![]() |
Ramazan Yavuz
Ram oldu Hak yola erken yürüdü, Ameli berraktı, adı Ramazan. Mamur yaşamadı ayak sürüdü, Açık yürekti, dost, tadı Ramazan. Zamanından önce elveda dedi, Ah etmezdi hale şükredip yedi, Nuru yüzden gören olurdu kedi, Yoğrulmuş erekti, şadı Ramazan. Ali cenap hoştu dosta koşardı, Varını, yoğunu verir coşardı, Uslu, vakur hali bazen taşardı, Zamanda bıraktı, nadı Ramazan. 15/04/2007 Dursun Yeşil |
Reis Bey
Bir arzuhalim vardır, Sayın Reis beyim, Dinler misin, öğrenir misin nedir halim? Kovuldukça oldu, kekemedir şu dilim, Döner koltukta, keyfin iyi, Reis beyim. Gez halkın arasında, durum ne haldedir, Yeşil kart için yaptığınız işkencedir, Bel büküldü, göz köreldi, el değneklidir, Bu saltanat sana da kalmaz, Reis beyim. Efendi sizler, biz köle bile değiliz, Sizi nerde görsek, anında secdedeyiz, Yaşa yaşayabilirsen, son nefesteyiz, Keser döner, sap döner, bir gün Reis beyim. Gelen oturur, gizli dostluk göbeğine, Gidinceye kadar tıkınır, halk neyine, Kime ne dersin, hortum hep birbirlerine, Toprak altında hesabın var, Reis beyim. Odana girilince olursun, küheylan, Etiketli biriyse giren, halin sıçan, Halka tepeden bakma, birisi de, baban, Gün sayılıdır, şafak yakın, Reis beyim. Eşyanı toplayıp gidersin, geri bakmadan, Ancak hortumcularınız arar, sonradan, Bu millet lanetle anar, seni arkandan, Devran senin, döner koltukta Reis beyim. Gariban ahı çıkar aheste, aheste, Ya kör, ya topaldır Eğirdir’den gidişte, Yiyin beyler yiyin, hüner koltuklu kürkte, Koltuk da, kürk de gider, bir gün Reis beyim. 01/09/2003 Dursun Yeşil |
Reyhan Çiçeği
Reyhan çiçeğim, neden bugün hüzünlüsün, Acı bir haberle mi gününe uyandın, Boynun bükülmesin, gamlanmaya gelmezsin, Çaresiz derde tutulmayasın, bir tanem. Neden şafak kokunuzla aydınlanmadı, Hangi günün akşamı sabaha gitmedi, Tik tak yürür saat, zamanı durdurmadı, Sen çarkları değiştiremezsin, nar tanem. Sen dünyayı aydınlatmaya gayret göster, Herkesten seni sevmeyi bekleme yeter, Her gün seni koklamasam, neyin eksilir? Eşi yaratılmamış çiçeksin, nur tanem, Nazlım, yeryüzünde bir tek garip sen misin? Binlerce çiçek garip, derdi sorulmayan, Haline şükret, derbedersin bencileyin, Neşeli ol, çiçekler imrensin, kar tanem. Sen alemin dört mevsim açan neşesisin, Sen gülmezsen, sevenlerini kahredersin, Dertleri sakla maziye, kimse bilmesin, Sen yakmalısın, bir beni yakma, har tanem. Seninle sözleşmemizi hatırlar mısın? Bulutları dağıtacaktık, sen unuttun, Hani ya, sen hep zirvelerde açacaktın? Hava, su, toprak olmasa da aç, gül tanem. Meydan oku, esen rüzgâra, fırtınaya, Solduğunu gösterme, çarpılsan kayaya, Bu zaman mertlik zamanı değil, anlaya, Ölsen de boyun eğme, böyle kal, son tanem. 13/6/2001 Dursun Yeşil |
Riya İstemem
Sevgin az olsa da, riyasız olsun yeter, Su katılan maddeler, renkten renge geçer, Dostluğumuz öğle olmasın, gönül ister, Saflığında kalan neler var, bana göster. İşleri düşmüşse bana, secde edilir, Yaparsam iyi, ellerim hemen öpülür, Engel çıkar da yapmazsam, küfür edilir, Pamuk ipinde, dostluklar acık sezilir, Dünyamızda dolaplar iç içe dönüyor, Her işin ucu, menfaate dayanıyor, Herkes usulsüzlükten şikâyet ediyor, Kendisi dürüstün hakkını korumuyor. En yamyam bile başkalarını suçluyor, Aynaya baksa, kendini görüp korkuyor, Surat kalbin ne olduğunu gösteriyor, Temiz yeri yok, başkasını karalıyor. Şaşarım, üç kağıtçılar gökten mi indi? Dün vardı da, bu gece ansızın mı yendi? Menfaatler çatıştı, hortumlar delindi, Kimin hortumladığı, hâlâ bilinmedi. Hem yer, hem elden fazla tövbeye çalışır, Haram lokmayla beslenen diller dolaşır, Masumlar arasında onlar da ağlaşır, Anlayamadım, bunca iş nasıl karışır. Yapılanlar yazılı, inkâr edemezsin, Yalvarıp yakarsan da, hiç sildiremezsin, Allah affetse, benden af isteyemezsin, Kimsenin sırça saray kalbi, incinmesin. 22/5/2001 Dursun Yeşil |
Rüya
Gecenin o güzelim uykusunda, Beyazlar içinde cananı gördüm. Gülüyordu elâ gözleri bana, Sevinçten o anda çılgına döndüm. Sevmek kolay ama sevda çekmek zor, Gezerken dahi hep aklına gelir, Derdini anlatamazsın kimseye, Ah çeke, çeke dalarsın uykuya. Görürsün geride kalan dostları, Anayı, babayı, arkadaşları, Bir de cananı görmüşsen çok acı, Dertli, dertli uyanırsın uykudan, Her zaman onu düşünüp yaşarken, Beklenmedik bir anda onu görmek, Hem de içten bakışıyla gülerken, Görmekten büyük teselli var mıdır? Beyaz şal içinde onu görünce, Gerçek sanıp daldım, sonsuz sevince, Halimi görseydiniz uyanınca, Öğle garip, öğle acı idi ki… Pusula çıktı Bilecik yoluna, Giremedim cananımın koluna, Yakma Ya Rab, beni aşkım oduna, Kavuştuğumu göster cananıma. 25/5/1980 Dursun Yeşil |
Saddam 1
Bin dokuz yüz yetmiş sekiz yılında, İktidarı ele, aldın be Saddam. Irak insanının her bir kılında, Korkuyu yüreğe, saldın be Saddam. İran'a saldırdın az canlanınca, Suratın kızardı çok kanlanınca, Eşkıya olarak tam zanlanınca, Kuveyt'i susturdun, daldın be Saddam. Sam Amca kızmıştı tokatı attı, Müslüman olanlar seni de sattı, Haçlının birliği sırt üstü yattı, Sen yalnız başına, kaldın be Saddam. Halepçe'de beş bin canı öldürdün, Şu Amerika'yı sinsi güldürdün, Abtaldın Irak'ı dörde böldürdün, Petrolü çektiler, yıldın be Saddam. Kâfirlere fırsat vermek ne imiş? Masumlara sehpa germek ne imiş? Suçlamaya sebep dermek ne imiş? Bayram önü gördün, öldün be Saddam. Müslüman eşkıya, zalim olur mu? Akıllı olsalar dinsiz ölür mü? Amerika'ya boş meydan kalır mı? Hak adaletini, buldun be Saddam. Binlerce masum hoş oldu şafakta, Irak huzuru zor görür ufukta, Dursunî dikkat et kurtlar afakta, Hain köpeklere, yaldın be Saddam. 30/12/2006 Dursun Yeşil |
Saddam 2
Nereye bakınsak güçlü acımaz, İngiliz kızları, aldın be Saddam. Dünyada ağlıyor bir çok bacımız, Mezarda hesabı, verdin be Saddam. Her gün Irak'lıyı keser ezerdin, İlâh gibi yolda baş dik gezerdin, En küçük kokuyu alır, sezerdin. Namazı dudaktan, kıldın be Saddam. Kerkük, Musul üzgün, çakal üşüştü, Ezdiğin peşmerge dört ayak düştü, Türkmen'i duymadık bu nasıl işti? Bucsh senden de adi, bildin be Saddam. Demokrasi gelmez petrole heves, Düşmanlar sevindi oynadı tivis, Yahudi koltukta yapıyor kavis, Çok güzel hanımlar, çaldın be Saddam. Delikanlı gibi Bucsh'a diklendin, Bombayı görünce ine saklandın, Milletin kırıldı neydi beklentin? Korkudan bodruma, indin be Saddam. Şeytan suratını görse korkardı, Sözlerin insanda kanı burkardı, Bütün duvarlarda resmin sarkardı, Titredin donuna, saldın be Saddam. Hüseyin'in ahı siz de oldukça, Petrolle variller böyle doldukça, Kurtlar kuyruk sallar aptal kaldıkça, Dursunî'de şaştı, naldın be Saddam. 31/12/2006 Dursun Yeşil |
Sadık İsen
Sadık dost isen, beni de eleştirmeli, Nefsin için beni yüzüme övmemeli, Yokken dua edip, borcumu ödemeli, Dostlarına hainliğim bildirmelisin. Hep iyi dediniz, beni şımarttınızsa, Ben de gördüklerin yarın yalan çıkarsa, Kabirlerde, mahşerde Hakk size sorarsa, Dostumdur, sahtekâr diyebilen olursa. Hatalarımı haykırınız suratıma, Bakmamalı, şekilde insan olduğuma, İçi boş bir kütük misaliyimdir ama Bana ne deyip geçilir, şaşkın adama. Bütün kahramanları yetiştirir çevre, Olgunlaştırır, alt üst, evire, çevire, Benim gibi bir üç kağıtçıya ne vere, Salda verilir esas ezeli teskere, Yaranmak için her an yaptınız alkışı, İşleriniz bitti, çevirdiniz bakışı, Bana yapsaydınız gerçek, sağlam nakışı, Bahar yaşadım, her mevsimi, yazı, kışı. İşimiz, gücümüz, beye dalkavukluktur, Gerçekleri gören söylese, soğukluktur, Yılda üç mevsim kıtlık, biri de bolluktur, Suret insan görünen ben de, korkuluktur. 28/5/2001 Dursun Yeşil |
Sana Hasretim
Dünyada Türkiye ilim Isparta, Eğirdir’im yalnız, size hasretim. İnsan kötüsüne denir ıskarta, Vatanımı seven, kana hasretim. Canı incitmeyen kulu sevene, İyilik yapmada her an evene, Masumu koruyup zalim gevene, Sevgiyle bakışan, göze hasretim. Mizanı dengeli kurmuş yaratan, Kötülerde çıkar bir gün aradan, Hesaplar görülür tek, tek sıradan, Âlemlerin Rab’bi, sana hasretim. Bin beş yüz senedir özlediğimiz, Hayalini yolda gözlediğimiz, Sevgisini kalpte gizlediğimiz, Güllerin gülüne, ona hasretim. Sürmeli gözlere kalem kaşlara, Eğilmeden dürüst kalan başlara, Açları doyuran helâl aşlara, Güzel olan işe, cana hasretim. Dünya cennet olsun güller açılsın, Kötülük yapmaktan hemen kaçılsın, Sevgi tohumları her gün saçılsın, Dursunî’yim doğru söze hasretim. 12/12/2006 Dursun Yeşil |
Sandım
Her yüzüme güleni dost sanıp, inandım, Defalarca aldandım, hiç akıllanmadım, Gerçek bir can için nelerimi vermezdim, Yaş kırk altı oldu, bir canan bulamadım. Herkesin içi başka, dışı mülayimdir, Ayrılınca sövdüğü, bütün sülalemdir, Kimi dostum sansam, maskeli yüzlerdendir, Yol yarıyı geçti, bir yaran bulamadım. Yürekten karşılıksız sevgi mevta olmuş, Sabahta düşman, akşam menfaatte dostmuş, Yıllarca sırtında taşı, indirmek yokmuş, Bir gül verecek yaratılmış bulamadım. İşi düşer kibarlıkta çıt kırıldımdır, Dost görüntüsü boş, cilvesi asılsızdır, Olursa iyi, olmazsa bil, düşmandır, Ölüm yaklaştı, dört sadık dost bulamadım. 05/04/2004 |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:11 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.