![]() |
Hüzün bastı her yeri
Yine hüzün bastı her yeri Bizim gönül siyahlara vuruldu Biraz ümit biraz sevgi beklerken Hasret geldi ufkumuza kuruldu. Gönül bahçemizde her yer toz,duman Fırtınalar,seller vermedi aman Tam ümitler yeşermeye başladığı an Yine geldi hüzün ortamıza oturdu Mevsimler şaşırdı kendi yerini Yazla bahar çoktan kışa yenildi Belli büyük yerden böyle emir verildi Hüzün bizim bahtımıza vuruldu.... Cansın Erol |
Hüzzam gözleri
Beni sevdaya saldı Ümit verdi aldattı, İçimdeki tek şarkı Hüzzam gözleri Bazen derdiyle yakar Bazen ümitle bakar Kızar kirpikle saklar Hüzzam gözleri Bakışı gece rengi Neşeydi elem verdi Eskiden nihaventti Hüzzam gözleri Bir bakışıyla gel der Bir bakışıyla git der Gönlümle fasıl eyler Onun hüzzam gözleri Cansın Erol |
İçimde ki gurbet
Güneş söner ya her akşam, İçimi ateşler kavurur. Sılama gitmek isterim,gidemem, Gurbet benim gönlüm de oturur. İnsanlar var,yanıbaşımda, Bir çoğu benden uzakta, Gülerler,söylerler,susarım, Gurbet benim kalbimde konuşur. Arada yollar var bitmez, Zaman geçer geçit vermez, Gönül sevmekten hiç bıkmaz, Kader gurbetle hep aynı kavşakta buluşur.. Olsun derim,sağlık var ya, Herkese başka dert verir dünya, Gece çöküp bir nebze uyuyunca, Biter gurbet,sevenler sevilenlerle buluşur... Cansın Erol |
İhtiyar peri
Bir kır kahvesinde oturken dün, Yaşamaktan yorulmuş elemli,üzgün Önümde eskimiş bir tahta masa Nur yüzlü bir ihtiyar çöktü yanıma. Saçları gümüşten gözleri orman ; Dedi neden bu hüzün ayıp olmazsa sormam Ölüm dedim,kırgınlıklar hasret Bir kere gülsem arkası bin dert Ne dostta vefa var ne sevgilide İşte yapayalnızım kendi kendimle. Dinle dedi benim ki roman Yine de tanrıya isyankar olmam Küçüktüm yetim,öksüz büyüdüm Daha emeklemeden yürüdüm Didinerek üç kuruş ekmek parası Hala içimde çocukluğun yarası Ne oyuncağım oldu,ne de umudum Kucak bilmem topraklarda uyudum Bir güzel geldi kalbime girdi Bu ihtiyar bir zamanlar sevildi Vemediler aldılar onu elimden O zamanlar ölürüm sandım derdimden Evlendik iyiydi karım Beraber kavrulduk sevgimiz yarım Doymadan gitti yalan dünyaya Otuz senedirde dönmedi daha Ben tek evladımı vatana verdim Onunla beraber bende tükendim Bak koskoca bir ömür kaç hece tuttu Bu ihtiyar neler gördü unuttu Senin önünde koskoca umman Bir dönme dolaptır hayat yaşanan Bak kuşları dinle,baharı düşün Zehir etme ömrünü,yoktur dönüşün Mutlu olmak inan kendi elinde Kimbilir kimler olmak ister senin yerinde İçimde bir huzur duydum yeniden Kırışmış ellerini öptüm aniden Önümdeki masa çiçek çiçekti Solgun dünya oluverdi yedi renkli İhtiyara sevgiyle veda ederek güldüm Başım dik yeni dünyama doğru yürüdüm O kır kahvesine zaman zaman giderek Kır saçlı perimi düşünürüm,minnetle yad ederek Cansın Erol |
İki çocuk
Sevmiş anası gencecik cahil, El oğlu göründü gözüne ehil Aldattı bıraktı bir zevk uğruna Utanç oldu atıldı,bir cami avlusuna Dünya nedir bilmeden daha Hasret kaldı yuva ana,babaya. Oda çocuktu oda oğuldu Cılız ellerini uzattı soğuğa doğru. Zengin evde doğdu öteki Gelişiyle bayram edildi sanki Ana kucagında el bebek gül bebek Aslında her bebeğe böylesi gerek O kaç evin biricik oğlu Yumuk ellerini uzattı ışığa doğru Cansın Erol |
İkilem
Her şeyden bıkılan anlar vardır ya, Birden aklıma gelir gözlerin,yüzün. Ektiğimiz çiçekler o gül sardunya, Bir yanım bağ bahçe olur,bir yanım hüzün. Hani buz keser yalnızlıkdan için,ellerin, Özlemle kokusu dolar geçmiş bir güzün. Kardelenler göz kırpar,karlar altından. Bir yanım bağ bahçe olur, bir yanım hüzün. Hayaller tükenir,gerçekler üzer. Rüyadan farkı yok yaşanan ömrün, Kalbimde bir çocuk sevgiden şarkılar söyler Bir yanım bağ bahçe olur,bir yanım hüzün Cansın Erol |
İlahi sevgi
Yetti bu dünya..bıkmış gidiyordum. Bir göz deydi gözlerime,durdum.. Oysa ne ümit vardı,ne de gelecek, Sevmek dedi bir ses,ona vuruldum. Vuruldum,hiç acı çekmeden Bütün kapılar açıldı birden, Nurlarda yıkandı gönlüm, Gökkuşağına yürüdüm,gerçek sevgiden. Bu yorgun kalple yeniden doğmak varmış Gitmekle kalmak arasındaki an Seven bir kalple sonsuzu yakalarmış. Cansın Erol |
İmkansız
Elinde bir demet gül,kalbinden kopmuş. Mahçup,ürkek,bana uzattın. Ben eskimiş mevsimleri sayarken Bana baharı,sonsuz aşkı anlattın. Kokusu içime doluyordu güllerin. Ruhumda olmazların kargaşası, İçim yanıyordu sana hayır derken, Kalbimden sevgiler taşıyordu yaşanası.. Aklın kalbi durdurduğu yerdeydim. Sözlere mühürlü dudaklarımla,gülüyordum Omuzların çökmüş,sessizce uzaklaştın. Sen gidiyordun ya sevdiğim,ben ölüyordum. Dünya yine dönüyor,güneşi aynı. Ben kendimden uzak bir ülkedeyim. İçimde aşklar büyüyor sınırsız, Sevgilerin içinde ama sensizlikteyim... Cansın Erol |
İnat
Ilık bir yaz gecesi çıksan karşıma. Ziyan olmuş baharlarıma inat. Okşasan başımı ******* boyu, Yalnız gelen sabahlarıma inat.. Ellerimi tutsan,bırakmasan Hasreti gönlümde yaşatmasan, Bakışlarında kalsam bir ömür boyu Aşkını saklayan gözlere inat.... Aynı kadehten içsek acıyı, Aynı dudaktan aşkı şarkıyı, Bir ömür beraber tatsak sevgiyi, Bana vefasızlık edene inat Cansın Erol |
İnce sızı
Bir ince sızı kaldı gözlerinden Birde kurumuş güller, Şimdi daha mutluyum inan Arada kapıyı çalmasa hüzünler Artık sensizliğe uyanmıyorum Eski tadı olmasada sabahın Pencereme yine kuşlar konuyor Güneşini paylaşıyoruz solgun baharın Bir çocuk dokunsa ellerime bir çiçek Uyanır sevgiler yalnızlığım azalır Unuttum derim..kalbime inat Ama gözlerin ve o ince sızı hep kalır Cansın Erol |
İnsanlar geçer
Kimi mesut gülen, İnsanlar geçer penceremin önünden. mutluluk dolu gözleri, Birbirine kenetlenmiş elleri, Kuşlar gibi fısıldaşarak. Yoldan geçerler,uçuşarak. Hüznümü anlatmak isterim,yalnızlığımı. Geçip gider durmazlar, Pencerem kapalı,duymazlar. Bıkkın,yorgun insanlar geçer, Penceremin önünden. Kuşlar öter anlamazlar, Yağmur yağar ıslanmazlar, Dünya güzeldir derim,anlayınca, Sevgiyle yaşanınca. Geçip giderler,durmazlar, Pencerem kapalı,duymazlar Açarım penceremi,önüne çiçekler dizerim. Geçmez olur insanlar Bekler,beklerim..... Cansın Erol |
İnsanlık
Dışarda kar lapa lapa Mutluyum odam sıcacık Radyoda bir hüzzam şarkı Bütün lambalar açık Birden aklıma kimsesiz çocuklar düşüyor İçimde fırtına ellerim soğuk Yüreğim çok üşüyor.. Baharları düşlüyorum Her yer yeşil,pembe Toprak doğurgan tohum çatlıyor Bombalar atılmış bir yerlerde Çocuklar ölmüş İçimde ki bütün analar ağlıyor.. Odam sıcak karnım tok Hayat kısa boş ver diyorum Ama kalbim rahat vermiyor Sanki bütün insanlık içimde yaşıyor.. Cansın Erol |
İstanbul'da akşam
İstanbul'da akşam,gün utangaç,yüzünde siyah tüller Emirgan'da,Yıldız'da Aşiyan'da uykuya daldı güller. Güneş kimbilir nerelerde,bir başka şehri aydınlatacak, Kimi kalpler siyahta,kimi evlerde ışıklar yanacak. Uzakta bir tren,yorgun bir vapurun sesi, İstanbul'a indi ağır,ağır,gecenin efsanesi, sabah koşuşan insanlar bezgin,telaşlı dönüyor, Bir gün daha istanbul'da zamana gömülüyor. Deniz nice sırlar saklar sinesinde,martılar sustu artık, Gölgeler nazlı bir yar gibi İstanbul'u kucakladı. Şehir uykuya dalarken,evliyalar uyandı Cansın Erol |
İstanbul; a
İstanbul rengarenktir. İstanbul,tutku ve sevgidir. Ama nedense griler, Şehrin üstünde saltanat kurmuş, Maviler bayağı küskün durmuş. Yeşilini sorarsan çalmışlar, Götürüp hepsini Karadenize saklamışlar.... Cansın Erol |
İstek
Ayak seslerini duymak isterdim Kapıda zili çalan parmakların Güneş senin gözlerinde batmalıydı Tadı öyle çıkardı akşamların.. Çayın iki şekerli açık Kaşığın çın çını kulaklarımda Güneşin her doğuşunda mutlu olurdum Sen olsaydın sabahlarımda. Seni aramazdım delicesine Tutup şarkılarda hüzünlenmezdim Ayrılık şiirleri yazmazdım böylesine Belki de ölüme bu kadar boş vermezdim Cansın Erol |
Kadıköy gazetesi Anılarla şiir gecesi
Sanat ve Sevgi Kalpten Kalbe Giden En Kısa Yoldur Gönderen:Editör Tarih:Mayıs 14,2008 “Sanat ve aşk kalpten kalbe giden en kısa yoldur” diyen Şair ve söz yazarı Cansın Erol “Anılar ve Müzik-33’de” konuk oldu. Kadıköy Belediyesi Gönüllü Merkezi ve Kasdav Müzik Gönüllüleri ev sahipliğinde, Nesibe Müsevitoğlu’nun yapım ve yönetiminde düzenlenen 33.programda dillerden düşmeyen nice şarkıda imzası olan Cansın Erol’un eserleri yorumlandı.. Kimi zaman genç yaşta trafik kazasında kaybettiği eşine yazdığı “ Hüzün” ve “Güneşin battığı yerde” isimli güfteleri ile bizi hüzünlendirip; kimi zaman “Eski şarkıları bıraktım” ya da “ Gece gözlüm” ile aşk yolculuğuna çıkartan; “ Hoş geldin” ile umutlandıran Cansın Erol, son yılların en başarılı şair ve güfte yazarıdır. Gecede Koro Şefi, Bestekar ve Ses Sanatçısı Gürsel Mercanlı’nın kurduğu Gülinaz Korosu da yer aldı. Birinci bölümde Koro ve Serkan Ekin, Zekiye Kuldaş, Ahmet Arslan,Mehtap Gürçay,Ümit Siyahoğlu, Harika Murteza şairin eserleri yorumladılar.İkinci bölümde de Gürsel Mercanlı Cansın Erol’un eserlerinden oluşan bir konser verdi. Programda, Cansın Erol, Türk Sanat Müziğine damgasını vurmuş eserlerinin hikayelerini ve Türk Müziğinin önemli ustaları ile anılarını da izleyiciler ile paylaştı. Udi ve bestekar Cahit Gözkan'ın Çiftehavuzlar'daki dergahında iki haftada bir cuma günleri yapılan müzikli toplantılara Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Semahat Özdenses, İnci Çayırlı, Cinuçen Tanrıkorur, Ferit Tan, Mualla Gökçay, Fahrettin Çimenli, Niyazi Sayın, Mithat Özyılmazel, Münip Utandı, Adnan Mungan... ve daha nice bestekar, ses ve saz üstatları katılırlar hep beraber müzikli sohbetler yapardık diye anlatan Cansın Erol, konuklar arasında bulunan Mithat Özyılmazer’i bir şiirini okuması için sahneye davet etti. Etkili sesi ve güzel yorumu ile izleyicilerin beğenisini kazanan Yılmazer, Cansın Erol’un gecesine gelmek için önemli bir konserini iptal ettiğini ve sanatçıya duyduğu hayranlık ve sevgiyi dile getirdi. Cansın Hanım'ın ilk bestelenen şiiri kürdilihicazkar makamındaki “Güneşin battığı yerde”, 1980 yılında Selahattin İçli tarafından bestelenmiş. Cansın Erol Salonda bulunan Pınar İçli’ye dönerek onların evinde geçirdiği müzik dolu günlerin güzelliğinden ve eşi Selahattin İçli’nin onun şiirlerini besteleyerek kendisine büyük katkıda bulunduğunu söyledi. Saadettin Kaynak Vecdi Bingöl ile, Selahattin Pınar da Mustafa Nafiz Irmak ile nasıl ayrılmaz ikililer oluşturmuşlarsa, Cansın Erol da Selahattin İçli'nin vazgeçemediği şairlerden biri olmuştur. Bu ikiliye ses sanatçısı olarak Ahmet Özhan'ı da mutlaka eklememiz gerekir, çünkü bu şarkıların çoğunu ilk defa onun sesinden dinledik, onun sesinden sevdik. Söz yazarı Cansın Erol, Bestekar Selahattin İçli ve Ses Sanatçısı Ahmet Özhan bir dönemin ayrılmaz üçlüsü olarak ünlenmişlerdi. Selahattin İçli - Cansın Erol birlikteliği Eurovision Şarkı Yarışması' nda da devam etti. Ayşegül Aldinç' in seslendirdiği 1980'li yıllara ait o güzel şarkılar... Heyecan (Günaydın Duygularımın Sabahı) / Merhaba Ümit Merhaba / Hasret (Bir yer olmalı, bir yol olmalı, bir can olmalı...) epey popülerdi. Cansın Erol'un şiirlerinden duygulanan ve onları notalarla şarkı haline dönüştüren tek bestekar Selahattin İçli değil... Semahat Özdenses, Rüştü Eriç, Ünal Ensari, Zeynettin Maraş, Erdinç Çelikkol, Sabri Süha Ansen, Bilge Özgen, Erdoğan Berker... gibi birçok bestekar, şairimizin şiirlerini bestelemişlerdir. İşte bunlardan biri, Erdoğan Berker' in hicaz şarkısı: “Seneler ne olur üstüme gelmeyin” olmuştur. Yaşam hikayesini kendisi şu kısaca şu şekilde özetledi; “1943 Sinop doğumluyum. Öğretmen olan anne ve babamın öğretmenliği dolayısıyla, çocukluğum ve tahsil hayatım Ankara; da geçti.1962 de gümrük bakanlığı müfettişi Vural E rol; la evlenerek İstanbul,a geldik.Eşimi maalesef 1978 yılında kaybettim.Canımdan çok sevdiğim üç evladım ve biricik torunum hayat kaynağım diyen Erol Çoçukluk anılarımı süsleyen ve belki de bu günlere gelmemde bilmeden etkileri olan iki kişi var Evimize sık,sık gelen rahmetli değerli şaiirimiz Orhan veli ve Nihal Atsız Kırk senedir müzik ve sanatın içindeyim Pr dr Selahaddin İçli tarafından 1980 senesinde bestelenen ilk şiirim Güneşin Battığı Yerde adlı eserdir.Aile dostum aziz bestekarımla ve sevgili eşiyle süren beste ve dostluk beraberliğimiz onu kaybedene kadar sürdü ve sürecek dedi. Hüzün-Sonbahar vurgunu-Gece gözlüm-Ne zaman başlar bilinmez-Cimri mi cimri müşterek eserlerimizden bir kaçı, 1983 de Heyecan isimli eserle eurovision şarkı yarışmasında derecemiz var diyen Erol ayrıca çok kıymetli bir çok bestekarımız da yüze yakın eserimi besteledi.Merhum sevgili Erdoğan Berkerin bestelediği Seneler Ne Olur Üstüme Gelmeyin şiirde bunlardan bir tanesi dedi. Geceye Adnan Mungan,Turhan Taşan gibi değerli müzik adamları katıldılar ve sanatçı hakkında anılarını izleyicilere anlattılar. Program sonunda Cansın Erol’a ve geceye destek veren Gülinaz Musiki Topluluğu ile Şefleri Gürsel Mercanlı’ya Teşekkür Plaketi sunan Nesibe Müsevitoğlu, değerli konukları ağırladığı “Anılar ve Müzik” programlarının bir belgesel olarak gelecek nesillere aktarılacağını ifade etti. 336 kez okundu Cansın Erol |
Kalbim
Yüreğim sanki kanatlı Hiç durmadan uçmak ister. Bedenimde zincirler var Her yanımdan tutmak ister.. Bir yanda deli denizler Bir yanda uzun dehlizler Bedenim sanki buz tutmuş Yüreğim hep çağlamak ister Yıllar geçti beden yorgun İçimdeki renkler solgun Yüreğim sanki çocuğun Hep güneşe bakmak ister Cansın Erol |
Kalem
Diksem ulu ağaç olurdu Dertlerimden küçük bir fideyi Büyür,büyür de dalları göğü bulurdu Sonra fırtınalara karşı koyan gövdesini, Feda ederdi zamanın kazmasına. Dalları paramparça Bir kalem olurdu elimde Derdimi anlatmaya Cansın Erol |
Kalp neyi özler
Bir sevda masalıdır maziden kalan. Yakmıyor eski ateşi,kalpteki közler, Hüznü bile yok edip harcıyor zaman, İnsan sevgiliden çok o aşkı özler. Göz göze söylenen aşk şarkıları, Fısıltılar,biter tatlı sözler, Yıllar acımasız çevirdikçe sayfaları, İnsan sevgiliden çok aşkını özler.. Ümit,heyecan solar duygular, Hasret ateşiyle yanarken gözler. Hayalle geçer savrulur zaman, İnsan sevgiliden çok o aşkı özler... Cansın Erol |
Kanadında sevgi yazan kuş
Kadın tek başına ormanda dolaşırken buldu onu.Yalnızlıklarını birbirine sarılarak unutan çalıların arasında.Boynu yeşil alacalı,küçük bir yavru kuş.Kanadının biri kırılmış,acıyla titreyerek ürkek öylece yatıyordu.Kadın görmese kimbilir hangi hayvana yem olacak ya da ölecekti. Kadın incitmekten korkarak,sıcacık avucuna aldı kuşu.Evi ormanın hemen dışındandaydı.Kütüklerden yapılmış tek katlı evi,sığınağı.Yıllar evvel anılarını,sevgilerini bohçalayıp geldiği yeni dünyası. Yalnız doğayla,yeşillerle paylaşılan başka bir yaşam.Ölmesin diye dualar okuyarak,evine getirdi kuşu.Kanadına kendi yaptığı ilaçları sürdü,sıkıca bağladı.İyileşmesi için günlerce uğraştı,sabırla bekledi.Serin bir bahar akşamı kadın güneşin ağaçların arasından veda edişini seyrederken, kuş uçarak geldi tam kalbinin üzerine kondu.Kadının kalbinin çırpınışları kuşunkiyle birbirine karıştı..Bir ateş topu oldu. Kadın kuşu hiç kafese koymadı. Özgür bıraktı.Evde bahçede dilediğince uçuyor,şarkılar söylüyor,yoruluncada sıcak avucunda ya da omuzunda uyukluyordu.En büyük eylencesi de ormandan yapraklar,çiçekler getirmekti.Küçük gagasıyla onları taşıyor kendince kadına armağanlar veriyordu.Bazen kadın yatağında,tırtıllar,böcekler bile buluyordu.. Kadın kendi seçtiği yalnızlığının,bu küçük varlıkla nasıl dolduğuna,renklendiğine şaşırıp,her geçen gün daha da bağlanıyordu ona. Zaman böylece aktı geçti.Kuş serpildi,büyüdü. Bir gün kadın kuşu avucuna aldı.Sevdi,okşadı.İyileşen kanadının üzerine,YÜREĞİNİN BOYASIYLA,kocaman SEVGİ sözcüğünü yazdı.'Artık gitme zamanın geldi.Bu evin bu ormanın dışında,kocaman bir dünya var.Seni alıkoyma bencilliğini yapamam.Git,gör,tanı öğren.Sevgi özgürlüktür.Sevgilerine sahip çıkmaktır.sevdiklerine değil..Eğer geri dönersen ben hep buradayım ve seni sevmekten asla vazgeçmem.Sen nasıl mutlu olursan ol bu benimde mutluluğum olur'. Kuş anladı.Aslında gitmeyi hiç istemiyordu.Kadının ona verdiği karşılıksız,özgür,güven dolu sevgiyi böylesine bulamayacağını hissediyordu.Ama onu dinledi.Kadının yaşlarla ıslanmış yanağına küçük gagasıyla bir öpücük kondurdu Kendisi için bilinmez bir dünyaya doğru uçup gitti.Kanadın da ki SEVGİ sözcüğü her kanat çırpışında,gökyüzünün sonsuz mavisiyle sanki dans ediyordu. Kadın yine de özlemle bekledi,bekledi.Onu özlüyor,arıyor ama pişmanlık duymuyordu.'Ben yaşadığımca yaşadım.Seçimimi kendim yaptım.Artık kavga,karmaşa dolu bir dünya istemiyorum.Kırgın ve yorgun gönlüm burada huzurlu. Ama o çok genç.Hayata yeni başlıyor.En azından seçme hakkı olabilmeli ve kendini yaşamalı. Sonra bir sabah,güneşin ilk ışıklarıyla aniden uyanıverdi Kuş pencerenin önündeydi.Camın arkasında bitkin,yorgun seven gözlerle öylece bakıyordu.Kadın sevinçle pencereye koştu kuşu avucuna aldı.İşte geri dönmüştü.Ama iyileştirdiği kanat iki yerinden kırılmış,sallanıyordu.YÜREĞİNİN BOYASIYLA yazdığı sevgi sözcüğünün yalnızca SEV hecesi duruyordu. Kadın hüzünle mutluluk gelgitlerinin arasında durmadan döndü, döndü diye tekrarlıyordu içinden Kırık kanadı iyileştirmek için çok uğraştı kadın.Ama kuş bir daha hiç uçamadı Olsun kuş çok mutluydu artık ölene kadar beraberlerdi. Kadın kuşun ondan ayrı geçen zamanda ne yaptığını hiç öğrenemedi. Kuş hiç bir yere gitmemişti günlerce ormanda beklemiş hep kadını gözlemişti.Sezgileriyle yaşadığı dünyanın dışındaki tehlikeleri biliyor Ve böylesine bir sevgiyi bulamıyacağını hissediyordu.Bekledi,bekledi,tıpkı kadın gibi.Sonra kadının penceresinin önündeki ağacın dallarına vura,vura kırdı kanadını.Tam da pencerenin önüne düşmüştü allahtan. Kadın asla bilmedi....Kuş hiç pişman olmadı.. Cansın Erol.. Cansın Erol |
Kanaryam
Şikayetin ne güzel kuş kafesinden, Beni serazat sanıp bilmem kıskanırmısın. Neden sitem dökülür o güzel ötüşünden, Benim gönlümde tutsak,farkı yok seninkinden.. Sende delice sevip,ayrılığı tattın mı? En güzel ümitleri yarıda bıraktın mı? Kalbin tutuşurken sustun mu,söyle bana. Sen ağlarken gülmeyi bilirmisin acaba... Kavuşmak hayal iken,gideni özlemeyi, En inandığın zaman aldattılar mı seni. Benim kafesim sanki farklı mı seninkinden, Şikayetin ne güzel kuş kafesinden Cansın Erol |
Kar
Kar(1) Ah benim elleri kınalı kuzum.Anası gibi bahtı karalım.Ne vardı bu kar kıyamette hastalanacak.Ağlama yavrum ne olur.Canın yanıyor biliyorum ama anan ne yapsın.Dışarda kar kıyamet.Sanki benim yüreğime yağıyor,simsiyah.. Ben de böyle bir havada doğmuşum.Anamı kasabaya zor yetiştirmişler.Az daha ikimizde ölüyormuşuz.Kör olası doktor zor kurtarmış.Çok lazımdı sanki. Bu beyazlığa tutsağız biz elleri kınalım.Hastalık bile bize haram.Canın acıyor biliyorum.Bu kar da sanki benim yüreğime yağıyor kor,kor.. Şimdi seni sararım,ellerimle dokuduğum kilime,babanla koyarız kızağa doğru kasabaya.Üç,dört saat şunun şurası.Çıkarız doktor amcaya hemen ilacını verir iyileşirsin kara gözlüm.Biraz daha dayan ne olursun, Giden iki bebemden sonra senin acına dayanamam gayri.Şu zalim kara yenik düşmeyelim artık tanrım... KAR(2) Dışarıda lapa lapa kar.Ne de güzel yağıyor ayol.Köşk sıcak ama,şömineyi de yaktırayım bir güzel.Buz gibi bir kadeh beyaz şarap oh ne keyif.Aman ne keyfi...İşkolik yaşlı anlayışsız bir koca. Varsa,yoksa iş,iş..Şimdi bizim kızlarla dağda olmak vardı.Burada köşke tıkıl kal.İsviçre de ne güzeldir şimdi kim bilir.Yeni kayak takımlarımlada ne hava atardım ama..Kıskançlığından benide yalnız göndermiyor. Bu hafta sonuda götürmesin ben yapacağımı bilirim ona.. Ayşe...çabuk vizonumu getir.Şöförede söyle arabayı hazırlasın.Çok sıkıldım vallahi,bari biraz alış veriş yapayım. Kar da inşallah hafta sonuna kadar yağar bende rahat,rahat bir kayak yaparım. KAR(3) İşte bu sonbaharda bitti.Tıpkı benim hayatım gibi Kış geldi işte.Neyse kısmette bu kışı da görmek varmış.Evden kar ne güzel görünüyor.ama dışarısı nasıl soğuktur kimbilir Hanım kahvemi getirsede içip yollara düşsem.O da iyice kocadı artık. Benim romatizmalarda bu soğukta iyice azmasa bari.Otobüsü çok beklermiyim acaba.Trafikte sıkışıktır şimdi Gençliğimde bu şehir ne kadar güzeldi.Böyle kalabalık yoktu.Herkes birbirine selam verir saygı gösterirdi.Tranvaylar,masmavi bir denizde süzülen vapurlar, gülen insanlar kar bile daha beyaz yağardı sanki...Ya şimdi Otuz beş sene memuriyet.Şimdi emekli olunca bu sobalı küçük evde geçiyor ömür.Olsun.Üç tane aslan gibi evlat yetişti Kimseye muhtaç olmadan bir memur maaşıyla. Hanımında gayreti olmasa olmazdı zaten..Arada bir takılsa da herkes köşeyi döndü bir sen beceremedin diye, boşver..Allah,devlete zeval vermesin.Evlatlarda kendi telaşelerinde zaten Bize ayıracak pek vakitleri olmuyor.Canları sağ olsun. Hanım senin kahveyi getireceğin yok Paltomu verde maaş kuyruğu iyice kalabalık olmadan,yola koyulayım. KAR(4) Anne,Anneciğim ne olur uyan artık.Dışarıda lapa,lapa kar yağıyor.Okullarda tatil.Ben kartopu oynamak istiyorum.Hadi anne çabuk..... KAR(5) Deprem bölgesin de kar yağışı ve soğuk devam ediyor.Kızılay battaniye ve çadır yolladı...... .. Cansın Erol |
Kar hanesi
Bir gün daha geçti seninle. Yazalım kar hanesine. Gidenleri hüzne yazdık, Kalanlar var hanesine. Sen benimsin,bende senin, Yaz gönlü yar hanesine. Bu dünya kimseye kalmaz, Sarılıp aşka sevgiye, Güzel gönülle varalım, Varalım hak hanesine Cansın Erol |
Kaya
Koca kaya haşmetin ne karşımda. Taş olduğun için mi gururlanırsın. Bir kalbin olsaydı sorardım sana, Gör yanımda nasıl da ufalırsın.. Seninde kanın,canın olsaydı, Gönlün aşkı,hasreti tatsaydı Sonra anlasaydın,bir kaya olduğunu Gör şimdiki halinden nasılda utanırsın.. Cansın Erol |
Kaybedişin yıdönümü
Bir yıldönümü daha sevgilim, Hiç eksilmedi ki özlemin. Bilmem sensiz kaçıncı bahar bu Sensiz bilmiyorsun zamanın durduğunu. Varlığın,sesin sevgin Hala baş köşede soframızdaki yerin Artık hasretteçekmiyorun, Çünki bir parçam oldun benim. Sen nasıl olsa bizimlesin Ya hayal sukutlarıyla kaybettiklerim.. Bazen düşünüyorum,sen daha mutlusun, Biz sana geleceğiz,sen bizden umutlusun. Bilmem kaçıncı yıldönümü bu Biliyormusun kalbimde zamanın durduğunu... Cansın Erol |
Kırıldı
Mehtap ne güzeldi o akşam. Deniz mehtaba vuruldu. Öperken bulut girdi araya, Deniz kırıldı. Sabah ne güzeldi Güneş yedi rengini verdi. Işık ışıktı her yer, Gölgeler girdi araya Güneş kırıldı. Ne güzeldi sevgiler. Aşk doluydu gönüller, Vefasızlık girdi araya, Kalp kırıldı. Kalbin içinde neler,neler Kırıldı sevgiler. Cansın Erol |
Kısa Dörtlükler
1-Sevgileri unutup para biriktirdiler Para etmeyen bir tahta kutuda Hiç sevgisiz gittiler 2-Dünya yuvarlak sıkı tutunun Ya razı olun altta kalmaya Ya da üstüne oturun 3-Ela gözler,siyah gözler, Yeşil gözler bahane Kalpten vurur ya aşkın ışığı İşte o göz şahane Cansın Erol |
Kızıyorum
Tutup sen gidiyorsun Verdiğim zamanlara yıllara kızıyorum. Seni unutturmuyor Geçmek bilmiyor diye günlere kızıyorum.. Sevip aldatan sensin Hala ağlatan sensin Ellere kızıyorum.. Sensiz gelen sabaha Yoksun diye bahara Hayata kızıyorum.. Keşke hiç sevmeseydim İnamasaydı kalbim Bütün kabahat benim Kendime kızıyorum.. Cansın Erol |
Kilit
Üstümüze kilit üstüne kilit Yılları savurup attık Benim gözlerim kör Senin dudakların mühür Boşuna ayrı yaşadık. Yılların ötesinde saçlar artık bembeyaz Büyüleri çözmeye,gönül yorgun zaman az Gözden gönüle bir yol eğer bulursak biraz İşte anahtar veriyorum Açacak tek kelime var Seni seviyorum Cansın Erol |
Kime ne
Gönül benim değil mi Seviyorum kime ne Seni koymuşsam eğer Yüreğimin yerine Beni üzsen darıltsan Yokluğunda ağlatsan Bin yılda ayrı kalsam Seviyorum kime ne Tanrı vermiş can benim Bana yeter hayalin Bir tek sen bil sevgilim Seviyorsam kime ne Cansın Erol |
Korku
Yaşam nedir ki, Bir avuç mutluluk, Acı ve hüzün... Bir de hatıralar. Ben korkmam ölümden, Sevgisizlikten korktuğum kadar... Cansın Er |
Köprü
Bir köprü kurmuşuz sevgiden Işığı gözlerimizden Halatı ellerimizden Sözle vurup yıkmak niye! Geçit vermez kayalardan, Yaşanmış hatıralardan Hepimiz başka zamandan Dostluğu güvenimizden Bağları yüreğimizden Sitemlerle kırmak niye! Henüz dostu anlamadan Sabırla aşkla bakmadan Daha yarı yola varmadan Geçip giden ömrümüzden Yorgun kırık gönlümüzden Bir köprü kurmuşuz sevgiden Böyle çabuk bıkmak niye Cansın Erol |
Kurtulamam
Bazen aynadaki gözlerimde hayalin Bazen özlem olur,kalbimi sıkar elin Bazen kadehimde yudumladığım hasret Bazen bir iç çekişte duyarım seni,hayret! Bazen rüzgarın nefesinde duyarım sesini Beni hep çağıran o seslenişi Bazen bir kuşun kanat vuruşunda nefesin Kokladığım bütün çiçekler sanki sensin Bazen hırçın dalgalar da seni bulurum, Gecenin koynunda sensin diye uyurum Bazen kaçmak isterim,kurtulmak senden Dönerim kendime,seni bulurum yeniden. Cansın Erol |
Kuru çiçek
Bir gül yaprağı düştü,sayfalar arasından, Pembe rengi..solmuş,kurumuş, Kimbilir hangi anıdan kaldı, Hangi eller dokunmuş. Belki de bir genç erkek sevdiği kıza verdi Bu gül de aşkım gibi,sakla senindir dedi. Belki bir küçük çocuk, Minicik elleriyle en duru sevgisiyle, Vermiştir annesine.. Ya da ayrılırken,iki sevgili, Düştü bir tren penceresinden.. Belki de son yolculuğun, O veda çelenginden. Bir gül yaprağı düştü,sayfalar arasından, Kimbilir hangi günün,sonsuz hatırasından Cansın Erol |
Kutlu olsun
Armağan verilen ömrünün Geleceğinin,dününün Kıymetini bu gününün Biliyorsan sen mutlusun Doğum günün kutlu olsun Bir dost omuzda yatmışsan Bir kaç yarayı sarmışsan Hele sevgiyi tatmışsan Yaşadığınca mutlusun Doğum günün kutlu olsun Bir göz seni görüyorsa Bir kalp senle çarpıyorsa Biri seni anlıyorsa İnanki sen çok mutlusun Doğum günün kutlu olsun Yaşamın dört mevsimini Sunulan aşk iksirini Bir de insan sevgisini Tadıyorsan çok mutlusun Doğum günün kutlu olsun Cansın Erol |
Martılar
Martılar düşerse yolunuz,yar kıyısına. Ona sevgi,selamımı söyleyin, Hasret canıma çoktan yetti ya, Ne olur yine de belli etmeyin. Bıraktığı yar eski yar değil. Bilmesin artık bahtiyar değil. Rüzgarlarım eser deli,deli Acıdır sitemim söylemeyin,kırar kalbini Martılar düşerse yolunuz yar kıyısına, Ona sonsuz selamımı söyleyin. Sitemim hasretim içimde kalsın, Onu hala sevdiğimi söyleyin Cansın Erol |
Mektup
Bak yine yaz geldi bir tanem. Bizim bahardan bile hayır yok, Erguvanlar açmış,akasyalar şen Bizim gönül bahçesinde,gülden haber yok Kuşlar havada,neş'eli,şakrak Sema bir mavi ki delice berrak Sabahlar uzamış,******* ırak Bizim gönül bahçesin de günden haber yok Eski yazlar sanki daha güzeldi Ne bahar hüzündü ne kış üzerdi Sen gideli dallar bükülüverdi Bizim gönül bahçeside senden haber yok Cansın Erol |
Merhaba ümit
Merhaba ümit,merhaba, Tam kesmişken umudu, Arkadaşken ağlamak Ne güzel bir anda sana rastlamak Yar gideli yıllar olmuştu Kalbim sevmeyi çoktan unutmuştu Eski vefa yok diyordum dostlarda, Sana rastladım çıkmaz sokakta Merhaba ümit,merhaba. , Yeni bir güneşle bitti karanlık Kuşlar sevda ufkuna uçuyor artık Seninle beraber rastladım aşka Merhaba ümit merhaba Cansın Erol |
Merhabam sensin
Merhabam sensin dünyayla. Selam, sabah gözlerinde, Günaydınım sözlerin de, Merhabam sensin dünyayla. Sensiz ümitler kaybolur, Ne bağım,bahçem var olur, Ne bir başkası yar olur, Merhabam sensin dünyayla. Sensin bahar diye gelen, Bana hayatı sevdiren, Sana asla veda etmem, Merhabam sensin dünyayla. Cansın Erol |
Merhaban değilmiydim
Ben senin merhaban değilmiydim. Sen hüzünlü dünyamın gün aydını, Ben senin gönlünün bütünü,ışığı, Sen değilmiydin yarim arkadaşım, Sevginin damağımdaki tadı. Biz bir büyündük yarımların arasında, Sonbaharda yaz güneşi yarattık. Şimdisuskun şarkılar,sözler kırgın. Sen ve ben bir kuru vedaya kaldık... Ben senin merhaban değilmiydim Sen hüzünlü sabahlarımın günaydını.... Cansın Erol |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:19 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.