![]() |
Düğümlü Yollar
Yangın düştü gönül denen bu köşke, Senden daha yaman mı var? Silkelen. Bülbüller perişan, gül düşmüş aşka, Uyumaya zaman mı var? Silkelen. Gülü görsem bülbül olur eririm, Bin can olsa binini de veririm, Yollar dağda düğümlenmiş görürüm, Yüce dağda duman mı var? Silkelen. Can analar gözyaşını dökmesin, Şen olsun yuvalar,elem çekmesin, İster gün doğmasın, şafak sökmesin, Gönüllerde güman mı var? Silkelen. Bel bağlama şunun,bunun savına, Döğülmeli demir, geldi tavına, Zalimler çıkmışlar bülbül avına, Vampirlere aman mı var? Silkelen. Dostlar birbirini sormuyor, neden? Kimse kafa gönül yormuyor, neden? Oklar menziline varmıyor, neden? Yüreğinde saman mı var? Silkelen. |
Dünya Hâlâ Dönüyor
İnsanlar azarlandı Düşünce hızarlandı. Şerefler pazarlandı Dünya halâ dönüyor. Süvarisiz her kırat Hakka koşar mı? Heyhât! Yerde çekilmez hayat Gökte yıldız sönüyor. Bağrı taş binaların Gözü yaş sunaların Yurtta tüm anaların Yürekleri yanıyor. Biz biriz Hakka ramız Ara olmaz aramız Yürekteki yaramız Yavaş yavaş kanıyor. Gün doğar, ağarmaz tan Ses gelir öbür uçtan! Çıt çıkmaz büyük baştan! Damarda kan donuyor... |
Dünya Taze Gelin...
Gökyüzü okyanus, arşa dayalı Çile denizinde kesilir gider. Dünya taze gelin, yeşil boyalı Günün gölgesinde kısılır gider. Nesneler kavgalı, değil barışık Her şey bir bilmece, her şey karışık Mevla’dan hidayet, nurdan bir ışık Sızmazsa, veliye küsülür gider. Göklerin başında tacı aradı Acının içinde acı aradı Bazen kardeş bazen bacı aradı Bazen bir yıldıza asılır gider. Toprakları bomboş, şu aç diyarda Irmakları susuz, kıraç diyarda En ücra köşede, en uç diyarda Çöllerde Leyla’ya esilir gider. Hayal sonsuz deniz daldı bir anlık ******* uykusuz, gündüz karanlık Yerin karnı geniş ve içi ılık Sırta tahta duvar basılır gider. |
Dünyayı Kucaklamak
Güneş soğuk, ay yırtık, Kapımı çalar tık tık! Diyeceksen de artık, Hele durun, derim, yok... Aya fer veremeden, Rabıta kuramadan, Kapıyı aramadan, Gönlünü ver, girim, yok... Sakın deme, üstün ben, Zannederim kastın ben, Haykırsana, dostun ben, İkiliğe pirim, yok... Yolu yola doladım, Yürüdüm adım adım, Dünyayı kucakladım, Oturacak yerim, yok... Gönüllerin yatı ol, Gül denilen otu ol, Hak yanında katı ol, Ki, zehir dökerim yok... |
Dürüstlüğün Bu Mu Senin....
Madem ki yüzüm ak temizim dersin Ardına döktüğün bu pasa nedir? İnsan geçinirsin insanı yersin Zehir zukkum dolu bu masa nedir? Hiçbir zaman yüz olmadın astarsın Amelin ne ise Rabbim göstersin Hani haram yemez hell istersin Çalma çırpma dolan bu kasa nedir? Hani hak yolunda yarışçı idin Hani hakla halkı karışçı idin Hani dövüş bilmez barışçı idin Elinde tuttuğun bu asa nedir? İtecektin ayağınla illeti Kovacaktın kovamadın zilleti Seviyorsan memleketi milleti Dilinden düşmeyen bu U S A nedir? Hak gözetip haksızlığa vurmazsın Bir an bile mazlumları sormazsın Hak-hukuk dersinden geri durmazsın Hep ihlal ettiğin bu yasa nedir? |
Düşe Dönmüşsün (Ağıt)
Be muhannet sana nasıl kızmayım Üç ay git, üç gün gel, boşa dönmüşsün.. Bir uzun hikaye nasıl yazmayım Ağustos ayında kışa dönmüşsün.. Ala sözüm buram buram ter içen Bir ömür gözümde bir anda geçen Her mevsim iklimden iklime göçen Katarda yaralı kuşa dönmüşsün... Güneş nasiplensin yay ışığında Günün varlığını duy ışığında Gölgene gizlendin ay ışığında Şu sessiz yazısız taşa dönmüşsün... Sen gittin son gelen emre uyarak Bizi burda boynu bükük koyarak Bu nasıl dünyadır gün gün sayarak İlk geldiğin yere, başa dönmüşsün... Ten içinde kir saklıdır görülmez Sır içinde sır saklıdır görülmez Şu sinemde er saklıdır görülmez Bre! Deli Dumrul tuşa dönmüşsün... Boş zamanın, hoş mekanın velisi Şu ”acı yıllar”ın ”hasret” ölüsü Erken göçtün, Ülkerler'in delisi Gözdeki bir damla yaşa dönmüşsün... Tamam kırk dört yıllık düşe dönmüşsün.! |
Düşler Üşüdü
Düş ülkesinde yaşarım Deli derviş usundayım Bakar aleme şaşarım Yarasanın sesindeyim Bakın alemin işine Akıl lazım ki düşüne Düştüm bir dilber peşine Aşıkların kusundayım Gizlice salladı bir el Gönül bağı döktü gazel Aklımdasın nazlı güzel Kızıl şerbet tasındayım Göklere yükselir ahım Aşığın olmak günahım Beni zelil etme şahım Çırakbanın isindeyim Senemi güne eklerim Sendelerim emeklerim Eleman imdat beklerim Çapraz bıçak pasındayım Gece görünmüyor ayım Gündüzü zindan sarayım Yiterdim kime sorayım Dokuzların yasındayım |
Düşteki Gurbet
Öz yurdumda yatağıma yatarım, Düşlerimde hep gurbeti yaşadım. Haksız sevmem haklıları tutarım, İşlerimde hep gurbeti yaşadım. Yavaş yavaş tele düzen verince, Ve bu yüzden gönlüme gam girince, Adaleti kof raflarda görünce, Yaşlarımda hep gurbeti yaşadım. Dedem hep derdi ki, harama bakma, Devletten yana ol, mazlumu yakma, Ruhumda ıztırap, elimde lokma, Aşlarımda hep gurbeti yaşadım. Yasaktı düşünmek Türk İllerini, Yalnız koymak olmaz gönül erini, Eylül’de görünce sam yellerini, Kışlarımda hep gurbeti yaşadım. Özüm, gülü çile ile bitirdi, Büyüttü,besledi deme getirdi, Yağmur yağdı, dolu vurdu götürdü Taşlarımda hep gurbeti yaşadım. Baltayı vurunca çınara küt küt, Ne desen kesecek gereksiz öğüt, Kökünden habersiz talihsiz, züğürt, Başlarımda hep gurbeti yaşadım. |
Düze Çıkmak Hayaldir.! !
Fakirin karnı aç delikse cebi Doymayınca düze çıkmak hayaldir Haksızlık üstünden silindir gibi Kaymayınca düze çıkmak hayaldir Allah'ın korkusu neder birine? Sinmemişse kalpten daha derine Hakkı adaleti yerli yerine Koymayınca düze çıkmak hayaldir Hayali ihracaat maya hamuru Yapan besmelesiz beynimin uru Rüşveti, torpili toplum kamburu Saymayınca düze çıkmak hayaldir Kiminde zevk safa, acı kimine Her işi teslim et ehl-i emine Geliri toplumun her kesimine Yaymayınca düze çıkmak hayaldir Rüşvet memleketi kemiren kurttur Enflasyon milletin başına derttir Tasarruf tasarruf tasarruf şarttır Uymayınca düze çıkmak hayaldir Mesaiye evet son hızı verip Çalışma şevkinin tadına erip Yaptığı yanlışı mutlaka görüp Caymayınca düze çıkmak hayaldir |
Düzenbaz! !
Birini tanırım, mikrop birini Uzaktan bakınca yaman gibidir Bulmak mümkün olmaz onun yerini Her yöne savrulur, saman gibidir. Bakarsın yüzüne, masum mu masum Kıyıda, köşede kesilir hasım Milleti ayırır hep kısım kısım Hepsinin soyuna düşman gibidir. Yetiştirir ısırganı, hiç solmaz Diyeceğim işte, demesem olmaz Onun meclisinde insan bulunmaz Konuşur kandırır şeytan gibidir. Bulduğunu yutar, bir türlü doymaz Huyu, tabiatı İslâm’'a uymaz Konuşunca mangallarda kül koymaz Savurur, sanmayın insan gibidir. Ayak yalar, etek öper o bilir Menfaati için geberir, ölür Mazlum karşısında aslan kesilir Dikko dikko gezer, külhan gibidir. Kaleli’'yim dedim, tanıyın şeyi Babasından çokça sever keseyi Allah ona düşürmesin kimseyi Vallahi ısırır, yılan gibidir. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:25 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.