www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Şükrü Özmen (https://www.cakal.net/showthread.php?t=82218)

PirincBurgeR 08-17-2007 07:34 PM

Beş Benzemez

1. Sinek Vale

Hüznile sevda geçiyor
Ömrümün kıyılarından
Resimsiz düşlerimi bölerek
Yelkovan saplı baltalarla
Asılı kalıyor
Tüm ceninler
Tüm döllenmemiş
Meşru rahimlere

2. Kupa Papaz

İnme iniyor
*******i bu şehre
Kedileri fare yemiyor
Yürekleri
Katransı zehirler kaplıyor
Gece olunca
Ötesiz metalı rüyalar
Dürtüyor
Rahattan şişmiş kıçlarımızı
Koymayıp almak mahareti
Esnetiyor
Kalplaşan zihnimizi
Gece, bu şehirde her zaman
Fahişelik yapıyor
Giriyor koynumuza
Fasılasız kasılmalarıyla
İki bacak arasından

3.Karo As

Biz
Piç çocuklarıyız
Kente uzaklardan gelen
Mahmur yolcuların
Tutulup zehirsiz ama tuzlu
Saçlarımızdan
Atılacağımız yakındır
Okyanusa nazır
Bir sarı sahilden
Maviliklere
Kapatmaz piçliğimizi
Batıklar balıklar
Öyle aşina
Ve serin yerlerimizde
Saklıyoruz ölümü
Eyersiz atlara
Binersek eğer
Korkmayın gelen biziz
Elimizde piçliğin
Şanlı sancağı

4.Maça Kız

Gece şehre
Lapa lapa melek yağıyor
Çıkartıyor üzerinden dünya
Eski, kirli esvaplarını
Beyaz, temiz ve settar
Bir maske giydiriyor
Betondan günahlarımızın
Gri suratlarına

5.Kupa Kız

Deniz aşırı kalabalık
Denizaşırı gelen
Yolcularından dolayı
Islak, ılık ve kafiyesiz
Bir geceye giriliyor.
Haziranda
Bahardan boşalmış
Döller gibi yaz
Sıcak yavşaklığını
Öneriyor bize sadece
Gevşe ve rahatla
Gevşe ve rahatla
Gevşe
Sıkılmış yumruklar
Can sıkıyor her zaman
Bizse ölebilirdik belki
Cendereden
Esirgeyen koruyan
Direnmenin adıyla
Başlamasak
Her soğan ekmeğe
Kendi kendimize
Sıkabildiğimiz tek şeyimiz
Canımızdan başka
Göndere bayrak gibi
Asılı yumruklarımız
Hasılı yumruklarımız! ..



Aralık 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR 08-17-2007 07:34 PM

Beş Dörtlük (Gitti)

Dağınık çileyim aşk tezgahında
Doku ilmek ilmek ör beni sevdam
Sızlarım kanarım ol çarmıhında
Derdin ne hallere kor beni sevdam

Divâne gezerim alemi hergün
Derdin dertlerime çare mi hergün
Delirttim çıldırttım kalemi hergün
Lügâti ağlattım gör beni sevdam

Elimden gelmiyor sana darılmak
Rengimi soldurur gamla karılmak
Tek dileğim vasl'ın ile durulmak
Aşkından caydırmak zor beni sevdam

Ehline veririm aşkın hasını
Ki silip parlatsın kalbin pasını
Alsın gam kederi hüznün yasını
Elinde yüreğim yor beni sevdam

Hasret boş çıkardı gözyaşlarımı
Vuslata bağlattım telaşlarımı
Erit nâr-ı aşkla kalp taşlarımı
Eyle ateşinle kor beni sevdam



3 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR 08-17-2007 07:35 PM

Beş...

BİR/ gitti, gelirmi bilinmez
İKİ/lenen yollara doğru
ÜÇ/gen şiirler peşinde koşan şair
DÖRT/lükten başka birşey bulmaz
BEŞ/ para etmez zekanın küpünde


5 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR 08-17-2007 07:35 PM

Beyaz Giyen Periler

Göklerden yerlere
İnen melek gölgesi
Zamanın tandırında pişirir aklı
Kalemler çaresiz şiir zavallı
Bacalardan tüten çamur sevdası
Oyuyor safderûn bir aymazlıkla
Kendirlerle sarılı garip ovayı
Kediler sarılar taşlarla kaplı
Garâbet konağı şu civar başı
Sarıya beyaz giydiren efsun
Beyazda sarıyı yıkayan şehir
Aşka yol veriyor yakamozsuzluk
Geceye ay katıyor hülyalı dalış

Bacalardan perilerin geliyor oluşu
Çıldırtsa da şairin eksik mısralarını
Yetmiyor anlatmaya yetişemiyor
Kendini serçelere neden sunar
Güneşin sabah mahmurluğu
Bir ardıçkuşu neden küflenir
Serinliğin iksirsiz zaafiyetinde

Neden boşalır kalbe
Seller gibi bir hüzün
Niye ki akla düşen fir'âk ateşi

PirincBurgeR 08-17-2007 07:35 PM

eyaz Ülke

Eskidi kuşların o son şarkılarıda
Gönlüme hicran sunan
Bir sevgili gibiydi
Geçti gitti sonbahar
Ülkem şimdi bembeyaz.

Şükrü Özmen

PirincBurgeR 08-17-2007 07:35 PM

Bırak Yansın

Usül erkan görmeden dağdan şehre inenin
İnce hesap bilmeden riyazete girenin
Cesedi adam bilip ona kıymet verenin
Yuh olsun ervahına bırak yansın mahşerde

İnsana insan gerek bunu böyle bilmeyen
Rüyasız mahluklara gece gündüz sövmeyen
Nefsini adam edip ardından sürümeyen
Yuh olsun ervahına bırak yansın mahşerde

Şükrü Özmen

PirincBurgeR 08-17-2007 07:35 PM

Bir Kente Marşlarla Girmek

Ey külahı ters giydirilmiş
Gençliğim
Ruhunu çalıyor
İşte şu anda
Tarifsiz tafralarıyla
Zaman
Eyvah ki vah o halde
Güvertelerdeki sandıksız yolcular
Atılmalı denize
İksirsiz dualarıyla birlikte
Ya Rab!
Sonumuzu hayreyle...

Eskiyor elimde
Fizan’a kadar
Taşıyacağımı sandığım
Gittikçe ağırlaşan
Hazine sandığım
Ağırlaşıyor gece
Üstüme çökerken
Le le yar
Li li yar
Bir türkü koşup
Derinliklere
Ya Rab!
Aklımızı hıfzeyle...

La’l oluyor işte idrakim
Aynalar aynalar
Her bir yerimde
Açılıyor kapattıkça
Bakmaya kıyışamadığım
Kirli yerlerim
Ya Rab!
Ayb’ımızı setreyle...

Deminsiz,sonralar
Dünlü, dinsizler
Dinli, dünsüzler
Yanlı, yönsüzler
Canlı, kansızlar
Kanlı, cansızlar
Yetim, öksüzler
Bekliyor mu hala
Geçit resminde
Tebessümlerimizle
Geçeceğimiz zannıyla
Gönlü arsızlar,
Ömrü yarsızlar,
Kadim hırsızlar
Bekliyor mu?

Ey külahı ters giydirilmiş
Gençliğim
Ruhunu çalıyor
Kuduz yarasalar
İşte şu anda
Marşlarla giriyorsan
Eğer bir kente
Öyle gir ki
Çıkışın
Depremlerle olsun

Ya Rab!
Gönlümüzü göl eyle...



Şubat 2004

Şükrü Özmen

PirincBurgeR 08-17-2007 07:35 PM

Bir Yanlışın Götürdüğü Dört Doğru

birinci doğru...

gece örtmeye kâdir mi balçık hüzne bulanık
esrarlı cinayetimi
kadınlar umurum değil
yalnızlık telaşım değil
günün canı akşamın cehennemine...

ikinci doğru...

sanrılarını şiirleyen kalp yoksunu şair
güleç yüzünü aya çeviren çirkin yüzün çirkefi
vakitleri karartan müsekkin gece
sayılı zamanlardan kaçma girişimi ruhumun
hangi şarkıyla açıklanabilir şimdi
karanlığın şahitlik ettiği bu cinayet

üçüncü doğru...

zafer çığlıklarıyla üstüme gelen ordu
gel de göstereyim sana dünyanın örekesini
mağmadan başlayıp atmosferden çıkarayım
lök kalbinin dumanını
neye yarar sabahın teskinsiz bir irkilmeyle gelişi artık

dördüncü doğru...

şeytana günah listesi sunacak kadar kibirliyim
deminden dumanından efkarından öteyim aşkın
gizemi öfkeye yendirdim kasten
esini yosuna buladım bilerek
sesimi karartan cenklerden çıkıp
sözünün cehenneminde yanmaya geldim

yanlış...

bulmacalar beynimde sessiz sular gibi durgun
zindanımın anahtarı şairin cebinde
tövbeler ediyorum büyük tövbeler
aşkın cehenneminden korkuma
istiğfar kabul etmez bir tanrıya düşmüşüm
yaktı...




26 Mayıs 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR 08-17-2007 07:35 PM

Bitmezse Güz Biter Gözlerim

Yalnız ay ışığı aydınlatabilir
Tenimde tutuşan ezgileri
Över durur hüznümü
Ay’lığından kalma
Eski alışkanlıkla
Oysa benim
Yürüyüşler tertipleyen
Bayraklar sallayıp
Marşlar haykıran
Bir keskinliğim var
Yitik,gömülü olsa da
Diri tutar rüyalara karşı
Gözlerimin perdelerini

Benim lal ama cıvıltılı bir kalbim,
Su gibi durgun bir hüznüm,
Dünyayı tanımaktan yorgun,
Şiirim var.
Kelimelerimin takati kesilse de
Celladın harmanisinde
İçimde beslediğim bir sövgü var
Benim şarkım,
Benim atımlarım,
Savaşım,
Aşkım,
Coşkum,
Soğan-ekmek gibi direnişim,
Göndere bayraklar çeken,
Sıkılmış yumruklarım,
Haziran’sız Eylül’üm
Terazisiz dengem var…

Ay ay’lığından kalma bir alışkanlıkla
Pudralıyor yüzümün çopurluklarını
Esrarlı bir cinayet mahalli süsü veriyor
Gözlerimin akına
Tüm dünya orda vurulmuş
Tebeşirle hattı çizilmiş gibi
Kusursuz bir cinayet işlenmiş
Saçlarımda
Katil,maktul,suçlu,suç
Eğilip girer
Bir mabedin kapısından

Yemliyor zaman ay ışığıyla
Tufan sonrasını andıran
Hatıratımı
Tarihçemde küçük suçlar
Kırbamda şerbet dolu
Benim çünkü
Lal ama cıvıltılı bir kalbim
Su gibi durgun bir hüznüm var

Bitmezse güz
Biter gözlerim
Yaprakların
Sarı salınışlarına
Ağlamaktan...





20 Kasım 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR 08-17-2007 07:36 PM

Boş Bakışlar Günahkârı

Kesik parmağımdan akan bir damla kanda
Yıkıyorum cesaretin beyaz saltanatını
Korkuya kaptırdığım aşkın sızısını geçirmese de
Öfkenin sükûtunu aceleyle duymaya çalışmam
Dindirmese de akçıl kuşlarımın çığlığını

Dilini yarama bandıran vampir
Şeklini bozuyor acılarımın
Yanyana dizilmiş geçmiş şarkılar
Islatıyor ritmimin rengarenk dokusunu
Emsin istiyorum kılcallarıma kadar
İçime yeni sözler yumurtlayan kurbağa
Dünyayı bir ışık saltanatı zannetmeme değsin
Gülüşüyle resmimi ışıldatan ferahlık
Kara kirli bir kimyaya deney olamıyorsam
Bir ağaç resmi olayım bari
Ağacı hiç görmemiş
Kör bir ressamın tuvalinde

İşte
İş gücüm düşer diye sildiğim rengimin
Kağıtta bıraktığı ısrarcı leke
Çekip uzatıyor kulaklarımı
Midasın kuyusuna kadar
Yerle bir oluyor
Yaz günlerinden kalan unutulmuşluğum

Beni boş bakışların vebali diye yazacaklar
Dünyanın günah defterine
Çırpınışlarım sevaba sayılmayacak
Sol yanı çökük bir kambur olarak
Çook çok geç gireceğim cennete
Galiba....




23 Şubat 2007

Şükrü Özmen


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:36 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.