![]() |
Gizli Gömü
Gökte yetimdim İndirdin yere bir bakışla Ellerimi tutup birden Atlattın sekilerinden Yanlız şehrin Sokaklarda ıssızlık yürüyordu Bedenimin ötesindeki Gizli gömüye Yakın olmuyor mu güvenmek Yetmiyormu Özlüyordum gülmeyi Öfkeyi bilmeden Yazık olmuyor mu Sana bana bize Bu geliş gidişler İniş çıkışlar Boşuna mı söz verdik Yalancı yemişlerimize Yerli cennetten Hadi Alda gel artık öfkemi Sok ellerinle Sökmeden nakışlarını Aydınlık yarınlarına kalbimin |
Göç
1948 senesiydi Önce Galata'lı Bedros gitti Osmanlı altınlarıyla İsrail Hayfa'ya Sonra Bakıköy'lü Madam İviç kedileriyle Ukrayna'ya Boşaldı Tarlabaşı Sessizleşti balık pazarı Terkedilişin hüznü düştü Beyoğluna Renkler soluklaştı Nevizade sokağında Bir süre bir ölü sessizliği yaşadı canım Beyoğlu Bir gün Siirtli Hafız geldi dokuz baş nüfusuyla Bitlisten Hamalbaşı Hüso burma bıyıklarıyla Tokatlı tellak nuri dizildi tekmil köylüsüyle Cağaloğlu hamamına Urfadan acılı lahmacun geldi Antepten sini sini baklava Adanadan ocakbaşı muhabbeti geldi Kayseriden Altın dişli Hacı Osman Sonra Elliyedi Krizi patladı Yunanlılarla Karaköy Limanına zor attı kapağı Pastacı Nikol Madam Maksimiyadis günlerce ağladı Selanik Vapurunda Bekar odalarına Artist Nalan yerleşti arkadaşlarıyla Taksimi nonoş Nuri ve emsalleri parselledi sokak sokak Kurtuluşa Edirneli Roman falcılar yerleşti apartman apartman Klark Muaamer pansiyon açtı tam iki tane Niğdeli Osman dikiş atelyesi kurdu garibim Ve sonra sonra Keçi sakallı birileri geldi/gezdi Ve bazı fotoğraf makinalılar Poz poz resim çektiler Başkada kimsecikler uğramadı Turizm patlayana kadar |
Göç Kervanı
Gördüm görmediklerimi papuçsuz tabanlarda Karlar yağmış öpülmemiş düzlüklere görmedin mi Ağaçlar kavlamış ayrılık özleminden baharlara Sen hiç avuçlamadınmı lodos rüzgarını sabahlarda Al değil mi gül El değil mi kul Bayramlarla matemin savaşında Sızlanmasın kızanlar hasret fakirlik değil Kuşlar göç kervanında sen katılmadın mı |
Göçmen Kuşlar Ağlıyor Kuytularda
Her gece aynı rüya Dağlar karanlık birer çadır gibi Ve köyler... Pencerelerden taşan ışık Senin kokun geliyor yamaçlardan Kenger sakızı ve kekikle karışık İnerken aşağı... Sürüler nazlı nazlı Rüyaları...korkuları...yürekleri.. Sana alışık Her gece aynı rüya... Ben en önedeyim Gerimde sıra sıra selvi ağaçlar Ağlıyorum sessiz sessiz Göçmen kuşlar ağlıyor kuytularda Bir ben ağlıyorum,bir göçmen kuşlar Kurumuş dere yatakları Suya kesiyor korkudan Senin sesini duyuyorum O incecik inleyen sesini Sel olup akarken vadilerden aşağı... Her gece aynı rüya Ben sızlıyorum Yaralar çok derinlerde Bıçaklar inip inip kalkıyor Gölgelerden anlıyorum Hafifçe doğrulmadan Bu benim kaderim Kanıyorum her çıpınışında Usul usul damlıyorum Yanaklarından yanağıma Her gece aynı rüya Bekliyorum Gelmiyorsun En derin uykuda.... |
Gök Deniz
Bir rüzgar mavisi Gök denizimde Yıkıyor içimdeki soruları Sararmış kuru yapraklarla Çok uzaklarda Lodosların ortasında Deniz kızına Bir benim için Çakıl taşları kumsalımda İskele alabanda Hey dost vapur kalkmadan Sarı saçlarına vurgunum güneşin Ay kıskanmasın Ben ağlıyorum bu gece Sen nerdesin Üveyik kuşları aldı martıların yerini artık gel Deniz tel tel oldu Ağardı tuzlu sular Kabardı köpürdü yokluğuna Ak-pak Sen nerdesin Sen nerdesin Kiminlesin Hangi çadır tiyatrosunda Ve hangi kumpanyada Bu gece sesleniyorsun Alafarnga Bir rüzgar mavisi Bir anlık Geldi geçti işte Kalemim yazmaz oldu Kağıdım şimdi biter Hava puslanır Güneş gider Yelkenim kaybolur ufuklarda Sarı saçları sevgilimin Siyaha döner Akşam iner kuytularıma Bir yat borusu çalar sensizliği Ağlarım |
Gölcükler
Beklentiler azalınca gözlerde Yollar mahzunlaşır Ela ışık tanelerinin yokluğunda Sahipsiz kalır Elektrik direklerinin Diplerinde ki çukurlarda Yağmurlu havaları fırsat bilip Toprağa misafir olan İsimsiz gölcükler Gölcükler çoğalır Gidenler çoğalır bu şehirden Ve gidenler dönmez bir daha Sokaklar ıssızlaşır Çocuk sesleri yetmez olur Yuyfka ve yanlız İhtiyar yürekleri yumuşatmaya Gölcükler çoğalırken Börekler soğur eski teflonlarda Kekler şekil tutmaz aşınmış kalıplarda kadın sigarasını içmekten sıkılır Düz olur yokuşlar ruhlarda Kırılganlık ölümsüzleşir Şekli çizemiyor Geometri öğretmenleri Üçüncü ucunda dururken Mavi bir flamayla Şeytan karelerin Gölcükler kuruduğu zaman |
Gönlüm Bulutsuz
İşte yine yanımdasın Ama sen çok uzaklarda Ulaşmak istiyorum kıyılarına Dağlarından geri döndüm Ben mayıs vurgunu Sen haziran gülü Yağmurlarını taşıyamıyorum Gönlüm bulutsuz çünkü |
Göz Kapaklarına Sür Kınalarını
Eğilemezsin Yerde güneşi Gökte meyveyi Denizde bir avuç fırtınayı Görürsün Mevsimlerin ıssızlığında Eğilemezsin Al götür bulutlarımı Al götür deli gönlüm Sızıntıyı kaynaktan Dağlara ovalara İstersen Göz kapaklarına sür Kınalarını Bir ağustos seherinde Öyle al götür Sevinemezsin Şehirler gelir geçer Gözlerinde ki yollardan Bir şarkıya kilitlenir düşlerin Mavi yakamozları Siyaha boyarsın resimlerde Gülersin hıçkırık olur Ağlarsın hafiflik Okşamak istersin çiçeklerini Yürüyemezsin |
Gözlerim Gözlerini Delecek Bir Gün
Sevdamın savcısıdır gözlerin Sen ne dersen de Ne söylersen söyle Gözlerim gözlerini delecek bir gün Gözlerinde okurum pişmanlıkları Gözlerindedir kırgınlık Sevdalı bir türkü duyunca Kaçar gözlerin uzak diyarlara Yaralı bir ceylan gibi Ürkek ve şaşkın Gözlerim görür çaresizliğini Görürde yıkılır çaresizlikten Bilir seni sevdiğimi Nasıl sevdiğimi bilir Ama... Sevdamın savcısıdır gözlerin Hep sorgular Hep hükmeder Bırakmaz Bir çıkış kapısı Gözlerime Bırakmaz ki Öpsün seni Okşasın sevsin Ama yemin ediyorum Sen ne dersen de Ne söylersen söyle Gözlerim gözlerini delecek birgün |
Gözlerim Sarhoş
İçimdin içimdeydin her zaman Kıskanırdım seni kuşlardan Ne zaman güzel bir kız görsem Kokunu duyardım çok uzaklardan Şimdi artık sevmiyorum sevemiyorum Hiç kimseye sevgilim diyemiyorum Aramak boşmuş seni yıllar boyunca Mavi ışıklı rüyalar göremiyorum Hasret bu ya artık ne söylesem boş Yolunu gözleyen gözlerim sarhoş Duygular duygular yoğun duygular Dünya dönüyor dünya sevdadan bir hoş Hasretim hasretim sessizce ağlamaya Bir damla su gibi korkusuz çağlamaya Bin düğümde atsan kırgın gönlüme Yetmez mahkum gibi gül ile bağlamaya İşte yıl doksan üç ve ben yanlızım Bir ruh nasıl hiçse öyle cansızım İkide bir söylüyorum aynı şarkıyı Ama yine durgun ben yine heyecansızım |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:27 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.