![]() |
Hepsi Sevgili İçin
Dili lâl Gözü kör, Yese bal Ağzı tatsız Gönlü yârsız olanın. Sevgili olmayınca Dil güzelikten kime bahseder? Kimi görür gözü? Gördüğnden ne zevk alır? Ağzının tadını anlar Hayatın zevki dudaklar Bal emen arı gibi Sevgilinin dudaklarından Öptükçe her seferinde Bir başka çeşit kalır O öpüşlerin tadı damakta... Düşünce karadan geçti Düşünce şimdi akta. Alper Kürük |
Hepsinden Bir Hediye
Her okşayan bir şeyini vermiş sana... Deniz okşamış bir zamanlar Gözlerine içirmiş rengini. Rüzgâr okşamış bir zamanlar Keskin nefesini sende bırakmış. Bulut okşamış bir zamanlar Yaşlar gözünde toplanmış. Güneş okşamış bir zamanlar Saçların buğdayca sararmış. Güller okşamış bir zamanlar Dudaklarında rengi kalmış. Kader okşamış bir zamanlar Başını dertlere çalmış. Şimdi de okşuyorum seni ben Başka birşey vereceğim yok sana İstiyorum benliğimi al benden... Alper Kürük |
Her An Açık Sergi
Bir sergi açmış Ulu Sanatkâr Kâinatın oluşundan Kayboluşuna kadar... Neler teşhir edilmiş bu sergide neler... Adem ile Havva'dan tutun Her türlü yaratık Yaratanının yaratış edasını Öne sermiş birer birer. Ey sergi eserleri Hergün biz Kendimizi teşhir eder Kendimizi seyrederiz... Alper Kürük |
Her Şeyde
Tanrı'm Yaprağın yeşilinde seni görüyorum Seni duyuyorum kuşun sesinde, Güzellerin güzelliğinde güzelliğini Ve korkunç fırtınaların Tanrısal nefesinde... Olgunluğunu olgun meyvalarda gördüm, Sabrını sabırlı âşıklarda, Parıltın var gözümde ışıldayan Titreyen parlak ışıklarda. Benim yalnızlığım var,senin tekliğin Benim küçüklüğüm kadar büyüklüğün var, Şu ki dünyada bütün tesellim: Her şeyde senden bir şey arar Her şey Tanrılaşır gözümde. Ben Allah'tan bir parçayım Allah kalbimde oldukça benim. Alper Kürük |
Her Yaşta Bahar Var
Gün aynı gün olsa da birbirinden var farkı İşte bundan güzeldir baharlardaki şarkı. Bahar geldi içimde bir kıpırtı belirdi Baharlar şimdi değil eskiden de gelirdi. Eski baharlarımda aşk denen bir şey vardı O aşk bir ömür boyu baharlarımı sardı. Gönlümdeki kıpırtı anladım şimdi neymiş Eski aşk ayak sesi baharla yine gelmiş... Alper Kürük |
Herkes Dünyasını Kurar
Her insana bir dünya gün doğarken kurulur O gün zevk ya kederle yaşanır akşam olur. Kimilerin dünyası lâle ve gül bahçesi Kiminin dünyasında yok bir tek menekşesi. Kimiler dünyasına bol bol sevgi doldurur Sevgiden anlamayan onu doğarken vurur. Kimi var dünyasını bir kucak gibi açar Kimisi insanlardan hep köşe-bucak kaçar. Kimine göre Cennet-Cehennem dünyadadır Kimisi için onlar başka yıldız,aydadır... Günlük dünyalar ölüp tesbih gibi dizilir O taneler 'UKBA'da önüne gelir bir bir... Alper Kürük |
Herşey Çağında Güzel
Ağaç,dağında güzel Üzüm,bağında güzel Balık,ağında güzel Herşey çağında güzel. Ben,yanağında güzel Aşk,dudağında güzel Meşk,kucağında güzel Herşey çağında güzel. Aş,çanağında güzel Od,ocağında güzel Köşk,konağında güzel Herşey çağında güzel. Sana çirkin diyemem Deyip de küçülemem, Güzelsin derim lâkin Herşey çağında güzel... Alper Kürük |
Hırka
Hayat bize Zamandan yumağıyla sıra sıra Senelerden ördüğü bir hırka Giydirir bir ömrü kılıf diye, Ecele verir ardı sıra İpin bir ucunu hediye. Her sene ömrümüzde bir çengel Çeker,bir şeyler alır ömrümüzden Biz geçmesek de senelerden Seneler vazgeçer bizden. Sökülür yavaş yavaş hırka Bilmeyiz ecelin bizi soyduğunu, Bakarız birgün dolmuş Bir sürü sökülmüş iple arka. Ömrün sıcaklığı o iplerin Büklüm yerlerinde gizli. Ölüm rüzgârı eser Bir titreme gelir üzerimize. Ecel kuyusunun buz suyundan Suyumuzu kızdırırlar Kızdırırlar ama Seneler yine geçer Birkaçı yine göçer. Bu diyar göçmenleri Tutuşurlar elele, Ah ne olur düğüm düğüm Eklenseydi birbirine Dünyadaki büklüm büklüm Sökük iplikler... Alper Kürük |
Hırsız - Polis
Bu yaşa gelinceye dek Hırsızlık bilmezdim ben de Bütün çocuklar gibi. Ama yok mu bu yaş Yok mu bu çağ? Ve delikanlılık... Hırsızlığı da öğretir insana... Evet,hırsızım şimdi Hem de azılı cinsinden. İnanın bana Kaç genç kızın Yükte hafif aşkta ağır Kalbini çaldım. Polisten hayır yok onlara Ben hırsız,onlar polis Hırsız-polis oynuyoruz tatlı tatlı Eski çocuk şenliğimizle... Alper Kürük |
Hocalar Konuşuyor
HOCALAR KONUŞUYOR (İSTANBUL HUKUK FAKÜLTESİ ÜÇÜNCÜ SINIFTA YAZILMIŞTIR.) CEZA HUKUKU KÜRSÜSÜNDEN: Prof.DR.NACİ ŞENSOY (MERHUM) “ Tehirinde mazarrat melhuz bulunan ahvâl müstesna Tekrar edelim bir daha... -Gülmek ve konuşmak yok! atarım dışarı ha! - Yegân yegân tesbit eylediğimiz İşbu hâdiseler muvacehesinde Halli iktiza eden mesele... -Gülen,konuşan olsun hele Haşlarım,atarım dışarı ha! - “ CEZA USULÜ HUKUKU KÜRSÜSÜNDEN: Prof.Dr.NURULLAH KUNTER (şimdi EMEKLİ) “ Patagonya Usul Kanunu Cart-curt kaideler koyuyor Falan filan,filan falan oluyor..” İDARE HUKUKU KÜRSÜSÜNDEN: Asistan Dr.İSMET GİRİTLİ (Halen Prof. Dr.EMEKLİ) “Tabir caizse af buyurun Kalleşçe sizi buraya topluyor Yine de yoklama âdem-i ifa oluyor...” DEVLETLER HUKUKU KÜRSÜSÜNDEN: Prof.Dr. CHARLES CROZAT & MÜTERCİMİ Asistan Dr. bayan.. Hoca der:Mes étudiants! Tercümesi:Talebeleğim Yanınızda biğeğ coğğafya hağitanız olsun. (Dikkat! alkış var burada...) Göğünüz kuzeydeki kutup buzlu pasta Nasıl paylaşıldı.(Zıkkımlansınlar...) İCRA VE İFLAS HUKUKU KÜRSÜSÜNDEN: Prof.Dr.İLHAN POSTACIOĞLU (MERHUM) “Arkadaşlar davacının hakk-ı hıyarı var. Gülecek ne var sanki? Netice-i talep,semere-i ihtilâf E...benim bu tâbirler hoşuma gider. Hem sizin kompozisyonunuz sıkıcı Okurken zorluk çekiyorum,eğer Havalandırsaydınız biraz şöyle yıllanmış şaraplar gibi Mest olmamak elden gelir miydi? ......Bunlar teferruat Ben bile aklımda tutamam Size de imtihanda sormam. Temiz temiz dökerim Sizi de kendimi de yormam. Haydi bakalım bunu kim söyleyecek Aferin...Numaran kaç senin? ” MALİYE HUKUKU KÜRSÜSÜNDEN: Prof.Dr.ORHAN DİKMEN (ŞİMDİ emekli) “İlk çocuk pahalı olur,sonrakiler ucuz Asgarî geçim indirimi için insanın Doğrusu Kraliçe Süreya’yı acıyası geliyor Vermeliydi Allah on bir değil dokuz... Adam Smith beş kuruşluk simidin ona çıktığını görseydi Adamcağız yeni nazariyeler peşinde koşardı Türkiye için...” MEDENİ HUKUK KÜRSÜSÜNDEN: Doç Dr. İSMET GÜLÜMSER SUNGURBEY (Şimdi Prof. Ve EMEKLİ) “Alkışla inletiyorsunuz öğreneği Duyan “görmük” zannedecek Cık cık tarlasına düştük Altı kaval üstü şeşhâne diyecek. Bu yasa bu yasadan esi almış (Tabii ben de Ataç’tan...) “GUGUK”çıkıyor artık “sınavlara”az kalmış...” MEDENİ HUKUK KÜRSÜSÜNDEN: Ordinaryüs Prof.Dr.HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU (MERHUM) “Bir tanıdık gelmiş bana fikrimi sordu Şöyle şöyle oldu dedi Hallediverdim işini, adamcağız Dua ede ede gitti “Hay Allah senden razı olsun...” Meğer içi yanıkmış zavallının...” Ne hoş ki rahat rahat İstediğime diyebilirim üstad. Ne doktoramı veriyorum Ne de yazdığım doktora tezi... Hem iğreti adım da var Eskiler ona der:”nam-ı müstear” SİVRİ UÇ... Batarsa da kan çıkmaz Hanefi abdestini bozmaz. Bu da sana arkadaş: “Bu taşındır diyerek AMME’yi diksem başına İDARE otursa gelip gelip karşına Çarpışsan sınav sınav Olsan Başını Vermeyen Şehit Eder seni boyun sıra kitaplar istiap... N olurdu şu bilgi olsaydı hap Bir sabah,bir öğle,bir akşam alsaydık Hepimiz âlim olsaydık. Ey giriş kapısı ardına dek açık Çıkış kapısı hafif aralık okul Yıllardan beri kurulduğun yetmezse eğer Yine yıllarca gönül tahtına kurul. Ey talebe arkadaş isteme benden dua Evde karın ve boy boy çocukların diploma bekler Allah’a açılmış temiz eller... ALPER KÜRÜK |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:43 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.