![]() |
Aldatı
Parmağını karanlığa sokan çocuğun Acıyı yutarken gölgesinin seğirmesinde gördüm İntihar süsüyle asfalta düşen yıldızı |
Alev Alev..
Özlemden, hüzne devinen gecede Gam vuruyor adsız piyanist tuşlara Şehrin kırık aynasından yansıyan Buruk gönüller şarkısını söylüyor yıldızlar.. Mutlu makyajımla Aynadan süzülen hüznü inkar ediyorum! .. Kırıyorum belleğimin fanusunu Ürperişler arasında haritamı yeniden çiziyorum... Ve yakamozlardan Çırılçıplak heykeller yapıyorum.. Göz yaşlarımdan kalp biriktiriyorum, sol yanlarına Aşkı ölümsüz kılıyorum! .. Varsın yalan olsun her şey! .. Dudaklarımda rüyalara gömdüğüm kelimelerim Güz hüzün, kış acı neye yarar İnadına bahar kokuyor tenim Buz üstünde sevişip ölür müyüm Ölürüm aşkla alev alev ölürüm! .. |
Amberbaris
Köprü altlarından akan suların Derinliğiyle bulanıklaşan Ö z g ü n d ü ş g ü c ü m l e Yarınları yok sayabilme telaşımı Ve fütursuz irdelenişlerimi saklayabilmek için Yüzümdeki allı pullu makyajım! Hayır! İtiraf ediyorum Fahişe bedenimdir Kumdan kaleleri deviren! Ruh aynamdaki öksüz anıların üzerine Kanatıyorum yıldızsız *******de Y a l n ı z l ı ğ ı m ı! Açmazlara kesiyorum biletimi Kendi coğrafyama gizlediğim hüzünlerimle Mutlu öykünmelerimi resmediyorum İ m g e l e m g ü c ü y l e! Kuşluk vakti iç hesaplaşması bu kadın yanımla, insan yanımın Erkek olmayı denemedim hiç Ayakta işemek gibi.. İnkar da etmedim Derinliklerini heyula sevdaların Çünkü kadınım kainatta erkeğe eş düşen B i l i y o r u m... Frengili küfürlerin Gece yarısı ağlamalarının eşliğinde Sabahlara geç uyandım.. Aşkı yanılsamanın içinde aradım Hiç bitmemesini istediğim halde Dilimde paslı aşk tadıyla K a l d ı m.. Kanatlanan Kendime özgü bir dürüstlük bu 'Yüce doğruya boyun eğiyorum' Sahnesinde el sallarken Beni alkışlayan seyircime Günahımla, sevabımla kadın olmamın ötesinde Ölüme gidiş yolculuğumda Son bir vefa olsun diye İnsan olmanın iç huzuruyla İtiraf ediyorum ../B e n y a ş ı y o r u m! |
Amnesia
Nisan Serap MURATOĞLU'NA araya parça atılmış konulu bir filimdi ergenliğimiz bu yüzden biraz da kadınsıdır sağ elimiz o nemli evlerde ocakta unutulan çaydanlıktı sevişmelerimiz telaşlı gidip gelip nereye varacağını bilmeyen sarkaçlar gibi cilvelendik çarmıhına zamanın esmerdik herkes kadar sarışın kızların düşlerine yatar taşralı kızların sabahında ayardık bak yine tüp bitmiş tadına doyulmaz şimdi sevişmelerin |
An
Yoldan geldim anne Giden yolcu inançsızlığın sığınağında Günahları perçemlerine asılı yol senin Hayatın ağzında biriken sıvı Yutmadığı salya Boğazını temizleyip Tüküremediği zulüm ben Dilim uzak ülke yorgunu Konuşamıyorum Ruhumun yalanmış köşelerinde Sesim içbükey uzuyor Kendime ve sana YABANCIYIM Evet olmalı hayırlar Yüzünün duvarlarında üç dilekle Beklemek gibi ölümü Kendimden çaldım evetleri Evet anne hır(sızı) m Tut ellerimi Yangından kurtuldu Avuçlarımda senin evetlerin Tazelenmiş günahlara sürgün bedenleri kutsuyor her sabah güneş Işığa perde gibi iniyor gözkapaklarım Güneşin hayırlarını görüyorum ama nasıl? Yerkabuğu gibi çatlamış bedenim Sen nasıl böyle taptaze ve dirisin? Sormamalıyım cevapların karşısında evetlerin Bir bir batıyor gölgeme Yapma anne Sana YABANCIYIM Unutuluyor acılar Yenilerine yenileniyorum Hayırlar köşe kapmaca Bitkisel hayatlar soluyor karanlıklar efendisi Hızla akıyor yol Sırlar çözülüyor başka bedenlerde tutsak Sarkıyorum hayattan Uzak ülke yorgunu dilimden tut Tut ANNE Hayırlarım parçalandı Evetlerimle vurgun yedim KONUŞAMIYORUM |
Anlatabilmek, Kaybediyor Anlamlarını! ...
Gün salınırken pespaye bir sona doğru Nafile ömrümün son yarısında Çalıyor yalnızlık çanı... Kaç bahar eskittim Kaç aşka eksildim Ve kaç şiirin duvarlarına astım hüznü! Daha dündü, soluk sokak lambası altında Kendime söz verişim Söz! ? ... Anlatabilmek Kaybediyor anlamlarını! ... Şiir önlerini kesiyorum Bulabilmek için tutsaklığı Barikatlarımda hep bir mermi çığlığı var aşkın! Darmadağın isyanlarımla Özgürlük bedel istemiyor oysa ki! ... Yabancı saçaklarda, gördüm yalancı gülüşleri Ve uykuya dalmış ölülerin silüetleri geziyordu Ahmak özlemlerle çatılarda.. Saklıyorum köklerimi, ölü denizlere Salıyorum, kurşun askerlerimi Eskittiğim anıların üzerine... Boşluklarımı dolduruyorum Kekre bir sonbahar hezimetiyle Her kaybedişim, kazanımları çoğaltıyordu belki de.. Çekip gidiyor ruhum uzaklara Çok uzaklara... Gerçeklerle yüzleşmek yerine Büyüleri sevmişim Ne güzel... |
Anne! ...
Kader sevgisizleri yazıyorken alnıma Hayat ihaneti demliyorken usumda Alabilsen beni keşke Rahminin sıcaklığına... Aynı sessizlik için de üşüyorum Gece yalnızlığıyla rüyalarımda kolye Yıldızlar eski bir şarkıyı hatırlatır gibi Süzülüyor gözlerimden... Suya yazılı arkadaşlıklar, vefalarla Hayatı gözlerinden özümsemeyi İdealleri sözlerinden keşfetmeyi Özledim yoluma ışık olmanı Anne! Eşiğe yığılı esareti dünyanın Çığırtkanlar her yerde! Ellerin de orakları avaz avaz Kendilerinden geçtim Allat'tan da korkmuyor bunlar Anne! Bebeğin yarınlarında şaramplen parçaları Yakışır mı insanım diyen doğaya! ... Kimden ürerde çoğalırlar bu ifadesiz varlıklar Var olmak öldürmek mi? ...Anne! Doğmuyorsa bebek barışa Kainat ağıt yakıyorsa ölü bedenlere Şiirler gözyaşlarına boğuluyorsa umutsuz Ne yapsın çaresini bulamamış kızın Anne! Alabilsen beni keşke Rahminin sıcaklığına! ... |
Anti-Hüzün
güne dolanmıştı saçakları bulutların yağlı boya tablo ağlıyordu zaman ölümlerden geçiliyordu yüzlerde anti-hüzün ete gömülü tırnakla yürüdükçe batıyordu gelecek düşüyordu g __________ü ___________l ____________ü _____________ş ______________l _______________e ________________r hangi mevsimin tutulan güneşiydi ki, yanıyordu tutkuyla kozalaklar unutmalı mıydı ki, dinmeli miydi sızı nafileydi ki, vurmalı çalgılar eşliğinde yakalanıyordu her savaş kendine fişek ağzında çocuk sarmal kaderiydi çölde çırılçıplak ve sağaltıyordu sanrıları çocuğun gözünden kara ve sinek gövdenin simyasıyla ölümlerden geçiliyordu yüzlerde anti-hüzün unutmanın sonsuzluk aldatısıyla çocuğun ağzında fişek! |
Ar
'Bir insanda insanlığın bütün halleri vardır.' Montaigne Dilimin baskısı Kalemin dışkısına karışınca; Kalbimde tütsülenen Sözün anlamını Yüklerim şiire. Şehvete sürgün giden İsyanlar beslenirken belleğimde Aç köpek uykularıyla Sarılırım geceye Tenime bulaşan Işığa batırılmış yalanlarla Özgürlüğe bağışladığım Ünlemler perdelenir... Ve tanımsız gölgelerin koynunda Soluklanır kinim... Nehirler çağlar Avuçlarımın yarıklarından Ama uzaktır suya yenilen O çakıl taşının rüyası gözlerimden İhtiraslarımın rüzgar uğultularıyla Yol bilenirken adımlarımda Mermi çığlığı gibi kalırım Hayatın kalbinde! Tabularla eğitilmiş düşlerime Eğilirim çaresiz... Evetlerle sevişen hayırlar gibi Tezattır aslında tüm gidiş, gelişlerim İnkar edilen Suçları yüklenir Kusarım kanımı Yaşamın dar ağcından Yine döner dilimden sözüm Bulaşır kalemin dışkısına Ben iki göz Bir söz Ve bir de ........../ yazamadım utandım... |
Araf'ta Kayıp Yüzüm
B a k m a y ı n! dudaklarımdan boşalan sözlerin ruhu Açık zarfım sokak düşkünü bir salkım üzüm ? belki ve belki birkaç bağışlanmış yalanla gülümseyen şık kadehlerin hevesi adım heves… Anadolu kokulu rahminden şehir kalabalığı göğüslerine yatırdığında beni annem kalbimin alnında derin bir çizik gibi duran yalnızlığımı ? görüyor muydu Bakma anne ! şiirlerimden boşalan hüznün sırrını ç ö z e m e z s i n …bir anlatabilsem ben’i kendime ayakta alkışlayacak babam ! bir buket yara bir bukle acı bir buse ve binlerce düş yangınlarında sönen hevesim adım heves dokunuşlar gülümserken ? üşüdüm ? küfürbaz mıyım … zerafetim şehrin koldüğmelerinde intihar B a k m a y ı n ! ben de kendimi arıyorum …Araf’ta kayıp yüzüm “Yaşa” diye yollandım hayata bana benzemeyen hayata yokluğumu ispat etmek için ? daha ne yapmalıyım kurgulanmış sevişmenin önsözüne … inançsızlığımdan gül ölüsüyle hatırlanan sevginin yas günüm oluşundan adım aşkbozan ! içime kötülükleri ben doldurmadım ilanım gözlerimde asılı … suçumu arıyorum şahit istemiyorum ! b a k m a y ı n |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:56 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.