![]() |
Sen aşk nedir bilmezdin
Gülüp geçerdin sevgilere uzaktan Şimdi geniş bir bahçedir kalbin Sevgiden, güzellikten, aşktan Şimdi iri gözlerin arzu dolu Yakan, özleten bir şey ellerinin sıcaklığı Gitgide eksiliyor bakışlarında yüzün Geçen aşksız günlerin bıraktığı Bir çeşme var aramızda görüyor musun Tadılmamış hazlar serin sularda Şimdi bahçende açan bir gül ******* Şimdi gözlerin en güzel uykularda Boynun beyaz mı beyaz, çıldırtası, öldüresi Saçların daha parlak, daha bir kapkara Her |
Bir gün demek ne kadar hazin
Anılarla dolu geçen yıllara!... Bakıp da ardında kalan yollara; Geri dönememek tek bir an için! Büyüttüğün artık umutlar değil, Şimdi tek gerçek var; çaresizliğin. Bak! Fırçan kırılmış, bomboş tuvalin Ne biraz renk kalmış, ne de bir şekil Silinmiş o portre, göremezsin ki! Daha yakından bak dilersen, eğil; Hani o maviler? Hani o şekil? Uçup gitmiş mi ne? Hani o sevgi? Nerde o dostluklar? Güzel yalanlar? Bu kalp neden değil eskisi gibi? Bir başka dü |
Sâdece ayna var,
Ötesi yokluk. Sesler her cenâhtan, herkes, her yerde. Öyle bir var, var ki; Yok bile yok... Gördüğüm, duyduğum Her ama her şey, Sâdece perde. Kırk beş kere döndüm, öyle diyorlar Bu mel'un yerde. Söyleyense, hücrem. İşte, aynalar... Bir var, bir yok bile değilmiş oyun. Belki hem var, belki de hiç yok. Bir yok ki, çokluk... Sizi bilmem amma, benim hücremde Varsa, bir ayna var, Ötesi yokluk... |
Biz iki serseriyiz bu yeryüzünde
Kibar konakları bizim harcımız değil, biliyorsun Ne güne duruyor balıkçı meyhaneleri, kötü evler Bizi karanlıklara götüren ayaklarımız değil, biliyorsun Biz oldum olası böyle sarhoş, böyle umursamaz Bu ilk saltanatımız değil, biliyorsun Yaşamak bir siyah mermerdir işlediğimiz İçimiz serseri bizim, adımız değil, biliyorsun Biz seninle açık saçık şarkılar severiz Duyduğun bu şarkı bizim şarkımız değil, biliyorsun Kim yaratmış onca güzel bu siyah merme |
Ölürsem şaşırma
Ölebilirim Ölürsem ağlama Yine gelirim Ölürsem seslenme Uyuyacağım Ölürsem üzülme Yaşayacağım Ölürsem bekleme Geri dönemem Ölürsem ölme Sensiz edemem |
Bir yere yaklaşıyoruz seninle
Belki bilinmeyen bir azak şehir Belki o, en sakin deniz kıyısı Belki de bir dağ yamacı kimbilir O yerde her şey değişecek ansızın Hiç ayrılmayacak ellerimiz Kuşlar en yakın dostlarımız olacak Terkedilmiş bir kulübe evimiz Gün doğmadan uyanacağız seninle Tenimizde kırağların serinliği Kulaklarımızda en güzel şarkılar Çiçeklerin, ağaçların söylediği. Seninle mevsimler orada bambaşka Zaman bir suyun akışı, o yerde Hüzün artık unuttuğumuz bir şey |
Erimek tadılmamış hazların ortasında
Sevgiden kanatlarla bir boşluğa yükselmek Yaşamak dolu dizgin ve her gün biraz ölmek Zevklerin sonsuzluğa açılan sofrasında Akar ta, içimize çeşmelerinden sükun Dopdolu göllerinde gezer beyaz bir kuğu Huzur; o sevilmeyen kaplerin unuttuğu En eski bir seraptır ellerinle sunduğun Büyük bir yangın gibi ateşin dudaklarda Duyarken özlemini en uzak bir yıldızın Sırrına eremeyiz nasıl yandığımızın Bir gün o ateş bizi alev alev sarar da. |
Bir sâlih rüyâda aldım haberi:
"Başkasını sevme; dönecek geri" Kıskanırsın diye, o günden beri Bir kez 'aynadaki ben'e bakmadım Saatlerden söktüm sâniyeleri, Her çağlayana bir nöbetçi diktim Döktüm ve aklımdan, tüm "niye"leri, Neler neler oldu "İnan, takmadım" Şimşeği gizledim; çakmasın diye Şafağı gözledim; sökmesin diye Soluğumu tutup çıkmasın diye, İşte "son nefesim"... Sana sakladım... |
Ne gariptir şu ayrılık günleri
Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan Nedense bir tuhaf oluyor insan Derin bir sızı giriyor içeri Son bir defa bakarken caddelere Dükkanlara, evlere, kahvelere Hatıra yüklü kervanlar geçiyor Dolu dolu gözlerinin önünden Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden Ne unutulmaz zamanlar geçiyor Ağır ağır biz farkında değilken Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken Sen istediğin kadar unutulmaz de Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur Unutulur, azizim unutul |
bir gün bu şehrin en yüksek tepesine
senin heykelini dikeceğim limana yanaşan gemilerden önce sen görüneceksin sen yol göstereceksin karanlıklarda pullarda senin resmin olacak vitrinlerde senin fotoğrafların bu şehre gelenlere önce seni gösterecekler bense dilediğim gibi günün her saatinde yalnız seni göreceğim ve karlı, soğuk bir kış günü senin o duygusuz ayaklarının dibinde can vereceğim. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:08 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.