www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Şiirler (https://www.cakal.net/showthread.php?t=86444)

GooD aNd EvıL 09-10-2007 08:50 AM

Sonra, aklıma gelirsin de,
Gökyüzüm bulutlanır birden
Elimi ayağımı işten çekerim de ,
Yanında olmak isterim.

Kuş gibi olsam da uçsam,
Pencerenin önüne konsam
Şöyle bir yüzüne baksam da,
Kanadımı kırsınlar isterim.

Çıkılmaz olur bu şehir ;
Sokakları dar sonra yokuşları
Kırmak gelir içimden
Pencereleri kapıları.

O gündüz, bu; her akşam,
Aklıma yine gelirsinde sen
Umutlarımı yarına ,
Özlemlerime zincir takarım,
Öylece uykuya dalarım da
Kabuslarımın sessiz çığlığında,
İsmini sayıklarım.

GooD aNd EvıL 09-10-2007 08:51 AM

Aklıma hiç bir şey gelmiyor bu gün.
ne balık lokantasına gidişimiz
ne de senin şiir gibi güzelliğin
melekler gibi dans edişin.
üsteleme yok yok hayır
hiç aklıma gelmiyor.

aklıma hiç bir şey gelmiyor bu gün
ne el ele tutuşmalarımız
ne de yağmur altında dolaşıp öpüşmelerimiz.
etraftakilerin 'salak aşıklar' deyişleri
üsteleme yok yok hayır
hiç aklıma gelmiyor.

GooD aNd EvıL 09-10-2007 08:51 AM

Yurdumun en güzel köşesi
Bulunmaz dünyada eşi
Her sabah doğar güneşi
Sevdalar diyarı Akliman.

İstanbul’dan düştüm yola
Tekirdağ’da verdim mola
Gelibolu’dan binince motora
Yolun yarılanır Akliman.

Çanakkale’de Truva’ya selam
Ezine’den yola devam
Gülpınar’a vardığım zaman
Ufuktan seçilir Akliman.

Topaz kumlu sahil şeridin
Tarihi eser her yerin
Bunca yıl sanki nerdeydin
Kalbimi çaldın Akliman.

Babakale’de buldum dostları
Görmeden duramam onları
Sanki asmanın dalları
İçimi sardın Akliman.

Çardakta demli çayını
Çağkent’te burç taşını
Ömrümün son baharını
Yaza çevirdin Akliman.

Zeytin yeşili tepelerden
Turkuvaz mavisi denizinden
Kaz dağları eteğinden
Oksijen olur akarsın Akliman...

GooD aNd EvıL 09-10-2007 08:51 AM

Bugün Ozan’dan bir mektup aldım
Köyümün kokusunu sarıp göndermiş
İki satıra sığdırmış güzellikleri
Sevdiğim yerleri dolaşmış bir bir
Bütün ağaçlar çiçeğe durmuş
Gelin gibi!...

Kayığım beni sormuş limanda
Çatlamış dudakları hasretimden
Taşlar özlemiş nasırlı ellerimi
Çağkent çoktandır unutmuş ayak izimi...

Bahçemde güller açılmış renk renk
Kayısı, armut, şeftali çiçek
Zeytinim her zamanki gibi
Yeşilden buket
Papatyalar kaplamış Göztepe’yi
Gelincikler dağlarda kırmızı siyah
Kasımpatı, katır tırnağı
Sarmış, dolamış her yanı sarı sarı
Bülbüller sevdiğim şarkıları söylemiş
Bütün böcekler beni özlemiş...

Balıkçılar çıkarken sabah kısmetine
Babakale limanı gelinler gibi süslenmiş
Ağları örmüş günler öncesinden
Kıvırcık gümüş saçlı koca nineler
Gençler daha bir hevesli denize
Her ağ çekişi bir umut demek
Taş duvarlı evlerde değil sanki
Sevdiği güzel bakışlı kızlar
Zannedersin ağda çırpınan balık
Öğleye artar hasretler
Dökülür Lekton akşamına kısmetler
Palamut ve lüfer çok oldu gitti
Artık denizden ne çıkarsa kısmetine
Sepetlere dolar gider evlere...

Midilli bile özlemiş beni
Dilimi bile bilmez üstelik
Bir tek arkadaşım vefasız
Halbuki onunla adaşız
Zeytin dağları yoruyor olmalı
İşleri de ne çoktur şimdi
Zeytin yağım hazır mı bir asit!
Kurduna kuşuna da selam olsun
Köyümün özlemi vuslatım olsun...

Buralarda sensiz çok yalnız oluyorum
Gözlerim uzaklarda Akliman soluyorum...

GooD aNd EvıL 09-10-2007 08:51 AM

Güneş doğdu mu gül yüzüne bu sabah
Selamlar gönderdim aydınlıklarla
Kadırga’dan alacaktı kum taneleri
Asos’ta mermer limanı
Behramkale’de surların burcunu yalayacaktı
Sivrice’den kılıç balığı
Sokakağzı’ndan badem
Babakale’den balık kokularına saracaktı hasretimi
Sonra gül yüzünü öpecekti Akliman güneşiyle
Geldi mi...

Özlemlerimi,
Hasretimi öylece fısıldadı mı kulağına
Firuze kayalar dizdim gerdanına
Beğendin mi
Ayak izlerini topladım tek tek
Dalgalar süpürmeden kum tanelerini
Gülücüklerin
Hala havlunun ıslağında gizli...

Naime teyze
Gülpınar pazarında açmış mı sebze tezgahını
Bize tereyağ, tavuk yumurtası ayırmış mı
Kızılkeçili yolu
Yine delik deşik mi yüreğim gibi
Fiş dedeye rastladın mı Akliman yolunda
Sevdiğinden haber,
Mektup,
Selam var mı uzak diyarlardan
Kumbağ’daki balıkçılar
Nasibini aldı mı sevdiğim balıklardan...

Çağkent’te var mı kalan tanıdıklardan
Lütfiye abla nasıl
Şinasi beyin sağlığı iyi mi
Güllerimi budamış mı Yavuz Gülbahçe
Ahmet efendi ile Ender
Bekliyor mu oraları karanlık *******de
Marangoz Hüseyin’in babası
Getirdi mi istediğim zeytin yağları
Şeftalim çiçek açmış mı
Her tıkırtıda
Uykuların kaçtı mı sevdiceğim
Gelirken
Sevgilerimi
Özlemlerimi getireceğim.....

GooD aNd EvıL 09-10-2007 08:52 AM

Sabahın erkeninde
İndim sitrin sarısı kumsalına
Aradım ayak izlerinin kokusunu
Yoktu.

Akliman uykusunu almadan daha
Güneş vedalaşırken Babakale’yle
İlk ışıkları yeni düşer eteğine
Kuşlar bile şarkısına başlamadan
İki karaltı uyanır evlerin arasından
Sanki dolacakmış gibi mavilerden
Koskoca bir kova var ellerinde
Yarı mahmur, yarı merakla
Ne çıkacak bu sefer oltanın kancasında.

Yokuş aşağı seker gibiydi
Yaşları belki de üçte bir
Onlar inmeden küçük limana
Ayak izlerine basmadan
Vardım ümitlerine uyanan küçük limana
Maviye beyaz çalan
Sandalın mutlu gülüşü
Dağıttı biraz hüznümü
Biraz daha oyalansam
Güneş çatlatacakmış yüzünü.

Koşarcasına geliyor Metin abi
Bir adım arkasında Hazar
Motoru çalıştırıp
Sevgililerin en güzelinin koynuna
Misinadan kolyeler saldım
İğneleri gümüşten
Yemleri inci
Onlar uskumruya tutkun
Ben sinenin rengine
Gözümde yok deryayı arşınlamak
Bir karış suda sana kavuşmak
Gitgide artıyor heyecan
Nazlanıyor turkuvaz bakışlı mercan.

Osman amcanın teknesi
Uçuyor hatıraların dalgasından
Sıkıca tutunmuş dümene
Kızıyla damadı ağlarla sanki yün eğirmede
Balıkçı Şevket, Sarı Emin
Bıraktı artık dümeni çocuklara
Kim bilir neler var sepetinde
İstavrit, kefal, barbunya, kolyoz
Mercan, sarı kanat, palamut, kupa*, hanoz**
Limana dönünce bin bir umut
Kayıkların arasına salınır nazlı gelin
Bizimkiler henüz uyanmadan uykusundan
Taşların üzerinde oturmuş iki kadın
Hem eşini bekler, anasından gördüğü gibi
Hem çocuklarının hasretini.

Opal kayaların üstü
Hatırlarken gülüşünün kahkahasını
Avuçlarımızda balık misali bir umut
Bu günlük yeter bu kadar
Biraz çırpınan balık
Biraz sevgi, biraz hüzün
Karşılıyor ötelerden
Hasret kaldığım yüzün...

GooD aNd EvıL 09-10-2007 08:52 AM

Yorgun bir günün karanlık gecesi
Aklımda kalan bir şey vardı;
İsminin ilk ve son hecesi

Karanlık gecesi yorgun bir günün
Aklımda kalan bir şey vardı;
Beyazlar içinde senin düğünün.

Yorgun bir günün gecesi karanlık,
Aklımda kalan bir şey vardı;
Sana yazdığım bu şiir beş paralık.

GooD aNd EvıL 09-10-2007 08:52 AM

*******im gündüze,gündüzler *******e karıştı
Elinle diktiğin fidanlar çiçekle tanıştı
Yüreğimdeki mutluluk kuşları kaçıştı
Aklımdan silemedim nerdesin...

Baharlarım kışa,kışlar bahara darıldı
Limanıma yalnızlık bandıralı gemi yanaştı
Bu yorgun kalbim sensizlikle savaştı
Aklımdan silemedim nerdesin...

GooD aNd EvıL 09-10-2007 08:52 AM

Gelsen diye fala baktım
Yollarına düşeş attım
Dilek tuttum lades yaptım
Aklımdasın unutmadım . . .

Dostlarımdan seni sordum
Düşmanlara kafa tuttum
Rüyaları hayra yordum
Aklımdasın unutmadım . . .

Zamansızca yola çıktın
Vuslat değil hasret saçtın
Bile-bile canım yaktın
Aklımdasın unutmadım . . .

Aklımdasın lades gibi
Kalbimdesin kafes (!) gibi
Bestemde fa di es gibi
Aklımdasın unutmadım . . .

GooD aNd EvıL 09-10-2007 08:52 AM

Dostumdan başka düşman tanımadım, bir de sen sevme.
Daha sevda türküleri söylemeden terk edeceksen eğer,
Sarılmadan darılacak, kanmadan kandıracak
Ve yanmadan yakacaksan, ben yokum!

Oyun değil aşk dediğin
koyun değil yar dediğin,
güdüleceksem eğer,
yanına kalmaz kâr dediğin.

Şımarma bakışlarımdan, kördüğümdü sende gördüğüm
Aşk değil prangaydı yüreğime ördüğüm.
Hep terk edildi fedakârlığım, gittiler işte sonunda,
Boşunaymış hepsinin uğrunda defalarca öldüğüm.

Şimdi git; dokunma benim derdime
Sen serçe parmağına ilk baharlar konmuş yeni bir sevda bul kendine.


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:57 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.