![]() |
Tekneden alinan her kagit kabul edilmemelidir. Ozellikle zemin iyice doldurulmali bosluklar birakilmamalidir. Turk ebrusu uslubu ile yapilan kagitlarin yuzeyi kadifemsi bir goruntu ile digerlerinden ayrilirlar.
Ebrunun son ustalarindan Mustafa Duzgunman ebru ogrenmek isteyenleri yanina kabul etmedigi icin elestirilir. Ebruyu kolay bir sanat olarak gorenler coktur. Sonuc olarak "Su ustunde boyalar, aman beni ne guzel oyalar" anlayisli ebrucu olmaya kalkan cok olmustur. Bunlar bir tekne edindiklerinde hemen Mustafa Duzgunman'a kosuyorlardi. Merhum bu isin ne kadar mesakkatli (en iyi bu kelime ifade ediyor) oldugunu anlatmis olsa da iki uc ay icinde vazgecenleri bildiginden, biraz daha once baslayip birakanlara kizginligindan, biraz da yeni gelenin sebat kapasitesini bilemeyeceginden kolay kolay ogrenci kabul etmezdi. Ancak olumunde iki ogrencisine elini vermistir. Alparslan Babaoglu ve Fuat Basar. Ebrunun goruldugu kadar kolay olamadigi ve epey bir zaman emek istedigi ile ilgili su olayi anlatmak istiyorum: Etiler'de bir ilkokulda 1988 yili sonunda Turk Kulturune Hizmet Vakfi'nin organize ettigi 4 aylik bir kurs verilmis, kurs ogretmenligini Nusret Hepgul ustlenmisti. Bu kurstan 67 ogrenci istifade etmis, hatta aralarinda salt ebru yapip satan dukkanlar acanlar bile olmustur. "Biz artik ebruyu tam anlamiyla ogrendik" diyorlardi. Isi sevenler ebru yapmaya devam ettiler. Bir kismi da birakti. Aradan alti,yedi ay gectikten sonra Sultanahmet'teki Caferaga Medresesi'nde Nusret Hepgul eski ogrencilerine bir ust kurs verecegini duyurdu. Yirmiye yakin ogrenci grubu uc aylik kursa devam ettiler. Bu kurs sonrasinda acilan sergiye gittigimizde cok degisik ve guzel yeni ebrular izlerken, hemen butun kursiyerlerin bir istegine tanik oluyorduk: Yeni bir kurs. Soyle diyorlardi: "Biz ilk kurstan sonra ne kadar cok sey ogrendik diye seviniyor ve ovunuyorduk. Ancak bir ikinci kurs sonrasinda ne kadar az sey biliyormusuz. Simdi bilmediklerimizi fark edebilme noktasina geldik. Ne olur! Yeni bir kurs daha duzenleyin". Istedikleri gerceklesmedi ama, bu ebru tutkunlari, kendi aralarinda meydana gelen dostluklari ile bir topluluk olusturdular. Yaptiklari ebrulari her ay bir veya iki kez bir araya gelerek birbirlerine gosterdiler. Uyguladiklari teknik ve yenilikleri arkadaslariyla tartisarak paylastilar. Bu grup calismalarina devam etmektedir. |
Su ustundeki boyalarin kagida alinmasi ile olusan bu sanatin eski uygulayicilari, ebruda ilahi bir nitelik aramislardir. Cunku her hazirlanan tekneden, her zaman ebru almak munkun olmamaktadir. Eger ortam uygun degilse ya da kivam tutmamissa, boyalar yuzmeyecek birbirlerine karisacak, dagilacak, kagida alinan boyalar sekiller olusturmayacaktir.
Hava sicakligi, nem orani bile nemlidir. Ancak tum kosullar uygun oldugunda ebru vermeye baslayacaktir tekne. Ve her ortaya cikan ebru, bir oncekinden veye bir sonrakinden farkli olacaktir. Iste bu zorluklar ve ozellikler yuzunden ebru, "ustun bir gucun izni ile gerceklesebilir" izleniminin edinilmesine neden oluyordu. Bugun bile battal ebru, yani hic mudahale edilmemis olan sekli, boyle dusunenler icin daha saygin, daha makbul addedilir. EBRU CESITLERI Ebru icin ozel tekne yapilir. Kullanilacak kagidin buyuklugu tekne icin olcu kabul edilir. Teknedeki su, kitre ile istenilen kivama getirilir. Sigir oduilave edilerek suyun ustunde yuzmesi saglanan boyalar, ozel fircalarla suya serpilir. Teknenin icine yatirilan kagit meydana gelen sekilleri emerek uzerine alir. Iste "ebru" veya "ebrulu kagit" boylece olusur. |
ESKI VE YENI EBRU USTALARI
Kitap ciltlerine yan kagidi olarak yapilan ebru cesitli ustalarin sabirla gelistirdikleri sekil ve usullerle gunumuzde uc boyutlu resimlerin yapildigi bir sanat haline geldi. Akbank yayinlari arasinda cikan "Turk Sanatinda Ebru" adli kitabin yazari unlu hat uzmani Ugur Derman'in kitabindan edindigimiz bilgilere gore ismen tespit edilen onemli ustalar sirasiyle soyle: Sebek Mehmed Efendi (ol.1608'deen once), Hatip Mehmed Efendi (ol. 1773), Seyh Sadik Efendi (ol. 1846), Seyh Ibrahim Efendi (1829-1904), Sami Efendi (1838-1912), Hezarfu Necmeddin Okyay (1883-1976), Abdulkadir Kadri Efendi (1875-1942), Sami Okyay (1910-1933), Sacit Okyay (1915-?). Bilinen en eski usta Sebek Mehmed Efendi, "Tertibi Risalei Ebri" isimli kitabiyla ebru yapimini vesika haline getiren kisidir. Ayasofya Camii'nin hatibi oldugu icin "Hatip"on adiyla anilan Mehmed Efendi'nin ic ice renklerle buyuk nokta ve yildiz benzeri sekillerler meydana getirdigi ebrulara bugun "Hatip Ebrusu" denir. Daha sonra Uskudar'da Ozbekler Dergahi olarak bilinen tekkenin ebruculukta onemli bir yeri olmustur. Seyh Sadik Efendi ile baslayan ebruculuk Necmeddin Okyayin yegeni Mustafa Duzgunman'a kadar bu dergahin devam ettirdigi bir sanat olmustur. Ozbekler Tekkesinin seyhi Sadik Efendi iki ogluna da ebru ogretmis. (Nazif ve Ibrahim Edhem). Ibrahim Edhem efendi babasindan sonra tekkenin seyhi oldugu gibi guzel sanatlardaki basarisiyla "Hezarfen" sifatina hak kazanmis, ebrunun da buyuk ustalarindan biri olmustur. Edhem Efendi'nin arkadasi Sami Efendi ve ograncisi Aziz Efendi (o da seyh olmustur) den sonra ebrunun buyuk ismi Necmeddin Okyay gelir. Cicekli ebrularin babasi ve ustasidir. Gunumuzde ebru sanatcilari arasinda en onemli isimleri soyle siralayabiliriz: Basta 12 Eylul 1990'da vefat eden Mustafa Duzgunman; sonra, Alparslan Baabaoglu, Fuat Basar, Sabri Mandiraci, Ankara'da yasayan ve girdigi yarismalarda birincilikler kazandiktan sonra Misir ve Avustralya'da sergiler acan Timucin Tanarslan, yurtdisinda yasamini ebru ile butunlestiren, cesitli kitaplar yazan ve hazirlayan, ebru teknigiyle resim yapan Nedim Sonmez, ebruyu hemen her malzemeye uygulayarak alanini genisleten Hikmet Barutcugil ve ebru alaninda arastirmalari suren ve cok onemli bir kolleksiyona sahip olan Emekli Albay Nusret Hepgul. bu sanatcilarla birlikte, Amerika'da yasayan ve ebruyu unlu neyzen Niyazi Sayin'dan ogrendigini ifade eden Feridun Ozgoren'i de saymak gerekir. Halen ebru calismalarinda basarilarini gozledigimiz isimler ise sunlardir; Taskin Savas, Ufuk Isbasar, Nail Kesova, M. Sevket Eygi, Aydin Gulan, Turan Turkmenoglu, Meliha Erdogan, Muzaffer Karasu, Beki Almelek, Sukriye Oylupinar, Nur Taviloglu, Ayse Furtun, Ahmet Coktan. Suphesiz, bu isimlerin disinda basarili ebrucular da vardir. |
GUNUMUZUN UNLULERI
EBRU'NUN USTADI MUSTAFA DUZGUNMAN (1920-1990) Uskudar'da dogup Uskudar'da hayata gozlerini yumdu. Babadan kalma aktar dukkanini isleterek gecimini surdururken annesinin dayisi olan Necmeddin Okyay'dan ebru ve cilt sanatlarini ogrendi. Guzel Sanatlar Akademisi'ne misafir ogrenci olarak devam etmis; hem hocasi, hem dayisi olan Necmeddin Okyay'in gelistirdigi "cicekli ebrulari" daha ileri goturerek, ozellikle "papatya ve menekse"lerde cok guzel eserler vermistir. Yasadigi donemde butun ebrucularin "Pir" olarak kabul ettigi Duzgunman, klasik Turk ebrusunun en iyi sekilde yapilmasini arzu eder, yenilik kabul edilen denemeleri hos karsilamazdi. |
FUAT BASER
Mustafa Duzgunman'in yetistirdigi iki unlu ebrucudan biridir. (digeri Alparslan Babaoglu) 1953 Erzurum dogumludur. Hamid Aytac'in talebesi olmus, hattat olarak un yapmistir. 1981'den bu yana ebru yapan sanatci profesyonel olarak calismalarini surdurmekte cesitli materyaller uzerine ebru almaktadir. |
ALPARSLAN BABAOGLU
1957 Ankara dogumludur. Elektronik yuksek muhendisi olan sanatci klasik Turk ebrusunda cok basarili olmustur. Ozellikle cicekleri bir harikadir. Mustafa Duzgunman olmeden once "Alparslan benden daha iyi cicek yapiyor" demistir. |
NUSRET HEPGUL
1920 Istanbul dogumludur. Emekli Dz. Albayi olan sanatci ebru tarihi arastirmasi, ebru ile ilgili kitap, risale ve dokuman arsivi, yabanci ve Turk ebrucularin kolleksiyonunu yapar. Istanbul'da pek cok ograncisi vardir. Meliha Erdogan, Muzaffer Karasu, Sukriye Oylupinar, Beki Almelek'in ve daha bir cok ebrucunun yetismesini saglamistir. |
FERIDUN OZGOREN
1942 Istanbul dogumludur. 1973'ten beri Amerika'da yasiyor. 1981 yilinda ebruya basladi. Ustasi, Niyazi Sayin'dir. Buyuk boy kagitlara cesitli tekniklerde calismaktadir. Ozellikle Akkase denilen yazili ebrulari cok basarilidir. TASKIN SAVAS 1947 Istanbul dogumludur. Muzisyen ve profesyonel ebrucudur. Sahaflar carsisinda ebru ticreti yapan sanatci ebruyu kumas ve "kece"ye uygulamistir. |
NEDIM SONMEZ
1980 yilindan beri Almanya'da yasayan sanatci 1957 yilinda Havsa Edirne)'de dogmustur. Istanbul Universitesi Isletme Fakultesi mezunudur. Sanatci esi ile birlikte ebru calismalarini surdurmektedir. Ebru teknigi ile resim yapan Sonmez, Almanya, Amerika, Isvicre ve Isvec'de sergiler acti. Ebru ile ucuncu boyut goruntuleri elde etmektedir. Esi Yvonne Jackie Sonmez'in kendine has cok guzel cicekli ebrulari vardir. Sonmez cifti ebru konulu bir kac kitap hazirlamis, kendi imkanlariyla bunlari yayinlamislardir. Yasamlarini ebru ile birlestirmis olan sanatci cift, ebru tarifi uzerine calismalarini surdurmektedir. |
TIMUCIN TANARSLAN
1943 yilinda adan'da dogan Timucin Tanarslan 1981'de ebruya basladi. Mustafa duzgunman'dan "icazeti" bulunan sanatci 1986 ve 1987 yillarinda katildigi Kultur ve Turizm Bakanligi'nin Turk Sanatlari "Ebru" dalindaki yarismalarda ust uste birincilik kazandi. Misir'da Turk Sanatlari Kongresi'nde gosteri yaparak sergi acan sanatcinin, Avrupa'da da sergileri olmustur. Halen Ankara'da calismalarini surdurmektedir. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:15 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.