![]() |
GÖNLÜMDEKİ GURBET
Dost ülkeler duman duman önümde Dağların alnında gurbet yazılı Gövgöcekler firez oldu gönlümde Çamların dalında gurbet yazılı Ilgıt ılgıt yeller eser ovadan Kuşlar tüm tedirgin kalkar yuvadan Özümüz gövünür yanık havadan Sazların telinde gurbet yazılı Gene yanar oldu bağrımın başı, Nasıl söner bu sevginin ateşi? Oğuzlar soyunun savaş yoldaşı Atların nalında gurbet yazılı Bir canım olsa da yurt için versem Ufka nakış nakış kanımı sersem Kalk gardaş sılaya gidelim desem ÖTÜKEN yolunda gurbet yazılı |
GÖREN BİLİR !..
Çarşısında bir kız gördüm Antep'in, Kız mı ki... Gözleri var, ala geyik gözleri, Göz mü ki.... Ak göğsünün ortasında bir ben var, Az mı ki.... Yiyip içme, yüzüne bak yetişir, Yüz mü ki.... 'Güzel' sözü çok güzele çok amma Bu kıza da 'güzel' demek söz mü ki. |
GÖZ DOSTU / GÖNÜL MİSAFİRİ
Ormanlarda yuvasını yitiren Bir kuş görsem, sen gelirsin aklıma. Beni alıp uzaklara götüren Bir düş görsem, sen gelirsin aklıma. Gönlüm viranedir yıkılmış, yanmış Hayâl mermerinde hatıram donmuş Asırlar öncesi duvara konmuş Bir taş görsem, sen gelirsin aklıma. Toprakta ağacın her hâli güzel Gölgesi, meyvesi, hem dalı güzel Nerede ne zaman faydalı, güzel Bir iş görsem, sen gelirsin aklıma. Açılmış çiçektir her gülen dudak Kılıfta tomurcuk zor gülen dudak Bir dostluk bakışı, bir gülen dudak Bir diş görsem, sen gelirsin aklıma. Yüreğinde deli taylar eşinen Gam ilinden dert iline taşınan Altmış yıl yaşayıp, bin yıl düşünen Bir baş görsem, sen gelirsin aklıma. |
HAKİM BEĞ
Gene tehir etme üç ay öteye, Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ. Otuz yıl da babam düştü ardına; Siz sağ olun, o da öldü hâkim beğ. Kırk yıl önce; yani babam ölünce, Kadılıklar hâkimliğe dönünce, Mirasçılar tarla, takım bölünce, İrezillik beni buldu hâkim beğ. Yaşım yetmiş iki, usandım gel-git; Bini buldu burda yediğim zılgıt. Eğer diyeceksen: 'bana ne, öl git!' Oğlumun bir oğlu oldu hâkim beğ. Sekiz evlek tarla, bir geverlik su, Yüz yılda höküme bağlanmaz mı bu? Kazanmasam da hu, kazansam da hu! Canım ta burnuma geldi hâkim beğ. Keşife-meşife, damgaya, harc'a Kanımız kurudu harca da, harca.. Sayenizde avukatlar yıllarca, Fakiri yoldu da yoldu hâkim beğ. Mübaşir itekler, kâtip zavırlar; Değişti bizde de göya devirler. Yüz yıl önce adam yiyen gâvurlar, Tapucuyu aya saldı hâkim beğ. Kabahat sizde mi, kanunlarda mı? Şaşırdım billâhi yolu yordamı.. Kızma sözlerime alam kadanı, Sıkıntıdan içim doldu hâkim beğ. Mülkün temeliydi adalet hani?... Bizim hak temelde saklı mı yani? Çıkartıp ta versen kim olur mâni? Yoksa hırsızlar mı çaldı hâkim beğ?! Hem davacı pişman, hem de davalı.. Bu yolda tükettik çulu, çuvalı. Sabret makamından çalma kavalı, Sürüler ekine daldı hâkim beğ. |
HANCI
Bilir misin hancı, bu güne kadar Hanından kaç yolcu çıktı bu yola? Sıladan gurbete giden yolcular Kaç damla göz yaşı döktü bu yola? Getirmeden bu yolların sonunu, Kaç yolcu son durak yaptı hanını? Kaç yolcu bu yolda verdi canını, Ecel kaç yolcuyu çekti bu yola? Akar bir oluktan beş dağın karı, Demişler adına 'hasret pınarı' Şu mezarı gölgeleyen çınarı Kimin için kimler dikti bu yola? Kaç aşık bu yolda zaman eritti, Kaç yorgun hanında terin kuruttu. Bu taşlı yol kaç çarığı çürüttü Kaç topuğun kanı aktı bu yola? Yollar kıvrım kıvrım, dağlar sıralı, Düşünürüm, yollar beni yoralı. Kaç ceylan iniyor böğrü yaralı Her gecenin seher vakti bu yola? Ben bilmedim gitti n'olur sen söyle, Bu yollar kararsız uzar mı böyle? Yar için iç çekip, karşıki köyde Hangi göz kaç sene baktı bu yola? |
HASANA MEKTUP
Çok oku, çok düşün, çok şeyler anla, Aha bu mektubu alınca Hasan. Manalar iplikten incedir amma, Kelimeler biraz kalınca Hasan. Gene ağzımızı açmıyor bıçak, Huzur size ömür..... Dert salkım saçak. Oyuna kalkıyor yüzlerce köçek, Batıdan bir hava çalınca Hasan. Kök saldı bahçede ayrık otları, Yemler pay edildi, sattık atları. Biz kovalım derken baştan bitleri, Sülükler yapıştı, kulunca Hasan. Süt dolu güğümü çalarız taşa, Kutsal görevimiz 'Sağol çok yaşa !' Mülkte hakikati aramak boşa, Tüm suçlular güçlü olunca Hasan. Derisini yüzdük demokrasinin, İşi iştir imtiyazlı asinin. Hakikatte vahşi, sözde 'vasinin' Dörtnala gidilir yolunca Hasan. Canım Hürriyeti koydunsa ara, Ekmek yalınayak kaçtı dağlara. Çevremize küsmüş kardeşlik var ya, Haber ver, izini bulunca Hasan. Soysuzlar taş atar mukaddesata Karşı duramazsak bizdedir hata. Tahammül teşviktir, böyle hayata, Öl..İnsan küçülmez ölünce Hasan. |
HATIRLATMA
Mektup derken şiir oldu bak gene Darılırsan ben ölürüm, unutma... Taze sarmaşığım, hoyrat bedene... Sarılırsan ben ölürüm, unutma... Bir gün güneş olur göle doğarsın Bir gün yağmur olur yola yağarsın Bir gün çiçeklerden koku sağarsın Yorulursan ben ölürüm, unutma... Kılıç ağzı yoldur, ok ucu meydan Dikkat et; sen benim canımsın ey can! . Koyakta kekliksin, kayada ceylan Vurulursan ben ölürüm, unutma... “Aşk” denince aklı bırak, deli ol! . Işık ışık gökten inen dolu ol Boz-bulanık akan yağmur seli ol Durulursan ben ölürüm, unutma... Dinlemek zor, anlamak zor yâr beni Göreceksen dertte, gamda gör beni Gönül toprağıma yaptım türbeni Dirilirsen ben ölürüm, unutma.. |
HAYAL VE GERÇEK
Ay ışığı pencereden girende, Senden yana hayâl kurmak ne güzel. Ya bir otobüste, ya bir trende, Gurbet ilden sana varmak ne güzel. Aşkın mayasını senden alıp da, Şekillendim sevda denen kalıpta. Evinizin kapısını çalıp da, İlk çıkandan seni sormak ne güzel. Umudu yoksula bol verir Hudâ; Bin tohuma can var bir damla suda. Gerek uyanık ol, gerek uykuda, Benden bakıp seni görmek ne güzel. Kurumadan daha yolculuk teri, ”Gel” diye yanına çağırsan beni; Bırakıp bir yana gamı, kederi, Doya doya seni sarmak ne güzel. Aşk deyince anlattığı her şeydir; Öldürdükçe tadı gelen bir şeydir.. Azrai'le can vermesi zor şeydir; Sen istersen sana vermek ne güzel. |
HEPSİ BİZİM KESEMİZDEN
Müdür, bakana yağ yakar; Tel parası kesemizden. Teri bile şipir kokar; Gül parası kesemizden. Kahvaltısı kaymakla bal, Sepet sepet muz, portakal... Viski içer, yüzü al al; Yal parası kesemizden. Hanım berberde kırıtır; Kızı terzide sırıtır; Her gün bir makam donatır; Çul parası kesemizden. Fakir gelir ters ters süzer; Torpilliye fıstık ezer; Metresine mektup yazar, Pul parası kesemizden. İskoç giyer, Salem içer; Sekreterle dalga geçer; Sık sık yolluk alır uçar, Yol parası kesemizden. |
HUDUT TAŞLARI
Bu bulanık hava,bu toprak bu su Beni benden beni senden ayırır Bu sabahsız gece bu düş bu uyku Beni benden beni senden ayırır Doğmadık güneşin aydınlığında Uzarsa gölgeler dost kılığında Şüphe keleplenir gönül çığında Beni benden beni senden ayırır Doğrultmak istersem kırılır dallar Sınadım zamana sığmadı yıllar Bu dikenli yollar bu taşlı yollar Beni benden beni senden ayırır Sevgi bulutundan rahmet damlası Düşmeden ayrılık doldurur tası Yoğun maddelerin ince manası Beni benden beni senden ayırır Sen aşka hiç dersin bense hayata Kimbilir belki de bendedir hata Bu dalgalı deniz bu yanlış rota Beni benden beni senden ayırır |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:03 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.