![]() |
Komşumun Oğlu
ayakları yetişmiyordu pedala minicik parmaklarıyla okşuyordu piyanomun tuşlarını gönüllemeye çalışırken mozartı komşumun oğlu Baykal Kaanalp |
Konak
bir düşünce sağnağı altında kudurmuş köpek sessizliğinde yaşıyorum yüklerini, ağırlığını kaldıramadığım, kaldıramayacağım yorgunluklara gebe kalmış babilin asma bahçelerindeki renkli, renkli olduğu kadarda çekilmez, çekilemez yalnız yalnızca, yalnızlığa mahkum debdebeyi, insanlardan uzak kendini beğenmiş, beğenmeye çalışmış kimsenin beğenmesini ummayan zaten beğenilmeyi de beklemeyen ağır ağdalı, sözlerle kendini beslemiş yanmış, ama yıkılmamış hoşlanmış bir güzellikten ama hoşlandığını belirtememiş dilsiz, zevksiz,okunmayı bekleyen okunulması gerekmeyen bir geçmişe sahip, sahiplenmiş kendisi istemiş midir? böyle bir durgun, durulmamış konağı, yaşlanmayı birlikte tozlu raflarla,yozlanmış gülüşlerle hiç silemeyeceği,hiç göremeyeceği belki de görmek istemeyeceği görüntüsünden bile korktuğu mutluluk pınarlarından akıp gelen zerrecikleri, zebercetleri, kumruları kumrular gibi, göz göze diz dize olabilmeyi, kumrular kadar hislenmeyi zaten hissiyatını ele aldığında boğup atıveresi gelir, gelmelidir onun hissiyata ihtiyacı yoktur yoktur, varlarla işi sever, sevmemeyi, sevilmemeyi Baykal Kaanalp |
Konçerto
havada hafiften bir piyano sesi konçerto çalınıyor herhalde kapılar aralık ses hole kadar geliyor çocuk kızgın çocuk dargın elinden oyuncağı alınmış gibi bir de üstüne üstlük sevmediği müziği dinlemek zorunda bırakılmış ağlasın mı? kulaklarını mı? tıkasın bilemiyor/bilmiyor hatta kararsız havada asılı birkaç surat bön bön bakıyorlar çocuğa sanki alay eder gibiler çocuk kızgın çocuk dargın elinden elme şekeri alınmış gibi ağlasın mı? kulaklarını mı? tıkasın bilemiyor/bilmiyor hatta kararsız bütün husumetler onu bulmuş gibi her şey üzerine geliyor sanki belk de ona öyle geliyor ne kadar kaçmak isterdi şu ortamdan keşke ölseydi çocuk kızgın çocuk dargın havada ki suratlar hala ona bakıyor ve dalga geçiyorlar ağlasın mı? kulaklarını mı? tıkasın hiç bilmiyor/bilemiyor hatta bilmek dahi istemiyor Baykal Kaanalp |
Korkmadığını Belli Et
korkmadığını belli et sınırlarına karşı umutsuz vaka bile olsan kaçırma gözlerini doğru ser sözlerini ilmek ilmek yerli yerince belirsizlik kaybolmaktır yokluğun gözlüklerinde zalimlik sözlüğünde ince eleyip sık dokuduğunda anlamlarını bulamadığında korkmadığını belli et ne kadar ihtiyacın olursa olsun,yıkmaya belli kalıpları,aldırma yapılan her bir kale yıkılmak içindir üzülme bunu içine sindir bilinen her bir gerçek altında bir yalan gizli bu yalanlar sizli bizli aldatmalar acımasız acılar anlamsız,bir bölme içinde kaybolunulan bir bölge Baykal Kaanalp |
Kömürüm
içerden çıktığımızda gözlükler bile terlerdi terler gözümüzde nehir sıcacık bir yorgunluk üzerimizde karanlık saran bizi ve yalnızlığı yalnız vuracaksın kazmayı ki başında varsa bir yel sevda yeli bulaşmasın diye başka bir göze,güzelliğe dayanması güç olmasın zorluğa,çileye,kedere yalnızlık sarmalasın tüm yorgunluğunu karanlığın çekilir gibi miydi yaşamadığın aşkların yüzüne vurduğu çizgiler sahi aşık olabildin mi? gün ışığında görmeden bir güzeli,güzelliği doğru ya gün ışığı senin için bir muamma belki hiç tatmadığın bir buse_cik 'aydınlık' gün ışığı bana uzak bir kelime _manasız_ kara en sevdiğim renk renklerin içinde renklerin şahı kara gözleridir sevdanın yakan beni,benliğimi tutkuyla sakladığım altın kilitli sandıkta belki benimde bilmediğim bilmeyi istemediğim gri bulutlarını üzerime saldığı kentin ışıksız günlerinin hatırına saklamaya devam edeceğim kara gözlerini kömürüm Baykal Kaanalp |
Kör Olsun
kör olsun,bulub da burunsayanların gözleri kör olsun körlükten medet uman körlerin gözleri kör olsun anlamsız şarkıların gözleri kör olsun körlükten medet uman körlerin gözleri kör olsun kör olmayı hakedenlerin gözleri Baykal Kaanalp |
Köşeli Taşlar
bil ki! ağır,kaldıramayacağım kadar ağır bana attığın köşeli taşlar Baykal Kaanalp |
Kum taneleri
avuçlarımdan akıp giden kum taneleri yosunlarla arkadaş oldu deniz berrak değil eskisi gibi etrafa gülücükler saçmıyor gün batımını erteledi tılsımı bozuldu ayışığının *******in ipleri koptu çekemiyorum seni götüren gemi sensiz geri döndü kum taneleri hala avuçlarımdan akmakla meşgul Baykal Kaanalp |
Kumar
anlatamam izin günlerimi kumar mikrobuyla,nasıl öksürdüğümü önce bir parça izin ardından birkaç kuruş kopardım mı? gel keyfim gel benim için tatlı stresli dakikalar birbirini kovalar bu beni mutlu eder mi? bilemem önce damarlarımdaki kan çekilir,nereye gider hiç bilmem sonra çılgınca düşler beynimi tırmalar kaçıp giden onca oyun aklımı kurcalar ha şimdi,ha birazdan izinde biter,parada korkunç bir baş ağrısı boş bir cüzdan beni kovalar ******* sabah olmaz uykular beni bulmaz ama hep umudum vardır onu kaybetmem asla çekiciliğini hiç yitirmez sigara dumanı küllükler,izmaritler sanki bir gıda akşamdan kalmış kançanağı gözlerime |
Kumaş Bebek
ağlayan kumaş bebek aşk hüzün demek ayrılık demek ağlasanda gülsende yıldızları topla öbek öbek ağlayan kumaş bebek acın bitse gerek aşk düşlerle gezinmek sevmeyi bilmesende sevilmeyi topla öbek öbek ağlayan kumaş bebek gülüşün artsa gerek aşk mutluluk demek her evde her telde gönülleri topla öbek öbek Baykal Kaanalp |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:28 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.