![]() |
Komşu Kavak
Direndi dalı yolunuk benzi soluk komşu kavak Onca borana inat Baktım gülümsüyor Aksetti yüzüme Vuku bulunca şafak Yeşil ziller takınmış Şakıyor seher yeline Çekildi kara toprağa dikilmiş gözlerim İrkildim Beni sarınca şafak Ne demeli bilge kavak Yalnız değiliz Direndikçe karanlığa Şafaklarda çoğalacağız Ümit Fatma Uçar |
Kop
Kop gel güzelim Mehtapta sarıl gözlerime Gece gitsin ağlasın Düş tepesine düşlerimin Dertler kaçıp gitsin Takıl voltalarıma Görüşelim gök kuşağında Mavi yakışır saçlarına Renk renk dönelim gözlerinde Yalpalasın yamuk çarkı dünyanın Ümit Fatma Uçar |
Koptum
Ben dağlardan koptum Sızlanır yüreğim Tepemden dağlara Yol aldıkça kuşlar Sevdalar dolanır başımda Nehirlerin ninileri düştükçe aklıma Özlem sarar bağrımı Uyurum ırmaklar koynunda Ümit Fatma Uçar |
Korkuyor muyum?
Yaşlılıktan korkuyor muyum ne Yaşlanmaya direnen gençlik duruyor bir köşem de Genç kızımla yarışta Gözetliyor beni de Bazen hükmetmekte benliğime Dilerim ölmesin benden önce Ümit Fatma Uçar |
Koş Kulu
Başlarken güne koşkulu Yollar dolanbaçlı puslu Pustan göremedim yönümü Gölgede haylazım Bırazda asi Arşınladıklarımdan gayri Dizlerim de kötürüm Göremezdim elbet Evelimin ertesini Kim görmüş ki Bilmek mümkün aslında Devredenden hesabı eder belli Ağır öderim bedelini Zamansız yağmurlarda İnerim gönül sığınağıma Bilirim ama Sığınağında gönlümün Mahkümüm aslında Ümit Fatma Uçar |
Kovma
Kovma gözlerimi Gözlerinde dursun Cilve bilmem Nazın yorulsun Çekme cezaya gönlümü Nevrim yerinde dursun Üfür sözlerini rüzgara Başımdan uçsun Çekme oyuna gözlerini Gözlerim yorulmasın Hep gül ki gözlerimle Gözlerim fısıldasın Ümit Fatma Uçar |
Köprü
Erkenden yürüdüm dağ eteğinden okula Okul yolu karlı gider patikadan Bata çıka karlara yürudüm hayli vakit Köprü yok çaydan geçmeye Çantam titrer elimde Sektim taşlar üstünde Çekirgelik çekti ayaklarımı Buzlu taşlar üstünden Devrildim buzlu sular içine Debeleştim buzlar taşlar içinde Bırakmazlar beni aldılar oyunlar içine Bana müsade Öğretmenim bekler Süzüldüm zor sıyrıldım Vakit hayli geç Sular süzülmez ayaz hapsinde Buzlar sardı giysilerimi Yürüdüm çelik şeklinde Okul bahçesi sessizlik içinde Derse yetişme telaşıyla birlikte Uzandık çeliğin eliyle kapıyı tıklamaya Bütün gözler yapıştı üzerime Şaşkınlık kahkaha iç içe Öğretmenim telaşta -Bu ne hal böyle -Öğretmenim çay aldı beni içine İstemezdim teyirli sefer Dedim ki öğretmenim af eder Kusura kalmasın çay Sadece biraz vakitsizdi kucaklaşmalar -Selam söyle çaya dalma bir daha tedbirsiz buzlu taşlara -Öğretmenim bir köprü olsa ya olmaz mıydı çara Ümit Fatma Uçar |
Köpük Gibi
Sorma haşat gemi Bilme nereye gideceğimi Pervanelerin ezer bedenimi Ardından bağıran köpük gibi Bakma rotasını şaşıran serseri Girdapta döndürme beni Büyük sevda küçülmüş sevi Dalganın şamar vurduğu deniz gibi Durma fırtınada alabora Düş peşine umudun deli deli Düş peşinde,düşler ülkesine Çırpınıp kaybolan köpük gibi Ümit Fatma Uçar |
Körfez
Sıkıştırılmışsın köşeye Kara taş sarmış için Yok rengin benzin Gökten maviliğin Kabarmış yüreğin İniltilerin derin Yok senin coşkun Mayış mayış halin Rüzgardır coşturanın Yok neşen senin Martıdır neşe verenin Duyulmaz çığlikların Suskunsun yok sesin Anlaşılmazsın Sirenlerdir ses verenin Yangındır ışık verenin Bİir dünyadır içinde yanan Seni taşıran, kara bir gölgedir içinde kaybolan Ümit Fatma Uçar |
Köstebek Yuvaları
Bilmez miyim köstebek yuvalarını Önlerinde biten gevenleri Takılıp düştükçe Kanattıkları yaraların ızdırabını Açılan onarılmaz gedikleri Yok olan umutları Acıları,sancıları Bilmez miyim batan güneşleri Karanlık *******i Ümit Fatma Uçar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:21 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.