![]() |
Anlayamadığım
Nasıl, bu denli çarpıyor kalbim? Ve...sen nasıl birirsin böyle? Ne farkın var diğer kadınlardan? Onların da,geceleyin çıplaklıkları var aynalarda, Senin de... Onların da,güzel kokuları var,rüzgarda yayılan, Seninde... Onların da düşünceleri,görüşleri var.. Onlara da iltifatlar, laf atmalar.. Benim gönlüm sana düştü, nedense... Ve...sen nasıl birisin böyle? Ne farkın var diğer kadınlardan? ... ................. |
Aranışı,Ölümsüzlüğün
Bu Mısır gecesinde Ölü bir mumyayım, Canlıdan daha canlı... Daha iyi alıyorum Akdeniz’in tuzunu... Babil bahçelerinde,yalınayak... Ayaklarımı gül dikeni çizdi Aktı kanım... Bu Mısır gecesinde Sfenkslerin gölgesinde korundum çıplak aydan... Piramitlerin sırrını çözdüm Papirüs üzerindeki plandan... Odasında atar gibiydi yüreği,Kleopatra’nın... İçtiği zehirden yerde bir damla... Hala beklentili...hala aç gözlü... Bu Mısır gecesinde Eski devirlerin büyüsündeyim, Ararken,Gılgamış’ın ölmez otunu... |
Arife Yada Soluksuz Bir Kent
Ben, iki asırdır düşüyorum… Aniden beliren bir uçurum yamacından… Tutan yok…tutmuyorsun…kimse tutmuyor… Haberim yok, Bütün gölgeler çekilmiş yanı başımdan Ben böyle ıssız mıydım…en kalabalık caddelerinde kentin… Ve…ben böyle, yalınayak mıydım… Bayramlar arifesinde… |
Armağan
Kim demiş armağan vermedin diye... Yaralı bu gönül... senden, hediye... Bir eser bir anı vermedin diye... Hasreti bırakıp gittin, yerine. Bir derin sancıda, durur yüreğim Saklar yangınını... korur, yüreğim Bu aşkın sonu yok; bilir, yüreğim... Hasreti bırakıp gittin, yerine. Ne ararsan, bende... ne ararsan, var... Ne onmaz yaralar...bitmez çileler... Teselli vermiyor artık şişeler, Hasreti bırakıp gittin, yerine. Kalmadı hiç kimsem... pas tuttu, kapım Örümcek ağları kaplandı zilim Beni bir başıma bıraktın, zalim... Hasreti bırakıp gittin, yerine. Yerini tutar mı sandın: hasretin... Hani dönecektin... hani vuslatın... Sırtıma bir kambur gibi yasladın: Hasreti bırakıp gittin, yerine. |
Aşk Ağacı
Sen...tüm dallarından,umut haykıran... Dünya lezzetli meyva veren,ağaç! ... Bir adın da, aşk; olsun, senin! ... Kiraz dudaklarını Elma yanaklarını...çaldıran... Giy! ...Yeşil gelinliğini... Her, dem: genç... Her,dem:taze... Her,demiçek... Her gönül toprağına... Dikilecek... Bir zamanı,gelince... |
Aşkın Geniş Tarifi
Aşk,bahara kesmesidir; çatlayan çekirdeğin Yankısıdır, yüreklerde büyüyen bir tınının... Gökyüzünün sürülmesi Bulutların yığılması Büyümesidir, beşik kertmelerinin... Aşk: gün batımlarını çizmektir gök tuallere Aşk: mehtabı boyamaktır alacalı renklere Aşk:denize salınmasıdır yakalanmış balığın Aşk: garibana palto ceket vermektir... Aşk: ilk görüşü anımsamaktır Aşk: saatleri ayarlamaktır: Bir ömür birlikteliğe... Unutmamalıdır aşk, vefayı Aşk, gurbet dönüşündedir Aşk, mahpus görüşünde Aşk: toplama..aşk: çarpma... Aşk: bir yoktan varolma Aşk: bir meyva vermedir... Aşk kanda, aşk candadır Aşk namlunun ucundadır... Hasret, mermi hızında! .. |
Aşkın Tek Kutup’u
Aynı kutuplar,iter… Farklı kutuplar çeker birbirini… Sen, kanunları hiçe sayıyorsun… Aşkı ben çekiyorum, Senin ise; tuzun…kuru… Her gün,çapalayıp, çorak topraklarımı Senli düşler büyütüyorum Sulayarak…gözyaşlarımla… Hiçbir gülün barınamadığı, Gönül bahçemde …hazan… Bir tek gül…bir tek gül…yok mu, Sevecek, toprağımı… Halbuki, ne yağmurlar biriktirdim… Ne arklar kazdım gönül bahçeme… Yüksünmeden…bir ömür rahat, Seni,besleyebilirdim… Ne gökkuşakları çizerdim,tuvallere. Siyahı çıkartırdım,paletimden Bütün renkler öksüz kalırdı Buna bile,aldırmazdım… Ne şiirler yazardım, ne şiirler… Hiçbir yüreğin yazamadığı… Derin bir aşka gömülürdüm Hiç kimsenin kazamadığı… Hep seni yazacaktım… Hep seni çizecektim… Ve anlatıp her şeyi, tek çekimli aşkım benim… Zamana…seni,kazıyacaktım… |
Aşkla Gelen
Aşkın ikramından gelir, Koy güzelim ayrılık koy… Yıllar yılı parça parça Oy güzelim daha bir oy… Dağların yamaçlarından Kralların taçlarından Şu cennetin açlarından Doy güzelim daha bir doy… Güneşin yaktığı kaya Daya hançerini daya Bir can kaldı be eşkıya Soy güzelim daha bir soy… |
At
Yeleleri... savurur özgürlüğü; yayar,düşsel bir zamana, Çağrıştırarak; dostluğu soluyan yüreklerden... Kötülükler,ezilir altında,nallarının, Ve...gözleri, sevgi büyütür usulca. Tül gibi ağar,ufka doğru... Terkisinde; yetim çocuklara ümitler... Toynakları, nazlı okşar toprağı Hem de,şimşek yetmez; ardına... Nal gölleri... oluşturur da,yağmur... Tenine, hızından değemez... Gölgesi süzülür, tarihten, Teri,gül yağı... Eyerinde, türlü siluetler belirir; dönem dönem... Kah... ünlü bir komutan, kah...isimsiz biri... Aynı ciddiyetle taşır; sevdi mi... Kralı ve serseriyi... |
Ateş Koşusu
*Orhan Ateş’in doğum günü anısına O rda dur... hayat, bekle....geliyorum! .. R uhum, prangalarımdan... kurtuluyor... H ançerleri,bütün...paslandırıyorum,savaşlara... A yrılıklarımdan,arındırıp,yüreğimi... ama... N e çare...yeni aşklara... koşuyorum... |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:49 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.