www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Ahmet Bektaş (https://www.cakal.net/showthread.php?t=145250)

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:23 PM

--Yol

Feleğin tezgâhında işlendi,
Üzerimize türlü nakışlar.
Zamanın şeridine takıldı ömürler.

Ne fark eder?
Hangi on yıllarda bırakıldı izler.
Zamanın hükmü kalmadığında;
İlk insan ile son insan,
Hepsi aynı yerde…

Yenemediğin gururundur acı veren.
Ne çok sır gizlemişsin,
Kalbinin kıvrımlarına.

Şimdi yol alma vaktidir,
Uzun ve çetin bir yolda.
Dinlenmek,
Âlem-i beka’da

Ahmet Bektaş

Felek: Gök, devir, baht, dünya, vb.

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:23 PM

--Zühre

Çobanların gizemli yoldaşı,
Seherin sultanı.
Gelinliğini giymiş bakire saflığında.
Işık Dağı'mın suyu gibi;
Temiz, berrak.

Koca geceyi bırakıp,
Tüm ihtişamını sabaha saklamışsın.
Kimler uyanık o saatlerde?
Kime verirsin pozlarını?
Seni kimler seyreder?

Namaz vaktidir.
Serin bir rüzgar, içimi ürperten.
Güneşin doğma vakti yaklaştı.
Yıldızlar çekildi karanlıklara;
Sen hala oradasın.
Birazdan vedalaşırız!

Geç geldin Zühre'm,
Ya da ben geç farkettim.
Adını sevgi koydum.
'Yarın sabah buluşuruz' diyorsun.
Az görünüyorsun.
Bilmiyorum, yarına çıkar mıyım?
Sayılı günlerim ne kadar?

Sen, her sabah
Gülücükler dağıtırsın Yeryüzüne.
Ben...
Ben; sana doyamadan ölürüm!

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:23 PM

-Ahlak ve eşitlik

Ahlak ve eşitlik

“Kibar konuşuyordu, efendi görünümlüydü. Bu hareketi ondan beklemiyordum…” Diye başlayan cümleler, önyargılı bir iyimserlik anlayışının ürünü. Eskilerde “Hal ilmi” vardı. Muhatabını hal ve tavırlarından bilme. Günümüzde bu feraset kayboldu. Ayakların baş, başların ayak olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu yüzden iyi-kötü kolay ayırt edilemiyor. Aylar yıllar gerekiyor bir insanı tanımak için. Yine de gerçek dost ile olmayan tam belli olmuyor. Gerçek dostumuza bazen hak ettiği güveni gösteremiyoruz. Sütten ağızlar yanmış… “Yanında çalıştığı insanın kalitesine, çalışkanlığına falan aldırmadan sadece onunla iki kolu, iki bacağı var diye kendisini eşitleyen…” Eşitlik kavramı yanlış algılanıyor. İnsanlar hak ve özgürlüklerde tabiî ki eşit. Bilenlerle bilmeyenler de aynı değil.
İnsanları yüzeysel olarak eşitlemeye kalkışmamalı. Toplumsal hayat felç olur. Yöneticinin sözü geçmez, çalışan asi olur. İnsanlar farklı yetenek ve mizaçta yaratılmış olduğundan; eşitlik sağlamak adına, yetenekli olanları köreltmemeli. Toplumun ilerlemesi için, şevk ile çalışmaya ihtiyaç var. Çalışanla-çalışmayanı, yetenekli olanla beceriksizi ayıramayan toplumlar; gelişme yolunu tıkamış olur.
“İnsan kalitesi” en temel problemimiz. Kaliteli insan kimdir? İyi eğitim görmüş, güzel giyinen ve konuşan mı! ? İyi insan, bulunduğu sosyal statünün hakkını verendir. İyi öğretmen, iyi polis, iyi kapıcı, iyi idareci, iyi yazar, iyi garson, iyi mühendis, iyi doktor, iyi imam, iyi tezgâhtar, iyi çöpçü, vb.
En büyük yanlış, iyilik kavramı ile toplumsal statüyü karıştırmak. “Koskoca Doktor ahlaksızlık mı yapacak; hastası olan sıradan vatandaş yalan söylüyordur.” Önyargısı ile hareket edenler az değil.
İnsanlar mabudiyet (Kulluk) noktasında Yaratıcı huzurunda eşit; mahlukiyet noktasında ise kendi aralarında eşittir. Sosyal statü, sadece iş taksimi ve idare içindir. Yeteneklerin verimli kullanımı içindir.
Saygılarımla.

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:23 PM

-Ahlaksız teklif

Ahlaksız teklif

“Ahlak: Genel anlamda, mutlak olarak iyi olduğu düşünülen ya da belli bir yaşam anlayışından kaynaklanan davranış kuralları bütünü. İnsanların kendisine göre yaşadıkları, kendilerine rehber aldıkları ilkeler bütünü ya da kurallar toplamı.” Ahmet Cevizci / Felsefe Sözlüğü

“Ahlaksız teklif” den ahlaksızlık içeren her teklifi anlayabiliriz. Rüşvet, fuhuş, haksız kazanç, kiralık işler vb. Bir teklif ahlaksız görülüyor ise teklifi kabul eden de aynı derecede ahlaksız görülmelidir.

Ahlaksız teklifte muafiyet var mıdır? “İhtiyacım vardı rüşvet aldım, çok istiyordum teklif ettim, aç kaldım fuhuş yaptım.” Gibi nedenler hafifletici sayılabilir mi? Sayılamaz, sayılmamalı. Ahlaksız yollara başvuranların büyük bölümü, gerçek ihtiyaçlarının üzerindeki hedefler uğruna bu seçimi yapmakta. Köyünden, evinden kaçan bir genç kız, karnını doyurmak için değil; meşhur olmak için çıkıyor bu yola…

“Maddenin sakınımı” gereği, fizikte enerji üretmek için enerji kaynağına ihtiyaç vardır. Yani, değer kazanmak için başka bir değer harcanır. İdareci aklını, emekçi emeğini, sanatçı yeteneğini, manken görüntüsünü kullanmak zorundadır. Genellikle sahip olduğu değerlerin hangilerini başka bir değer elde etmek için satacağına, kişi kendisi karar verir. Vücudunu satanların, fahişelerin dışlanmasının nedeni; toplum ahlak ve din anlayışında bu eylemin, günah ve ahlaksızlık kabul edilişindendir.

Dolaylı yollarla elde edilen veya potansiyel değerler de vardır elbet.
Miras, şans oyunları, vb. “İkame değeri”nden bahsetmek isterim. Her zaman, toplumda ahlaki değer yargıları herkese eşit uygulanmaz. Fakir, yetim, eğitimsiz bir kızın namuslu ve edepli olması çok şiddetli talep edilirken; Zengin bir fabrikatör veya siyasetçinin kızından ve mesleki kariyerinde yükselmiş bir kadından bu kadarı beklenmez. Çünkü fakir ve eğitimsiz olanın ikame değeri yoktur. Örnekleri çoğaltmak istersek; meşru veya gayrimeşru yollarla güç ve iktidar elde etmiş kişiler ve yakınlarının birçok ahlaksız hareketlerinin hoş görülmesi. Erkeğin yaptığının hovardalık, kadının yaptığının namussuzluk sayılması. Vb.

Günümüzde yasak olmasına rağmen örtülü olarak devam eden, insan(Köle-cariye) ticareti; geçen yüzyıllarda Arabistan, Osmanlı ve daha yakın olarak Amerika’da meşru idi. İnsan, başkası tarafından alınıp-satılabiliyor ise kendi kendini de satabilir mi? İşte bütün mesele burada! Başkası tarafından alınıp-satılan insan; özgür olmadığı için kendisine yaptırılan her ahlaksız fiilden yüzde yüz sorumlu tutulamaz. Kendisini satan ise hem dinen hem de ahlaken sorumludur.

Saygılarımla.
Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:23 PM

-Akıllı çocuk

Akıllı çocuk

İlkokula yeni başlamıştım. Uysal, fakat mücadeleden yılmayan, kavgadan kaçmayan bir kişiliğim vardı.
Bir gün sıra arkadaşım, kalemtıraşıma sahiplendi ve kavgaya tutuştuk. bayan öğretmenimiz, benim karakterimi iyi tahlil etmiş olacak ki “Evladım sen akıllı bir çocuksun, kalemtıraşı arkadaşına ver ve barışın.” dedi. Öğretmenimin arkadaşıma değil de bana akıllı demesi beni ikna etmeye yetti ve kalemtıraşımı arkadaşıma verip barıştım.
Şimdi düşünüyorum….
Acaba, akıllı ve barışçı olmak böyle bir şey mi?
Nedense hep akıllılık mert olandan beklenir.
Diğerleri de akıllı olsa ya!

Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:23 PM

-Anılar

Ayrı mekânlarda yaşandı,
Bir yerlerde asılı kaldı...
Bire bir örtüşen,
Başka zamanların anıları.

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:24 PM

-Anlamak

Anlamak

Anlamak için önce dinlemeli diyoruz da; dinlemek de sabır işi.
İlim nedir? Sorusunu mürşidine soran talebesi, yıllar sonra “İlim sabırdır” cevabını alınca; sormuş.
-Neden ilk sorduğumda değil de, yıllar sonra cevap verdiniz?
Mürşidi,
-Eğer hemen cevap verseydim, teoride kalacaktı. Şimdi pratik olarak öğrendiniz.
Anlamak için dinlemek ve sabır yeterli mi?
Değil.
Önyargılardan arınmak, şahsi kanaat ve ideolojileri de geçici olarak askıya almak gerekiyor. Ayrıca, diğerinin tarafından bakmak, görmek de önemli. “Empati” diyoruz ya.
Anlayışsız diyoruz bazılarına. Acaba anlamadığından mı anlayışsız; yoksa hislerine, hırslarına, ideolojisine mağlup olduğundan mı?
Atalarımızın “El insaf vel iman” düsturuyla hareket etmeleri, ne kadar anlayışlı olduklarının göstergesi.
Birbirimize karşı insaflı ve ölçülü olalım. Daha iyi anlarız, anlatırız, anlaşırız.
Saygılar.

Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:24 PM

-Aşk oku

Aşk okunu fırlattım.
Tam isabet…
Güller aktı yüreğinden,
Damla damla yüreğime.

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:24 PM

-Canan-ı Cinan

Acılar tükendiğinde
Gelir Mutluluklar;
Can içinden yeni can…

Olgunlaşınca arzular
Biter arayışlar;
Keşfedilir canan-ı Cinan.

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:24 PM

-Dilek

Gümüş aynalara takılmıştı,
Telaşlı gözleriniz.
Ön tarafa koyarlar,
Süslü olanı…

Dingin, sakin kafa ile
Geç fark edilir;
Arkalarda saklanan,
Paha biçilmez olanlar.

Ekşimeye yüz tutmuş,
Can erikleri.
Toplanmayı bekliyor,
Dalında sararmış ayvalar.

Akıl demlenir
Zamanın semaverinde.
Kalkanlarını indirmiş yüreğiniz,
Şimdi cilveleşir hovarda düşler.

Ahmet Bektaş


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:13 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.