![]() |
Bir Senede Seni Yaşamak
Dizini çekmiş göğsüne, tek başına, Oturmuş düşünüyor, ocak perisi. Dışarı çıkar çıkmaz kar dolmuş başına, Gülüşüyle ısıtıyor, şubat neşesi. Damdan dama konar, aldırmaz yaşına, Çapkınlık diz boyu, mart kedisi. Aman dikkat! Düşmeyesin sakına yağmur bakışına, Bir gün… İki.. Üçü.. Beşi.. Aşık eder nisan yedisi. Parlament mavisi düşler düşer de üzülmez, Bir başka olur, dolunaylı mayıs gecesi. Çözmesi zordur onu bir türlü, akıl da erdirilmez, Bulsan bilinmez, yazsan çözülmez haziran bilmecesi. Nice aşıklar yakmıştır o, ölen dirilmez, Cehennemden parça almış, temmuz güneşi. Aylardan bir ay var ki, aşk doludur görülmez, Söndürsen sönmez, yaksan ağustos ateşi. Kopmuş yaprak gibi kurur evvel, fakat sonra kırılmaz, Yağmuru başka, rüzgarı başka güzel, eylül delisi. Yıldızlar pervanedir, ay enerji… Saçlar bozulmaz, Adamı ölüp ölüp diriltir, sanki ekim çilesi. Deli deli eserdi, eser eser konu olur, Aşkları çalar, sonra parçalar kasım rüzgarı. Kumsallara uzanır, her daim ondan bahsederim, çünkü hoştur, Demli çay kıvamında, deli aşık olurum aralık akşamı. |
Bir Şair Daha
Dünya alem ibret alıp seyreylesin, Kefensiz bir vücudu toprak neylesin, Sağlık olsun, bir şair de gidiverdi, Allah rahmet eylesin. Uyku nedir bilmez ihtiyar gözleri, *******in düşü; ayak, taş izleri, Şiirlerde kaldı, dolu boş sözleri, Allah rahmet eylesin. Sokaklar tanırdı onu tek tabanca, Kalp avucunda, on binlerce kanlı kanca, Öldürdü çile, ayaküstü kalınca, Allah rahmet eylesin. Hayaldi sevda, uçurumlara düştü, Kan yağmurlu, mezar vakti, saat üçtü, Dönmemecesine evreninden göçtü, Allah rahmet eylesin. |
Bir Yerlerde
Bir cam kavanoz, içinde bir sürü şeker, Başında bir çocuk, şeker mi şeker, Bir elinde kırmızı bir balon, Bir elinde çubuk kraker. Bir teneke, içinde yanan iki odun, Başında bir ihtiyar, üzgün ve yorgun, Ne elde var bir şey ne avuçta; Kış günü bir köşede, öylece suskun. Bir park duvarı, önünde koptu kıyamet, Başında iki genç, budur vaziyet, Ay ışığında güneş pırıltısı; Bugün verildi, büyük ziyafet. Bir tel kafes, içinde iki mavi kuş, Başında bir kadın, uyuyormuş, Kar yağmış saçlarına, ocağına; Eritti bir kristal dokunuş. |
Boyacının Kızı
Denizler mavi, Çimenler yeşil, Limon sarı, Elma kırmızı. Ya sen boyacının kızı? |
Buz Gibi Aşığım
buz gibi aşığım; lakin nefesinin ışınında buz gibi aşığım; lakin sesinin sarışınında yanardağ gibi yanar bakışların dokunuversen eriyeceğim gözbebeğinin birinde çarpıcı kış akşamlarında aşkın daha sempatik daha çekici daha ateşli ki daha mert… daha titrekçe daha donukça daha soğukça ki daha sert… çünkü dedim ya farklı bir lisanda buz gibi aşığım; lakin nefesinin ışınında buz gibi aşığım; lakin sesinin sarışınında |
Can
Allah’ın lütfettiği biricik cana, Doyulur mu yoksa kıyılır mı bilmem. Seni seviyorum, desem mi acaba, Ayılır mı yoksa bayılır mı bilmem. İnci yaşlarını yağmurlar kıskansın, Yıldızlar avucunda bir dem yıkansın, Damarlarımda can veren deli kansın; Dolaşır mı yoksa dolaşmaz mı bilmem. Yalnız sen, yalnız sen, kıyamete dek sen, Yalanlarımda yalnız, asıl gerçek sen, Yalnız yürekten sevdiğim yar, bir tek sen; Sevilir mi yoksa sevilmez mi bilmem. Noktasız cümlemde bambaşka hecesin, Gördüğüm kördüğüm en zor bilmecesin, Uykusuz dünyamda tek kalan gecesin; Kararır mı yoksa kararmaz mı bilmem. Saçlarda meltem rüzgârları utansın, Gülüşte hayata neşeler katansın, Bir masal ormanında yüzyıl yatansın; Uyanır mı yoksa uyanmaz mı bilmem. İçte yaşayan yaşanılası cansın, Kırk yıl hatırlı kahve konan fincansın, Yanar-döner, deli-dolu heyecansın; Duyulur mu yoksa duyulmaz mı bilmem. Ne Karac’oğlanım ben ne mecnunum, Sende mutluyum senle, sana mecburum, Acaba, ne olacak benim bu sonum; Bilinir mi yoksa bilinmez mi bilmem. |
Cenaze Namazım
Gün görmemiş sancılar *******i bekliyor, Yolu açın, açılın artık çıldırıyorum. Küçük dağlarım daha taptaze emekliyor, Kendimi yok olmaya doğru yıldırıyorum. Bir umuttur yanar her sabah, yeni bir umut, Gözümün önünde her sabah acımsar bulut, Olanca nefesinle sen o bulutu kurut; Yoksa bedenimi şu çöle fıldırıyorum. Acı acı ağlamak, çözüm değilmiş meğer, Gülebilmek, yüreğe yakışan büyük değer, Her zaman ağlıyorsam hiç gülmüyorsam eğer; Cenaze namazımı kendim kıldırıyoruım. s |
Cennet Kokulu Annem
Düşlerimin merkezine, saltanat kurmuş kadın, İşaret parmağımla, buğulu camlarda adın. Uzaklarda olmanın, yakın ayrılık dokusu, Tarhana çorbasının, burnumda taze kokusu. Durup durup özlediğim; ama gizli gizli, Gözlerimin güldüğündeki tebessüm hali. İçimde gizlediğim, canından kanından, Dünyaya, dokuz ay gibi kısa bir andan, İlk ayrılık telaşıyla, hediye eden rahminden, Bir an bile tereddüt etmeden veren, servetinden. Bir parçamı bile vermeyen, kırmızı halılar serseler de, Gözünü kırpmadan canını tüketen, çarmağa gerseler de. İnişli çıkışlı hayatımda, harcadığım terler senin, Toz duman dünya haritasındaki, yemyeşil yerler senin. Sen hazinem, sen tarihimin en asil kadını, Melekler kıskansın seni, vicdanlı kanadını. Hiçbir merhamet yoktur ki, senden başka hiçbir canlıda, Üst üste dünyalar kenar olur, yürüdüğü halıda. Cennete rızan olmasa nasıl giderim, gidemem, Ver ayaklarını öpeyim, cennet kokulu annem. |
Cinayet Ve kadın
Hayatımda en doğru bir kadın sevdim O da öldü Onu ben öldürdüm Ellerimle bıçaksız Gözlerimle bakışsız Gülüşümle yapayalnız Her şeyimle Onu ben öldürdüm Yalnızlığımda kul oldum Ağlamalarımı sapladım kağıtlara Gönüller yaktım Geçmişe baktım Sesimi uzattım ağıtlara Gençliğimden kovuldum Yaşlılığım yeşerirken Ağarırken yaşlarım Dökülürken yaşlarım Göçerken içimde sakladığım Kanatsız kuşlarım Gençliğimden kovuldum Hayatımda en doğru bir yalan söyledim Mutluyum dedim |
Cinayetin Ardından
kadınım, içime bilmece bıraktı. Damarları gözleri kadar kuraktı. Minik parmakları, büyük yumruğa dönüştü, Yumruğunu ezdim, parçaları yere düştü. Kılım bile titremedi, dünyamda ölürken. Kahkalarla yıkandım ben, o gömülürken. Kan lekesi toprağa sıçradı nihayet, Bu ne ilk cinayetim ne de son cinayet. Kimsin, ne, nerdensin, kaçıncı aşk kaçıncısın, Benim için tatlıydın, sen kendine acısın. Senin bedelin bedenindir, onu taşımalısın, Acımasızlığın kapında, karşılamalısın. Hiçbirşey basit olmadı, cesedin kadar, Tabutlar geniştir sana, temiz toprak dar. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:56 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.