![]() |
Madde ve Ruh....
Hangi bedende kalır semavi bahar? Hangi nefiste yaşar ebedi ömür? Hangi yürekte aşklar sevgiyi korur? Ruh hissetmedikçe bedenden nağmeler! Güle dokunsam, baksam solar tez anda Belki az daha yaşar kalsa dalında... Kış mevsimi nerede görürüm bakınca? Gözlerim kapanır mazimde canlanır, Gül görünür ruh kapısına varınca! Esareti başlıyor körü körüne, Dokunma hissini birden tadınca... Yokluğu acı veriyor çözünce! Sahiplenmek değil bu, ben ağacında Aldığım nefes gibi gelse bedava... Cennetten bahçedir her güzel şey ruhta, Cehennem ölmektir madde uykusunda... Ruh dolmalı her güzellikle son durakta Ebedi hayata, her boyutta hazır... Ölüm terketmeli bedenden, korkuda! Safet Kuramaz |
Mağara Adamı…
Bırakın fakirin gocuğunda, Bulunsun birkaç üzüm, korukta! Yaşarken tenhada bir kovukta, Yalnız, mağara adamı gibi… Ne süsü, Ne lüksü, Ne üç beş eşyası, yok gücü Doğası bozulmuş yalama gibi… Terk etmiş her fikir, Sermaye olmuş zikir, Geçmişten canlı birkaç kir, Taşır, vicdanını aklama gibi… Güzeli bulamadığı şehirden, Ruhunu kemiren şer zehirden, Gerçeğine belki dediği tehirden, Koşuyor doğasına, ağlama gibi… Sarıyor soğuk mağara duvarları, Nemi terletiyor, taş-toprak yâri… Hayaller olmasa mekân gelir dar, Sevgisiz-çırılçıplak, zamane gibi… Safet Kuramaz |
Mahşer Gibi…
Bomba patladı, Kollar, bacaklar, kanlar her yeri kapladı! Panik Ve dramatik… Güzelliği bir anda hakladı! Orman yandı, Doğa siyaha büründü! Gök Ve emek… Gördüğüne ağladı! Çöl sıcakları yaktı, Susuzluk cana tak etti! Şevk Ve zevk… Yaşayan umutları dağladı! Dünyanın kaçtı tadı tuzu, Kıyamet meşalesi yakar sonsuzu! Tik tak Ve zamk… Duygusuz insanları yağladı! Safet Kuramaz |
Mana/Takva
Her umut yaşama sunar ayarı, Üzerinde bulunur bin anahtarı! Güzele sevdadır öldürmek şerri, Sabır reçetesi, paylaşmak yâri... Tadılırken günah, hoş gelir önce, Sonra hep sıkıntı gezer önünde! Mana aradığım “ben”, evren narı Ah! Feryat ediyor gönle çökünce... Maddi ve manevi helal olmazsa, İçime dışıma hayır dolmazsa, Allah dostlarını arar bulmazsa, Kim söküp atacak kor efkârımı? Mana çöl kumları, “ben”de zakkumlar! Yemesi ne kolay erir salkımlar, Kayıtta izleri, sarhoş adımlar… Ölümden sonrası sor zararımı! Ne ana nede yar çaredir aha! Menzilde meşakkat amel saliha, Manadan takvaya tek yol Allah’a, Ömür otobanı gider kabire… Safet Kura |
Mavi Aşk-“Sonsuz Sevgi! ”
Sevgisiz dünya kıyamet Sossuz makarna, cinayet! Bulunsa bir iz, alamet Acısına kim aldırır! Namussuz hisler, yalancı İnsan kendine yabancı... Aşkın bulunsa ilacı, Acısına kim aldırır! Korsan sevgi, yol yıldırım Gezer ten, inler kaldırım... Bitse ihanet, soykırım Acısına kim aldırır! Safet Kuramaz |
Mavi...
Kırılsak ta, Dağılsak ta, Sabır her şeyin ilacı, An geçiyor ve ateşi ölücü Külleri uçuyor! Yine toprak üzerinde, Yeni hayat tünelinde, Aklın yittiği sürgünlerde... Aynılar, aynalara rağmen bir kimlik seçiyor! Safet Kuramaz |
Meltemlere Açtım Göğsümü
Meltemlere açtım göğsümü, yüreğimi Sıcacık esiyor... Kumsalında hayal meyal yürüyorum! Yukarı baktığımda güneşinden göz kırpması Üzerinde yürüdüğümde görüyorum incecik teni, Kürk gibi sarmış kum taneleri… Dudaklarında gülücükleri, Denizinde dalgalarına karışıp süzüyorum! Yorgunluğuna, huzursuzluğuna verecek tesellim olsaydı, Saunanın iklimde alıştırsaydım Asya masajına, Romantik akşam yemeği, sahilindeki kafeteryada Durdurabilseydim muhabbete doyulmaz anları... Akşam uzandığında, Hayallere daldığında, Aynanın karşısında saçlarını taradığında… Gülücükler sırmalaşsın özgür düşüncende, Yaprak dolması, baklava dilimi gibi Tat versin senli benli yaşayan perdenin gölgesinde! Aslında hayallerle olmuyor, Ömer Hayyam’ın kaleminde hissedişin doğmuyor, Karacaoğlan’ın sazından nağmeler coşmuyor… Orhan veli’nin İstanbul’u hep özlem! Adalarda romantik at arabası gezisi, ellerin elime dokunmuyor! Hele kırmızı gül, laleler odana sokulmuyor… Serenadın gitar telinde aşkın yürekten hıçkırık Dervişin torbasında yetmiyor dünyalık azık! Çok uzaklardasın ne yazık… Safet Kuramaz |
Memlekete Gittim....
Çamurlu yollar olmuş asfalt, Her kağnı yerine motorlu taşıt, İn evler yıkılmış ev olmuş anıt, Yayla havasında yaşanır aynı... Tabanca yerine hava-i fişek, Davul zurna halay çalar misket, Erkek-kız birlikte mekan saadet, Düğünler yabancı, ithal sancılı... Yaşça büyüklerim torunlar sever, Erkek çocuk ısrar yüklenir evler, Tek cemaat aynı yaşlı alevler, Gençlerin gönlünde mirastır yazgı... Utangaç aşığa cep telefonu, Ayna, aracı yok, budur aşk fonu! ******* gençlerle kaplar her yönü, Kızları kınanır sokakta aynı... Safet Kuramaz |
Mendile Sığar Ağıtlar…
Allah aşkına sevdalıyken Yollar olsa çile olsa ölüm olsa Önemi var mı bir şeyin Resule âşıkken Makam verseler saraylar vadetseler Kefene sarılır beden nelerden vazgeçerken Gün gelir on metre bez parçasına! Allah dostları yüzlerinde sahabe nuru Fitneler kol gezse ne olur başkadır yurdu Hak konuşur cennet yaşar zikirle coşar ruhu Cuma ya kokulanır beden ihram şemsiyesinde! Silinir aynılar Yaşanmayan yansımalar Okuruz duyarız düşleriz Mendile sığar ağıtlar! Safet Kuramaz |
Merak ve Sır...
Göklere sığmayan sırlar, Araç olsa da dolaşsam... Yetmez bedene ahirler, An’la, hava’yla, dalaşsam! Merak ruhumda aşina, Her toprağına, taşına... İçine girip eğleşsem, Mana dar gelir kabına! Bedeni bir yere koysam, Ruhun mimarına doysam, Yağmuruna dost, ağlaşsam... Gözü kara beni oysam! Nedene sela verilse, Gaybın duvarı eğilse, Mutluluk neymiş savaşsam Boyutlar ölüp deşilse! Sorun çok büyük aslında, Heyecan merak faslında, Yokluk deyip de birleşsem Beden dokunur dalında! Her yerde atom kaynıyor, Başka şekilde oynuyor... İzin almak şart karışsam, Ayrılması zor alışsam! İskelet üstünde ayna, Her gözde başka yansıma... Her dilimde sonsuz sapma, Almaz aklıma danışsam! Toprak, beden, hava örtü Aldatır gözü görüntü... Camdan fırlar zahir öykü, İnkar eder hal, tanışsam! Ruhum ayda, yıldızlarda Samanyolu izlerinde... Bedenim yer dehlizinde, Sığıntı gibi haşlasam... Sırra manadır tefekkür, İmdat eder akla şükür! Her doğan fikri taşlasam, Dert çözülmez, yetmez ömür! Safet Kuramaz |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:32 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.