![]() |
Demek Bitti Ha
yazık neler yaşamıştık oysa neler hissetmişti kalbimiz,nasıl ağlamıştık mesafelerin uzunluğuna. yazık aşkım sessizce gitmek yakışıyor mu bu aşka. hayret,bakmaya doyamazdın gözlerime... simdi yüzüme bile bakmıyorsun. nasıl başardın bunu,nasıl yıkmaya el verdi yüreğin o hatıraları? dinlemedin bile giderken... demek hatırda kalmadı. sen miydin saatlerce telefonumu bekleyen,sen miydin sesimi duymak için arayıp,sadece "seni seviyorum" deyip kapatan,sen miydin söyle? bir gurur dağıydım ben,en ufak;bir avuç kum oldum simdi. evet artık yalvarıyorum sana! beni sensizliğin koynuna atma! yabancıyım bu karanlığa,yabancıyım sensizliğe. ben alışık değilim yok olmaya,daha hazır değilim bu ayrılığa... bir düşün lütfen: şarkılar söylerdik birlikte.. en güzel şarkılar ikimizindi, en güzel besteler bizim içindi... mutluyduk sevgilim değil mi? bari bunu inkar etme ne olur, bir zamanlar da olsa sevmiştin beni... bugün ayrılık yıldönümümüz... hiçbir şey değişmedi sevgilim ben hala aşığım sana,ilk günkü gibi,hala seviyorum seni sevgilim,evet hala... ya sen! sen, ne çabuk unuttun beni,yıldönümünde ayrılığımızın.. |
Demek ki
Kalbinden yaralı, Gidenlere hep ağlamaklı, Gidenler anlamaz ki; Gidenlerin seven yüreği olmaz ki; Yürek taşırlar, ama Taşıdıkları yürekler taş kesilmiş. Seviyorum diyen diller ise yalana mahkûm edilmiş. Oysa ne hoş geliyordu kulağıma, O sözler. O kelimeler. Şimdi anlıyorum ki; Hepsi yalanmış meğer Demek ki; yalanmış seviyorum diyen diller… |
Demek Şimdi Gidiyorsun
Demek şimdi gidiyorsun; Yazdığımız son şiir, öyle yarım kalacak!. Demek şimdi gidiyorsun; Kuşlarımız acıkacak, Saksılarımız artık sulanmayacak!. Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp Aynanın sahtekar yüzüne, - Oy benim yaralım - Demek şimdi gidiyorsun; Beni böyle toz gibi dağıtıp Merdivenlerin dibine!. Her şey tamam, diyorsun, git... Beni viran bir şehir gibi terket.. Haydi git! Dışarısı ispiyon.. dışarısı ihanet.. Seni bir gören olmasın, Dikkat et!.. Dostlukmuş.. ölüme yürümekmiş.. Üstüne titremekmiş.. Vefaymış!.. Aşk dediğin, zavallı bir kapıyı, Duvara çarpıp çıkıncaya kadarmış... Bana komaz deyip, Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları, - Oy benim yaralım - Asıl sancı, uyandığında Bütün odaları boş görünce koyarmış!. Gitmek istiyorsun, git... Bir savaşçı asla vedalaşmaz!. Durma git! Dışarısı dinamit.. dışarısı enkaz!. Şunu cebine koy, Ne olur ne olmaz... Eylül mağdurlarıydık, Kimsemiz yoktu... Yaralarımız aman vermiyordu canımıza.. Kimseye kıymamıştık oysa, Masumduk... Rahatsız etmiyordu bizi bu yalancı tarih! Yırtılan bir pankart gibi, Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz; - Oy benim yaralım - En az bir karıncanın yüreği kadar, Namuslu ve çalışkandı ellerimiz!. Artık bitti, diyorsun, git... Kırılsın kapı-çerçeve, kırılsın bu cam! Sorma git! Dışarısı panik, dışarısı izdiham!. Biliyorum, seni vuracaklar bu akşam... Ne çok fire verdik üst-üste; Ne çok arkadaş yitirdik Bu tozlu yolculukta... Kimliği tespit edilmemiş, Ne çok ceset vurdu, Zeytin güzeli akşamlarımıza!. Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi İçerden çürümüşüz meğerse.. - Oy benim yaralım - Her gelen ölüm yazmış, Her giden ayrılık işlemiş, Bu talihsiz gergefimize... Kendini arıyorsun, git.. Aptal bir hayat kur, İçinde beni barındırmayan.. Kalma, git! Dışarısı barut, dışarısı gardiyan!. Yine bir tek ben olurum, sana parçalanan... Demek şimdi gidiyorsun; Sonunda bizi de çökertiyor Bu kancık zelzele!. Demek şimdi gidiyorsun; Yıkılan bir duvar gibi Ömrime devrile-devrile... Demek mecburi istikametlerin, Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında; - Oy benim yaralım.. maralım! - Demek şimdi gidiyorsun, Ve bana bir tek seçenek kalıyor: Güle-güle!.. güle-güle!.. Beni öldürüyorsun, git.. Kalmasın sende kahrım, kalmasın derdim.. Bakma, git! Kafamı yumruklayıp Ardın sıra ağlarsam, namerdim... |
Demek Şimdi Gidiyorsun
Demek şimdi gidiyorsun,öyle mi? Hani karşılaşmasak, Bir veda bile etmeden çekip gidecektin, Dur! Sakın,sakın elveda deme, Nefret ediyorum bu sözcükten, Kahrolası,sölüğe neden konulmuş bilmem ki, Buram buram hasretlik kokuyor işte... Dizlerimin bağı çözüldü, kıpırdıyamıyorum, Hani bir şey söyleyesim geliyor ama, Söyleyecek laf da bulamıyorum, Söylenecek herşeyi önceden söylemişiz, Tüketmişiz kelime dağarcığımızı, Kör cahik olmuışuz,ne diyelim. Söylenecek bir tek cümle kalmış, Hani söylemeye dilim de varmıyor ya, Sağlık olsun,haydi git,güle güle... Biliyor musun? Yeni fidanlar diktim, Kahrolası bu şehrin dört bir yanına, Hani ismini kazımadığım ağaç kalmadı ya ondan! Yeni bebeler doğmuş, Bir tek onlar duymamıştı aşkımızı, Onlara da anlatacağım, H,ç kuşkun olmasın, Haydi git, Bu yaşlı ve yorgun yüreğimin Tomurcuk melegi,git... Demek şimdi gidiyorsun öyle mi? Hani gelecek bütün zaman birimi yanlız bize endeksliydi, Hani yüreğimizden de sıcak bir yuva kuracaktık, Hani bir kızımız olacaktı, Adını Dilara koyacaktık, Doktor olacak, Bizi hayata bağlayacaktı, Hani boy boy torunlarımız olacaktı, Sen nine olacaktın, Bense ak sakallı bir dede, Bilsen nede yaraşırdı bize... Biliyor musun? Bütün dağlarda; Hala ismin yankılanıyor, Bütün kır çiçekleri; Hep sana kokuyor. Sana açıyor güller,karanfiller, Deli taylar sana koşuyor, Bütün papatyalar; Bize açıyor fallarını, Seviyor diyor her şeye rağmen, Ama sen gidiyorsun. Haydi susma nazlı bebeğim, Yüreğimin kınalı kuzusu, Bu sessiz ve nedensiz çekip gidişin neden? Neden susuyorsun,söylesene? Hem bu kalabalık neden toplanmış böyle? Neden herkes ağlıyor? Neden kimse sana gitme demiyor? Neden sen hala susuyorsun? Konuş bir şeyler söyle, Hani beni de çağırmayacakmısın? Almayacak mısın yanına? Beni bu kahrolası şehirde, Bu lurtlar sofrasında, Yapayanlız mı bırakacaksın? Demek bu sessiz gemide, Yolculuk sırası sende öyle mi? Haydi git öyleyse, git. Bütün umutlarımı, Bu kahrolası şehrin topraklarına göm ve git. Hani yazılmışsa alınyazımız,ne çare, Bil ki teslimiyet gerektirir o an, Haber bile verilmeden yare, Azrailin ardı sıra,gitmek gerektirir o an.. |
Demek Şimdi Gidiyorsun
demek şimdi gidiyorsun yazdığım son şiir öyle yarim kalacak demek simdi gidiyorsun kuşlarımız acıkacak saksılarımız artık sulanmayacak demek öykümüzü böyle bir ruj lekesi gibi yapıştırıp aynanın sahtekar yüzüne ve beni toz gibi dağıtıp merdivenin dibine atıp gidiyorsun o zaman bir dakika durma hadi git....N |
Demektir
Deniz manzaralı evlerde Maviyi göremiyorsan Bir problem var demektir. İki yüz metre karelik eve sığamıyorsan Gönlün çok dar demektir... Sana büyük sahra genişliğinde bir ev verip, Önüne okyanusu çekseler yine mutsuz olursun, Duvarları altın , tavanı yakut evlerin Pencere kulpuna kusur bulursun... |
Demem Artık Yara Bana
Şaşırttırdın feleğimi Gözün aydın ey sevgilim Ne yaptım ki yüreğimi Parçaladın dilim dilim Sevda diye sevgi diye Yara oldun yara bana Yaram beni öldürsede Demem artık yara bana Ben bu derdin sancısını Artık sensiz çekeceğim Dünkü aşkın şarkısını Dinledikçe içeceğim Sevda diye sevgi diye Yara oldun yara bana Bu aşk beni oldürsede Demem gel aşkıma yara Acımadan aldın gittin Beni benden nefes gibi Görüyorsun işte bittim Gülemeden herkes gibi Sevda diye sevgi diye Yara oldun yara bana Yaram beni öldürsede Demem gel yarama yara |
Demir Atmak Zamanı
Bastığım topraktan utanarak yürüdüm yollarında Şehrimin bütün gizemli kapılarını sana açtım, Hasretler çektim içime, sonra Firakın gelip çöreklendi en senli yanıma bir gece, Dağ olup üstüme üstüme yürüdü gidişin Acılar görmüş yüreğimin takati bir tek hayalin O da heyula, can kavgası, en acılı ölüm armağanı.. Yokluğunun en tenha yerinde Kırmızı plakalı matemler birikir gözyaşlarımla, Seyrine tutulduğum yeşil dalgalı özlem Ve yürüdükçe en onmaz yerime özlemlerin gelip oturur, Süt mavisi düşler yanaşırken içime Karanlığa göz kırptım nedensizce! Seni sözlerden, cananı cansızlardan öğrendim! Ham umutları kovdum kapımdan pervasızca Asra yeminler olsun ki Lal arzularım olmadı sana dair, Köhne ciltli ama yaldızlı yüreğimin sahibi En cimri yanımdı seni şiire yazmam! Senden mülhem şiirim, şuurum İlmi kalemle tahsil ettim Bengisu tadında bir dirhem mürekkepte buldum cinanın yolunu! “Siyahnur”un rahmetin huzmesi oldu, Gülistanlığımın şehremini! Gittiğin “kün” emriyle gel, Kalelerimizin içindeki devşirme subaylar Keçe külahlıların esiri şimdi! Vakit yaklaştı Kutlu bir doğumun sancısını çeker insanlık Artık güneşten bile daha aydınlık umutlarımız, Yüzümüzde yusufî bir tebessüm Gönlümüzde davudî sesli çağlayanlar fışkırır, Demir almak değil Artık demir atmak zamanı! |
Demirdir Gönlünün Kapısı
Yar gönül kapısını yapmış demirden, Uğraşman nafile geçer ömürden, Ya hayattan vaz geç, ya da o yardan, Pas tutmuş kilidi de, yerinde bırak... Ne sözüne inan onun , ne bakışına, Bir kibrit çak anılarının her nakışına, Aldanma sen onun ağlayışlarına, Yarana tuz bas, acını derinde bırak... O bir kumarbazmış, hem çok hilekar, Oynadın kaybettin saysan ne çıkar, Sevdası büyüdür de içini yakar, Koy kendini yaksın, onu narında bırak... O aşktan anlamaz, o sevmeyi bilmez, Adı vefasız olsun, ondan yar olmaz, Boş koy kalbin, bil ki onunla dolmaz, Zor olsa da unut, onu günün birinde bırak... |
Demiştim Aslinda
Demiştim aslinda... İnanmiyorum rahat uyuyacağina, Çünkü biliyordum Okudugum herbir şiir, Gelip konacak yanaklarina Islanan yanaklarin döndürecek seni Bir o yana Bir bu yana Kalktiğinda bir kabus göreceksin Çünkü, uyanmiş olacaksin. ........ Ben yaninda değilim artik Öpücüklerim bitmiş olacak. Binlerce şiir yazarim bu akşam Haydi sen git! Geri getirecek melekler seni Kürdili hicazkar makamindan bir gazelle Sen Zeybek kizina Sen uykulu olacaksin Zeybek dillim. Onlar seni taşiyip şiir kollariyla Bana serpecekler İşte, o zaman uyanirsan eğer, Hayır!.. Uyanma! Çünkü istemiyorum bir ayrilik daha... Zaman, bitecek... Uyandiğina ve ayrilacağimiza Üzüleceğiz. Üzülmek düşmesin bize sevgili... Boğulsun denizler ortasinda Dalgalara yem olsun Kapişsinlar köpek baliklari Biz onlari, seyrediyor olalim gökyüzünde. Ve bu akşam, uykulu haline bakarak Bir kitap yazabilirim İçi şiir dolu İçi seni uyandiran. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:08 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.