekreter bir beyin geldiğini ancak adını söylemediğini belirtmiş. Adam "O sersem kardeşim olmalı" diye söylenince sekreter, "Olabilir efendim. Çünkü size çok benziyordu" demiş.
|
Benzin istasyonunun önünde bir afiş: "Depoyu dolduran Lotaryada tutturursa bedava seks kazanıyor." İki kafadar benzinciye "Doldur depoyu" der, sonra bedava seks için lotaryaya talip olur... Benzinci sorar: Kafamdan bir sayı tuttum, bilirseniz bedava seks. "Üç" derler... Benzinci, "Bilemediniz, ben beş tutmuştum." Bir hafta sonra iki kafadar yine gelir, depo yine doldurulur, yine lotarya... Bizimkiler "Yedi" der. Benzinci "Olmadı, ben altı tutmuştum". Üç gün sora yine depoyu doldururlar, yine lotarya... "Iki" derler, benzinci "Bir" der. Kafadarlardan biri arkadaşına açılır... "Yahu bu bizi kandırıyor galiba, hep başka rakam söylüyor... Hile yapmasın!" Diğeri cevap verir: "Yok canım kız kardeşim arka arkaya iki kere kazandı."
|
Kadın sevgilisiyle birlikteyken kocasının eve girdiğini duyar.
- Çabuk! Köşeye geç ve bir heykel gibi davran. Adamın her yerine bebek yağı sürer, üzerine de bebe pudrası serper. - Sakın kımıldama ve heykelmişsin gibi davran! - Bu nedir? hayatım, diye sorar kocası kapıdan girer girmez. - O mu? Sadece bir heykel. Smithler yatak odaları için bir tane almışlardı. O kadar sevdim ki bir tane de ben ısmarladım. Kimse o andan itibaren heykel hakkında konuşmaz hatta yatağa girene kadar. Gece saat iki gibi koca kalkar ve mutfağa gider, bir kaç dakika sonra da elinde bir sandviç ve bir bira ile geri döner. - Al bakalım, der, bir şeyler ye. Ben 3 gün boyunca Smith'lerde idiyot gibi dikilirken kimse bana bir bardak su bile vermemişti. |
İtalya'da Vatikan yakınlarında bir eve gece hırsız girmiş. Hırsız evin içinde karanlıkta ilerlerken arkasından bir ses gelmiş:
-Seni ben görüyorum. İsa da görüyor! Hırsız panik içinde bir köşeye sinip ve farkedilmemeyi ümit ederken ses tekrar yükselmiş - Seni ben görüyorum. İsa da görüyor! Hırsız sesin kendine seslendiğine emin olunca el fenerini açıp, sesin sahibini aramaya başlamış ve bakmış bir Papağan! Şaşkınlıkla söylemiş - Konusan sen miydin? Papağan tekrar konuşmuş -Evet.. Bunun üzerine Hırsız -Ama sen Papağansın! Papağan cevap vermiş. -Evet ben Papağanım...İsa da Doberman.. |
Bıçkın ve aynı zamanda hovarda bir adam ölür ve cehenneme gider. Cehennemde birkaç gün kaldıktan sonra cennet görevlisi melek gelir ve seni cennete götüreceğim der. Bizim bıçkın halinden memnun görevli melekle cennetin yoluna koyulurlar. Cennetin kapısına yaklaştıklarında içeriden feryat figan sesler duyar ve meleğe döner,
- Sen beni cennete götürecektin der. Melek burası cennet deyince, içerideki sesler nedir demiş, melek : - ha o sesler içerideki iyi insanlara kanat takılacak onun için sırtlarına delik açılıyor demiş. Bizimki ürkmüş cennetin yolunda biraz daha ilerlemişler bu sefer geçenki seslerden daha acı ve yoğun sesler gelmeye başlamış. Bıçkın yine sormuş; Şimdi neler oluyor, neden sesler daha acı? Melek: - İyi insanların başlarına halka takılacak onun için başlarını deliyorlar. Bizimki iyice korkmuş ve ben cehenneme gitmek istiyorum deyince melek iyi ama orada da sana kuyruk takacaklar demiş. Bıçkın olsun olsun nasıl olsa onun deliği hazır demiş. |
Becky ve Sam 50'nci evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı. Sam birden soruverdi: "Sevgilim, bu elli yıl içinde beni hiç aldattın mı?.." "O da nereden çıktı?" diye sinirlendi Becky.. "Cevabı da öğrenmek istemezsin herhalde ?.." "İsterim" dedi Sam.. "Lütfen anlat, ne olur?.." "Madem öyle" dedi Becky, "Üç kez aldattım seni.." "Üç kez öyle mi?.. Kimlerdi onlar?.." "İlki" diye anlatmaya başladı Becky, "Hani sen 30 yaşındaydın ve kendi diş kliniğini kurmak istiyordun ama hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka yöneticisi eve geldi, hiçbir şey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern araçları getirebildin." "Ooo Becky.. Benim için kendini feda ettin ha.. Benim sevgili karım!.. Peki ikincisi.." "Hani 50 yaşında felaket bir kalp krizi geçirmiştin.. Çok kritik bir bye
-pass ameliyatı geçirmen gerekiyordu da, hiçbir doktor sana el süremiyordu.. Her an ölebilirdin. O sırada Dr. Bakey onca yoldan kalktı geldi. Ameliyatını yaptı, seni hayata döndürdü.." "Ah benim sevgili karım.. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin öyle mi?.. Hiç kimsenin böyle harika bir eşi olamaz. Böyle bir şey yapman beni ne kadar sevdiğini gösterir. Üçüncü peki?.." "Hatırlıyor musun, yıllar önce Diş Hekimleri Odası Başkanı olmayı fena halde istiyordun ve 47 oyun eksikti?.." |
Üç mahkum cezaevi yolundadır. Her birine, hapiste geçirecekleri günler için bir eşya getirilmesine izin verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve sorar, "ee, sen ne getirdin ?", diğer mahkum bir kutu boya çıkarır ve bunlarla her şeyi boyayabileceğini söyler ve diyer mahkuma sorar, "sen ne getirdin ?". Oda, yanındaki kutuyu açar ve içinden iskambil kağıtlarını çıkarır. "Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kart oyunu oynayabilirim" der. Üçüncü mahkum köşede sessizce sırıtarak oturmaktadır. Diğer iki mahkum fark eder ve sorarlar, "Sen niye kendinden eminsin o kadar, sen ne getirdin ?" Üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek "bu tamponları getirdim," der. Diğer iki mahkumunda kafası karışmıştır, merakla sorarlar, "Bunlarla ne yapabilirsin ki?" Üçüncü yine sırıtır ve kutuyu göstererek "Kutuda yazdığına göre, bunlarla at sürebilir, yüzmeye gidebilir hatta paten kayabilirmişim"
|
Bir adam uçağıyla Afrika'nın üzerinde gezerken birden uçağı arızalanır ve ormanlık bir alana düşer. Adam ne yapayım ne yapayım diye düşünürken birden bir Afrika kabilesinin ona doğru yaklaştığını görür. Adam içinden "İste şimdi boku yedik" der. O anda düşüncesinde Nur yüzlü dedenin sesini duyar.
- Hayır evladım boku yemedin. - Peki ne yapmam gerek ? - Şuradaki mızrağı görüyor musun? - Evet. - Al onu öndeki renkli giysili adamın tam kalbine batır. Adam mızrağı alır ve adamın tam kalbine batırır. -Evladım işte şimdi bo** yedin. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:53 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.