![]() |
Ben Kimim
'Gerçekler, yaşanan ve görülenlerdir, geri kalanlar insan üstü ve insanların hayal ettikleridir.' Toprakla göğün arasında, yıldızlarla tahılların seviştiği *******e inat, sarı çamurdan sıvalı evlerin bir gözlü odasında ahalinin toplanıp masalların anlatıldığı ve aralarında cinsiyet ayrımı olmadan, ellerin kulak arkasına atılıp şiir tadında türkülerin senfonisiyle, mecnun-i sevgilerin yaşandığı, toprak kültürü bereketlerinin taşındığı bir köyde, baharı nevruz çiçekleriyle karşılayan martta doğmuş bir Anadolu çocuğuyum. Çocuğu, çünkü, ben hâlâ büyümedim. Kuzuların ve danaların peşinden koşup, kazların ayak izlerinde emeklemişimdir. Buğday başaklarının arasında, sarı saman kokusunu koklayarak başlamışımdır ilk okul hayatıma. Henüz harman yerindeki esmer taneler yıldızları saymayı bitirmeden; gelecekte yerini nostaljiye bırakacak ilk gizemli yolculuğum başlamıştır karlar diyarı Karsa. Çocukluk durağım, varlığın içerisinde ama varlıksız bir yaşamla ilk, orta ve liseye kadar burda devam etmiştir. Özlem dolu kişisel hayallerim, ikinci bir nostaljiye burda eklenmiştir. Sıradanlığın içerisinde bilinçsizce. Gençlik limanımda henüz yelkenli sandalları yamamadan, ikinci yolculuğum başlamıştır, sultan olmanın ilk kavmi, çileli bedbaht kent düşlerinin evine. Ve bu yolculuğumda tanımışımdır kutsal varlık ANAmın anlamını ve o pınarlardan akan zemzem suyundan içmemle başlamıştır hayatın sabır taşlarını toplamam. Toplayıp birer birer al kınalar içinde yürek heybeme atmam.Heybemin yaralı gözleri henüz dolmaştı ki, hayallerimin gerçekleşeceğine inandığım üçüncü yolculuğum başlamıştır, adına gurbet denilen düşler denizine doğru. Yaşam mücedeleme geçmişten kalan hayallerimi bu senelere, öğrenmenin azmine inanarak sığdırmaya çalışıyorum. Asıl okul, hayat denilen araf çizgisinde. Diplomayı bu çizgiden almaya çalışıyorum. Ve her senemi efkâr demleyerek bitiriyorum sayrı zamanın iyileşmeyen karanlıklarında.. Güzel olan her şeyi seviyorum. İnsan olmanın gizemlerini bu sevgi içerisinde ve Tanrının bana lütfettiği yolun tozlarıyla, bedenim, beynim ve yüreğimin taşıdığı kadar yutmaya çalışıyorum. Ve sigara zifti zamanın âmâ gözlerine ömrümü sığdırmaya, geçmiş değerlerden kalma; tahıl sürmelerinin akına muhtaç olan karayı sürmeye çalışıyorum. Şiirin mavisinden esinlenerek, aşkın vuslatını oğul niyetine özleme koşuyorum. Hasretlerim, sevda ve özlemlerim şiirlerimde ve yazılarımdadır ve de ben olan benliğim. Sevgili Özbek |
Bende ki Sevdan
Sen Güneş kadar yakın Bir o kadar uzaksın. Yıldızlar kadar parlak Bir o kadar çıplaksın. Söyle bana güneşin oğlu Nedir beni cezbeden sende ki İçmeye susadığım dudakların mı Yoksa Umutla Pırıltılarını görmek istediğim Karagözlerin mi Sevinçle duymak istediğim Melodik vuruşlarımı kalbinin Yoksa Özlemle yüzmek mi Yüreğinin engin denizinde Ya da Hasretle yalnızlığımda ki bana Bende ki yalnızlığa Gömülen sevdan mı Sevgili Özbek |
Bırak Baharla Çarpsın Kalbin
Eriyen kar suları Temiz toprakların sıcak Yumuşak teni içinde Her bahar bir yaş demek İkinci çarpması kalbinin Umutlarında yeşil goncalar Aynı kalmamak için Arınmış Dinlenmiş bedenlerinde Güzellikleri Devriminde evrimler açmaya gebe Filizler yaşama ilmik Büyümek için gün ışığında Büyütmek için zamanı Soluklanan dallarında düğme Yeniden tınazlarda şekillenmek Var olmaya inat Bırak baharla çarpsın kalbin Yaşadığının simgesidir çünkü 14/04/2006 Sevgili Özbek |
Benden Sorulsun
Alemi yaratan seni bağrıma Dokusun ipekten senli çağrıma Vururken bam teli kalbi ağrıma Sorulsun gardaşım benden sorulsun Yüklenen vefadır özümde esen Hasret eyleminde özlemi kesen Vuslat çöllerinde dostluğa desen Varılsın gardaşım benle varılsın Yeşersin daneler sevgi salında Güvercin uçuşu fidan dalında Canımın özeği güller alında Derilsin gardaşım benle derilsin 06/07/2006 Sevgili Özbek |
Bir Dokunuşun Mirası
Yaşamı ünsüz harflere mekik gibi dokurken, yalnızlığına sığındığım limanımda; sevmenin esmer gizini hatırlatan sen geldin aklıma. Kelimelerinle acıların tadındaki sevmenin değerini anladım. Demir atılmamış limanlarımda, oldum olası virgullerle sevmiştim her şeyi. Algıladıklarımsa, noktalı olmuştu. Ama seni, mısralarla sevmek, seni paragraflarla tanımak ne kadar farklıymış meğer. Hecede ki öğretmenliğini cümlelerle sana dokunmadan, sesinin tınısında yanında olmadan seviyorum. Uzakları, daha doğrusu bana ters gibi görünen aşk uzaklarının ne denli önemli olduğunu farkediyorum. Her Geçen gün seni fiil çekimlerinde özlüyorken, kompozisyon sonsuzluğunda kayboluyorum. Yüreğimi besleyen sen, beynimi geliştiren sen, aşk mavisinin hesabında beni bambaşka yerlere götüren sen. Yazım prensiplerinin dışına çıkıyorum bir an. Her şey sevda deryasında ünlemlere yükleniyor ve, yakamozların yaldızlı ışıkları niteliğinde yüreğimi titretiyorken, güneşsi nesirlerde dünyanın kalbini görüyorum. Gerçek aşkın bu duygulardan ibaret olduğuna inanıyorum. Çünkü, apostroflar evren boşluğunda sensizlikle kayboluyor. Uzakları yakın kılan mürekkebimle inandığım ve bildiğim terimleri karalarken; seninle yeniden doğuyorum ve ebedî yaşayacağımı biliyorum. Satırlarımda varsın çünkü. Varsın bana uzak olsun sesin, varsın bana uzak olsun nefesin, varsın bana görünmez olsun cemalin. Var olduğunu ve varlığının taa ezelden geldiğini bilmek yetiyor bana. Seni, gözlerim kapalı iken bile düşünmek, teninin sayısız hücre gözeneklerine, karanlıklar ötesinden dokunmak, mutluluk parantezlerinde, tıpkı Gérardmer* ormanlarının çam ağaçları beyazlığında ki giyilen gelinlik gibidir. Seni, derin duygulara gömülen evetlerden çıkarıyorum. Kendini sorgulayan soru işaretlerinin kuyruğundan yıldızlara takıyorum. Allı turna kanatlarında seni dolduruyorken çırpınışlarıma, kalbimin başkenti şark-ı diyar illerine göç ediyorum. Güneşin doğuşuyla ceviz ağaçlarının dalları seni beziyor, çiçekleri sarının hüznünden seni açıyor. Kahramanca, yüreğimin gem vurulmuş iplerini çözüyorum böylece. Ve asırlardır birikmiş sevgimi serzenişlerimde sadece ve sadece sana sunuyorum. Eyy ulvi papatya, gönülleri seren kılan, sendeyim ve sen de senin her şeyinle varoluyorum. Biliyorum, sen yolculuğumda ki karmaşık yapraklarımı ayıklıyacaksın, anlaşılmıyor, düşüklüğüm var diye. Gene de üç nokta ileride gözlerinin elâsında kayboluyorum. Demir atıyorum, dizlerinin dibinde ve kalbine pranga vuruyorum. İklim kıvırcığı saçlarına dokunuyorum teker teker. Aşk denilen illeti seninsiz paylaşıyorum. Benimser acemiliğimi atışmalarının renklerinden okuyorum. Kelimelerinin ahengiyle yeniden yaratıyorum beni ve defterime yazdığım seni, yeniden yeniden içiyorum. Eyy avuçlarına güneşten sıcak bûseler kondurduğum yakamoz! Seninle doluyum. Sana olan özlemim, sana olan hasretim, hüznüm ve bu intizarım bitmeyecek. Özümdeki sevgi gözem, kalbimde ki gönül paşam, seni yazmaya kalkmakla nefes almanın tütsüsünden istifade ediyorum. Bunca geçen zamanda hep seni beklemişim. Seni sensiz yaşarken şimdi, kelimelerinin sarhoşluğunla ipeksi gökyüzünden süzülen yakamoz akislerine yansıyorum yeniden. Aşk mavisinden özgürlük ve cesurluk adına. Bunca beslediğim hayaller, bunca beklediğim hasret ve özlem senmişler meğer. Yüreğimin tahtında ayrılığın ayraç pençesi, bedelsiz kokuyor. Zamansız bir sevgilinin sevgisinde açan papatyanın müptela yapraklarına yüreğimin tamamıyla sarınıyorum. Sana esir duygularımın şifresinden ebemkuşağına yazılan hüsnü, elvan elvan demetleyerek beklediğim sana kavuşturuyorum. Bir dokunuşun mirasından, yaşamı, senin dilinle hasretten mutluluğa ve yıllanmış nazım tadında ki şaraplara çeviriyorum. Ne kadar uzaklarda olursan ol, bir nefes kadar yakınsın bana. Ezberlediğim bir şiir, okuduğum bir kitap kadar içimdesin. 27/05/2007 (* Fransa’nın kalbi) Sevgili Özbek |
Bir Mayıs albümünden
Zekai Kömürcü' ye Bir mayıs albümünden yarınlara seslenen Özgürlük kelepçesinden kavruk kavgaların Gün görmemiş sehpası şafak allığından Ülkemin renginden eylül gözleri var .............Akının tonlarında kara değil alın yazısı .............Mavzer kurşunu yumruğunu yansıtan Bir mayıs albümünden yarınlara seslenen On yedi yaş civanı ülkemin özleminden Kısırlaşmış düzende kendinden çok sevdiği Aydın fikirleriyle tarihin yenisinden, Çalınmış tarihlerin insan anayasası var .............Sesinin tonlarında değil bildik özdeyişleri .............Milyonlarca çoğalıp bağ dokusu donatan Bir mayıs albümünden yarınlara seslenen Güvercin güzellikler taşıyan yüreğinde Emek bulvarlarının törpülenen işçisi Ve çolak koridorların toprağını yeşerten, Nasır ezgisinden mahir elleri var ..............Ay ışığında söyleşen deniz sevdası değil ..............Demli çanakların atisi proleter 01/05/2006 Sevgili Özbek |
Can
Sen yoksan ey yâr Neye yarar sevmek yağmurlarca Doğan güneşin turuncusunu Seyretmek Rengini yağan yağmurun Neye yarar koklamak otlarını, ıslak toprağın Sen yoksan ey yâr Neye yarar bu can, yaralı Tıpkı anasından ayrılmış öksüz Körpe bebelere benzer Bir o yana, bir bu yana Arar durur, yanık Kederli şarkılar dudağında Ha buldu ha bulacak Sen yoksan ey yâr Neye yarar bu can Kalır sol yanı hüzün Sen yoksan ey yâr Hazanın eylülü neye yarar 28/12/2005 Sevgili Özbek |
Can Kuşum
Alnını alnıma yasla Bir dağ ateşinde bazı yanayım Ellerinle dokun dudaklarıma Şefkatin renginden hazzı alayım Rüzgâr telli başını omzuma yasla Erguvan dallarında zümrüt olayım Nazar kıl tükeniş doruklarımda Filizlerin diline senle varayım İçerken nefesinin ılık meyini Buharının nemiyle sarhoş olayım İhsan buyur can kuşum bağrı kalbime Aşığına mahsur arzun olayım 14/02/2006 Sevgili Özbek |
Çatabilmirem
Sen gittin gideli intizar esir Özlemini yâd’a salabilmirem Ele ki hesretin nefesim kesir Yuxum gaçah tüşüf yatabilmirem Baharın mı oğlu güneşinsen mi Tabiat gülüşün görebilmirem Cana can katanım eşidirsen mi Mehebbet ahtımı yapabilmirem Üreğin ürekde heberin getir Tebessümü lebe katabilmirem Gülbahrim karanfil sevdana hetir Sen yoxsan çemeni çatabilmirem 22/01/2008 Hetir: hatır Sevgili Özbek |
De Mene
De mene eşk mavisi Ağrıyan yerlerinden öpem Tarifsiz hesretlerden Ağrıların alırken Yokluğunda cesurca Yollarında men ölem De mene eşk mavisi Sızıyan yerlerinden öpem Sensizliği doldurup Kadehime sunarken Özlemin badesinde Vuslatı yudumluyam De mene eşk mavisi Dillerinden men öpem Mende ki mensizliği Galemim ahtarırken Ütopya mahzenin de Al şarabın men olam 23/04/2008 Sevgili Özbek Sevgili Özbek |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:39 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.