![]() |
Nasreddin Hoca parasini geri istemek icin defalarca kapisini calan alacaklisina kapiyi acmis.
-Yakinda, demis, yakinda parani odeyecegim. -Ne zaman? -Dinle bak...Bizim duvar kenarina yol boyunca cali tohumu ektim. -Ve? -Ve tohum ilkbaharda yeserecek ve cok calimiz olacak... -Evet, suphesiz! Sonra? -Bu caddeden cok koyun surusu gecer. Gecerken, gecen koyunlarin yunleri calilara takilacak. Ben de yunleri toplayacagim. Bizim hanim bunlari egirip ip yapacak. Sonra gerisi kolay! Ben de pazara goturup satacagim ve parani geri odeyecegim. Adam bu sacma plan uzerine kahkahayi basar. O zaman Hoca, demiski; -Parayi avucunda hazir hissedince nasil da gulersin, degilmi, seni koftehor seni! |
Nasrettin Hocanın komşusu, hocadan kazan istemiş. Aradan birkaç gün geçtikten sonra, komşu içine bir kazan koyar ve hocaya getirir. Hoca, "Bu ne?" diye sorunca komşusu "Senin kazan doğurdu" der. Hoca kazana bakar ve "Kazanın *mına koymuşsun, tabi doğurur" der...
|
Hoca yolculuk sirasinda mola verip bir hana girer, bu sirada hana bir baska yolcu daha girer ve ikisi birden hancidan yiyecek birseyler isterler. Fakat hanci yiyecek olarak sadece bir balik oldugunu söyler ve bunu paylasmalarini önerir. Bunun üzerine hoca ben baligin sadece basini yiyecem der. Hanci bunun nedenini sorar, hocada balik basi zekayi arttirir,balik basi yiyen insan akilli olur der. Bunun üzerine diger yolcu hemen atilir ve hocaya balik basini niye sen yiyeceksin, ben yemek istiyorum der. Hoca da itiraz etmez ve baligin koca gövdesini hoca yer ve bir güzel karnini doyurur, diger yolcu ise sadece baligin basini yer ve sonra hocaya seslenir sen koca gövdeyi yedin karnini doyurdun ben sadece kafayi yedim aç kaldim der Hoca da bunun üzerine sunu der
-Bak nasil akillandin |
Nasreddin Hoca, bir gün esegiyle odun getirir. Hava da cok sicak oldugundan hem kendisi hem esegi kan ter icinde kalirlar. Hoca odunlari indirir, yerlestirir.
Karisina: - Hatun, esek cok yoruldu, onu bir yemleyiver, diye seslenir. Karisida o gün yorgun oldugundan: - Efendi, benim isim var, sen yemleyiver, der. Hoca sicaktan iyice bunalmis vaziyette kendini minderin üzerine atar. - Olmaz! Hic halim yok, veremem, sen ver der. Esegin yemini sen vereceksin ben verecegim derken is kizisir. Epeyce tartisirlar. En sonunda Hoca: - Pekala! Öyleyse aramizda bahse tutusalim. Kim önce konusursa esege o yem versin. Anlastik mi? der. Karisi teklifi kabul eder. Ikisi de birer köseye cekilirler. Az sonra kadin, el isini alarak komsuya gider. Hoca birsey diyemez. Aradan biraz zaman gecer. Eve bir hirsiz girer. Hocayi görünce kacacak olur. Ama Hocadan hic ses ve tepki gelmedigini anlayinca kacmaktan vazgecer. Ortalikta ne var ne yoksa koca bir cuvala doldurur. Hocanin gözleri önünde cuvali yüklenerek evden cikar. Karisi epey zaman sonra eve girip evin halini görür. Esyalarin yerinde yeller esmektedir. Telasla: - Bu ne hal? Efendi! diye ciglik atar. Hoca yattigi yerden dogrularak: - Haydi bakalim Hatun, bahsi kaybettin. Esegin yemini sen vereceksin! der. |
Hoca, birgün yüzüğünü kaybetmiş.Aramış, aramış bulamamış.Canı sıkılmış, sokağa çıkmış.Oradada sağa sola bakınmaya başlamış.Yoladan geçen komşusu dudrp sormuş.- Ne arıyorsun Hocam.- Evde yüzüğümü kaybettim de.- İlahi hoca, öyleyse neden burda arıyorsun?!- Eee!! içersi pek karanlıkta.
|
Bir keresinde, Hoca Aksehirde ki mahkemeye kadi tayin edilir. Bir gun bir adam kosarak mahkemeye gelir ve Hocaya:
-Farzedelim iki inek mera da dovustu ve biri oldu, Hoca Efendi. Oldurenin sahibi sorumlu tutulacakmidir? Adamin hilekar gozlerini farkeden Hoca dikkatliydi. -Yerine gore, der, hukum vermeden. -Karar vermene yardimci olabilir, Hoca Efendi. Senin inek benimkini oldurdu!. -Bu halde, genel olarak bilindigi gibi inekler hayvandir. Hayvanlara sebep baglanmadigindan dolayi, kesinlikle sorumsuzlardir. Bu yuzden de, sahibi sorumlu tutulamaz! -Ozur dilerim, Hoca Efendi, dilim surctu. Benim inek seninkini oldurdu demek istemistim! Bu haber uzerine, Hocanin kani beynine sicrar. Sakalini ceker, kalkar ve yeniden oturur. -Bu ilk dusundugumden daha karmasik bir durum, der. Memurlugunun tum agirbasliligiyla katibine doner ve ekler "yaninda ki rafta duran kara kaplı kitabi ver bakayim!" |
Nasrettin Hoca oglunu okulundan alirken esekle gelmis.Oguluyla esegin üzerinde evin yolunu tutmuslar.Aradan zaman geçmis.Bir
grup insan önlerine çikmis.Bir insan; -Hoca ayip degil mi?esege o kadar yükü nasil tasisin? Hoca da ogulunu esekden indirip yanindan yoluna devam etmis.aradan zaman geçmis bir insan; -Ayip ulan ayip. Küçücük çocuk yürütülürmü? Hoca çocgu esege oturtmus. Kendi yoluna devam etmis.Aradan yine zaman geçmis birisi; -Hoca salakmisin?Çocugu oturtuyon kendin yürüyon. Sonra hocayla oglu esegi tasimaya baslamislar.Hocayla oglu tam köye gelince önüne birisi geçmis -Hoca salaksin herhalde.Esek seni tasiyicagina sen onu tasiyorsun Hoca da içinden beddua etmis. |
Hocanın eşeği ölmüş. Kapının eşiğine oturmuş, hüngür hüngür ağlıyormuş. Bir komşusu yaklaşarak:
-A Hoca! Geçende karın öldü, ağlamadın. Bir eşek için ağlamak sana yakışır mı? -Nasıl ağlamam! Karım ölünceeş, dost hepiniz etrafımı aldınız, üzülme biz sana daha iyisini buluruz dediniz. Ama biri çıkıp da; Hoca ağlama, sana daha iyi bir eşek alırız demedi!!! |
Hoca eşeğine binmiş.Alımlı, çalımlı dolaşıyormuş.Tam bir köylüsünün yanından geçiyormuş ki.Dengesini kaybedip düşmüş.Adam başlamış gülmeye.Çalımı bozulan Hoca fena öfkelenmiş.Ne gülersin be adam diye bağırmış.Düşmesem de inecektim zaten.
|
Hoca, bir zengin konağına yemeğe davetliymiş.Kapıda bir uşak, herkesi saygı ile karşılıyormuş.Sıra Hocaya gelince, giyisilerini beğenmeyip içeri almamış.Buna fena içerleyen Hoca, evine koşup kürkünü giymiş.Döndüğünde, sofranın en güzel yerine kurulup, oturmuş.Herkesin şaşkın bakışları altında, kürkünü yemeklere sokup:"- Ye kürküm ye!", demiş."- Hoca, ne yapıyorsun!?", diye sormuşlar. Yanıt vermiş:- Eee! İkram bana değil kürke
|
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:04 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.