![]() |
Benim Penceremden
Bir yudumunda gizli hayat; Çağlayan ırmağın akışında Vardığı çölleri yeşertişinde sevgi; Sevdiği gönüllere umut salışında Minik bir bebeğin gülümsemesinde huzur; Annenin kucağında uyunan uykuda Tanrıya yakarışında beklentin; Gelme ihtimalinde sevgilinin aklına Öpüşünde gizli aşk; Sımsıcak vücuduna sarılışında Nefesinde saklanılan ömrün; Nefsinde emanet cennet sana Kaleminde yazı, kelamın dilinde; Dudağında tebessüm, sevgin kalbinde Korkunda değil yüreğinde iman, Tanrıya olan sevginde... Gülay Yıldız |
Bilinmez
Güvenilir ya da güvenilmez duygularım Bir adımda biten ama asla tükenmeyen Bir kor, bin ateş gibi devam eden Ama asla anlam verilmeyen Özlemse son raddede, O uzak mı uzak bana, Doğrusuzluk deryasında boğuluyorsam bugün Yılanları gizlediği, hançerleri sapladığı yolda Onu ararken verilen yanlış kararlarda hata Yaşam sıkıcı ve bitik Bir kaç mum ışık tutan Ve birgün o acımasız rüzgar Bitirecek o son umudu inan... Gülay Yıldız |
Bilsen ki
Bilsen ki duygunun başka türlü anlatıldığı yerdir kelimeler Ve bilsen ki içindeki kirli kanı atar şiir Okumaktan daha da ileri gider yazarsın Yazdıkça anlarsın, kelimelerle ağlarsın Gülay Yıldız |
Bin Tane Güneş İstiyorum!
Her yanı yılanlarla çevrili bir ada sanki kaderim Dualar okuyarak geçiyorum içlerinden, dokunmuyorlar! Güneşleri doğurtmak istiyorum günüme 'Bir tane var' diyor masalda ki dede 'Ve binlerce isteyeni var' diyor Anlıyorum ki hak etmeliyim önce... Mistik bir koku var hafızamda senden kalan Bir tütsü yakımında geçen zamanların getirdiği Onsuzluğu unutturan sevdanın hediyesi... İki yana düşmüş acılarımı çamurlarda bırakan, Orda eriyip gitmesine göz yuman, Baharın peşine takılıp gelen bir kırlangıcın sesi Budur hayatımı kolaylaştıran yan... Ve sonsuzluğun olmayan bitişinde hayal ettiğin Parlak bir inci tanesi gibi hayalimdeki yerin Acılarımı eriten ve bana sevgiyi bırakan rüyanı anlattım Fincanın dibinde kalanlar gibi sevdası tadın Gülay Yıldız |
Bir Gülün İz Düşümü
Bir hüzünlü şehir masalı saçların. Saçların, şehrin hüzün sarmalı. Ne yana savrulsa bir melek endamı, Her bir teli pırıl pırıl saçların. Gülüşünü aydınlatan kıymetli birer taş gözlerin Gözlerin, dostluğun kaçınılmaz gülücüğü. Ne kadar sussa o kadar anlatır sevgini Her bir haresi ışıl ışıl gözlerin. Ne kadar uzağındaysan coğrafyamın O kadar yakınsın ruhuma Gülün izi, Saçları gün aydınlığı, bakışı kıskanç dost ışığı, Hangi uçurumdan yuvarlansam Desteğim ellerin... Güliz' ime... Gülay Yıldız |
Bir Masumcuk Hediye
Tebessümleri gamzesine kaçmış Koca adam bakışında gözlerin... Gözlerin; Ilık bir denizden dalgalanmış Ufkun çizgisinde demirlemiş, Birer düş sebebi... Ürkekliğini gerisinde bırakmış Kendinden emin duruşunda ellerin... Ellerin; Bir maziyi hançerlemekten tutulmuş Onca gün anısına el sallamış Ansızın gidiş nedeni. Kıymetli mi değil mi bilinmez sözlerim... Sözlerim; kırgın uyku yeniği Yine de bildiği ve dillendiği Güzel bakışlı, sıcak tutuşlu hallerin... 2007, Mayıs 19 *Yeni yaşın kutlu olsun hediyesi.... Gülay Yıldız |
Bir Mevsim Kondu Odama
Güneş doğuyor tam karşımdaki pencereden Vuruyor parıltıları iki büklüm olmuş ruhumun üzerine Damarlarımda donan, akamayan kanı ısıtıyor. Uykudaki hayallerimi ayaklandırıyor, Tepiniyorlar beynimin en gizli hücrelerinde Yeni bir mevsim uyanıyor odamda, hissediyorum Kokusu, şöyle ılık bir rüzgar tazeliği Birazda, deniz ile karın birleşimi bir tütsü gibi Yandıkça gözyaşlarımı buharlaştırıyor, Tüttükçe anılarımı odanın havasına katıyor, Kattıkça canımı yakıyor... Yeni bir perde aralıyor gözlerim Bir koridordan geçiliyor önce Kimseciklerin kalmadığı, sessizlik ve hüzün bekçi Kocaman bir kapı kapalı ama açılacak aniden İçeride odalar dolusu gül yığını ve sevgi Mis gibi tütsü, gül yaprağı, ılık rüzgar ve kar Yeni bir mevsim, yeni bir perde, beynim harekette Kıpırdanıyor bedenim, yüzümde bir gülümseme Canım yanıyor, doğuyorum yeniden Birileri tutup çıkartsa beni ve ağlasam doyasıya Bildik bir hikayenin yeninden yaşanılan yanı Hayatımın tekrarında anlamı olsa bu mevsim İçimdeki acıyı yaksın bu güneş Ve doğursun yeni bir gelecek odam da rakseden bu cismin Gülay Yıldız |
Bir Örnek
Yaklaştığın bir buz dağı, görünen yanıltabilir Sevgim karmaşıklığın aynası, beni sana yansıtabilir Uzak dur alevim üşütmesin Yüzündeki çizgiler sana bir, bana bir Denizlerin üzerinde yakamozların Ve asi nehirlerin taşıdığı kayaların Rüzgarla savrulan tozun toprağın Evrene sunduğu sevgim sana bir, bana bir Kelamım bitişin son dansına eşlikte Ellerim gidip gelen kağıdın son çizgisinde Sessizliğimi çığlıklaştıran bu gecede Derindeki manalarım sana bir, bana bir Gülay Yıldız |
Bir taş düşün, işte o benim yüreğim...
Bir taş düşün, işte o benim yüreğim Ve bir damla benim gözlerim Düşer damlalar taşa, taş erir Ve yanlız ben öldürürüm katilini Yanlız ben azad ederim yüreğini Yanlız bana çalışır azrail Yanlız benim yanımda durur o huri... Bense tatminsiz yaşarım hayatı Beklerim o taş erisin, bitsin Ve yanlız yanında seni getirsin sular Ne azrail, ne huri Canım sadece seni diler Gülay Yıldız |
Bittin
Yüksek, kalın duvarlar ördüm etrafıma Dışarı çıkmak istemiyorum İzin vermez bekçilerim bir daha içeri de girmene Sildim ayak izlerimi, girişi bulamazsın bile Anla artık seni istemez yürek Kabullen, bak! Isıtamıyorsun ellerimi Bitmiş o sağanak duygular içimde Yüreğimin çırpınışları artık senin için değil Başka gözler için yanıyor gözlerim Başka teni düşler ellerim Hayaldin, istemdin belki ama artık BİTTİN... Gülay Yıldız |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:31 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.