![]() |
A$k..incitir (sebebi(m) sensin..)
Yok yok, sen değiLsin acıtan, bizzat benim. Kendi haLim, birba$ımaLığım we ben, yaLnızca ben.. (Sewmem zamansızdı. Acımak, tam da zamanını buLdu..) GüLü$Lerim öksüz, yetim.. kimsesiz i$te. (her$eyim(miy)din) Oysa kendime yeterdim ben eskiden. Tek ba$ıma yapardım kahwaLtımı, çıkardım dı$arı, gez-doLa$.. YaLnız uyurdum *******i, yatak dar biLe geLirdi.. Hep tektim, hep bendim. Ya $imdi..? (tammı$ım gibi..eksikmi$im, nerden biLeyim..) BiLetsiz yoLcuydun içimdeki seferde, we ben sewmezdim eksiği oLanLarı, eksiği bi biLet dahi oLsa.. İ$te her$ey a$k kitabına uyuyordu.. Zamansızdı, bir andaydı, eksiği-fazLası önemsizdi, tek gereken sewgiydi.. Bir kadın we bir adam.. Kadın mağrurdu, adam güveniLir (mi?) Kadın korkaktı, adam aLabildiğine cesur We kadın kan(a)dı, adam kadının gözya$ına takıLı kaLdı..iLeLebet! Acı diLe geLdi,sustu(m) Yetmedi,kan kustu(m) Oysa kadın yemin etmi$ti, bir daha sewmeyecekti Sırf a$k kitabı doğruLansın diye, yoLcu biLetsiz oLsa biLe, eksik bir sewdayı yaLnızlığa tercih etti(m).. We a$k incitti..(pi$man değiLim) alıntı |
Öfkem kendimeydi...
Bunu düşündükçe çözülmeye başlıyordum; Çözülmeye başladıkça kendimi tekrar afetmeye ; Afettikçe kendimi yaşama yeniden dönmeyi; Döndükçe yaşama kendimi yeniden sevmeyi Sevdikçe kendimi daha da bir güçlenmeye Güçlendikçe gülmeye öğrenmeye Öğrendikçe balıklama dalmaya hayata yeniden Yenidennnn..... alıntı |
Gidişimin ardından sessizlik çaLacak kapıLarını..
Tek başına kalacaksın hayatın dikenli yollarında.. Batacak,canın acıyacak..SoracakLar sana beni,nerede diye? BişeyLer söyLemek isteyeceksin.. Boğazına takılan hıçkırıktan söyleyemeyeceksin..SUSACAKSIN! Gidişimin ardından arayacaksın beni..Ama bulamayacaksın. Benzin atacak,gözLerinin feri kaçacak, yere düşeceksin.. Gidişimin ardından ağLayacaksın için için, yoksun diye... Gidişimin ardından mahvolacak tüm hayatın.. ZamanLarın ikişer ikişer atLayacakLar, tarihten kopartacaksın bensizLiği.. SoracakLar neyin var? diye.. SuçLu yanın daLganacak tüm benLiğinde.. PişmanLığın saracak o gece renkLi gözLerini. Rengini kaybedecek göz bebeklerin..ANLATAMAYACAKSIN.. Gidişimin ardından yıLgın rüzgarLar esecek, yağmurLar yağacak.. AnLamsız kalacaksın tüm bu hüzünLere.. Hiç dinmeyecek göz yaşların,giden bana ağLayacakLar, ADİCENE... Gidişimin ardından anıLar canLanacak bellegin de,kovacaksın gitmeyecekLer.. Oturup düşüneceksin yanLışını.. Savaşacaksın içindeki benLe.. Kendini başka şeyLerLe oyaLamaya çaLışacaksın fakat akLından çıkamayacağım.. ÖLüme yakLaşacak ruhun, öLümü hak edemeyeceksin! BensizLiğine.AĞLAYACAKSIN.. Gidişimin ardından zamanLar hızLı gecicek, sen unutmaya yüz tutmuş anılarımızı susturacaksın.. "O" sana dokundukça sen kaçacaksın, "Hadi bana şarkı söyLe güzeL sesinLe"diyecek, sen söyLemeyeceksin! Yapamayacaksın "O"nsuz..Sesim Sessizliğin olacak.KONUŞAMAYACAKSIN.. Gidişimin ardından seLe kapıLacaksın şehrinde.. Kurtaran oLmayacak yaLancı bedenini.. Kimsesiz kaLacaksın.. SokakLar küs,kaLdırımLar ısssız,sen yaLnız ve bensiz.. Saranın oLmayacak..ÜŞÜYECEKSİN.. Gidişimin ardından seneLer geçecek, ve sen UNUTTUM sonunda diyeceksin.. Ve bir gün teLefonun çaLacak.. Bir ses! beni hatırLatacak ve sen işte o gün ÖLECEKSİN.. Sebep...unutamamak... Zanlı...hayalim.. Faili BEN... Meçhulü SEN... alıntı |
birbirimizi sevmeliyiz.. öyle sevmeliyizki, ölümüne..
beraber gezmeli, dolaşmalıyız.. elele çocukça.. bazen hırçın, bazen sakin.. öyle eğlenmeliyizki.. delice.. kırlarda dolaşmalı, koşmalı, düşmeli.. bebek gibi ağlamalı bazen.. ama eğlenmeli delice.. sevmeli.. öyle gülmeliyizki.. herkesler kıskanmalı.. mutluluk, gülücük saçmalı etrafa.. \beraberce\ öyle yaşamalıyızki.. sevinç dolu.. çocuklarımız olmalı.. onlarıda mutluluk içinde büyütmeliyiz.. sevgiyi, şefkati birde onlara öğretmeliyiz.. yaşamalıyız sonsuzca. tadını çıkarmalı hayatın. sevmeliyiz kısaca.. öyle dolaşmalıyızki.. denizlerden mutluluk çekmeli içimize.. sahillerde koşmalı, kimi zaman ıslanmalı.. sırıl sıklam olmalı.. aşıklar gibi.. simgedir ıslanmak.. bizde ıslanmalıyız doyasıya.. öyle düşünmeliyizki.. gece gündüz.. sabah akşam.. ama bıkmadan! örnek olmayız yeni aşklara... sevgiyi utandıranlara! biz farklı olmayılız.. herkesten, herşeyden farklı... değişik.. huzurlu.. öyle ümitlenmeliyizki.. bazen olmayacak şeyler düşlemeliyiz.. umutlanmalıyız.. aşkımız gibi saf ve temiz duygular beslemeliyiz.. inanmalıyız.. aşkımıza inandığımız gibi... öyle sevmeliyizki.. bunların hepsini barındırmalıyız.. saf ve temiz olan o kalbimize kötülük sokmamalıyız.. ve ömür boyu seveceksek sevmeliyiz! mutluluk yaşamalı, yaşatmalıyız.. kalbimiz çarpmalı.. nefesimiz kesilmeli kimi zaman.. ama sevmeliyiz.. ve öyle sevmeliyizki.. bunu tüm dünyaya bildirmeliyiz..! alıntı |
Kaybettim seni bu gece.. Farkındayım. Sıradanlıkların içinden kurtulmuştum oysa seninle. Şimdi bakıyorum da sıradanlıklar esir almış bizi. Çarçabuk bitip tükenen heyecanların içinde...
Zordur severken ayrılmak. Herhangi bir şeyden, yaşadığınız şehirden, oturduğumuz evden, eşinizden, işinizden… Bir ağaç düşünün; budadınız, suladınız, ilaçladınız; yaprak döküşünü, çiçek açışını izlediniz. Sonra, o ağacın artık sizin olmadığını söyledi birileri. İçiniz yanar. Kimselere emanet edemezsiniz. Çünkü, bu “sevgi”dir, “aşk”tır. Ağaç siz, siz ağaç olmuşsunuzdur. Ayrılık zordur. Artık size ihtiyaç duyulmayacak olması ise en ağırıdır. Bunu sindirmek ise hiç kolay değildir. ”Aşkım, Bir tanem, Canım, Hayatım, Sevgilim” her ne iseniz, artık değilsinizdir. Dün yanı başınızdayken, bugün artık yoktur. Sizden kimsenin beklediği bir şey kalmamıştır. Neyi ne kadar bildiğiniz, neler becerebildiğiniz kimsenin umurunda değildir. Bu dünyada yalnız bedeniniz kalmıştır, ruhunuz ise kimselerin bilmediği yerlerde… Unutmak için akşamları erkenden yatarsınız. Yatakta uyumak için verdiğiniz savaş onu unutmak için verdiğiniz savaşa yenik düşer. Unutamazsınız. Aklınızı yitirme noktasına da gelseniz, unutamazsınız... Derken eliniz telefona gider; isimler arasında dolaşırken tuşlarsınız numaraları… İçinizde bir ses yankılanır; “Neye inanıyorsan öyle davran “… Pehhhhhhhh… Sonra anında wazgeçersiniz, paketteki son sigarayı da içip düşünürsünüz; “Severken ayrılmak hakikaten ne kadar da zormuş.” alıntı |
sadece yazmak istiyorum
bosta olsa yazmak.... noktalara imlalara dikkat etmeden sadece yazmak... Yazmak içimde bir umuta dönüsüyor.Belki yazdiklarim yazdigim kelimeleri,siseden kadehe dökülürken sarabin verdigi o müthis ahengli sesle benzesirde, bana sarabi içerken verdigi tadi verir diye... Sonra o kelimelerin sanki içimde birlesmiscesine karsima gelip "sen" olmalarini istiyorum..O kelimelere dokundukça, kalem kagida deyip yeni yeni "sen"ler olusturdukça sana dokunmus gibi olmak istiyorum... Sen içime yazilmissin.Kalbimdeki bütün yazilar sensin...Bombos ,tertemiz bir kagdin safligiyla ama her çekildiginde bitime biraz daha yaklasan mürekkebin yok olusuyla seni bekliyorum.... Ruhsuz martilar gibi oradan oraya sürükleniyorum.Yavas yavas gecenin agirligi çöküyor üzerime.Büyük üstad"gecemi insani hüzünlendirir yoksa insanlarmi hüzünlenmek için geceyi bekler" demis.Bence insanlar hüzünlenmek için geceyi beklerler ama yalan söylerler.Neredenmi biliyorum! Iste söyleyeyim.... Sensiz gece-gündüz ayrimi yok.Saat yok, dakikalar yok,zaman denen kavram ortadan kalkmis..Arada baskalari için gece oluyor, sonra benim için olmasada gün doguyor...Zaten gün yokki.. Bos bos önüme bakiyorm.Hiç bir kavramim ok...Insanlar ölü olmasada benim için ölü...Sen yoksun ya ve benim için hiç olmayacaksinya gerisi önemli degil.... Sen içime yazilmissin...Kalbimdeki bütün yazilar sensin....Telleri koparilmis ve hiç bir ise yaramayanlarin arasina atilmis degerli bir gitar gibi çaresiz ama aska susamis,askini bulmus ama karşılık görememis fakat ilk günki kadar seven bir asigin heyecaniyla seni bekliyorum.... Simdi sen gelirsen; Bombos,tertemiz bir sayfanin safligiyla ve aska susamis,askini bulmus ama karsiligini görememis fakat ilk günki kadar seven bir asigi heyecaniyla seni karsiliyacagim.... Ama gelmezse; Telleri koparilmis ve hiç bir ise yarmayacaklarin arasina atilmis degerli bir gitarin çaresizligi ile ve her çekilisinde bitime biraz daha yaklasan mürekkebin yok olusuyla kaybolup gidecegim.... Ne olur gel...Ne olur gel.... alıntı |
Satırlarımı son kez yüreğine eğip sana yazıyorum. Yoksun işte. Cümlelerim bile değişti sensizliğin vurgun saatlerinde. Herşey anlamsız, herşey kapkaranlık. Seninle gülümseyen satırlarım bak şimdi yokluğunda karamsarılığa büründü "Hayatımın hiç bir karesinde sevgi olmamıştı. Sevgi zannetmiştim yalanları, umut zannetmiştim karanlıkları. Hep severken terkedildim, hep gülümserken acıya yenildim. Belki de sevilmeyi haketmedim ben. Belki de hiçbir zaman sevginin sofrasında gülüşlerimle nefes alamayacağım."
Sensizliğin vurduğu dalgaların arasında ılık nefesini bekliyorum. Telefonlarım hala sessiz, yüreğim ise sensiz. Bıraktığın yerdeyim. Çok mu senden istediklerim ? Çok mu seni uzaklarda bekleyip bir yudum nefesini beklemelerim çok mu ? Haklısın. Ben sevgiyi hiç haketmedim..Hiçbir zaman da haketmeyeceğim. Şimdi bu yazıyı okuyupta çok karamsarsın deme bana. Sensizlikte çektiğim acıları bilemezsin. Sanma senin yokluğundan kanayan yaralarımın sancı değil çektiklerim. Dört yalnızlığı arasında nefes alan yüreğimin çığlıklarıdır hissediklerim. Hani senin düşlerinde gökyüzüne kanatlanmayı öğretecektin bana ? Hani gözlerimin renginden gökyüzünü " mutluluğa " boyamayı öğretecektin ? Şimdi yalnızlığa demlenmiş yokluğunla başbaşayım. Sevgiyi haketmeyen yüreğimle sesinden gelecek ılık rüzgarları bekliyorum odamda. Yokluğun kanıyor içimde, yetimliğin ağlıyor gözbebeklerimde.... Birkaç gün sonra doğum günüm. Haklısın dünyanın en mutlu insanı benim. Yanılıyorsun, dört duvar yalnızlığında üşüyorum. Artık dışarıya bile çıkmıyor. Herşey seni hatırlatıyor. Dört duvar yalnızlığında yokluğunu soluyorum. Çok mu istediklerim senden ? Çok mu sana dair beklentilerim....? Düşlerinde ellerini tutmaktan öte ne istedim senden. Karanlıklarıma bir avuç güneşinle gelmeni, gecenin avuçlarında uyumaktansa avuç içlerinin arasına kıvrılıp bir cocuk gibi senin yanında gülümsemeyi istedim hep. Gelmeyeceğini bile bile bir yudum sevgini diledim. Çok mu istediklerim ? Artık kelimeler anlamsız, çaresizliğim ise yapayalnız. Şimdi beni bıraktığın yerde hala seni bekliyorum. Çok şey istemiyorum senden. Yüreğime yüreğinle dokunmak, ılık nefesinden düşüp gülüşlerinden avuçlarına yuvarlanmak..Sadece gözlerinde demlenmiş umutları sesinden duymak, kirpiklerinde ıslanmış gözyaşlarınla kanayan yokluğunu yıkamak. Söyle hadi senden istediklerim çok mu sevgili ? Senden hiçbir zaman yollarıma serilecek bir ömür istemedim. Ya da duygularıma sunulacak bir beden diledim senden. Asla senin yüreğinde bir yudum sevgi damlası istedim. Dilinde ıslanan bir kelime, iki dudağından havaya kanatlanmış bir nefes olmayı diledim ben. Biliyorum hiçbir zaman ellerimiz birbirini tutmayacak. Yüreklerimiz hep hasretin avuçlarında " imkansızlığı " yaşayacak. Lakin karanlıkların içindeyim. Ne olur nefesinden bir yudum " hayat "yolla. Seni soluyayım havayı solur gibi. Zifiri gecenin içinde kaybolmak üzereyim. Yokluğun kanarken ne olur bir avuç güneşinle karanlıklarıma gel. Karanlıkların içinde sonbaharda solan bir yaprak gibi düşmek istemiyorum kuru toprağa. Anla sevgili; gözlerinde saklı aydınlığına ihtiyacım var benim.. Eğer gelmeyeceksen sevgili ; bırak tövbeleri yarım kalmış günahlarını ser bedenime. Sevgiyi haketmeyen kalbim bari bir işe yarayıp küllerimden yalnızlık gülleri yeşersin yalnızlığın gölgelerinde. Bir yudum sevginle düşlerime gelmeyeceksen; bırak ta sensizliğin içinde avuç içlerinden kanatlanayım sonsuzluğun satırlarına. Bir avuç güneşinle karanlıklarımı ezmeyeceksen; bırak dilinde ıslanacak son dua, gözbebeklerinde akan son damla olup toprağa ben sarılayım. Ben ellerimi uzattım yüreğine; nefesinden ya yokluğunu yolla yalnızlığa sarılayım ya da gözlerini yolla delice yüreğine soluyayım.. " Karanlıklarıma yokluğunun hançerinin düşmesine izin verme; gözlerinde saklı bir avuç güneşle gel yalnızlığın gölgelerine. " İsmail Sarıgene |
Bir sonbahar gecesine daha yenik düşüyorum bu şehirde. Ruhumu teslim ediyorum bu mevsime.
Derler ya; sonbahar ayrılıkların mevsimidir diye, inanmazdım..! saçmalık derdim. İnsan ayrıldı mı her mevsim ayrılır.. meğer kendimi kandırmışım sadece. Sonbahar ayrılıkların mevsimiymiş gerçekten de.. ayrılığın canı en çok acıttığı mevsim… Ve ben sana yine bir sonbahar günü aşık olmuştum. Doğum günümdü bu mevsim. Aşk günümdü. Seni içimin en güzel yerine koyduğum günümdü. Ağaçlar yıpranır, sararıyorken ben ışık saçıyordum her yana delice. Ve yine senin benden gittiğin mevsimdi sonbahar.. ölüm günümdü artık. Sonbahara ait hatırladığım tek şey ayrılıkla ödüllendirilmiş bir aşktı sadece.. acıya, ızdıraba, mutsuzluğa mahkum edilmiş bir hayattı. Gözyaşını sessiz, kimsesiz karanlığa saklamaktı. İnsanlardan, her şeyden kaçıp kendini yalnızlığa mahkum etmekti. Şimdi bir sonbahar gecesini daha yaşıyorum bu kimsesiz zavallı bedende. Oda yorulmuş, tükenmiş artık karşı çıkmaktan hayata. İsyanlara atmaktan kendini. Son damlaya gelmiş artık. Ağaçta düşecek olan son dala. Ve bu mevsimde artık dayanamaz oldu bana. Bu bedene. Bu kendini bilmez benliğe. Git diyor artık. Gidebildiğin yere kadar git. Benim mevsimimin olmadığı yerlere git. Sıcağa git. Soğuğa git. Ama git. Göndermiş bu mevsim beni acı sonsuzluğa. Bedenimi kendine mahkum etmiş, ruhumu yollamış amansız bir gözyaşı yokuşuna. Kendi mevsiminin olmadı derinliklere. Ve o ruh kaybolmuştur artık sonsuz karanlıkta. Beklide gökyüzünün en mavi köşesindedir. Sonbaharın olmadığı gökyüzü mavisinde. Seslenir ordan buradaki esir bedenine… ‘’dayan bedenim dayan, dayan yarına inan. Gün gelir acılar ezberlenir. İyileşir zamanla yaran.’’ Ve kaybolup gitmiştir artık kendi maviliğinde… esir yüreğimden kalemime... alıntı |
Sadece ay şahitti,sensizlik yansımış suretime
Yıldızlar ağladı halime tüm gece...gel diye!!! Hayat karabulutlarını üzerimden ne zaman çekerde kendime gelirim...bunca umudumu nasıl yokederim...bu berbat,bu yıkıcı,bu kahrolası sensizlikle nasıl başederim...bilmiyorum! Ve korkuyorum! Sensiz hayata tutunamamaktan korkuyorum, Tüm varlığımla sana bağlanmaktan korkuyorum, Bu kabusun son bulmayacak olmasından bir çocuk gibi,yüreğim ağzımdaymış gibi korkuyorum... Ya dönmezsen...? Ne olurum,bilmiyorum... Ey yar; Tüm bu bilinmezlikler,tüm bu korkular senin uğruna... Sen duymazsan,sen umursamazsan...yazık olacak umutlarıma Eğer şimdi geri dönmezsen,eğer şimdi gelmezsen; Bir bilinmezliğe sürükleneceğim çıkmamacasına,dönüşü olmayan girdaplar önümde,anlasana... Girersem çıkamam bir daha,kaldığımız yerden devam edemem yarınlarımıza... Onca tükenmişliğin üstüne,razı olamam sensizlik kokan bu aşka... Eğer şimdi geri dönmezsen,eğer şimdi gelmezsen; Çok geç olacak,bizli masallar burda son bulacak Yakamozlar düşecek yüreğimin kuytusuna... Ay ışığı sende,sense yüreğimde saklı kalacaksın Soğuk *******in koynunda bir başıma,hergece sensizlikle savaşmak,acılarımı ayışığına saklamak;kaderimin bu aşka isyanı olacak!!! alıntı |
BEN SENİ HEP MAVİ BİR ELBİSEYLE HAYAL ETMİŞTİM..
MAVİ MAVİ. MAVİ BİR ELBİSENLE ÇALIYORDUN KAPIMI BİR MAVİ KARANLIKTA.... AÇIYORDUM... ONCA GÜLEN İNSAN VAR DÜNYADA BU RENKSİZ PİYANGOYU BİZEMİ AYARLADILAR BİR KIRIK NOTADA? KAYBOLAN NEDEN BEN KOCAMAN YOLLARDA GÖZÜ YAŞLI İSYANKAR GÜNEŞ SARI HER YERİM GÖKKUŞAĞI İNSANLAR NEDEN SİYAH VE BEYAZ BUNALIMLARDA? SENİ SEVİ.......................... PEKİ SEN BENİ SEV......................................... YARIM SÖZCÜKLERİM ÇIKMIYOR DİLİMİN UCUNDAN KABAHATIM VAR ELİM KOLUM KELEPÇE SEN BANA GÜLÜNCE OF ALLAH IM BİTERMİ BU İŞKENCE? YARIN BULUŞ..............MI? ÖPEYİMMİ SENİ YÜZÜNÜN EN GÜZEL YERİNDEN? SONRA KOVALA BENİ DEKİ SENİ SE.................... ÇIKMIYOR SÖZCÜKLER YARIM BİRAZDA YETİM RENKSİZ İNSANLARIN DÜNYASINDA ÖLÜYORUM ALLAH IM ELİNE BİR FIRÇA KAP SEN GÜZEL KADIN..SEN EVLERDEN BAŞLA BOYAMAYA BENDE BULUŞACAĞIMIZ YERLERDEN PAMUK HELVANIN PEMBESİ OLSUN........ İNSANLAR BİRBİRİNE YARIM YAMALAK SENİ SEVİ....................... DESİNLER. alıntı |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:54 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.