![]() |
Hiç Korkmadım Aşktan
Hiç korkmadım aşktan.. Acıya acıya bazen yürüdüm üstüne.. Kanadı bazen her yanım.. Korkmadım.. Neler tükettim.. Yada kaç gece uykusuz kaldım.. Kurudu bazen ağlamaktan gözlerim.. Yine de değer aşka dedim.. Hataysa hata.. Yaptığıma pişman olmadım.. Keşkelerimin gölgesinde olmaktansa içim ferah arkamı döndüm.. Kazanmayı da kaybetmeyi de çoktan öğrendim Sevda masalları yazacak sözler biriktirdim.. Ve sana öyle büyük bir şey vaat ettim ki, göremedin.. Bunun adı sevmekse ben seni sevdim.. Geç kalınmış değildir çünkü hiçbir duygu eğer deyiyorsa içindeki bir yere.. Sen benim sevda yerimdeydin.. Saatlerce kurulan cümlelerden anladıkların aslında anlayamadıklarının onda biri.. Anlamaya şans vermedin.. Oysa ben seni anladığını sandığım yerden sevmiştim.. |
Hissedilenler İki Kişilik
Bir yer bul şimdi yüreğine sığınacak, her durumda minnettar olup kabul edecek. Gitmek değil çünkü mesele, aslolan mücadele. Görmedikleri ve söylenmeyen ötekilere, hissedilenler var iki kişilik, korkular alıkoyarken mücadele edebilmek mesele; kaldım o yüzden, yanındayım. Ellerimde sevdadan yapılmış kelepçelerle, senden başlayıp sana biten günlerde, kolay değil sandıklarımla mücadele güven duygusuyla kolaylaşıyor. Önce hayata sonra gözlerine güvendim ben, savurgan sözlerden uzak zamanın sınavlarını geçmeye çalışırken. Bir tek içimdeki his tutuyor beni, endişelenmedim hiç gidersin diye. İstersen sığınacak yeni yürekler bul kendine, savur sevdamı, incit sözlerinle. Açılmayan telefonlar değil sadece, çabalarına ekle kendini de, kırarken acıyan gözlerini de ekle benim yüreğime. Beraberiz çünkü aynı oyunda belki de aynı rolde, tek beden ve tek kalp var replikte. Kaçmayı iş edindin de üzülmeden zor sevdayı anlaman. Şimdi sadece izliyorum uzaktan, yokluğu fark ettiğin yerdeyim, üzülme bırakmam. Savrulurum, incinirim yine de başlarım her yeni güne varlığına minnetle. |
Hoş geldim
Düşüm müydün yoksa düşüncem mi Şimdi hangisinden vazgeçmeli Attığım adımın ardından diğerini getirmeli Sözümü kalp duvarlarında çınlattıkça Gerçeklikte duyduğum ayaklarımın sesi Bitmeyen yolculuk sendin oysa içimdeki Şimdi yollardan mı vazgeçmeli Sessizliğimde bağırıyor duyguya dair şeyler Ayrıt edebilmek için suskunum Duyduklarım kendimle hesaplaşmalarım Masalsı bir son yazıp inanç mı pekiştirmeli Sır saklayamıyor ki gözlerimin içi Aksime düşen sensin mazlum bir gülümseme gibi Şimdi gülüşümden mi vazgeçmeli İronik bir tanımlama mısın yoksa, tutku mu Şimdi düşünüyorum da aşkı temize çekmeli Belki vazgeçmeden yeni anlamlar yüklemeli Yeni bir gizli özne türetmeli belki de üçüncü tekilden Başka bir biliş geliştirmeli düşlemlerden geçen Sen dediğim aşkın en taze hali, erguvanlar gibi Şimdi bahardan mı vazgeçmeli Olağandışı yaşamları olağan yaptığımı sandım Aşk üzerine senden yansıtmalar kattım Kim bilir belki bitmiş bir sevdanın emanetçisiydim Paramparça başlangıçlardayım sandım Gerçektin sonuna kadar aslında da Ben gerçeğine peri tozları katıp gözlerimi kamaştırdım Nerde vazgeçtim nerde sevdalıydım karıştırdım Şimdi bakıyorum da aynadan yansıyan yüzüme Erguvan zamanında güzelleşen İstanbul gibi Kendimi karşılıyorum kollarımı açtım Hoş geldim… |
Hoşçakal İlkgözağrım
Nerde bıraktım seni sevmeyi Yaz ateşine yakın gelirsin sanmıştım geri Geldin, yanılmadım Ben yoktum ama açmadım kapıyı Serin bir rüzgar tadında şimdi aşk, yeni Sen gibi değil hiçbir düzlemi Sana dair ama yüzleştirmeleri Baktıkça acıyor içim geçmişin aynasına Bunca üzüntüyü nasıl taşımışım ben tek başıma Yarılmadan çıkmaya çalışıyorum düştüğüm kuyudan Şimdilerde yakınım hayatın ışığına Aşk mıydı yoksa can suyumu bitiren bir şey miydi Neydi yaşadığımız söylesene Oyalandım durdum bunca sene bak, başa döndük Yürek yanığı sözlerin özlemle birlikte canımı yaktı derken Gerçeğin, ah yazık ki yanılan benim, aynı Anlamadım ama hala olamayışımızın sebebini Seni sevdiğimi söylemenin bin bir yolunu bulduğum zamanlarda Sözlerimin üstüne söz koyup bekle dediğin zamanlarda ya da En yakına gel, hani çalan şarkılarda gözyaşıydık ya Anlamadım nasıl bir aşktı bizi baştan aşağı değiştiren Nasıl bir vicdan hesabı yaptın da bana çizik attın hiç düşünmeden Şimdi almam seni tabii ki hayatıma Çok şey değişiyor fark ediyorsun Sitemli sözlerin, gece yarısı seslerinin faydası yok Sonsuz bir kalışa eş gidişimleyim, yalnızlığımda da yoksun Seni sevmediğimi hiç söylemedim, giderken bile Hediyem olsun sana yüreğim, sakla Ben yeniden yaratırım aşkı ardından kalan varlığımla Hoşça kal ilkgözağrım Biliyorum hiç bu kadar açık veda yazmadım Hoşça kal sevdalım Ardından kalmadı akacak gözyaşım Bunca yılı üst üste koyup dökümünü yaparken içim rahat Ben aşka ve sana verdiğim söze sonuna kadar sadık kaldım Hoşça kal canım Hesabını tanrıya bıraktım |
Ilık Geceye İki Kelimem Var
Saat dokuz kırk beş. Akşamın ortası. Ezan okunuyor. Mevsim yaz ya ondan aydınlık sayılır daha ortalık. Gece kıyafetini giymedi gökyüzü henüz. Sersemletici bir günün sonunda evimdeyim. Aklımdan senler, benler, yaşanmış bir sürü detay geçiyor. Dün geceyi uykusuz ama sabaha karşı huzurlu bir dalmayla tamamlayınca gözlerimin acısı zorladı biraz. Ama bak sonunda günü bitirmeye yakınım. Elimde eriklerim tabak dolusu. Katur kutur yemeye çalışırken gülümsetiyor sesi. Birazdan arkadaşımın nazik davetini kabul ederek yemeğe gideceğim. Ondan bastırsın diye midemi eriklere sığındım. Aslında esas istediğim yalnızlığımdan oluşturduğum kafesimde seninle olmak. Seni düşünmek. Yazdıklarını tekrar tekrar okumak, gülümsemek, ağlamak vesaire vesaire işte. Çokça zaman oldu mektuplar yazmayalı sana. Kitabımın keyfini sürerken senle konuşmalarımı yok ettim. İçimdekileri dökemedim yazıya. Haksız bir kavga içimdeki dalları kırınca uzaklaştım kalemden kağıttan. Şimdi hüzne yakın oluşum oturttu beni sözcüklerin başına. Gözlerim dolu. Ağlamak gülmek kadar keyifli. Seni yazıyorum yine en derin duyguların arasında kaybolurcasına. Bir çocuğun başını okşamak gibi bazen seni sevmek, merhametli. Alıngan bir anda ayağıma basan birine haksız yere bağırmak bazen seni sevmek, hırçın. Özlemin aklı baştan çıkardığı bir gecede tene su serpmek gibi seni sevmek, arzulu. Seni sevmek tanrıya yakın olmak gibi sevdiğim, koşulsuz. Sadece vermek sevgiye dair şeyleri, sonsuz. Bazen rutin, bazen değişik ama her haliyle güzel seni sevmek. Bir köşe başı bize dair, bir kuru buket, bir şarkı, bir an, bir bakış, bir söz seni sevmek, bir kenti baştan başa sanki yeniden inşa etmek. Haziran oldu takvimler bak. En son mayısın on dokuzu civarında kalmışız biz. Söylenen sözler uykusuz *******in kapı bekçisi olmuş, seni sevenlerin tesellisi az biraz iyi gelmiş ama sen geldikten sonra esas kapanmış yara. Beni kırdığın sebeplerle yüzleşmen ve yetişkin bir tutum içinde anlattığın yüreğine şükranım var. Es verdim yazmaya, gittim geldim. Lezzetli yemeklere eşlik eden kahkahalı bir sohbetle sana dair cümleleri içimden geçirdim. Eskiden olsa konu sana gelirdi canım. Oysa şimdi herkes sınırını biliyor paylaşımda. Yaraları alırken dostluklara da mal oldu geçmiş zaman. Neyse ben yine sana yakın, dış dünyaya uzak olduğum yere döndüm. Nerde kalmıştık canım, şükranımda. Gördüm ki bunca yaşananlardan ve geçen yıldan sonra deneyimlediklerimiz içselleşmeden hatalar bitmiyor. Hata yaparak bu noktaya geldi bu aşk. Her hata bizi bir adım ileri götürdü. Acıttı da. Şimdi öyle bir noktadayız ki her şey bitti. Sıfırlandı kronometre. Hayatımıza koşuyoruz, koşulsuz ve sonsuz bir aşk ile. Uyku mahmuru gözlerim senli rüyalara yakın, hadi bitsin yazı duaya geç diyor. Sensiz geçen her saniye özlemli, sana dair dilekler sıralıyor. Hayat bugün de yenisine hazırlanmak için bitiyor. Yarın, yeni güne yeni bir renkle kanat çırpan kelebek gibi bizi bekliyor. Canımsın. Hayatımın hem gülüşüsün hem de gözyaşımsın. Aklımdasın. Yanımdasın. Nefes alışım, alınyazımsın. En çok da; iyi ki varsın. Ilık geceye iki kelimem var; seni seviyorum. Rüzgar kulağına fısıldasın. Sözüm var aldığım nefes bitse de sürer; bir ömür sevdalımsın. |
İçim Ağlar Ben Ağlayamam
Günün en kuytu saatleridir gündönümünden sonrakiler. Gece; sessizlikle ve karanlıkla kol koladır. Yalnızlığın boğazına yapıştığı olur. Yastık yorgan düşmandır sanki ve bölük uykularda sorgulanır yapılan yanlışlar. Regresif bir tutumla sığındığın yatağın savunmasız bıraktığı ortadadır. İnadına kapatırsın gözlerini, acır göz kapakların. Uyur uyanık bir halde geceye isyankarsın. Düşünceler ve düşlemler birbirine girmiş, yaşanmış zamanlar tekrarlarken her seferinde yeni senaryolarla oynanır. Her şey tamam olduğunda tek boşluk aşk kalır. Aşk..artık sözlük anlamını bile kavrayamadığındır. Aşk..bunca biriktirilenlerden sonra kalan ağırlıktır. Doğruların değişiyor ve aşka yakın olmaktan korkarken, nesne ilişkilerini öfkeyle sorguladığındır. İnpulsif çıkışlar yerini dinginliğe bıraktığında, gözlerimiz değince oluşan parıltıdır aşk belki şimdilerde. Sana dair yürekten geçenler, korkular tarafından alı konulduğunda, günler takvim yapraklarından düşerken ve biriken duygular bir arpa boyu yol gidemeyişle yüzleştirdiğinde, harekete geçmeli diyendir belki de aşk demeye çalıştığım. Her neyse yaşanan, şimdi fark ediyorum ki hayatın gerisinde bırakıyor. Onca şey olmasına rağmen birlikte yarattığımız, baksan yıllar geçmiş algısı uyandıran aslında koca bir yokluktan ibaret. Sevmeye çabaladığım şeyler boşlukta asılı duruyor. Ötekinden emin olmak ve her baktığında bulmak sanırım özelliği yok eden. Kıymet bilmek uzaklık ve kayıpla başlıyor. Şimdi sana dair her söylemim noktalı virgülle kesilmiş. Bağlaçlarımdan sonraki anlamlar aynı. Bitirebilmek için başlamış olmak lazım sevgili. Öyle bir yerde duruyorum ki şimdi; Arzularımla çatışarak gideceğim yada küçük harflerle sessizlikte bekleyeceğim. İlişkiler mesafelerle sınanır bilir misin? Yaşadığımızı sandığımız şeyin gerçekliği şimdi uzaklıkla sınanmada Kalırsan; zamanın tuzaklarına rağmen, sağlam attığımız temellere yeni duygular eklenir. Gidersen; göz yaşlarımı görmediğin için üzülme İçim ağlar, ben ağlayamam yitirilenlere.. |
İçimden Düşüyorsun Sen
Ne var biliyor musun sevgilim? Ben elimi korkak tutuyorsam sana yazacağım üç beş kelimeye, Yada iki ileri bir geri hevesimi kursağımda bırakmaya yüz tutmuş çalmalara gebeysem; İçimden düşüyorsun sen. Heyecanıma eşlik eden çocuksu gülümsememden gözlerini arayan yanımı saklamaya çalışıyorsam, Önemsediğine dair şeylerin aksini iddia eden tutumların zorluyordur beni. Kaldığım yalnızlıklardan dalgın bakışlarla çıkmayı iş edindiğim şu günlerde, sana ait bir şey arıyorum kendimde, bulamıyorum. Yeni mevsimde alt üst edilmiş toprak gibi içim, hava alıyorum da içime çektiğim sen değilsin. Düşüyorsun tutamıyorum, Düşüyorsun bari sen tutun aşk yanıma diyorum. Arıyorum, Her şeye rağmen diyorum, Boşlukta uğuldayan tiz bir sese kalıyorum Ve.. İçimden düşüyorsun sevgilim, engel olamıyorum. |
İçsel Bir Konuşma
Büyüdüğümü en çok anladığım zamanlar hep canımın acıdığı çıkmazlar oldu Acıya yaklaştıkça öğrendim Deneyimler biriktirdim Hayatı anlamaya çalışıp metaforik cümleler kurarken, belki hayran bıraktım kendimi karşımdakilere Ya ben? Hayran mıydım gerçekten içimdekine? Hissedilenle davranılan aynı olmadığında defanslarla korunmaya çalışırken, tüm silahlarla savunmasız bırakıp saldırmak hayranlık mıydı? Ben mi seçtim hep imkansız olanları ya da gerçekten onlar mıydı seçimleri yapan? Hep aynı oyunu oynayıp, hep aynı sonu yaşarken; niye sorusuydu her bitişte bekleyen Ve korkak oynamaya alıştım. Fark ettim ki aslında seçimleri hep ben yaptım.. Çünkü gücü elde tutmaktı aslolan Ve güç seçmekti Seçerken eksikliğin üstüne gidip, kendini bir başkasının boşluğunda var etmekti Oysa dert sadece aşktı.. Cesurdu aslında yürek.. Aşkı ve ilişkiyi var edecek anlamları iyi bilirdi.. Ama değerli ve önemlinin birbirine karıştığı zamanlarda, nereye kadar çaba harcamalıydı? Ya da ne almalıydı? Sadece söylenen sevda sözlerimiydi etkileyen Ya da birinin hayatının anlamı olmak mıydı cezbeden Hırçın.. Acımasız.. Hatta duygusuz.. İşte duruş buydu korktuğu zamanlarda, Şimdi değişti Aynı dünyada ama ayrı gerçeklerle var olan bir karşılaşmadasın şimdi Çatallı bir yol, ortasındasın Üstelik sadece inançla çıktın yola İnanmak istediğin sadece gözlerin derinindeki aşk; Ama nesnellik o kadar güçlü ki özneye ulaşmak için çok zaman gerek Zaman Yine ezberim dediğin noktaya dönüşün farkındaysan Zaman En temel sorunsalın Aslında bu sefer karşılıklı bir seçim görünürdeki Bu sefer ikilemlerle değil gerçeklerle varsın Hem çok güçlü hem de o kadar güçsüzsün Ve şimdi; Varoluşsal bakmak yüreğe su serpmek gibi Çünkü şimdi ve buradasın Hissedilen haz Özlemi tatmadasın Belki tanrıya bırakarak, kadere inanmalı ve misyonunu tamamlamalısın |
İki Satır Yaz Bana
iki satır yaz bana ___içinden ne geçiyorsa kelime olsun bir söz söyle olmadı ___aklıma düşsün gecenin körü yangın çıkart şehirde ___siren sesi olmasın, duman çıkmasın çiğ tanesi ol seherde ___ılık halinle düş tenime iki satır dedim de üç yap sonra ___uzat cümle olsun şöyle bol virgüllü noktalama kullanma başka ___aşk değil de sade sen olsun içinde bir şeker çal benim için bakkaldan ___çocukluğum gülümsesin sana kabart denizi vapurların altından ___martı çığlığı korkuma düşsün satırdan geçtim paragrafım ol ___hep uzasın gelişmesi giriş kıskansın kompozisyon yazmayalı yıl oldu ___öğrencim ol ben aşk öğretirim sana kalem tutmaya başladın ya ___acı katalım biraz o yazdırır başa dön sonra iki satır yaz yine ___seviyorum seni de noktala |
İle Bir Bağlaç Aramızda
Normal dışı bir yaşantıyı normalize etme çabası mı benimki? Ayrıntılara takılınca dağılıyor insan, bir adım öteye gidemiyor saplanıp kaldığı bataklıktan. Bataklık.. İçine çekiyor sürekli, tutunabilecek bir şey yok; bırakmalı. Dipte ne var bilmek uğruna anormal tutumlara normal savunmalar bazen yetmiyor. Gerçeklikten kopuş oluyor sanki o noktada. Ne ki gerçek? Dezorganize bir aşk değil mi bu? Kendinle hesabında bile içerdesin, kimin kazanacağı belli mi? Aşk kazanacak. Hadi canım.. Neye göre? Yaşantıları kar saydığında üzüntüde artı bir, cepte. Ya yaşanamayanlar, sahip olunamayanlar.. Sabır gerek deme. Gerek ama. Sonu olmayan soyut bir tutunuş, sabır nerde sınanır ki? Nedir sevmek? Kendinden çıkan ve ötekinde kendi yansıman. Hadi orda sübjektifsin, ya üçüncü çoğul şahısların gözle gördükleri, orda objektif değil mi aşk veya sevgili? Öyle.. Söyleyemediklerini anlıyorsun da, ya söyledikleri? Onları duyduğunda nereye oturuyor içindeki aşk-ı hüma’da? Tekil bir yaşantıda hayalini kurduğun, elini tutup sıkı sıkı sarıldığın, bir var bir yok, ne olduğunu, ne duyumsadığını bilemeyen, sözde sevdalı ama sevdayı dürtüyle karıştıran bir aşk nesnesine sahipken, tutunma çaban sadece kendi farkındalığın ve hislerinken, üstelik bunları çarpı iki yapmayı güç bela becerirken aşkı aşkça yaşıyor musun? Sor kendine ne istedin de yüreğin doyumda? Hazzı tattıran, ağza bir parmak balla suskunluğa bırakan sevgili mi karşındaki? Doğrular ve yanlışlar paralel çoğu kez, hayat eşit şartlar sunuyor birlikteliğe. Her zorlanma elbette bir adım öteye götürüyor. Görmezden gelme, kazdığın kuyunun aleti iğne. Nerdesin şimdi, ya sabır dediğin yerde. Aşksın.. Aşıksın.. Zaten aşık olamamak sorun değil ki. Eksik yanında kalmadı, ruhunun diğer yarısı sevgilin varlığıyla tamamlandı, tamsın. Peki sevgilinin yarımlığını tolere etmeye ne kadar varsın? İle bir bağlaç, ikimizin arasında. Hep gözlerin içinde duruyor ve durdukça da yazık ki sevda sözleri deli ediciliğiyle savruluyor. Dudaktan kalbe, hissedilenler iki kişilikse nasıl git dersin ki kendine. Zaten de gitme. Sen varsan, yüreğin ve güvenin sonsuz bir sadakat sunduğu ölçüde sevgili var. Zaten gitme. Süreçler gösterir gidilecek zaman yolun sonunu. O yerde belki tek, belki yine ile bağlacıyla birlikte, kibar ama çaresiz bir veda durur kapıda. Senden geçiyorsa aşk, köprüler kurmaya devam sevgilinin uğruna. Daha sağlam, olmadı daha da. Sonra her şey sıcak bir gülümsemeyle tam. Korkum; dilim varmaz söylemeye, kalmazsa verecek, yetecek sen. Korksun sevgili o zaman. Bitkin ve pişman, söylenecek söz, aşk olsun. Olsun. Senle yada sensiz, hayat sadece aşk olsun. Tut tutabildiğin kadar gözlerinin bebeğini aşkla, ekle sabrı da, yollar uzun. Bir hayata ne sığar ki daha. Belki yarın yokuz, belki yarından sonra. Hayat, kozasından çıkmış bir kelebeğin yaşantısı kadar, her yeni güne yeni kanat çırpışıyla. Elde his var, kıymeti bilecek soyut bir his ve dilimdeki yansıman; sevgilim. Kim bilir ömür senle ne kadar bahşedilmiş. Yine zaman, yine kader karmaşan. Hayırlısı diyelim, dile pelesenk oldu ya zaman. Kalemden kağıda sinen mürekkep kokusunda, döndüm şu ana ve varlığına şükranla. İle bir bağlaç ikimizin arasında, ekleriz öyleyse bize dair her cümleye. Yaşadığımız ölçüde, sorular ve sorgulara rağmen realiteyi yok saydım yada kendi realitemize inandım. İlahi adalet yolun sonu ne de olsa. Şimdide varım ve sende varsın. Ötesini boş ver, ötesi varlığımız kadardır. |
İlkgözağrımsın
Sende kaldım, durdu zaman.. Bir aşk büyütüyorum zamanın arta kalanlarından.. Sevdalandığımsın sen, düşe kalka ve korkak.. Bağlandığımsın sen, sessiz sessiz ağlayarak.. Durdu zaman, yanılmadığım hislerin eşlik ettiği bir dansla.. Sığdıramadığımsın sen, ne yüreğime ne gözlerime.. Taşıyorsun içimden, akıyorsun derinlere.. Sevmelere doyamadığımsın yalnızlığımda bile.. İkilemlerden çıkıp yakın, uzak yaşanmışlık yaratmaya çalıştığımsın.. Birazda güçlü yanımda oluşan bir sensin.. Dolunayın şahit olduğu *******de, fonda sezenle.. Eşlik et yazgıma hadi, sıcacık gülümsemenle.. Dağıt, sonra toplayalım aşkı birlikte.. Ve kal sevgili bir hayat, gitme.. Değer mi? Değer hüzne yakın olacaksan bile.. Değer yıllarımı anlamlı kıldığın yerde de.. Sevda sözlerimsin sen durdurduğum zaman içinde.. Tuttum ellerinden, bırakmam. İlkgözağrımsın sen.. Sadece kal benimle.. |
İnci Tanemsin Benim
Geceye vurgun Denize tutkun Yakamoza aşiyan Yıldızdan gün sayan Farkındalıktır aşk Gözlerimin içindekini anlayan Durgunluğumun adısın Akdeniz’in tuzu Çocukluğumun ortağı Geçmiş aşkların burukluğu Fesleğen kokusunun dağıttığı Düşüyorsun gözlerimden uyku arası Dalga sesini dinlediğim balkon Baktığım yer kare kare Dünden bugüne say çok zaman Yaşanmışlık yalnız adı Olmadığın zamanlardı da Hepsi sana hazırladı Eski dostlar etrafta Sohbet bitmiyor da Es’im ufukta sana Meltem döndürür an’a Değiştin sen dediler Değişimim aşktan Aşka eklediğim sensin ama Özlemleri susturdum bugün Duayı yıldıza sattım Ayağımı sıcak kumsala uzattım Denize çakıl taşları kaydırdım Sonra şöyle bir baktım ardıma Neler yüklemişim sırtıma Çocukluk aşkıyla üç beş sohbet yaptım Senin kadar sevmemişim anladım Üşüdüm ağustos sonu deniz şehrimde Sırtımda şalım Elimde sıcak çay bardağım Konuşmalar havada uçuşur Aklım yine de sana kaçar arada Sayarım dönüşe yakın günleri Eklerim şükranımı tanrıya sözümde Sevgilim gün gelir birlikte izleriz belki ayın şavkını Sırtımızda izi kalır kumların Elimizde aşk,sonsuz İnci tanemsin benim Midye kabukların yüreğim |
İstanbul Hoyrat Bu Gece
İstanbul hoyrat bu gece. Sert esiyor rüzgar, soğuk. Karanlığa bakıyorum penceremden, yağmurun sesini dinliyorum ve cama vuruşunu. Aklımda sen varsın. Gülümsemen ve mavi gözlerin. Birkaç saat önce duyduğum sesin dolanıyor sanki etrafımda. Keşke gelseydin diyorum yada erken arasaydım yakalar mıydım? Neyse, uzatmanın anlamı yok. Galiba tanrı istemeden yakın olunmuyor. Bugün uzaklık vardı aramızda farkındasındır. Uzaktı gözlerim, gözlerine değmemek için. Sana yazdıklarımdan sonra duygularını ifade etmeyişine içerledim galiba. Tepkisiz kalıyor olman şaşırttı. Cümleler kaçtı sanki bir araya gelince korkudan. Biliyorum aslında söylenecekler bunlar değil. Sonra düşündüm de, daha ne demeliyim ki. Bu varıp varılabilecek son durak gibi. Ötesi yok. Yani bende gidilecek yön kalmadı, gösterecek sensin bundan sonrasını. Aklında mıyım bilmem ki. Yüreğine yada zihnine düşüyor muyum olmadık vakitlerde? Aynı gökyüzünü seyrederken karanlıklarda, senin de yüreğin üşüyor mu bensizlikten? Üşüyorum canım ben ve sensiz tutunamıyorum hiçbir şeye. İyiyim aslında eskiye kıyasla. Kendime olan saygımdan, hayata daha bir sıkı tutunuyorum. Güçlü durmalıyım, yoksa ben olmuyorum. Yine de ne yaparsam yapayım, seni yok edemiyorum. Aynı şarkı dinlediğim. Okuduklarım hep bize dair şeyler ve sana yazdıklarımı tekrarlıyorum sürekli. Uyuyacağım birazdan, yarın yeni bir gün. Kafamı yastığıma koyduğumda önce sen geleceksin rüyalarıma. Bize edeceğim en güzel dualarımı, ama öncesinde sana. Sensizim ama uykularımda olacaksın benimle, rüyalarımda kal. Mutlu başlayacağım güne. Seni göreceğim her gün zaten mutludur ve lütuftur yüreğime. Canım; yine de içimin burukluğunu yok edemiyorum bir türlü. Olur olmadık yerde gözüm sulanıyor. Sesini duymayı istiyorum zamansız. Aklıma düşmeye gör, nasıl dayanılır yokluğuna sonra. Duyarsızlaşıyorsun bazen, meraksız tavrın karşısında kızdığım oluyor. Yine de tepki veremiyorum sana. Hayatımda kal istediğimden uzaklıkta huzur arıyorum. Bildiklerini tekrarlamaya niyetim yok. Yakın olmak uzak durmaktan geçiyor galiba. Dinginleştiğimiz vakit bıraktığımız yerde buluruz belki birbirimizi. Uyudun mu canım? Yağmurun hoyratlığı içini ürpertiyor mu senin de? İstanbul hırçın bir aşık gibi bu gece. Savuruyor kendini. Kafanı yastığına koyup kendinle kaldığında, sana yazdıklarımı bir düşün. Beni bir düşün ve şarkımızı dinle. Geçirilmiş ve paylaşılacak günlerimizi hatırla. Bak seni düşünüyorum ben de bu saatte. Fırtınalı gökyüzünde bir yıldız arıyorum dilek tutabileyim diye. Sana mutluluklar yaratabileyim diye şans istiyorum ilahi adaletten. Canım; iyi bak yüreğine, iyi bak o masmavi düşlerimize. Özlemlerimi biriktiriyorum sana bu gece de. Yarın yeni bir gün dedim ya, zihninde varımdır belki hala. Anladığın yerde beklerim seni, yeter ki gör nasıl sevdiğimi. Canım; şimdi uyu ve *******de kaybol. Yarında varım ben, ve sen. Biliyorum artık sen yoksan ne yoktur. Ve biliyorum artık, yüreğimde senden ötesi yokluktur.. |
İsyanım Var Sana
Ne yaptım ben sana yüreğimi açmaktan başka. Tanrıya şükredip kabul etmekten başka ne yaptım da gözümdeki yaşlarla bıraktın beni. Hani emek ve aşkla bir sevda yaratmaya çalışıyorduk biz. Hani hissedilenler karşılıklıydı. Değişmedi belki hiçbir şey biliyorum ama söyle nasıl davranmalıyım. Kırgınlığımı tolere edemiyorum. Aklından geçenleri ve niyetini bilsem de şimdi savunamıyorum seni yüreğime. Sessiz kalmaktan başka yapacak ne var. Her söz sana dair zihnimde ve biliyorsun sen kelime kelime. Seni sevmekten öte yol yok önümde. Şimdi heyecanımı yitirttin. Gücüm tükendi sanki sensizliğimde. Mücadeleye takatim yok. Özrün var mı kırgınlığıma. Hadi varsa azıcık sevdalı yüreğin ses ver doğum günüm hatırına. Değersizleştirmeye ve korkudan kaçmaya çalıştığın aşk bu sefer duramıyor karşında. Bu sefer çabam yok sana. Kalamıyorum, gidemiyorum da. Bilerek başladığım bu zor yolda, sevdam aynı sevda. Eğdim boynumu, yaşlarımı içime akıtıyorum. Şükür demiştim varlığına gözüm gözüne değdiği gün ...Üzülme Her şeye rağmen yine, iyi ki varsın diyorum. |
İşte Budur Mucize
’’İçimde bir yer ağrıyor Gözümden senler yaş halinde’’ Hangi zaman diliminden kalma bir dize kim bilir Yüreğimin kuytu köşelerinde gezinirken geçti elime Acıyan yerlerin zamanından kalma kurumuş bir kabuk Düştü düşecek iyileşmiş de sadece tenimi koruyor Sevdiğim; tanrının en özel kullarıyız biz günümüzde Varlığın varlığımla birleşince, işte budur mucize Tek sözüm seviyorum olur hayat sınadıkça deneyimle Nefesin şükür ki senin adınla soluyor aşkı Aşk bembeyaz bir elbise üstümde bekliyor zamanını Tamam dediğinde şehri İstanbul yıldızlar düşecek üstümüze Gülümserim gülüşünde, geceye selam olur sevda sözlerim Sözüme söz ekledin yılların biriktirdikleriyle Sustum; sevdalı halimle seni seyrediyorum |
İthaf
Yüreğimin sen tarafını yazdım satırlara… Bitmedi çoğu kez söylemek istediklerim, bazen de söyleyecek söz bilemedim… Hayatıma dokunan insanlardan öte, öyle bir yer edindin ki kendine yüreğimde, ben bile inanamadım… Sevmeyi öğrendim, koşulsuz ve çıkarsız bir aşkı yaratmayı denedim senle… Tanrı belki çocukluktan gelen bir düşü yarattı gözlerinde.. Bir masal belki her gece dinlediğim… Dilimden düşmeyen en güzel duasın uykulardan önce söylediğim… Canımsın… Sevdalı yanımsın… İlk gözağrımsın… Sevmeye doyamadığımsın… Yüreğimin sen tarafını yazdım satırlara… Okuduğun her cümlede, yaşanmışlıklar düşsün yüreğine… Zaman nasıl geçti bak, nasıl bitirdik mevsimleri … Ve yeniden nasıl başlıyoruz mevsimlere yıl dönümleriyle... Dileğim hep olduğu gibi aynı… Bilmem ki kader ne yazdı bize... Dilerim bir hayatı paylaşırız seninle… Varlığına ve yüreğine minnetle, Ben en güzel sözlerimi ithaf ettim gözlerine… |
İyiki Doğdun
Bilgin’e, iyi ki doğdun…. ………………………………………. Başımı yasladığım en sıcak omuzdur yüreğin İnandıklarımı anladığını bilirim Lütuftur tanrıdan varlığın ve desteğin Gülümsemeni gördükçe güler benim de gözlerim İstediklerinle dolu mucizevi bir hayat versin tanrı sana Nerde olursan ol ışığımsın, yeni yaşında da peşin sırdadır ayak izlerim |
İzdüşüm
Her vazgeçiş yeni bir izdüşüm içimde. Hangi gün yok ki bitti diyorum, olmuyor. Öteki dediğim hiçbir şey yakınlaşmıyor yüreğime. Bir sen varsın, bir de dünya. Sen; hep gördüğüm, göründüğüm ve hayat içinde. Dünya; nerde, nedir bilmediğim dışarıda bir yerde. Senden yarattığım bir soluk içimi dolduran bu aşk. Somutlaştıramadığım bir oyuncusun sen sahnemde. Yürümekten yorulduğum yolda bir molasın durduğum. Hadi devam et diyorum kaldığın yerden, etmiyor. Kontrol bende değil miydi? Gidemiyorum şimdi bu alışkanlık dolu duygulardan. Hesapsızca geçemiyorum derin bakışlarından. İçime düşen bu her neyse kemiriyor beni. Uykular yarım sensizse düşler. Gündüzler zaten hepten uzak. Son dediğim şey sana hep yeniden başlamak. İçimdeki sesleri nasıl susturmalı. İşte bu yüzden her vazgeçiş yeni bir izdüşüm senden. Her izdüşüm yeni bir sevda sözü yüreğimden. Ve her sözde öznemsin sen. |
Kaç Dostluk Saydım
Rana'ya ............................... Kaç dostluk saydım parmak hesabımı geçmedi Gün oldu tüm tanışıkları dost yaptım, sandılar ki yüreğim yerleri Paylaşımlara katılan her damla yaşta pekişti bazısıyla Bazısıyla da her göz yaşında geri gittim adımla Ben vardım vardı ondan kimisi Yoktum ısrarla hayatıma dahil olma çabalarını gördüm Tek telefonluk oldu yanımda olmaları bazen Bazen de perişan halime rağmen seyirci koltuğundan alamadım An oldu karıştırdım dostluk neydi, yada kimeydi dost söylemi Sustum, sessizliğime anlam yükleyen oldu Konuşmaktan yoruldum yine de anlatamadığım oldu Yıllarımı arkama alırken çocukluğumdan gelenleri eledim Eski bir tanışıklık vardı paylaşım daha toplasan üç beş ay olmadı Koskoca bir hayatı sığdırdım her güne başladığımda onunla Aşkları, yaraları, kavgaları anlattım kaçamak zamanlarda Dinledim, az da olsa dahil olmayı denedim onun da hayatına Arkadaştı başta adı yalnızca, belliydi paylaşılacaklar da Gün geldi geçti şimdi baktım da her duyguma dahil ettim dostlukla Tekrar başa döndüm saydım dostlukları parmak hesabımla İnsan eklemezmiş derler ilk gençlikten sonra dostluklarına Gördüm ki yalanmış artı bir yaptım seni parmak hesabımda Şimdi iyi ki varsın diyorum benimle aynı noktadan baktığın dünyada Kendim kadar sana da ekliyorum dilekler her gece uyku zamanında Çocuk ruhunu, aşk tutkunu ve cesurluğunu sakın bırakma En çok bunlarla güç verdin bana en zor anlarımda Tesadüf değilsin arkadaşım aynı yola yolcu çıktıksa Dualarım mutlu dünyanı yaratman adına Olabildiğimce yanındayım tüm zamanların en içten dostluğuyla Gözyaşıma dahil oldun, yüreğime su serptin ya bu gece Ben içimdeki en güzel dileği sana gönderdim kayan bir yıldızla |
Kadeh
Dolunay.. Boğaz.. Yakut.. Üçü bir araya gelir de sana kadeh kaldırmadan olur mu.. …her şeye rağmen; Varlığına.. |
Kadere Karşı Durmakmış Aşk
Kadere karşı durmakmış meğer aşk dediğimiz Geçmiş zaman rüyasıydı belki geleceğimiz Şimdi kapıda bir hayat bekliyor Düş mü gerçek mi inanılmaz Bugün günlerden aşk sevgilim Bak yıldız serpiyor üstümüze gece Şarkılar bize dair Kadehler kalkıyor yeminimize |
Kal Yüreğimde
Dolunaylı sakin bir gece, Bütün ışıklar sönmüş, Sadece ayın parlaklığı yüzüme ışık vermekte. Ses yok sokakta, hatta ayak izi bile. Deniz durgun, Yakamoz iki ileri bir geri, sahile değmese de. Huzuru taşıdığım içimde, Tek bir dilek diledim rivayetine inandığım ayın suretine; Kal yüreğimde.. Sabrım da gücüm de gözlerinde. Hatırlar mısın canım geçen yaz yine bugünlerde, Birlikte izlemiştik dolunayın aksimize vuran yansımasını, Uzandığımız pencere önünde. Birlikte bir yola adım attığımız günlerin başıydı daha, Kaygılarımıza gülümsemeye çalışmıştık, Söz vermiştim o ağustosta sana, Koca bir hayatta olsa gitmeyeceğim senden, Bırakmam, sımsıkı tutarım ellerinden demiştim. Şimdi yalnız olduğum dönümlerde, Yaşanmış buruk hikayelere rağmen, Enkazımı toplayıp yeniden yolda olmaya çalışan, Ve yüreğine tutunan bir sevdalıyım. Halen verdiğim sözün arkasında durmak adına savaşım. Bak, gitmedim işte.. Sen, gittin geldin savruldun yalan sözler, yalancı yüzler de. Ben bıraktığın gibiyim, Koşulsuz bir aşkı tutuyorum içimde, Her şey sana dair, el değmedi sevgime. |
Kalbim Kalbine Takılı Kaldı
Yarına bıraktığım düşlerim sana dair yansımalar içeriyor. Gidebilmek elimde mi? Belirsizlikte kaldım. İlk kez netleştiremiyorum içimi, ne git ne de kal diyemiyor yüreğim. Zorlanıyor sınırlar. Bıçak kemiğe ha dayandı ha dayanacak derken, nerde derin nefes alınır bilmem. Özlem..Seninle yeniden hülyalı bir halde. Aşk.. Kendini buldu sende. Ben.. Gözlerimi bıraktım gözlerinde, kalbim kalbine takılı kaldı. Ya sen.. İkilemli bir halde zorluyorsun kendini benden önce. Sevmek korkmaktan daha kolay aslında. Zorlamadan kendini bırakabilir insan sevmeye. Şöyle bir düşündüm de dünden bu güne, hayatımızdaki her şey şimdiki zamana hazırlık yapmış, farkına varmamışız. Tesadüf sandığımız aslında, kaderin ağlarını dişi bir örümceğin azmiyle örüşüymüş. Şimdi yapıştık kaldık. İyi ki de kaldık, sevdalandık. Acımadık hiç düşsek de, yine kalktık. Kalkarız her şeye rağmen de. Cansın bende. Susun yürekte. Gölgemsin hayat içinde. Sensizlik koyar en çok yalnızlıktan önce. Cansın tende. Ruhumun eşi, karanlığın öteki yüzü aydınlıktan önce. Günsün şehrimde. Mavisin Akdeniz’imde, çocukluğumsun benden önce. Gülümsemene düştüğüm ilk günden şimdiye, aynı şeylere farklı anlamlar katarak yaşamışız ayrı yerlerde. Aşk yanıymış aç kalan kalbimizin birbirimizden önce. Kanatlarımızı kırmış hatta sevda evvelce, yine de sırt dönmemişiz. Cansın dedim ya sana sevdiğim, tanrının verdiği canla. Sevmeyi öğrenmeye şimdi şimdi başlamışız aslında. Bir olmak, heyecanın her türlüsünü tatmak adına güvene çabadaymışız. Koca bir hayat tek bir söze kaldı bundan öte dudaklardan çıkacak. İlahi adalet aşkı güçlü tuttukça kalpte, zorluklara rağmen ayakta kalırmışız. Zaten hep sevdalıymışız. |
Kalp Ağrım
Beni parça parça yapan bu eylül gecesinin şahidi sen misin Ayaklarımı yerden keserken kan kusturmayı becerebilmek nasıl oluyor Yıldızlar kayıyor üstümden sen ağırlığınca gözlerimden düşüyorsun Şiirlerim kırılıyor sonra orta yerinden Kapılara dayanıp merdivendeki ayak seslerini arıyorum senmişsin gibi İlahiler geliyor uğultu halinde uzak yerlerden Eğer sensen kalp ağrım ses ver diyorum Eğer sensen hayal görmüyorsam Karanfil kokulu heyecanlar yarat diyorum Uykularım dağılıyor El pençe divan iki kelimene bakıyorum İmtihan çığlıklarım yükseklerden duyuluyor Sabrımı önce senle sonra kendimle sınıyorum Limanların ışıklarına selam ediyorum camdan Mazot kokularını soluyorum şehrin Yalın ayak ıslak yollara vuruyorum kendimi Durmaksızın fışkırıyor içimden kanayan senlerim Bu nasıl aşk, nasıl tutku Yine çıkmaz sokaklarımda seni buluyorum Peki ya sen kalp ağrım Yaslandıkça neden eğiliyorsun Sonbaharın karanlığına bırakıyorsun beni kuytularda Peki ya sen Neden Kaçmalarına kendin takılıp düşüyorsun Kanayan dizlerini öpen yine benim sevgim Boy boy sen varsın panolarında şehrin Çaresiz bir zehri içer gibi seni izliyorum Sensin ağır ve ağrıyan yanım Buruk bir kemanla ağladığım Kahramanımdan yola çıkıp bazen kahırım olan Sensin sevdalım Eğer sensen diyorum yanılmıyorsam Satır arası bir cümle yaz geceme Zaten gönüllüyüm aşkına yenilmeye Kazandın bak yine Hiç bir gün olmadı kaybettiğin Yine el pençe divanım gözlerine Niye sesini arıyor kulaklarım Duvarları kırıp çıkmak isteyen bir hırçın mı var içimde Göz kapaklarım set olmuyor yaşlarına Kirpiklerim giyotin misali bölüyor tuzları her seferinde Yarısını sana bırakıyorum ağlamışlığımın Soğuğa teneke bir ateş yaktım gecede Yolları tutum köşe bucak var gücümle Sensen sevdiğim Sensen aşk diye bildiğim Derken Ses verirsin, gülümsetirsin zift karanlığı geceye Eylüle biçare Zamana divane İlelebet tapınası bir sevgide kalıyorum işte Bunu sende bilirsin benim kadar Bıyık altı bir gülümseme tak yüzüne Gururlan şöyle Ölsem dudağımda kalsın istediğim gülümsemem Varlığına şükreden yüreğim Her şeye rağmen yanılmadım dediğim Sensin işte Sanadır unuttuğum yerde başladığım yeniden sevmelerim |
Kalp Çarpıntımsın Benim
Gecenin orta yeri saat tam on iki Aşk bekliyor heyecanla yeni günü Köşe tutmuş sevinçler göz kırpıyor Kulağımda kahkahan çınlıyor Kendi kendime konuşmalarım var Sanmasın başkası eksik, aklım tamam İç sesim dile gelir sözcüklerle Tekrarlarım dünyanın en şanslısıyım diye Bir duyguyu kaç kişiyle paylaşır insan En çok kaç dost yürek vardır dinleyen Paylaşan, sevinen, heyecanına eşlik eden Benim çok, hem de pek çok Önce sen sevgilim, kalp çarpıntımsın benim |
Kan(dır) ıyor Gülüşüm
Mayısın otuzu, gecenin bitişi yakın yeni bir güne, artı bir ekle, ay da yeni gelişiyle.. İçimde eksik bir cümle, durgunum, göz ıslak, sıcağa inat soğuyorum, bilmem ki kim sığınak, bu son başlangıç değil, yenilenemiyorum. Özlemin dibi, kendime düşmanım sanki, bedenim uzak, şişede balık olmak belki, içimin hissini tutmak oltadan, yem atmak sana aşktan.. Kan(dır) ıyor gülüşüm, İzi yok deyişim, dövme sanki adın siliyorum üstü, deri altı duruyor.. Elim alnıma gidiyor, beynim karıncalanıyor, uyku sana çağırıyor, geliyorum.. Kan(dır) ıyor gülüşüm, sensizliğin kabulu zor, deniyorum yine de her şeye rağmen, sevgimi koruyorum içimde.. |
Kardelen'e Kar Yağmadı
Kendi bedenine sıkışır mı insanın ruhu Aydınlığa inat zifiri karanlıkta yosun tutar mı kalp Çaba, emek ve sevmek bir araya gelince serseri mayın gibi ağızdan çıkar mı sözcük Hiç mi sızlamaz kayıp kapıyı çalınca yürek, dökülen gözyaşı acıtmaz mı Engellere rağmen kalmak, yola koyulan taşları aşkla toplamak hata mı Peki yeterince sevmemiş birinin sorulara cevabı var mı Kardelen'e kar yağmadı bu kış açsın diye Söyle sevdiğim yeni bir kışa yüreğim dayanır mı Ruhumu kar altında bıraktın, mevsimi de tutturduk; açmadı Hadi aç kardelen aşka Yoksa bahar dayanacak kapıya |
Kardelen Vakti
Hayatındaki varlığımı hiç sorgulamadım. Çünkü eminin, içinden geçenlerden. Madem kaçıyorsun korkak adamım. Söyle değmesin gözlerin gözlerime. Yakalanma duygularına sakın. Ben durdum da sevda sözleri peşinde. Aşıksın aslında, aşksın. Arzu ve yasak ondan mücadelede. Hırçınım belki biraz, susmayı denerken bile. Yine de kıyamam severken de. Üzülürüm bir zaman, geçer. Ne fazla ne az, eşitiz aslında. Kader dedim şimdi zamana. Akar elbet su aşktan geçen yollarda. Önce sen, sonra ben bu sefer. Seni seviyorum. Sen sadece aklımda kal. Hislerimiz buluşur zamansızlıkta. Seni seviyorum. Kimin kime dediği önemli mi. Yaralarını saklama nolur. Yalan yaşanmışlıklarla çok acırsın. Bir çocuk gördüm ben içinde. Sevdayı öğretti yüreğime. Korkma canım. Uzakken bile yanındayım. Hadi şimdi birlikte söyleyelim sevda sözlerini Bak mevsim kardelen vakti. Ha açtı ha açacak.. Güneş yarın bizim için doğacak. |
Karışığım
Eskiden kalma bir melodiyle dalar ya bazen gözlerin yalnızlığa, işte öyleyim. İlk aşık olduğum güne gitti yüreğim. Ilık rüzgar, sıcak kumsal ve dalgaların sesi geldi aklıma. Seni ilk tanıdığım yerde çocukluğum var benim. Şimdi ilk gençliğimin üstüne kurdum aşka dair tüm senaryolarımı. Öğrendiğim her yeni acı senden kalanları anımsattı yıllarca. Kaybettim seni sonra. Kimdin sen? Yıllar geçti ve eskitti galiba. Farklı tanışıklıklar, her seferde yaşanacak ve öğrenecek bir şey var dememe neden oldu. Yaşadım, öğrendim! Acıya yakın, aşka dair birikimlerle düşe kalka yürüdüm, büyüdüm. Şimdi geçtiğim yollara bakıyorum da; baştan beri aynı. Sadece mevsimler değişmiş. Yine tutkuluyum aslında. Yine yüreğim çırılçıplak duygular karşısında. Ve yine yaralanmaya hazır, eğer yaralayan değiyorsa. Hislerim aynı. Emin olmak adına denemeler var belki. Farklı olan; biraz daha korkuya yakın olmam. Çünkü; Gidenlerin ardından kalamıyorum artık, Uzun oluyor yeniden yapılanmak. Ya da giden olmak, Zor geliyor vicdanı bastırıp üzgünüm demeye çalışmak. Şimdilerde ne olduğunu bilmediğim hisler var sol yanımda; Karışığım! Bir yanım isterken bir yanım karşı koymada. Alışkanlıkların farkındayım yalnızca. Doğru zamanı bekliyor çocuk yüreğim. Duygusal tarafımı çıkartacak bir çaba belki de. Beklemeye aldım; suskunum. Yalnızlığımı öğreniyorum galiba. Savaşım kendimle, aşka karşı dursun diye. Öyle sağlam örülmüş ki duvarlar yıllarla, Hakkı var suskunluğa. Ve güç eğer aşksa; Yıkılır duvarlar karşısında.. |
Karşımda Boğaza Göz Kırpan Işıklarıyla Bir Şehir
Karşımda boğaza göz kırpan ışıklarıyla bir şehir Fonda yine Sezen şarkıları sana dair Üç beş arkadaş var yanımda sohbete dahil Kaçamak bakışların ardında yeni hisler sezilir Kapattığım kapıların önüne adını yazdım Bağıra çağıra sana aşkı ilanlar ettim İçimi kıpırdatan hikayelerini dinlettim Seni nasıl sevdim anlattım, ötekini geri çektim Farklı bir duyguda farklı başlasaydım geceye Emirganın serinliğinden girerdim yüreğe Sen sevgilim biterdin belki, düşerdin içimde de Yapamadım, koşulsuz sevdama ve gözlerine takıldım Şimdi bak bildiğin yerde bildiğin gibiyim Zorladım ama yeni bir aşka yelken açamadım Biraz ağladım yokluğunla, özlemli iç geçirmelerimle kaldım Yine sevgime bıraktığım yerden sarıldım Denedim bu sefer gerçekten gitmeyi, bir adım attım Nasıl bir ilahi güçle karşılaştığıma inanamadım Birer birer çarptı yüzüme sana ait düşünceler Sonunda yine bize bir hayat dileyerek uykuma yattım |
Kartopu büyür mü?
‘Kar topunu büyütmek istemiyorum, hazır değilim ben, yoğunlaşan duygulardan sonra ya üç gün aramazsam, ya başkalarına gidersem, üzülürsün sen.’ Bir yürek düşünün ki dile dökerken sözleri gözleri yok sayıyor. Sözlerin satır aralarındaki manaları bastırıyor. Öyle sağlam duvarlarla duruyor ki sevgilin karşısında canı yanıyor, canı yandıkça daha çok saldırıyor. Kırdığını sanıyor da en çok kendi yanıyor. Kendi savruluyor farkında olmadığı duygusal değişimlerden geçerken. Nasıl tutabilir insan yüreğinden geçenleri, nasıl durdurulur ten çekerken teni. Gitmesine nasıl seyirci kalır ağlarken içindeki çocuk, sevgili hazırken her taşın altına elini koymaya. Kolay mı yok saymak yaşananları, kaybetmeye yakın, dayanmışken bıçak kemiğe batmaz mı her şey yüreğine? Bilinmez ki aşka dair yollarda neler beklediği. Bazen çığ olur kalır bazen küçük bir damlayla dağıtır. Süreçtir aşk, içine farkında olmadan girdiğin çoğu kez. Sorgulamalarınla dengelediğin, emin olduğun düşlerin düşüncelerle pekiştiği ve sana dair bir şey var bende dediğin bir süreç. Eler yalan yaşantıları, zorlar çoğu kez ama seçim gerektirir. Tekliktir önce, sonrasında içinden geçen yollar bize gider ve aslında teki korumaktan uzaklaşmadığın bir süreçte sevdalanırsın işte orda, bildiğin şekliyle. Korkular var belki. Sunulan güveni yok saymadan korkuları sal istersen üzerime ve izle. Nasıl baş ederim gör. Kal diyemedin ya canım, sessizliğime içine akan yaşlarla katıldın ya, savunmaya çalıştıkların biraz daha aşka çekti seni. Görsem de gözlerini neye yarar tutunamadığımız sevgiler şimdi. Tutamadığın yüreğim sıkı sarılsa da sana dönüp arkasını gitti. Gidemedi. Kalamadı da. Her şeydin hiçbir şeyden geçiyoruz hala. Hiçbir şeydin her şeye yakın durdun ama kaçak. Konuşmaya çalıştığın eksik gedik cümlelerden bana kalan ne var? Yerli yerinde, durağan yada durgun suyu bulandırmış olmamın kızgınlığı mı yaşadığın. Üzgünüm derken, kırmak değil niyetim derken ben, konuşamayışın ve boğazına takılan düğüm neden? Aynı gecede ayrı uykuya yatmak seni zorlamaz mı? Canım, sahip olduklarım yeter yalnız yürüyeceğim yollarda, bir süre sonra duraklarım eşlik edersin belki bana. Etme çözemezsen karmaşanı ama. Etme içinden geçeni gözlerime söylemezsen. Söyleyemezsen bu sefer anlayamam belki. Anlayamazsam çok sevsem de kalamam belki. Korkarım o zaman sensizlikten. Kartopu büyür mü? Sen hazır olmayışınla uğraşırken zaten çoktan büyüdü. Aslında baştan beri büyüktü. Bıraksan yüreğini yüreğime, bıraksan yoğunlaşan hislerine, denesen elini sadece bana vermeyi keşke. Bırakmam. Söz dedim. Söz ver dedin. Verdim canım. İlkgözağrımsın ya. Gitmem. Gidemem. Seni seviyorum derken sözümden dönmem. Üzülmem ben, vicdanını önce hastalıklı sevdalardan kurtar, yeter ki üzülme sen. Bayram ya bugün, dargınlık olmaz kızmadım ben. Özledim desem mi demesem mi ikilemindeyim sadece. Özledim oysa. Senin için karışık hislerim yanıltmaz bilirim. Karış biraz. Tutamadığın ve seyirici kaldığın o anımızı düşün tekrar. Acıdım. Acıtmadın ama. Hoşça kal demek zorladı. İki damla yaş daha aktı gözlerimden, öptüğün yerde tuzlu gözyaşım vardı. Doğru davranmanın verdiği huzurdu içimdeki dengeyi tutan. Oysa elinden oyuncağı alnınmış küçük bir kız çocuğuydum güçlü durmaya çalışırken. Şimdi yalnızlığımda varsın. Sana ait içimde kalanları yazıya döküyorum gecenin ortasında. Özlemim büyüyor, aynı his belki sende de. Uykuma geçerken ettiğim dualarım önce varlığına şükranla başlıyor. Sonra senden, benden geçiyor. Dilesem mi bir dilek geceye bayram diye. Duyar sesimi bilirim tanrı gök kubbede. Seçmek zor. Biliyor zaten neler geçtiğini içimden. Dilimde ve yüreğimde adınla, her yaşantıyı kabul ettiğim bir uykuya gidiyorum. Bugün tek bildiğim seni çok sevdiğim, dilerim yarın yüreğimde sevdanla aynı sevgide, verdiğim sözde kalacağım. Ve sen, en tatlı *******de benle kal canım.. |
Kayıp Zamanlar
Söz sükuta döndü sessizlikte Sessizlik öğretiyor acıtarak göz çekişinle Dilin dolanıp kelimeler çıkmazken Darmadağın kalıyorsun kaybetmişlikle Silkelenmek zor Ya dokunursa içinden kaçan duyguya Ya duygudan geçerken aşk farkına vardırırsa Vurgun yemiş halde kalırsın okyanuslarda Alışkanlıklar batar önce kayıp zamanlardan Her paylaşım içinden geçer gider günlerin Özlediğin değilken belki birkaç hafta önce Özlem nefessiz bırakır, soluduğun havayı elinden alır Batar sol yanına ince ince kayıtsız bir bakış Çare nerde aranır yada nerde yitirmişsin anlamsızdır Hayat film şeridi yapar yaşanmışlıkları Gözünden geçer de yanına yalnızlık kalır Ağlasan olmaz, serde erkeklik var Yok saysan olmaz vicdan ahlarla kuşatılır Kapana sıkışmış bir durumda kendinedir kızgınlıkların İşe yarar mı gidenin ardından baka kalmışlığında isyanların Yeni güne gebe ümitler Biriktirip durduğun virgüllü cümleler İki cümle arası esler Cesaretsizlik aşka rakip olduğunda kendinden kaçmaların Ne fayda şimdi boşluktur anlamlandıramadığın İçinden konuşup durduğun karşılaşmalar Kendine söylemeye korktuğun hissiyat Baktığın fotoğraf, okuduğun şiir Dağılıyor şimdi tek tek boşlukta Zar zor yarattığın iki kişilik dünya Savaş sonrası sanki, enkaz halde Kolay mı toz duman arasında aşkı araman Ne önün görünür şimdi, ne de arkandan gelir anılar Biçaredir gönül, Unutulmuşluğun izlerinde kendini arar. Serseri mayındır zaman, Umudun bittiği yerde elinde patlar. |
Kendimi Unutmam Bundan Sonra
Geceyi bitirişlerim eskisi gibi Güne başlayışlarım sanki değişti Demiştim ya sana hani Gün gelecek tükenecek içimdeki Zaman inandıklarımızla bahse tutacak bizi Besle beni de acıların yükünü al Sıcak mevsimlere girdiğimizden beri Mişli geçmişle dili geçmiş arasındayım İnadına mavi gökyüzü bulutlar dağılıyor Ben matem havasındayım, içimde gök gürlüyor Eskiden bu kadar uzar mıydı yüz çevirmeler Söze girişler tutuk olur muydu Gözlerimizin çakıştığı yerde korkar mıydı aşk Dengesizlikler dediklerin adına eşit belki Özlem tütüyor yine de başımızda saklamalı Adımlarımın çoğu geriye gidiyor Sevmiyor muyum sanıyorsun Seviyorum da artık duygu yetmiyor Tek tek çıkarıyorum tenimden batan dikenleri İzi kalıyor iyileştirmiyor kanturun çiçeği Sandıklarda sakladığım uzak doğu esintileri Tutkulu *******i anımsatıyor, baş etmek zor Yine de el tutuk yürek buruk işte, duruyor Aldanmaymış belki de diyorum içimden Keşke aynı yalanı söylesen Keşke aynı yerden yine koşulsuz bir seviyle kansam Gülüşünle kor olup yansam yeniden Rüyalarımda kal diye sıkıca kapadığım gözlerimi bile yitirdim En azından düşlemini aklıma kazısam Sesinin çınladığı mekanlar sadece çakışma şimdi Aklıma düştüğün yerde karşıma gelişin mucize hala ama Eksik kalıyor bir yer, dolduruyorsun sanıyorum da Fark ediyorum ki sana dair değil eksiklikler Değişiyorum işte herkes kadar Zaman durmuyor hayatıma kattıklarıyla ilerliyor Aynı kaldığını sandıklarının cevabına şaşkınlığın anlamsız Aslında gördüm ki belki de sensin değişmemeye direnen Soluyor içimdeki kardelen Kar beyaz toprakları da olmadı geçerken mevsimlerden Sana dair inandıklarım şimdi en gizil yerlerimde Yok etmedim aşkımı ama kendimden bile uzakta tutuyorum Yazgım ol istemiştim bir dua akşamında Gözümde gelecek diye baktığımda hala varsın da Kendimi unutmam bundan sonra senin uğruna |
Kendinden Kaçarken Sevemezsin Beni
İç benliğimde yankılanansın da Dış dünya sana ait değil Asıl önemli olan aşkken Önemsiz ve özensiz olansın İki zıtlık arasında denge olmazmış Kutuplaşma yaratmak sanmamızmış Kendimize yolculuk yaptık biz Benim keşkem yok, senin var mı Diğer yarımdın, özdeşimim tamam Sonsuza dek sürseydi, şimdi yalan Ölümle yaşam arasında kaldım aşkta Hayat ağacım sanmıştım, kurudum susuzluktan Yine kahramanısın aşk filmimin Adını yüreğime yakın tutmayı dilerim Denedik yine de göğsümüz siper Yalın, yalnız sandım ki benliğim yeter Uzadıkça zaman, ben azalmışım Bırakıp seni kendimle hesaba dalmışım Karamsarlıktan sıyrılıp güçlenince Senin üstüne çizik atışım Doğru mu gerçekten sözlerin İçinin en derinindeki sızın mıyım senin Zıvanadan çıkmış hayatının her köşesi Kendinden kaçarken sevemezsin beni Çabam sadece yalan sanma diyeydi sevgimi Derdim yükünü almak gülüşüne gülüş katmaktı Öfkelendim de üzüldüm de sevdaya dokunmadan Gün gelecek seçimim gidiş yolunda bekleyecekti Denedim, her şeyin muamma olduğu bir noktaydı Kesin bir gidiş değildim ama mutsuzluğunda ezildim Yüzüme çarpan karelerle yeniden dirildim Sana kalmamıştı ama sevdaya saygımdan gittim Şimdi ne olur dön deme, bittim Bilmem ki neden bu kadar çok sevdim |
Kendine Hoş Geldi Aşk
Kader dediğin, akreple yelkovanın durağanlığına senkrozine halde göz kırpan saniye aslında, Dönüp duruyor ve duyumsadıkların hesaplaşmanın galibi. Belki çok pahalıya mal oldu kendini ona indirgemenin bedeli. Açık arttırmaya çıktı aşk sonunda, blöftü belki, vermedi değerini öteki. İstemediğinden değil, beceremedi; değer bilmek ona göre neydi? İşte orda hoyratlığıyla sınanan dostluklar yüzüne vurdu üç beş cümle, Anlamlarını kaybetmemek adına ruh kendini savunmalara bıraktı. Tutunabilecek ve aslında barışmaya yüz tutmuş, küçük ama korkak bir sevgi fısıldadı; gitme. İlk kez sevmekti yüreğin korkusu. Yüzleşti önce hisleriyle, kendine ve hayatın kapattığı yerine döndü, değerini yüceltti sonra. Parıldayan yanıyla ışık saçmayı seçti eskiden olduğu gibi, az biraz silinmişti yaldızı. Yaşamaktı amaç çünkü aşktan önce, parıldamak herkesten önce kendineydi. Öyleyse kamaşsın sevgilinin gözleri. Şimdi mutlu musun sorusuna aldığı cevaptı gülümseten, Yüze katılan yeni bir çizgide anlam yine sevgiliydi. Çünkü aşk sevgiliye eşti, Nefes almak önce onlaydı belki de kendineydi yansıma. Ve kendine hoş geldi aşk.. Gitmeyi yok etti.. Evet işte mutluluk buydu.. |
Keşke Olmasın Dudağından Dökülen
Ayak üstü yaşanmaya çalışılan, ölümsüz bir aşk hikayesi bizimki. Sorsa birileri, ne adı var içimizde ne de anlamı. Farklı yerlerden değildi aslında bakışlar. Yapılan tek hata ürkek durmak ve yürekleri fazla korumaya almaktı. Yaralanmak böyle bir şey olmalı. İnsan en sevdiğine kıyabiliyor galiba kendini temize çekmek adına. Öfke selinde boğulduğunu ve aslında en çok onu sevdiğinden bunu yaşadığını fark edemiyor. Sonra dolu dolu bakan gözlerle keşke demek yara üstüne yara açıyor. İşte biz bu anlamsızlıkları aylardır yaşıyoruz sevgili. Tüketecek daha ne var söylesene. Adını koyamadığımız şeyler bağlamış sanki bizi. İkilemlerle hayatı götürmeye çalışıyoruz. Gitmiyor ama. Hayatın yaptığı tek şey zamanın geçmesini sağlamak ki onu da elimden geldiğince durdurdum son aylarda. Sen hoyratça suçlayıp, niye derken sadece seviyorum seni geçiyordu yüreğimden. Bunu anlatmak için fırsatlar kollarken, farkında olmadan hata yaptım, uzaklaşmanı sağladım. Galiba seni sevdiğime inanmadın. Bir şehir vardı aklımdan hep senle geçen ve mevsimler, batıyor şimdi, yokluğa karışıyor. Hissettiklerimden var etmeye çalıştıklarım hep geri döndü defanslarından. Haklıydın belki de, geç kaldım. Hayatımda kaldığın bunca zamana baktığımda anladım ki anılarla onarılmıyor güçlü de olsa sevgiler. Şimdi uzak dur benden istiyorum. Vicdanınla hesaplaşmanı yalnız yap. Bırak korumaya çalışarak içimdekileri, onarayım parçaladığın yüreğimi. Kendine de bana da yeni acılar ekleme. Madem bundan öte yol yok bize dair içinde, bu aşkın ölümsüzlüğüne bir kez daha inanayım. Benim baktığım yerden görünen sadece elimden geleni yapmış olmanın verdiği buruk bir sızı. Oysa sen seçimlerini yaptığın zaman sadece bir nefesti uzaklığım, deneyebilirdik. Şimdi yapmadıklarını yok sayarak, yeterince çaba harcamadın demeye hakkın yok. Bırak içimizde kalsın bu sevda, bu yarım kalmışlık duygusu kemirsin ama bilmeyelim. Bırak zaman diyelim. Doğru zaman da doğru mekanda karşılaşmadık diyelim. Kader diyelim hiç olmadı. Yeter ki keşke olmasın dudağından dökülen. Bitmedi mi öfken? Öyleyse çek vur silahınla hala senin için ağlayan gözlerimden. Küllenmiş zamanı ve kalbimi durdur. Atmasın sen diye her yeni güne başlarken. Çünkü biliyorum yaşadığım sürece içimden eksilmeyeceksin sen. |
Kırık Düşlerim
Kırık düşlerim.. Ölüm gibi sensizlik, Soğudu ellerim, sonra bedenim.. Değmesin diye koruduğum aşk yeminim, Yalan sözden uzak da Doğru söze tuzak oldu yüreğim.. Mavi göğe diktiğim gözlerim, Buğusunu görme diye sakladım.. Rüzgar gülünün rengine takıldım, Sonra derin nefesle söze başladım, Yanımda değil karşıma aldığım aşk, Zor oldu sevgilim, İki arada bir derede kaldım. Sıkıştım çıkmazında, Düğümlendi boğazıma veda sözlerim. Sakındık bunca zaman, Korkuya baş eğmeden yaşattık, Sevda dediğin, Tohumuna aşk katılmış bir çiçek, Açtıramadık, mevsimi kaçırdık. Mevsim mi bizi kaçırdı yoksa? Başa döndük, Aynı yerde aynı değil şimdi tutum. Işıltısını kapatmıyor işte hiçbir gölge, Gözlerinin en içindekinin. Bakışım değişse de, içim aynı.. Sevebilme gücüm aynı.. Değişen zaman da, Zaman köstek oldu aşkımıza. Canım acıdı arkamı dönerken.. Seni kendinle bırakıp giderken, Yolların tozundan, günün sonuna gelirken, Yürüdüğüm yerlerde dalgındım, Hayatım gözümün önünden geçerken.. Gün bitti bak, Şimdi gece, uykudan önce son hece sensin Dayan yüreğim, Dayanırım sevdiğim, Çünkü her şeye bedelsin.. |
Kiraz Zamanı
Kiraz zamanı bir mevsime uyandım Alından morundan boyandım Rüzgarında dans ettim ruhunla şehrin Uçuşan saçlarımın kokusunu duysan keşke Süründüğüm parfümler buram buram sana hediye Bırakalım kararı gökyüzü versin Poyraz mı lodos mu hava seçsin Yeter ki burnunda eski yazlardan kalma anılar tütsün Güzelliğime yakın gülüşüne vurgundur ******* Sensizlikle sınanır, yine akıldan kalbe sen gidersin Olmaz.. sensiz olmaz.. Korkarsın belki duygumun şiddetinden Önce ben sonra sen sarsılırsın Her şeye rağmen özlemler büyür içimde Korkarım bende sen gibi kendimden İçimden düşersen ölürüm çünkü sensizlikten |
Koşulsuzluğuma Yüz Sürülmesin
Cümleler kuruyorum aşka dair. Hepsinde ikinci tekil şahıs sensin, inadına duygu aynı. Yaşanmışlıklar geçiyor aklımdan ve sanki yanıyor içimde bir yer. Sorma; nasıl bir yangındır bilmiyorum.. Neye yada nasıl dua edilir şaşırdım, mistik uğraşlar ekledim hayatıma. Belki huzur realist ve rasyonalist olmaktan ötedir diye. Yok! Gidip gidebileceğim yer aynı. Hayata meydan okuyan tavırlayım aynada. Ya öteki yanım? İyi mi, yada gerçekten güçlü mü? Duygular biriktiriyorum, en çok da öfke.. Çünkü haksızlık geliyor sen dediğimde yaşananlar. Verilenle alınan hiç örtüşmedi. Sessiz bir filmdi sanki izlenenler. Zaten kimse de bilmedi. Peki ne var zamansız zorlayan, panik nöbet gibi bedenimi sarsan? Benliğim yaralı değil, döndüm arkamı, gittim hayatından. En çok da bu acıttı biliyor musun, Gitme dersin sanmıştım. Sessizliğin canımı acıttı. Öyle zor ki duyguları katmadan durmak, Kattığım yer başlangıç noktam olursa, sen varsın orda. Bir tarafım hayata sarılırken diğer tarafım yalnızlığından sıyrılır mı sensiz, bilmiyorum. Ezbere aldığım tek sözcükle yüzleşmekten korkuyorum. Yazık ki yine zamanın insafında şekillenen bir oyuna başlıyorum. Ama bu sefer yanıma aldım zamanı; eşitiz. Karşımda değil, meydan okumuyorum. Gerçeklere eşlik eden yoğun duygular artık hazdan çıktı. Koşulsuzluğuma yüz sürülmesin sevgilim. Yüzüne vuruldukça dost sandığın yalancı yürekler aşk uğruna kalıp duracağın yer yine tek başına.. Sevgilim diyemem bir süre sana, restleşmeye gücüm yok. Sen ne kadar bana yakın ve acıdaysan, ben de o kadar sana yakın ve acıyım. Aynı paydada buluşmak yazgıydı, vakitsiz belki gidişim. Bilirim ki his aynı his seninde yüreğinden yansıyan gözlerine. Şahit Şehr-i İstanbul’un yıldızlı seması yaşananlara. Son kez ve ilk defa soluğumu tuttum, yine en çok tanrımda durdum. Bil sevgili, yüreğimi sana büyütüyorum. Kardelen sözleri var kulağımda *******de. Bir gelecek inşa etmeye çalışıyorum. Bizim olanları koruyorum da yüreğe güç katmalı Şimdi hiç durmadığım kadar sağlam durmaya çalışıyorum. Hiçten ve şans vererek başlamıştık Tek tek var olalım bir süre kendi dünyamızda, Sonra kıvılcımlar alev olur yeniden, Bizden yaratılır aşk-ı hüma.. |
Kubilay'a
Karşılığı ve tekrarı yoktur hayatın, zaman sınırlı üstelik Umudunu yitirdiğin gün olur, ardından gülümsetmeye başlar Baktığın her yer dost her yer paylaşım, saniyeler neler saklar İlahi güç denen budur aslında, varlığın varlığımıza anlamdır yaşadıkça Laf söz çoktur bazen, bazen de kalabalık, yürek sesidir duyulması gereken Attığın adımın ardındadır o da, her yeni yaşında artsın dostlukla Yaşadığın her saniye anı kalsın gülüşünde, iyi ki doğdun mutlu senelere |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:18 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.