![]() |
Sonra, aklıma gelirsin de,
Gökyüzüm bulutlanır birden Elimi ayağımı işten çekerim de , Yanında olmak isterim. Kuş gibi olsam da uçsam, Pencerenin önüne konsam Şöyle bir yüzüne baksam da, Kanadımı kırsınlar isterim. Çıkılmaz olur bu şehir ; Sokakları dar sonra yokuşları Kırmak gelir içimden Pencereleri kapıları. O gündüz, bu; her akşam, Aklıma yine gelirsinde sen Umutlarımı yarına , Özlemlerime zincir takarım, Öylece uykuya dalarım da Kabuslarımın sessiz çığlığında, İsmini sayıklarım. |
Aklıma hiç bir şey gelmiyor bu gün.
ne balık lokantasına gidişimiz ne de senin şiir gibi güzelliğin melekler gibi dans edişin. üsteleme yok yok hayır hiç aklıma gelmiyor. aklıma hiç bir şey gelmiyor bu gün ne el ele tutuşmalarımız ne de yağmur altında dolaşıp öpüşmelerimiz. etraftakilerin 'salak aşıklar' deyişleri üsteleme yok yok hayır hiç aklıma gelmiyor. |
Yurdumun en güzel köşesi
Bulunmaz dünyada eşi Her sabah doğar güneşi Sevdalar diyarı Akliman. İstanbul’dan düştüm yola Tekirdağ’da verdim mola Gelibolu’dan binince motora Yolun yarılanır Akliman. Çanakkale’de Truva’ya selam Ezine’den yola devam Gülpınar’a vardığım zaman Ufuktan seçilir Akliman. Topaz kumlu sahil şeridin Tarihi eser her yerin Bunca yıl sanki nerdeydin Kalbimi çaldın Akliman. Babakale’de buldum dostları Görmeden duramam onları Sanki asmanın dalları İçimi sardın Akliman. Çardakta demli çayını Çağkent’te burç taşını Ömrümün son baharını Yaza çevirdin Akliman. Zeytin yeşili tepelerden Turkuvaz mavisi denizinden Kaz dağları eteğinden Oksijen olur akarsın Akliman... |
Bugün Ozan’dan bir mektup aldım
Köyümün kokusunu sarıp göndermiş İki satıra sığdırmış güzellikleri Sevdiğim yerleri dolaşmış bir bir Bütün ağaçlar çiçeğe durmuş Gelin gibi!... Kayığım beni sormuş limanda Çatlamış dudakları hasretimden Taşlar özlemiş nasırlı ellerimi Çağkent çoktandır unutmuş ayak izimi... Bahçemde güller açılmış renk renk Kayısı, armut, şeftali çiçek Zeytinim her zamanki gibi Yeşilden buket Papatyalar kaplamış Göztepe’yi Gelincikler dağlarda kırmızı siyah Kasımpatı, katır tırnağı Sarmış, dolamış her yanı sarı sarı Bülbüller sevdiğim şarkıları söylemiş Bütün böcekler beni özlemiş... Balıkçılar çıkarken sabah kısmetine Babakale limanı gelinler gibi süslenmiş Ağları örmüş günler öncesinden Kıvırcık gümüş saçlı koca nineler Gençler daha bir hevesli denize Her ağ çekişi bir umut demek Taş duvarlı evlerde değil sanki Sevdiği güzel bakışlı kızlar Zannedersin ağda çırpınan balık Öğleye artar hasretler Dökülür Lekton akşamına kısmetler Palamut ve lüfer çok oldu gitti Artık denizden ne çıkarsa kısmetine Sepetlere dolar gider evlere... Midilli bile özlemiş beni Dilimi bile bilmez üstelik Bir tek arkadaşım vefasız Halbuki onunla adaşız Zeytin dağları yoruyor olmalı İşleri de ne çoktur şimdi Zeytin yağım hazır mı bir asit! Kurduna kuşuna da selam olsun Köyümün özlemi vuslatım olsun... Buralarda sensiz çok yalnız oluyorum Gözlerim uzaklarda Akliman soluyorum... |
Güneş doğdu mu gül yüzüne bu sabah
Selamlar gönderdim aydınlıklarla Kadırga’dan alacaktı kum taneleri Asos’ta mermer limanı Behramkale’de surların burcunu yalayacaktı Sivrice’den kılıç balığı Sokakağzı’ndan badem Babakale’den balık kokularına saracaktı hasretimi Sonra gül yüzünü öpecekti Akliman güneşiyle Geldi mi... Özlemlerimi, Hasretimi öylece fısıldadı mı kulağına Firuze kayalar dizdim gerdanına Beğendin mi Ayak izlerini topladım tek tek Dalgalar süpürmeden kum tanelerini Gülücüklerin Hala havlunun ıslağında gizli... Naime teyze Gülpınar pazarında açmış mı sebze tezgahını Bize tereyağ, tavuk yumurtası ayırmış mı Kızılkeçili yolu Yine delik deşik mi yüreğim gibi Fiş dedeye rastladın mı Akliman yolunda Sevdiğinden haber, Mektup, Selam var mı uzak diyarlardan Kumbağ’daki balıkçılar Nasibini aldı mı sevdiğim balıklardan... Çağkent’te var mı kalan tanıdıklardan Lütfiye abla nasıl Şinasi beyin sağlığı iyi mi Güllerimi budamış mı Yavuz Gülbahçe Ahmet efendi ile Ender Bekliyor mu oraları karanlık *******de Marangoz Hüseyin’in babası Getirdi mi istediğim zeytin yağları Şeftalim çiçek açmış mı Her tıkırtıda Uykuların kaçtı mı sevdiceğim Gelirken Sevgilerimi Özlemlerimi getireceğim..... |
Sabahın erkeninde
İndim sitrin sarısı kumsalına Aradım ayak izlerinin kokusunu Yoktu. Akliman uykusunu almadan daha Güneş vedalaşırken Babakale’yle İlk ışıkları yeni düşer eteğine Kuşlar bile şarkısına başlamadan İki karaltı uyanır evlerin arasından Sanki dolacakmış gibi mavilerden Koskoca bir kova var ellerinde Yarı mahmur, yarı merakla Ne çıkacak bu sefer oltanın kancasında. Yokuş aşağı seker gibiydi Yaşları belki de üçte bir Onlar inmeden küçük limana Ayak izlerine basmadan Vardım ümitlerine uyanan küçük limana Maviye beyaz çalan Sandalın mutlu gülüşü Dağıttı biraz hüznümü Biraz daha oyalansam Güneş çatlatacakmış yüzünü. Koşarcasına geliyor Metin abi Bir adım arkasında Hazar Motoru çalıştırıp Sevgililerin en güzelinin koynuna Misinadan kolyeler saldım İğneleri gümüşten Yemleri inci Onlar uskumruya tutkun Ben sinenin rengine Gözümde yok deryayı arşınlamak Bir karış suda sana kavuşmak Gitgide artıyor heyecan Nazlanıyor turkuvaz bakışlı mercan. Osman amcanın teknesi Uçuyor hatıraların dalgasından Sıkıca tutunmuş dümene Kızıyla damadı ağlarla sanki yün eğirmede Balıkçı Şevket, Sarı Emin Bıraktı artık dümeni çocuklara Kim bilir neler var sepetinde İstavrit, kefal, barbunya, kolyoz Mercan, sarı kanat, palamut, kupa*, hanoz** Limana dönünce bin bir umut Kayıkların arasına salınır nazlı gelin Bizimkiler henüz uyanmadan uykusundan Taşların üzerinde oturmuş iki kadın Hem eşini bekler, anasından gördüğü gibi Hem çocuklarının hasretini. Opal kayaların üstü Hatırlarken gülüşünün kahkahasını Avuçlarımızda balık misali bir umut Bu günlük yeter bu kadar Biraz çırpınan balık Biraz sevgi, biraz hüzün Karşılıyor ötelerden Hasret kaldığım yüzün... |
Yorgun bir günün karanlık gecesi
Aklımda kalan bir şey vardı; İsminin ilk ve son hecesi Karanlık gecesi yorgun bir günün Aklımda kalan bir şey vardı; Beyazlar içinde senin düğünün. Yorgun bir günün gecesi karanlık, Aklımda kalan bir şey vardı; Sana yazdığım bu şiir beş paralık. |
*******im gündüze,gündüzler *******e karıştı
Elinle diktiğin fidanlar çiçekle tanıştı Yüreğimdeki mutluluk kuşları kaçıştı Aklımdan silemedim nerdesin... Baharlarım kışa,kışlar bahara darıldı Limanıma yalnızlık bandıralı gemi yanaştı Bu yorgun kalbim sensizlikle savaştı Aklımdan silemedim nerdesin... |
Gelsen diye fala baktım
Yollarına düşeş attım Dilek tuttum lades yaptım Aklımdasın unutmadım . . . Dostlarımdan seni sordum Düşmanlara kafa tuttum Rüyaları hayra yordum Aklımdasın unutmadım . . . Zamansızca yola çıktın Vuslat değil hasret saçtın Bile-bile canım yaktın Aklımdasın unutmadım . . . Aklımdasın lades gibi Kalbimdesin kafes (!) gibi Bestemde fa di es gibi Aklımdasın unutmadım . . . |
Dostumdan başka düşman tanımadım, bir de sen sevme.
Daha sevda türküleri söylemeden terk edeceksen eğer, Sarılmadan darılacak, kanmadan kandıracak Ve yanmadan yakacaksan, ben yokum! Oyun değil aşk dediğin koyun değil yar dediğin, güdüleceksem eğer, yanına kalmaz kâr dediğin. Şımarma bakışlarımdan, kördüğümdü sende gördüğüm Aşk değil prangaydı yüreğime ördüğüm. Hep terk edildi fedakârlığım, gittiler işte sonunda, Boşunaymış hepsinin uğrunda defalarca öldüğüm. Şimdi git; dokunma benim derdime Sen serçe parmağına ilk baharlar konmuş yeni bir sevda bul kendine. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:57 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.