![]() |
Gözlerine Mahkumum Bu Gece
Tutuver zamanı ibresinden Akmasın hiçbir an bile Seyredeyim mehtabı bakışlarında yine Gözlerine mahkumum bu gece Bir çiçek gibisin zarif ve ince Sus, hiç konuşmayalım saatlerce Ne ay uyansın, ne de yakamozlar Gözlerine mahkumum bu gece Denizden esen ahu rüzgarlarla Tel tel dokunurken saçlarına Susalım, aşkımız dillenirken şarkılarda Kurulu bütün saatlerim yalnız sana Gözlerine mahkumum bu gece Çakır gözlerinde hayatın nazlı tadı Ümitler yeşertsin bu ölümsüz sevdayı Görmez gözlerim artık ne dünyayı, ne ayı Gözlerine mahkumum bu gece Ersen Devrim Şimşek |
Hala Aklımda Çocuksun
Karanlık uzanırken şehre ansızın Bir hayaldin sen Yollar aldı götürdü seni Sonsuz bir karanlık ardında Çocukça feryadım yankılandı sokaklarda Söyle yalnız birkaç satır için mi? Geçti bunca sene Senden habersizce Masum gülüşünle Hala aklımda çocuksun Çok zor değildi duyabilmek sesini Ufuklar kadar uzak olsa da düşümde İzmir-2001 Ersen Devrim Şimşek |
Hani
Avuçlarımın arasında kayıp düşmeyecektin hani Yıldızları düşlerken çakıl taşlarına takılıp düşmeyecektin hani Yosunla süslü gözlerinde, sebepsiz fırtınalar Ardında yalan hatıralar Bırakıp gitmeyecektin hani Bembeyaz pamuk gibi ellerini Bir başka el tutmayacaktı hani Mehtabın ışıltısı ile parlayan gözlerini Bir yabancı göz sevmeyecekti hani Yana yakıla sevmişken seni Bir vefadan uzak çıkmayacaktın hani Ruha can gibi şakıyan sesini Donuk suretli resimlerde haykırmayacaktın hani Ersen Devrim Şimşek |
Her Adımım Babam kokuyor
Babam kokuyor, her adımım Her adımım hasret, hayal kırıklığı Ümitsizlik oluyor içime Rüyalarımda bir hayal bana Yol gösterircesine oğlum hadi... Babanın yüzünü kara çıkarma Bilirim olsaydı yanımda canım Küçük nasihatlarla başlardı Saçlarımı okşar severdi beni Omzuma yaslanıp, usulca ağlardı Alkol damarlarına nüfuz ederken Gözlerinde hep birkaç damla yaş, Hep isyan,hep hayal kırıklığı Yapılan haksızlıkların feryadı Kader derdi hep, geçici bu acılar Ama hiç geçmedi Canını alana dek Neydi bu yazın Babam, Neydi bu talihsizliğin Ömür boyu peşini bırakmayan senin Daha gençliğine doymadan Koparan şey benden Her hayalin rüyamda karşıma İnanamıyorum sen misin Canım, her şeyim Yanımda hissederken sıcaklığını Yılların özlemi hiç değiştirmemiş seni Bak Babam, yaşım yirmiyi çoktan aştı Sakallarım çıktı Göğsüm kabardı Senin için söylenenlerin ardından.... (1989'da kaybettiğim Sevgili Babama...) (Sakarya-07.12.1997 Pazar) Ersen Devrim Şimşek |
Hicran Gülleri
Ellerimde, hicran gülleri Ve yosun tutmuş, yalnızlığım Canlandırırken, buğulu camlar hayalini Ah, benim vefasızlığım Ellerimde, Hicran Gülleri Ve onun, içimi acıtan dikenleri Hüzünle aşındırıyor dalgalar, sahili Ve yüzüme vuran, yağmur taneleri Ah o, saçlarının ilmek ilmek olmuş hali Ey yalnızlığımın, en kuytu köşesi, Bir ses vermiyorsunuz artık, değil mi? İçimi acıtıyor sunuz hâla, Hicran Gülleri Nisan rüzgarlarının, eşsiz melodisi Vapurun kalabalık içinde, ağır ağır limanı terk edişi Beynimi kemiriyor, şimdi Motorunun, ürpertici sesi Bir ben ve kırılan umutlar, Ve hatıraların, insan beynine kazınışı Hiç bu kadar bedbaht olmamıştı Otobüs yolculukları, Ve hâla, yokluğunun içimi burkuşu Ah şu ayrılıkların, hazin buseleri Sizde mi soldunuz, yalnızlığımı perçinler gibi Hicran Gülleri Yarım kalmış sigara ve kahve kokusu, Ve yolların, uzayıp giden gamsızlığı, Ey gecenin simsiyah boşlukları, Sende mi kaybettin, mehtabın o eski ışıltısını Yollar ve uzayıp giden zifiri ******* Yalnızlık ve yarım kalmış sevgiler Ve balkonda yaprakları solmuş, Hicran Gülleri Ersen Devrim Şimşek |
Hülya
Gözlerinde, bir bakış olsam bu gece, Adını tasvir etsem bilmeyenlere, hece hece Bir mahkum olsam, gözbebeklerine prangalı Kazısam adını sahillere, denizler gibi dalgalı Bir buse olup dolaşsam, gamzeli yanaklarında, Ufka salınan akşamın, bitmeyen mısralarında, Süslerken hayalin, semada yakamoz *******i An vursun zamana, bütün perçinlerini Mutluluğun adı, raks ederken dudaklarında, Mehtabın parıltısını, koysam avuçlarına, Aynadan yansırken ahu yüzün, uzak diyarlara Gözlerinin mavisini çalsam, donuk tablolara Tutuşsun köz gibi duygular, avuçlarında Gecenin hiç sönmeyen, ışıklarında Var mı, yanında olmak gibi, bir hülya Uzasın sonsuza, seninle başlayan, bu rüya Ersen Devrim Şimşek |
İhanetine
Bir hayalet olup düşmeli peşine Gölgenden daha yakın damarlarına akmalı Kâbustan öte karabasan olmalı Kesmeli nefesini İhanetine karşılık Güneşini çalmalı Karartmalı dünyanı Sağır etmeli kulağını Deniz gözlerine mil çekmeli Kanser olup günden güne bitirmeli Kin nefret kusmalı İhanetine karşılık Çıkarmalı bedenden ruhunu Çare bulmadan almalı umudunu Kalbine kazıkla bir damla sevgiyi çakmalı Ve seni seven beni Kollarından çarmağa germeli Bilmem ki daha ne yapmalı İhanetine karşılık Neyse, olsun Hilal kaşlım olsun Mutluluklar senin Hüzünler benim olsun Güle güle; yolun açık olsun 08.06.1997 17:50 Ersen Devrim Şimşek |
İki Damla Yaş
Bırakıp gittin ya beni o gün Ümitle yeşeren aşkım yıkıldı Canımdan üstün gördüğüm Seni unutmak bile çözüm olmadı Ne başka biri var hayatımda Ayrılığın bir yara bakışlarında Ne gözlerimde bir göz Ne ellerimde bir el İki damla yaş kaldı avuçlarında Şimdi yüreğim yalnızlığa mahkum Sensiz hayatta kalmadı hakkım Güller gibi solar gider aşkım Senden bana ihanet kaldı 24.07.1995 12:30 Sarıkamış |
Kaç Kere
Sarı veriyor iliklerime kadar ansızın Saman alevi gibi, feryatsız yanıyorum ne çare Girdabında boğulurken çöpçatan bakışların Saf ve mahcup halini özledim, bilmem kaç kere Yarını düne ekledim, ayları saatlere Yolunu gözledim her gün, bilmem kaç kere Gitmek istedim sorgusuzca, kendimden de ötelere Koştum, yoruluncaya kadar, bilmem kaç kere Üstümü örten simsiyah bir bahardı, yalnızlık Karanlık sabahlara uyandım, bilmem kaç kere Daha ne kadar sürer, bu kendimi kandırmışlık Hüzünlerin ardına saklandım, bilmem kaç kere Yokluğunun ağır sessizliği, sızladı durdu hep içimde Her nefeste dinledim kalp atışımı, bilmem kaç kere Yaşıyorken mehtapları, yakamoz gelgitlerinde Ansızın uzanacak ellerini bekledim, bilmem kaç kere Ersen Devrim Şimşek |
Karşıyaka Bir Başka
Sabah olmalıydı Günlerden, bilmem hangi gün Saat kaç? Henüz erken Belli güneş kurtulmamış karanlıklardan Mevsimlerden ilkbahardı anlıyorum Cıvıl cıvıl kuş sesleri Çınlatıyordu ortalığı Dalgalar acı acı dövüyordu iskeleyi Seyrediyorum bir bankın üstünden Birkaç arşın boyunda palmiyelerin altından İnce ince süzüyorum enginleri Günün ilk ışıklarıyla aydınlanırken şehir Bilmem çok mu umutsuz, çok mu mutsuzum Yoksa şehir mi böyle üstüme gelir Kayboluyorum insan selinde Günün henüz ortası Karışmakta insan çığlıklarına Bir akordeon sesi Bir tezgahta, birkaç gülün yanında Sesi duyulmakta bir piyangocunun Yaklaşmıyorum yanına Belli bugün uğursuzum Ellerim tutsak olmuş cebime Gözlerim önüme eğik Hafif bir yel vururken saçlarıma Bir afet görünür seyirlik Dokunuyorum frenime ayaklarımın Gözlerini fark etmek için O tatlı bayanın Çiseliyor yağmur, ürpertircesine şaşkın Bir sürprizi olmalı bu baharın Engel oluyor bir beden yolumda yürümeye Atılıyorum koluna sokulup sessizce... Adımlarından belli yaşı yetmişinde Bakınıyor, hafif bir tebessüm ile... Takati yok, bastonu ağır ağır taşları dövmekte O temiz yüz bir asrın ipuçlarını vermekte Bir ağırlık çöküyor üzerime Yorgunluğu uzun bir günün Ufukta kaybolurken güneş Mavi sulara düşüyor, kızıl bir ateş Ay yeni yeni uyanırken uykusundan Kaçarcasına geçiyor insanlar… Kaptırıyorum bu sele kendimi Elveda aşığım Elveda gündüzlerim ve *******im Belki bir gün buluşuruz yine Seninle olmak bir başka Sevdiğim şehir KARŞIYAKA... Ersen Devrim Şimşek |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:04 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.