www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   İsmail Aksoy (https://www.cakal.net/showthread.php?t=145334)

GooD aNd EvıL 05-10-2009 01:43 PM

İnsan

Burada buldum sevgiyi. Kumda
doğmuştu, büyüdü sessizlikte, dokundu
sertliğin çakmaktaşına ve karşı koydu ölüme.
Burada insan birleştiren hayattı
el değmemiş ışık, hayatta kalan deniz
ve saldırı ve şarkı ve savaştı
metallerin o birlikteliğiyle.
Burada mezarlıklar yeni fırlatılmış
topraktı, dağılmış ağaçlarının üstünde
kumlu rüzgârın esip durduğu
kırılmış haçlar.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 01:43 PM

İncitme

İncittim seni, sevgilim,
parçaladım ruhunu.

Doğru anla beni.
Herkes biliyor kim olduğumu,
fakat bu kendim
bunun ötesinde
bir erkektir senin için.

Sende yalpalarım ben, düşerim
ve yana yana yollardayım.
Bir senin hakkın var
güçsüz hallerimi görmeye
herkesin içinde.
Ve senin küçük elin,
ekmeğin ve gitarın eli,
dokunur göğsüme
savaşa gitmeden önce.

Bu yüzden ararım sende o sağlam taşı.
Haşin elleri daldırırım kanına,
ararım kararlılığını
ve gereksindiğim derinliği,
ve rastlarım yalnızca
metalik kahkahana, ve rastlamam
sert adımlarım için herhangi bir desteğe,
maruz kal, ey taptığım,
hüznüme ve öfkeme,
seni biraz mahveden
düşmansı ellerime,
kavgalarımda yeniden yoğrulan
balçıktan doğrulman için.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 01:43 PM

İnceleme

Fırat ve Dicle neden oluşur?
Sudan oluşur elbet,
fakat suyun rengi olmadığı halde onlar hep kan kızılıdır.
Suyun tadı da yoktur, fakat onlar
tarih yangınlarının tadını taşırlar hep.
Suyun kokusu da yoktur, fakat öldürülen kızlarımızın
ve oğullarımızın saçlarının kokusu gelir onlardan hep.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 01:44 PM

İnanmıyor musun Hörgüçlerinde Ayı

İnanmıyor musun hörgüçlerinde ayı
taşıyarak dolaştıklarına hecin develerin?

Ve gizli dayanıklılığı
çöllere ektiklerine?

Ve denizin yeryüzüne
kısa süreliğine ödünç verildiğine?

Tekrar teslim etmeyelim mi onu
aya, gelgitiyle birlikte?

GooD aNd EvıL 05-10-2009 01:44 PM

İlk Yolculuk

Temuco’ya ne zaman geldiğimizi bilmiyorum.
Belirsiz ve gecikmiş bir şeydi
ciddi bir şekilde doğmak, uzatmalı bir şeydi
başlamak, hissetmek, tanımak, nefret etmek ve sevmek.
Bütün bunların hem gülü vardı hem de dikeni.
Doğduğum bölgenin tozlu göğsünden
bir şey demeksizin götürdüler çocuk beni
yağmurlu Araukanya’ya.
Evimizin tahta duvarları
orman kokardı,
saf yabanıl orman.
Bundan sonra büyüdü tahtaya karşı
aşkım ve dokunduğum her şey
tahta oluyordu.
Gözü ve yaprağı
karıştırıyordum birbiriyle,
ve kadınları karıştırıyordum
fındık çalısının baharıyla, ağaçla insanı,
seviyorum rüzgârın ve yaprakların dünyasını,
ayıramıyorum dudakları köklerden.

Baltanın ve yağmurun altında
büyüyüp fırladı yeni kesilmiş keresteden kent,
reçineden damlalarıyla yeni bir yıldız gibi,
ve hızar ve testere
sevdiler birbirlerini gece gündüz,
şakıyarak,
çalışarak,
ve cırcırböceği keskin cıvıltısı
yükseltiyor şikâyetini
o direngen yalnızlıkta
ve geri dönüyor benim kendi şarkıma:
yüreğim ağaç kesiyor hâlâ ormanda
ve yağmurda şakıyor hızarla,
öğütüyor soğuğu ve rende talaşını ve mis kokuyu.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 01:44 PM

İlk Deniz

Denizi keşfettim. Carahue’den
Cautín ırmağına dek akıyordu halicine
ve buharlı gemilerde başladı,
düşler ve başka bir hayat kapladı beni
bırakarak kirpiklerimde soruları.
Yalnız başıma pruvadaydım,
zayıf bir çocuk ya da bir kuştum,
yalnız bir öğrenci ya da esmer bir balıktım,
mutluluktan uzaktım,
bu küçük kayığın dünyası
bilmezken beni
ve çözerken
akordeonların yivlerini,
suyun ve yazın yolcuları
yemek yerdi ve şarkı söylerdi.
Pruvadaydım ben,
öyle küçüktüm,
handiyse insan denilmezdi bana,
yitmiştim,
anısız ve sessizdim,
şarkısız ve neşesizdim,
dağların arasından geçen
suyun devinimlerine kaptırmıştım:
benim için yalnızdı bu yalnızlıklar,
bu saf yol yalnızdı,
evren yalnızdı benim için.

Irmaklardaki esrimeler,
kıyılardaki fundalıklar ve rayihalar,
birden beliren kayalar, yanmış ağaçlar,
ve o yalnız, her şeyi kaplayan toprak.
Bu ırmakların oğlu olarak
korudum dünyada
yolculuk etmeyi
aynı ırmak kıyılarından
aynı dalga köpüklerine
ve düşerken deniz
yaralı bir kule gibi
ve doğrulurken yeniden dalgalanan öfkede
kopardım kendimi köklerden,
genişledi ülkem,
çatırdadı ağacın birliği:
ormanların hapishanesi açtı
dalgaların yıldırımla doldurduğu
yeşil bir kapıyı
ve denizin bir vuruşuyla
yayıldı hayatım dünyaya doğru.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 01:44 PM

İlahi Ve Geri Dönüş (1939)

Yurdum, yurdum benim, dönüyor yeniden kanım sana.
Fakat yalvarıyorum sana annesine yalvaran
ağlamaktan boğulacak çocuk gibi.
Kabul et
bu kör gitarı
ve bu yitirilmiş alnı.
Açıldım dünyaya bulmak için sana yeni oğullar,
açıldım düşenlere bakmak için senin kardan adınla,
açıldım senin temiz kerestenle bir ev kurmak için,
açıldım yaralı kahramanlara senin yıldızını götürmek için.

Şimdi uyumak istiyorum senin özünde.
İçe işleyen tellerden yapılı berrak geceni sun bana,
gemiden geceni, senin yıldız berrağı görüntünü.

Yurdum benim: gölge değiştirmek istiyorum.
Yurdum benim: gül değiştirmek istiyorum.
Kolumu ince beline dolamak
ve denizle ıpıslak taşına oturmak istiyorum,
tutmak için buğdayı ve bakmak için ona içerden.

Seçeceğim nitratın tutumlu bitki örtüsünü,
eğireceğim çan çiçeğinin buz soğuğu ipliğini,
ve senin soylu ve yalnız köpüğünü gördüğümde
öreceğim bir kıyının dalını senin güzelliğinle.
Yurdum, yurdum benim,
çepçevrilmiş savaşan sularla
ve karşı konulmuş karla,
sende birleşir kartal ve kükürt,
ve senin kakımdan ve gökyakuttan yapılı Antartik elinde
pırıl pırıl parıldar bir damlası insansı ışığın
ve tutuşturur düşmansı gökyüzünü bir yangına

Koru ışığını, ey anayurt!
Dayan umudun katı başağına
ortasında bu kör, yok edici havanın.
Senin uzak toprağına düştü bütün bu dar ışık,
bu insanların yazgısı,
ki seni savunmaya zorlar bir gizemli,
yalnız çiçeği, uyuyan Amerika'nın sonsuz mekanında.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 01:44 PM

İkramiye

Bir kış güneşi bulmak için göç ediyor
Soğuk kırmızı bir yolda güdüyor davarını,
Çağırıyor onları bildik bir sesle,
Ve Kabra’ya doğru sürüyor hayvanları.

Bir ses, evin sıcaklığını anlatıyor.
Bir ezgi yükseliyor toynaklardan ve meliyor hayvanlar
Ve çoban çiçekli bir dalla güdüyor
Dumanın alınlarını süslediği sürüyü.

Köylü, kölesi sürünün,
Seril gecede ateşin yanına!
Güvendiğim dalım kırıldığı için
Kan ağlıyorum kara derenin yanında!

GooD aNd EvıL 05-10-2009 01:44 PM

İklimler

Düşer güzleri kavaklardan
o yüce oklar, yenilenmiş unutuş:
batar ayaklar kendi temiz kabuğuna:
acı çekmiş yaprakların soğuğu
bir büyük altın kaynaktır
ve parıldayan dikenler yükselir göğe doğru
kuru büyük şamdanların katı görünümleri,
ve pençeler arasında kokar sarı jaguar
o yaşayan damla.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 01:44 PM

İkindi

Bir düş gibi
öyle berrak duruyordu ki ikindi.
Hemen ötede asılıydı bulutlar,
uzansan tutacaksın sanki
ve yarı gizlenmiş güneş bakıyordu kendi toprağına.
Hâlâ yükselmiş duruyordu karada yarı baygın denizsisi
ve hürmet gösteriyordu dünyaya usul bir şarkıyla.
Kımıltı içindeydim hâlâ
- kızılca ve hızla.
Ne ki bilmiyordum daha tam nereye gittiğimi


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:57 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.