www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Adult eski arşiv (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=376)
-   -   Zülfikar Yapar Kaleli (https://www.cakal.net/showthread.php?t=137768)

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Veli De Bir, Deli de!
Eda kıvrak, naz ince
Şehir de bir, köy de bir!
Ecel donu giyince
Paşa da bir, bey de bir!

İnsanlar kısım kısım
Derdim var isim isim
Bitecek mi bu mevsim?
Aman da bir, oy da bir!

Parsellenmişse yürek
Ona hürriyet gerek
Ne umut var, ne erek
Kazançta bir, zay da bir!

Yazık değil mi yazık?
Heybede yoksa azık…
Kalbinde sicili bozuk
Bayan da bir, bay da bir!

Yiğit benzer volkana
Lüzum görmez kalkana
Pusulasız yelkene
Liman da bir; koy da bir!

Akıl ki ermiyorsa,
Kalp karar vermiyorsa
Göz iyi görmüyorsa
Yıldız da bir, ay da bir!

Lisan, lisan değilse
Lütf-ü asan değilse
İnsan, insan değilse
İnançta bir, soy da bir!

Konuştuğu dil haram
Hükümdara olmaz ram
Deliye her gün bayram
Düğünde bir; toy da bir!

Dostlar karardı ayım
Biliniz ki hastayım
Artık özge yastayım
Zarar da bir; fayda bir!

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yâ Rab, Yok Mu Elinde…
Bunca tevekkülün, bunca niyazın
Mükafatı görülmezse yanarım…
Hayrı yok babanın, ananın, kızın
Güle değer verilmezse yanarım…

Her taraf dinamit, mayın tarlası
Elinde sadece duanın hası
Baş koyulan bu iş ömür pahası
Şer defteri dürülmezse yanarım…

Deryalar yutuyor dere lığını
Enginler ne bilsin koyun sığını
Ana ki, bilmiyor analığını
Akıl, fikir derilmezse yanarım…

Babanın bir karış aklı havada
Kızının dimağı zikir,duada
Gönlüne bir sevgi,aşk, sevda yada
Duyarlılık örülmezse yanarım...

Büyüğü muamma, ufak bilmece
Hayatı tekdüze, afak bilmece
Gözünü açtığın şafak bilmece
Bilinmeze girilmezse yanarım…

Umarım Mevlâ’dan ola bir ışık
Ortam allak bullak, karmakarışık
Oğlan ne peşinde, kız kime aşık
Gerçek yere serilmezse yanarım…

Küfür ile ömür boyu savaşıp
Kovada boğulup, deryada coşup
Bütün zorlukların üstünden aşıp
Biraz sefa sürülmezse yanarım...

Herkeste bir hava, kendine övgü
Muhabbet başlayıp, bitmezse sövgü
Şu muhtaç olduğun, ölmüş şu sevgi
Doğrulmazsa, dirilmezse yanarım...

Muhtaç koyma kulu yaban ilinde
Kaleli el açmış, dua dilinde
Biraz huzur Yâ Rab, yok mu elinde
Mutlu sona erilmezse yanarım! !

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yasaklı Yürek
Her taraf kar boran, sislik dumanlık
Garip anam ağlar, Harşit ıslanır
Güneşi çaldılar, kalan karanlık
Harşit ıslanınca gönül uslanır.

Yüreğim yasaklı, yüreğim içli
Yıllardır, yılların dargını küsü
Ben sana tutsağım, muhabbet suçlu
Sultan sofrasının garip türküsü

İster bülbüle sor, istersen güle
Şafak güneşinin yolu olmuşum.
Ben mahkum, azadı yasaklı köle
Ben bende ben diye seni bulmuşum.

Susayıp bir yudum sevdalanmışken
Goncalar kurudu, umutlar bitti
Hayalleri sonsuzluğa salmışken
Arzular firari, güneşe gitti.

Bulutlardan göz yaşımı almışım
Gençliğimi doğmaz güne gömdüm ben
Umutları sonsuzluğa salmışım
Neden? Son muhabbet türküsü neden?

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yeter Bunca Beklemek…
Ayrılık göründü ufukta gülüm,
Çıldırmak zamanı! Çıldırmalısın...
Hasretin, özlemin yarısı ölüm!
Kaldırmak zamanı… Kaldırmalısın…

Ocak yanmasa da dumanın tüter
Derya kabul etmez, rüzgârlar iter
Senin bu talihin beterden beter!
Soldurmak zamanı, soldurmalısın…

Hangi nefis arzulamaz övgüyü
Hangi akıl kamil, hangisi iyi
Öz gönlüne nefes gibi sevgiyi
Doldurmak zamanı… Doldurmalısın…

Mazlumu sömürüp yutanlarını
Bol keseden nutuk atanlarını
Şu nefsin ayaklı şeytanlarını
Öldürmek zamanı...Öldürmelisin…

Derle gönlün çakar almazlarını
Topla demet demet solmazlarını
Talihin olmazsa olmazlarını
Oldurmak zamanı… Oldurmalısın…

Dosta yönelsin de bana el olsun
Yeter ki el etsin, sitem gel olsun
Lale olsun, sümbül olsun, gül olsun
Yoldurmaz zamanı, yoldurmalısın…

Gönle koyar ise dünya varını
Sabrı yoksa kayıp eder arını
Arzulara yitik sevdaların
Buldurmak zamanı, buldurmalısın…

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yılanlar Öç Dediler
Gölgemi toparladım, bedenime üşüştü
Çingene ipi çekti, yılanlar “öç” dediler!
Ak şafağı beklerken, göğün merkezi düştü
İsmail tekmil teslim, kurbanlık “koç” dediler!

Hüzün duvarlarıyla örülmüş gök engini
Kar altında kardelen, sevdadan “geç” dediler!
Hayatın sonbaharı kuşanmadan rengini
Yıldız yağmalanırken, kuzguna “seç” dediler!

Güneşin gölgesine kara yazı yazanlar
Resul’ün her buyruğu, başlar “taç” dediler!
Alevlenen gönülde kaynıyorken kazanlar
Kerem’in küllerini süpürsün “saç” dediler!

Kuzgunlar peşimizde, çakallara bayram var
Baykuşlar toplandılar, maziye “kaç” dediler!
Suyu göğe bağladım, bulutu yaptım duvar
Karanlık rahimlerin özrüne “baç” dediler!

Baykuşlar güneşlensin, yaşasın köstebekler
'Davranma sel götürsün, davranma hiç” dediler
Ak dedeler al torun, nineler çağrı bekler
Rahmet ol, şerri süpür, en büyük “suç” dediler!

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yıldızlama

Yarda seyrek sakal, yerde karınca
Derlemiş, denk etmiş azın azını
Tavukta hasretlik göğe varınca
Örselemiş keloğlanın kazını

Saksağana akıl verir kel karga
Saksafon methiye düzerken orga
Ayak basmayınca beyler. Kadırga
Ot bürümüş, ıtır örtmüş yüzünü

Kedi palazlanmış haram süt ile
Çakal yoldaş olmuş uyuz it ile
Kavgası var pirelerin bit ile
Kene var ki unutturmuş izini

Göle dadanınca ördek kaçığı
Karabataklarda döşün pöçüğü
Dikten dalar boynuzlunun küçüğü
Manda çalar aygır atın sazını

Cılız oğlak karıştırmış yuvayı
Akbabalar mesken tutmuş ovayı
Bu sene gömüye girmemiş ayı.
Tilki tutmaz olmuş han’ın sözünü

Semaya yükselir tül ince ince
Örümcek mahirce ağı örünce
Şivan düşer akreplere görünce
Yanılır, iğneler kendi dizini.

İtler ürer, keyfi olur kurtların
Yola çıksa ardı gelir dertlerin
Nefesi kesilir iki cırtların.
Üzerinde yırtar kaputbezini

Göğü kuzgunların göçü bürümüş
İzan sarp, yol yalın, yaya yürümüş
Harami kurtların içi çürümüş
Unutmuşlar haysiyetin yazını

Kartallar kargaya ömrünü sormuş
“Bu akıl işidir” cevabı almış
Altta köstebeği görünce dalmış
Kargaya vakfetmiş yürek közünü.

Martılar hamsiye hücum edende
Uykulu ayılar homurdar inde
Derler ki; “siper al, bir yere sin de.
Bir hamlede çıkar çaylak gözünü”

Kuyruğuna girmiş sivrisinekler
Bir tekmede sütü döker inekler
Bağımıza bağban olmuş dönekler
Yellozlar da çeker olmuş nazını

Çöplüğün arkası olunca yokuş
Çınarın dibine tuz döker baykuş
Haramzadeler ki, haremi alkış
Duyar hayat bulur, yazar tezini

Tazılar beğenmez körpe etini
Çullukçular arka tutar çetini!
Denilmedi daha sözün bütünü
İşte, söz yitirmiş sözün özünü

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yirmi Üçte Doğmuşum…
Bin dokuz yüz yirmi üçte doğmuşum
Sevgi olmuş, güneş gibi ağmışım
Zor şartlarda, karanlığı boğmuşum

Çiçekleri çimenleri dövmem ben
Eylülleri, mayısları sevmem ben

Hayat imtihanda, bıçak sırtında
Yüzümüz yüz olsun hakkın katında
Bir göz at çevreye,bir ses ver,tın da

Ağaları, paşaları övmem ben
Eylülleri, mayısları sevmem ben

Hayal tükenmişse ölüdür umut
Hayatın yegane gülüdür umut
Düşkünün parası, puludur umut

Menzil ırak, binek yorgun ivmem ben
Eylülleri, mayısları sevmem ben

İçte birlik olsa dağlar dayanmaz
Hastalar, ölüler, sağlar dayanmaz
Hoyratça yolmaya bağlar dayanmaz

Özümde yaraya süremezken em
Eylülleri, mayısları sevmem ben

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yolculuk! !
Islanmış tenine kurulmuş tuzak
Seller sükut etmiş, durulmuş gider.
Soğumuş bedeni, sevgiden uzak
Hasret beklemekten yorulmuş gider.

Arzu kabarınca kabına sığmaz
Dolunay vaktidir, yıldızlar doğmaz
Denizler tükenir, yağmurlar yağmaz
Sevdası toprakla karılmış gider.

Hasretler söylenmiş, sevgi anılmış
Hayalin gölgesi “tutku” sanılmış
Akıl serap görmüş, dimağ yorulmuş
Gönül bu görmeden vurulmuş gider.

Sevgi buharlaşır, yükselir yerden
Kavuşma arzusu belirir birden
Görmesi istenir, gözleri körden
Hiddetten yüreği yarılmış gider.

Gözler sürmelenir, yüzler aylaşır
Yanakta gül açar, kaşlar yaylaşır
İki dudak bir fincanı paylaşır
Küreksiz sandala kurulmuş gider.

Uzanmış yatağa boylu boyunca
Yüzünü kapatmış, arzu cayınca
Sitemler yollamış kendi huyunca
Tutunduğu daldan kırılmış gider.

Ak suyla yıkanmış, krem sürünmüş
Sükutu ar bilmiş, sessiz bürünmüş
Her hâl ayan olmuş, her hâl yerinmiş
Beyaz bir bornoza sarılmış gider.

Ağzına, gözüne pamuk koyulmuş
Biraz kaçık, biraz deli anılmış
Bu şekilde sevdiğine sunulmuş
Bütün dünyasına darılmış gider.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:23 PM

*Yükümü Almışım!
Pervanesi kırık, dümeni bozuk
Yükümü almışım okyanustayım.
Gelene eyvallah, gidene yazık
Ben ben de eridim, halsiz, hastayım.

Zerresi hoşuma gitmez demedim
Nesnede alamet saklı muhakkak
Hamaset, hasiyet bitmez demedim
Sırrın körfezinde canlar var ak ak

Neden bunca elem, niye bunca naz
Naçarım, halimi sorma birtanem.
Bu sitemli bakış, gönülsüz niyaz.
Bu aciz kulunu yorma birtanem.

Gönül var okyanus, duygu var sırlı
Saygı var samimi durmayı bilmez…
Diller var dikenli, düşünce kirli
İnsan var, insana varmayı bilmez!

Anlatmaya yetmez, bu kelam noksan
Elbette, gayrette mürüvvet beştir…
Samimiyse sevgi, değilse yeksan
Hak yanında insan kudrete eştir

Hayallerim beni boşluğa iter
Arzularım döver, umut baç ister
Ateşim olmasın akıttığım ter
Yarabbi yanıltma, doğruyu göster

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:24 PM

*Yüreğim Yusuf’ça

Düğümledim bölük pörçük duygumu
Gülüm boğazıma ilmek atarken
Azatlığa konuk ettim kaygımı
Özge dilim hem pervasız, hem arken.

Gözyaşıma kilit vursam durur mu?
Bir bedende iki yürek vurur mu?
Bu bendeki cehennemlik gurur mu?
Yüreğim Yusuf’ça sessiz yatarken.

Bir söz derim bin pişmanlık süresi
Tokmak vursam çatlar arzın küresi
Müminin imanı, Türkün töresi
Mecalsizdim aşkın beni satarken

Kaç kere yalvardım kendi dilime
Gam bağında bohça verdi elime
Sırat-ı müstakim üzre halime
Gülle atıp, tankla topa tutarken.

Bağda filizlenen çınar kururken
Yüreğimde gökçe kösler vururken
Bu sevgiye layık olmak dururken
İsyan ettim kaygım beni yutarken

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:30 PM

*Yüz Üstüne Yüz Koydu.
Örümcek misali bir dünya ördü
Bir alem ki! Giz üstüne giz koydu.
Yüce sandıkları cüceymiş gördü
Sevr’e giden iz üstüne iz koydu.

Akıl ki firari, yürek ki sürgün
Dudakta kirlenen sevdalar gergin
Uçmağa gidenler döner mi bir gün
Muammalı cüz üstüne cüz koydu.

Kurbanlar kesilir tüm suçlarına
Eklenir, asılır dal uçlarına
Yılgınlık yerleşir avuçlarına
İniş, çıkış, düz üstüne düz koydu.

Yürekte küllenir barışın hıncı
Artık yolcuları eğlemez hancı
Özlemi tazeler yürekte sancı
Sana uzak öz üstüne öz koydu.

Hayal gemisinde yordu özlemi
Gelenden geçenden sordu özlemi
Sıla kundağına sardı özlemi
Nazar etti göz üstüne göz koydu.

Her gece alemi ederken seyran
İdraki dondurdu tastaki ayran
Hasreti al ateş, hayali hayran
Gönlü yakan söz üstüne söz koydu.

Bir kutlu kapıyı açmak istedi
Birden uçup bine göçmek istedi
Çılgın arzulardan kaçmak istedi
Şu kızarık yüz üstüne yüz koydu.

Yitik sevdaların yolunu tuttu
Sözü düğümledi, aşağı yuttu
Güneşi koynuna soktu, uyuttu
Bir muhannet köz üstüne köz koydu.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:30 PM

*Zamanı Durdurmak...
Saat tik tak çalışır, zaman su gibi akar.
Şeker katsan aklasan, katran bu zehir kokar!
Bin gece sona erse, bin kere ağarsa tan.
Baykuşlar karanlığa gözsüz kararlı bakar.

Babaları hokkabaz, çocukları serseri!
İnsanlarda kalmamış insanlığın eseri!
Güneşsiz güne mecnun, aysız geceye sultan
Olsa şafak güneşi, geceden gelmez geri

Bütün bencilliğinin müebbet cezasını
Çekerken serpiştirir karanfilin hasını
Düşlerini sızlatan sevdayı bulduğu an
Unutur yıldızların şafaktaki yasını.

Çiçeklerin yerinde anılar büyüyecek
Anılar büyüdükçe, bu birlik yürüyecek
Sensizliği yaşarken tek başına bu insan
Ecel cana yetse de anılar ölmeyecek

Durdurun şu zamanı, beni biraz eğensin
Takatsizim, yoruldum benim ile dinlensin
Bir nafaka yüzünden gurbette geçti zaman
Bir anımı dinlesin, biraz da o gamlansın

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:31 PM

*Zemheri…
Karakışta Zemheri’yi
Aramaya çıktım bugün.
İrdeleme sen geriyi
Harşit boyu aktım bugün.

Sana gelmekti muradım
Gönlün yolu iki adım
Belki bir işe yaradım
Diye yere baktım bugün.

Derdim vardı dizi dizi
Yıprattım yüzlerde yüzü
Gözüm aramaz mı sizi
Yüreğimi yaktım bugün.

Sitemlerin başım üste
Yaş indirdin yaşım üste
Yola düştüm işim üste
Aklı yola soktum bugün.

Arka çıktım, arkam bildim
Seninle ağladım, güldüm
Artık sitem etme öldüm
Ki, kafayı taktım bugün.

Karlı dağlar aşıyorum!
İnan, bana şaşıyorum…
Yaşamaya yaşıyorum
Ama, benden bıktım bugün.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:31 PM

*Zemheriye Gül Mü Kalır


Bu sevdayı gönle koyma sitemle
Dökülmedik dil mi kalır a gönül.
Muhabbetin ateşiyle sar, demle
Çevrilmedik kül mü kalır a gönül.

Hükümran batakta zilletle onur
Haysiyet hak ile daim korunur
Her damlası rahmet, her zerresi nur
Açılmadık el mi kalır a gönül.

“Hubbül vatan minel iman”emir net!
Gönüllerde umut, Yesrib’e niyet
Vatanından sürgün kaderse şayet
Geçilmedik yol mu kalır a gönül.

Sensiz cihan mercan olsa teperim
Sensin arkam, sensin kale’m, siperim.
Gözlerini gözlerimle öperim.
Gönüllerde zül mü kalır a gönül.

İki âşık mağaradan çıkınca
Sevgilisi muhabbetle bakınca
Gökte hilâl huzmeleri yakınca
Aşılmadık çöl mü kalır a gönül.

Baş kurtulur adın zikretse diller
Sevdalıysa gözden boşanır seller
“Gül Yüzlü”de toplanınca tüm güller
Zemheriye gül mü kalır a gönül.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:31 PM

. Altmışlık Göç...

Aşık Yaşar Reyhani'ye-
Gurbet uzadıkça, hasretlik artar
Altmışlık avare köyden göç eder.
Cümle aşıkları söz ile tartar
Dünyaya gücenir, aydan göç eder.

Gelsin denilen yaz evveli güzün
Yaprağın düşüşü kıştaki hüzün
Belli ki şöhrette kalmadı gözün
Balık suya küser, çaydan göç eder

Sevgi merkezine doğma zamanı
Karlı bulutları sağma zamanı
Rahmet olup yere yağma zamanı
Ok kirişten bıkar, yaydan göç eder.

Ne yatarsın usta, yatak mı rahat?
Vade mi ulaştı, doldu mu saat?
No’lur bu kasveti üzerinden at!
Şiir öksüz kalır, meydan göç eder.

Şimdi aldığını verme vaktidir
Sonsuzluk sırrına erme vaktidir
Artık hesapları görme vaktidir
Aşıklar düğünden, toydan göç eder.

Gövde köke küskün, yapraklara dal
İhtişam zorundan terlerken al al.
“Arzu”suna dargın emektar sandal
Bilinmeze doğru koydan göç eder.

“Erzurumlu Gelin”, yatan hastası
Göç mevsimi “Turnalar”ın ustası
“Yasindir mektubu, ihlas postası”
Korkarım aşıklık soydan göç eder.

Bekleyeni olan yolcu gelecek
Ömür kısa, dünya yalan, son gerçek.
Sermayesi ”nazlı yare bir çiçek”
Cümle ihtişamı huydan göç eder.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:31 PM

Abdulkadir Öğdüm İle Hasbıhal-2-
Haydi oğul derinlere dal ama
Derinliğin gözlerinde uyuma…
İnsanlara karşı munis ol ama
Siyasinin sözlerinde uyuma…

Mayın tarlasına ne ekersen ek
Aslan yavrusunu doğurmaz eşek
Namerdin serdiği olsa tül döşek
İki türlü yüzlerinde uyuma…

Gönül köprüsünün başları duvar
Dünyamızın her yanında izi var
Uygarlık ki iki başlı canavar
Canavarın dizlerinde uyuma…

Bir ana ki yavrusunu doyurmaz
Bir baba ki evladını kayırmaz
İki rengi birbirinden ayırmaz
Ki, baharın yazlarında uyuma

Uyuma diyorum, kulak ver bana!
Sözlerimi sakın atma yabana…
Dikkat et haramı katma çabana
Huluskârın izlerinde uyuma…

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:31 PM

.Abdulkadir Öğdüm İle Hasbıhal -3-
Yüzümü aldım da yanına geldim
Bir arzum var görür müsün Derunî?
İlk seni aradım, seni dost bildim
Akıl, fikir verir misin Derunî?

Bu yer bu iş için uygun değilse
Belle, ki bu senin duygun değilse
Belleğin kör-kütük, saygın değilse
Sağ cenahtan yürür müsün Derunî?

Seninle uğrarız maslahatgile
Toplarız, denkleriz, yükleriz file
Bu sözüm burada kalsa nafile
Beni görsen erir misin Derunî?

Bir daha uğramam kaygın olmasın
Hatırım yanında yaygın olmasın
İyi bak gözüme baygın olmasın
Nazı yerde sürür müsün Derunî?

Kalsın istediğim, kalsın dediğim
Üstüme sinmedi en son yediğim
Kırılmışım işte, surda gediğim!
Hatıramı kürür müsün Derunî?

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:32 PM

.Abdulkadir Öğdüm İle Hasbıhal -4-
Hasret göze, hüzün gönle, sis dağa
Ay gölgemin gölgesine sığınır...
Akşam tana, sır sendeki şafağa
Ya bu aymaz gün nesine sığınır...

Gönül perim, şahım, perişan halım
Artık ne sürgünüm, ne de var dalım
Gayri hem sevgilim, hem de sevdalım
Şiir senin nefesine sığınır...

Bulutları dilim dilim dilerim
Gökyüzünden yıldızları elerim
Aklım, fikrim, zikrim, ifadelerim
Alemin en bilgesine sığınır...

Sırdaşın dileği, erinin sırrı
Sözün gizlendiği yerinin sırrı
Birinin kederi, birinin sırrı
Gönlün mahrem bölgesine sığınır...

Sözcükte tamamlar hece ömrünü
Şarlatanca yaşar cüce ömrünü
Yarıladığında gece ömrünü
Hasret hüznün tok sesine sığınır...

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:37 PM

.Abdulkadir Öğdüm İle Hasbıhal -5-
Elimde ak mendili, sultanımdan yadiğar
Şimdi sorsam Deruni bilecek mi dersiniz…
Rehberimiz, yönümüz, kılavuz Perverdigar
Gurbet yüklü kervanlar gelecek mi dersiniz…

Asilzade düşse de asaletin yitirmez
Asaletsiz insanın bağı barı bitirmez
Nasip olursa devlet onu kervan götürmez
Ya nasip diyen kullar gülecek mi dersiniz…

İftira tezgahları yalan bezi dokurken
Oğlumuz ve kızımız teksas tomiks okurken
Şu nesli mahvedecek duygular başta urken
Analar gözyaşını silecek mi dersiniz…

Öbür dünyaya gittim karanlık mı karanlık!
Gidiş gelişim şöyle bir saniye, bir anlık
Orada ne iltimas, ne rüşvet ne yaranlık
Sizce ******* gündüz olacak mı dersiniz…

Menfaat çarmıhına gerilince yeryüzü
Ne sözü zırha değdi, ne de kızardı yüzü
Kor ateşten gömlektir ariflerin her sözü
Erenler bağında gül solacak mı dersiniz…

Alim geçinen bir çok cübbeli gafil adam
Katlime ferman yazar, kalemi kırar. İdam!
Ve tamtamcı davulu çalıyorken dam dam dam
Ağlayan gözlerde fer kalacak mı dersiniz…

İkbalin zirvesinden düşenlerden ibret al
Pişmişler dergahında pişenlerden ibret al
Yalın ayak yıldıza koşanlardan ibret al
Bayraklar bayraktarı bulacak mı dersiniz…

Öfkenin dört duvarı, içinde hırslı şair
Demlenmiş, şiir yazar, fukaralığa dair
Sinsi münasebetler, çatlak şiir, vesair
Kaleli bu efkarla ölecek mi dersiniz…

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:37 PM

.Abdulkadir Öğdüm İle Hasbıhal -6-
Kupkuru bir söz ile her işim olur demek
Çakalla nağmeleşen kuzu işine döner.
Karnı doyurmak için harcanır bunca emek
Kafası aç olanlar haydut peşine döner.

Bir işi yarayayım, harcında olup çakıl
Allah’ım, dünyam gibi, ukba mı da abâd kıl
Mamur olur mu dünya, noksan olunca akıl
Şükrünü bilmez insan, dünya boşuna döner.

Aldırma gafillerin zengin görüntüsüne
Bir bak akıbetine, kazancı ne, varı ne,
Neyi varsa sarf eder giyimine, süsüne
Sekseni bulduğunda kuşun şaşına döner.

Huy haline gelmeli insanda güzel ahlak
Bu hususta ne diyor Kılavuz’un iyi bak
Onun doktrinine ki, uymayan olur helak
Temizlesin su diye, dere taşına döner.

Kan pıhtısı zamanla, bürünür kemik ete
Rahmetin esası bu, bak işte keramete
Teslimiyet, teveccüh ulaştırır Hazret’e
Bundan uzak her gayret hamal düşüne döner.

Sana mahzunluk veren hareketlerden sakın
İnsanlığa yakışan hal ve hareket takın
Gönüllerde yuva kur, gönül gözüyle bakın
Vatanında vatansız erkin başına döner.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:37 PM

.Abdulkadir Öğdüm İle Hasbıhal -7-
İki şahidim var, ikisi haktır
Hangisine selam versem gül açar
Birisi gönlümde bari mutlaktır
Birisinden şeytan korkar da kaçar.

Ayaz vurdu dala, yola kar düştü
Hasret düğümlendi dala yar düştü
Başım alev aldı, gönle nur düştü
Yollar buz, turnalar yüksekten uçar.

Ocağım yanar da, tütmez bir türlü
Bu sevda başımdan gitmez bir türlü
Benim bu hasretim bitmez bir türlü
Hüznümü kamçılar, arzumu saçar.

Seher vakti hayal kapımı çalar
Sırrın körfezine acılar dolar
İçimde bir sızı meler ha meler!
Anasından ayrı kuzudan naçar.

Gönlümden geçeni bir bilebilsen
Ben geçmişte kaldım, gelecekte sen
Kaleli, kederden sıyrılabilsen
Seven sevinirdi, olmazdı duçar.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:37 PM

.Abdulkadir Öğdüm İle Hasbihal-8-
Eskiyi yeniyi sen bozdurursun!
Baharı gelmeyen uzun yıl gibi,
Sözü sen taşırsın, sen sızdırırsın!
Yanakların pembeleşmiş al gibi,

Bu gönle sevgiyi sen sezdirirsin!
Ay gölgemin gölgesine sığınır,
Sen sitem edersin, sen gezdirirsin!
Gönlün mahrem bölgesine sığınır,

Ele saat, bize yıl yazdırırsın!
Her kişiye görünürsün el gibi,
Sen öğüt verirsin, sen azdırırsın!
Her kapıda çalınırsın zil gibi,

Terazinin kefesine sığınır!
Bir fanide gönül hep aradadır,
Alemin en bilgesine sığınır!
Mahlukatın gözü hep oradadır,

Kaleli hüznün sesine sığınır!
Sevgiye mezarı sen kazdırırsın,
Ya bu yalan gün nesine sığınır!
Sen sahip çıkarsın, sen ezdirirsin,

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:37 PM

.Abdulkadir Öğdüm İle Hasbihal -9-
Bu yerde şairin dili perişan
Ne kadar olsa da nazsız, nedendir?
Bülbülü lâl bağın gülü perişan
Göllerim dudusuz, kazsız, nedendir?

Ben miyim divane, sen misin hasif?
Sen mi takıntılı, ben miyim pasif?
Ben miyim meyane, sen mi agrasif?
Sesimiz hep kısık, tizsiz, nedendir?

Güvercinler saldım yaban ellere
Bülbüller zulmeder esmer güllere
Bastığı toprakta huzursuz ere
Baharlar, baharsız, yazsız, nedendir?

Ucuz sevdalara kucak açalı
Aramıza girdi çok karaçalı
Gönül beğenmiyor yeşili alı
Davulsuz, zurnasız, sazsız, nedendir?

Huzuru divanda gözü ağların
İlkbaharda kışı geldi bağların
Belleri aşılmaz karlı dağların
İnişsiz, çıkışsız, düzsüz, nedendir?

Başımız ısrarla aynı hatada
Kanımız akıyor yedi kıtada
Gözümüz kan kusan şu haritada
Umutlar yarına, izsiz, nedendir?

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:37 PM

.Abdulkadir Öğdüm İle Hasbıhal -1-
Hevesi yol ettim, hayali yoldaş
Ne seherim, ne sabahım var benim
Hasreti tutamam, arzu gözde yaş
Ne suç ettim, ne günahım var benim

Serverların dergâhına uğradım
Usulce sokuldum, atmadım adım
Pirim gözlerinde kaldı muradım
Başı duman dağca ahım var benim

Selam verdim selamımı almadı
Gönül verdim, davet ettim kalmadı
Boyun eğdim, “şükür” dedim olmadı
Deste derdim ve ervahım var benim

Böyle bir sevdaya bağlandı yolum
Tutsam kaldıramam, yok artık kolum
Sultana sevdalı, talihsiz kulum
Şaha şadlık veren şahım var benim

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:38 PM

.Ad...
Beni dinle Barış Doğan, sözü yabana atma
Gıyabi’yle Halefi’yi sakın ola bir tutma! !
Turna göçmen gelir geçer, sığırcık konmaz uçar
Bülbül olmak sevişmektir, sakın bunu unutma.

Yol aşağı yağ da su da aynı şekil akışır
Halef ile bağlı olmak bir noktada çakışır.
Sözümü tut kalma naçar, her kilidi bu açar
Halefi ol erenlerin, sana bu ad yakışır.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:38 PM

.Ağla Çocuk
Güzel çocuk, mahzun çocuk, can çocuk
Her kış bir bahara dönsün sen ağla!
Yürek yara, benzin soluk, yüz uçuk
Bugün birsin, yarın binsin sen ağla!

Bu çağın eseri, esiri çocuk
Sevginin kesiri-küsürü çocuk
Medeni yangının tesiri çocuk
Göz yaşınla ateş sönsün sen ağla!

Ağla ateş sönsün, ıstırap dinsin
Şu uygar dünyanın mahsulü sensin
Sen bugünsün, sen yarınsın, sen dünsün
Yanmış gönüllerde kinsin sen ağla!

Ağla çocuk ağla zemin ıslansın
Zamana hükmeden zalim uslansın
Yaşın duman olsun, dağa yaslansın
Yarının sahibi sensin sen ağla!

Adam ikrarından, hayvan yulardan
Yakalanır çıkamadan sulardan
Bu aşk yücelerden, bu azim yardan
Sevdan gönüllere sinsin sen ağla!

Yağmur gibi bomba yağar, serseri
Cana düşer yer andırır mahşeri
Sen 'mazlumlar mazlumu'nun eseri
Garbın hor gördüğü dinsin sen ağla!

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:38 PM

.Akar.Akar, Akar (Destan)
Okyanustan derin gönlünün içi
Kimseye göstermez yanar kavrulur!
Drama dönüşür hayat sikeçi
Buna aklı ermez yanar kavrulur!

Arif kişi her çileyi hoş görür
Cahil, nadan bu dünyayı boş görür
Bir insan ki her insanı baş görür
Her kusuru görmez yanar kavrulur!

Güller hoyrat elde, umut çalıda
Mal mülk düzenbazda, sabır velide
Arzu yüce dağda, heves yalıda
Asla aman vermez, yanar kavrulur!

Zaman uzamakta, geçmede ara
Dost dostun gönlüne açmada yara
Kalbin çekülünü asmış duvara
İpine el sürmez, yanar kavrulur!

Gonca boyun eğer, güller sarardı
Arının o gülde muradı vardı
Hasretin ateşi sineyi sardı
Vuslat ele girmez, yanar kavrulur!

Çabalar kabını dolduramazsın
Olmaya uğraşır olduramazsın
İstesen de gülü solduramazsın
Kimseyi küstürmez, yanar kavrulur!

Gönlümün gözünde saklarım seni
Cevherine bakar, yoklarım seni
Uzaktan uzağa koklarım seni
Bu gönle şerbet ez, yanar kavrulur!

Yadında yarı var, sanırsın canlı
Yanında hayali, çok heyecanlı
Elleri nasırlı, gözleri kanlı
Dosta yel estirmez, yanar kavrulur!

Dikkatlice oku bu son heceyi!
Uğraş o ki, gündüz ede geceyi!
Gönlün günü tutsa, ünün yüceyi
Güneşe un sermez, yanar kavrulur!

Gönlümün gözüne teperim seni,
Bilmişim korganım, siperim seni
İki gözlerinden öperim seni
Bu baş çam devirmez, yanar kavrulur!

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:38 PM

.Akılların Kafaları Karışık?
Devrin suni üretilmiş ağacı
Dalların kurusun, kuşlar konmasın
Bir düşüncen, bir fikrin yok ne acı
Öldüğünde komşuların tınmasın.

Bir baş soğan bir kazanı kokutur
Husumeti ak kazana akıtır
Kokun sarımsağa mevlit okutur
Viranende ateş-mateş yanmasın.

Asrın küflü sandığının saklısı
Köse sakallısı, bet ayaklısı
Ortalığın kotuk ganayaklısı
Çöl kalasın, seni kimse anmasın.

Kurt bakışlı tilkilerin enderi
Kedilerin, köpeklerin önderi
Bu mevsimden sonra, bu aydan geri
Sana ışık yakan gönül onmasın.

Bu çakal dünyayı şeşi beş görür
Önüne gelene din dersi verir
Tavayı görmeden yağ gibi erir
Özün deniz suyu içsin, kanmasın.

Fitilsiz fiskenin boğucu isi
Yalınayakların ayak ölçüsü
Bu dünyada kör şeytanın elçisi
Ölün koksun ortalıkta, donmasın

Akılların kafaları karışık
Her delinin yakasında bir ışık
Toplum değil kendisiyle barışık
Kimse kendin Hint Kumaşı sanmasın.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:38 PM

.Aklım yanıyor Dostlar
Aklım yanıyor dostlar dumanım arşta
Ne fikrim uyanık ah ne akıl başta!

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:38 PM

.Ama'sı Saklı...
Gönül fincanında saklarım seni,
Sırılsıklam terlemezsen yanarım.

Öperim, okşarım, koklarım seni,
Gerçek Biri birlemezsen yanarım.

Emen diye diker oklarım seni,
Oktan evvel fırlamazsan yanarım.

Kalbur ile eler, paklarım seni,
Cılız iken gürlemezsen yanarım.

Azarlar, döverim, haklarım seni,
Dört dolanıp, turlamazsan yanarım.

Haset pazarında aklarım seni,
Hor bakanı horlamazsan yanarım.

Evet candan özge saklarım seni,
Sebepleri zorlamazsan yanarım.

Halini sorarım, yoklarım seni,
Çıban başı körlemezsen yanarım.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:38 PM

.Ama...Sen Gittin.
Seslenseydin ardım sıra,
Bir haykırsaydın! ...
Dokunabilirdim çığlıklarına...
Hissedebilirdim duygularını
Konuşabilirdim hayalinle
Tutabilirdim düşlerini ellerimle…
Kucaklayabilirdim seni
Saygı buketli, sevgi kokulu
Büsbütün benliğimle....
Sen gittin!

Sarabilirdim yaralarını
Yan etkisi olmayan merhemle.
Susturabilirdim gözyaşlarını
Mavi gülümsemeyle,
Akmaya hazır göz yaşlarımla!
Dindirebilirdim kalp sancılarını
Sancılı kalbimi verip
Sen gittin!

İlham verir miydi sözlerim bilmem?
Ama yatıştırabilirdim korkularını
Korkulu yüreğimden sızan
Reçetesiz bir teselli ile.
Sen gittin!

Sevebilirdim seni sorgusuz, sualsiz
Pencerenin isli camında,
Sigaramın dumanında,
Sol kulağımın yanında
Görebilirdim.
Görebilirdim baktığım her yerde.
Sen gittin!

Tek seni sevdim sevgilim
Koy bu hayat senin olsun
Kararı ben vereceksem
Seni öldürmek niye?
Hiç vakit kaybetmeden
Yanına geleceğim
Ve ben seni sevgilim
Ömrümce seveceğim.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:38 PM

.Arkamızdan Zan akar
Bir vücut şehrini seyran eyledim
İki pınar, gözyaşları don akar
Kırk düşündüm, ikisini söyledim
İkisi de bir tepeden yan akar.

Ağız var ki söz yerine bal akar
Ağız var ki salya akar, yal akar.
Ağız var ki lokumu yer, kıl akar
Ağız var ki muhabbete can akar

Biri gönül koysa kaşını çatma
Dost deyip herkesi müsavi tutma
Bir elim Ülkü Nur, bir elim Fatma
Bir elime kalem alsam kan akar.

Ben muhabbet sofrasının tuzuyum
Gurbetlerin alnındaki yazıyım
Şu garibin sıla kokan nazıyım
Ben dururum, vakit dolar, an akar.

Bir bedende iki baş var görünmez
İki göz var beni yakar görünmez
Feryadım var arşa çıkar görünmez
Namertlik bu, arkamızdan zan akar.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:38 PM

.Artık Baharlara Küstüm
Birlikten umudu kestim
Hayallerim boşa çıktı
Artık baharlara küstüm
Tüm zamanlar kışa çıktı

Toy toylarım toynağında
Pınarların kaynağında
Sandım huzur oynağında
Ömür kırk beş yaşa çıktı

Gözlerini yuma, yuma
Kafasını sokar kuma
Kavağa çıkmadı ama
Balık geldi, taşa çıktı

Nutuk atmış, iz sürmüşüm
Aklım sıra ders vermişim
Güpegündüz düş görmüşüm
Güldüklerim başa çıktı.

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:39 PM

.Arzular, Hayaller, Umutlar!

Arzular, hayaller, umutlar bir bir
Ateşsiz, kibritsiz yandı gidiyor.
Gönül dosttan yana bir kelebektir
Bir türkü tutturdu, kandı gidiyor

Elli yıldan beri otsuz yaylayı
Dolaştı, görmedi seneyi, ayı
Çöldeki leylayı, köşkü, sarayı
Yarin hayaline sundu gidiyor

Yapraktı sarardı, çiçekti soldu
Gaflet yorganının altında kaldı
Ne ekti, ne biçti, ne ürün aldı
Kerbela çölüne döndü gidiyor.

Doğru kapı çalan çareyi bulur
Kapı çalınınca olmazlar olur
Ve gayrı kapılar hep güdük kalır
Gönül kapısının fendi gidiyor

Dedi düşün akıl, düşün, bir defa
Ölüm gelecekmiş gelsin hoş sefa
İlimdir, irfandır en büyük şifa
Çağın ötesine sindi gidiyor

Ne yazı belliydi, ne kış, ne bahar
Can suyunun susuzluktan derdi var
Yakınmadan yılgınlığı himmet yar
Muratsız tabuta bindi gidiyor

Ne etsen nafile kurumuş dalın
İstersen gez dolaş, istersen salın
İstersen sevdiğim sözümden alın
Artık Kaleli’nin kendi gidiyor

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:39 PM

.Arzularım İkrah Kokar
Dostlar beni okumayın
Sayfalarda kalsın gülüm
Tezgahlar bez dokumayın
Orta yerde kalsın ölüm

Yerler gökler bana bakar
Tüm sinekler beni sokar
Arzularım ikrah kokar
Yıkık dünyam, harap ilim,
Beni dildim dilim dilim.
Zülfikar Yapar Kaleli

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:39 PM

.Avrupalı Bizi Bizsiz İstiyor.
Umudu bağlarsın şansın ucuna
Ucunu düğümler dert ağacına
Nere gitsen hep gülerler acına

Kabuğu cilalı, özsüz istiyor
Avrupalı bizi bizsiz istiyor!

Bir pınar ki oluğundan kir akar
Bu pınardan içsen içini yakar
Ve bu pınar bize yüksekten bakar

Edepsiz, işvesiz, nazsız istiyor
Avrupalı bizi bizsiz istiyor!

Akbabalar ak çayıra doluştu
Ne civanlar toprak ile buluştu
Gözlerimiz karanlığa alıştı

Ağızsız, kulaksız, gözsüz istiyor
Avrupalı bizi bizsiz istiyor!

Ben garibim, gözüm yılgın, yol bitmez
Bu ülkenin riyakarı bol bitmez
Dili keskin, besmelesiz kul bitmez

Muratsız, sevdasız, közsüz istiyor
Avrupalı bizi bizsiz istiyor! !

Avrupalı hala garez besliyor
Avrupalı aynaları süslüyor
Avrupalı sırtı dağa yaslıyor

Bizi itirazsız, sözsüz istiyor
Avrupalı bizi bizsiz istiyor! .

“Bir seyret yılların ta ötesini
Türküsünden anla Türk’ün sesini”
Boğazında koyar her hevesini

İçi boşaltılmış, yüzsüz istiyor
Avrupalı bizi bizsiz istiyor!

Al gözümü gözüm, göz senin olsun
Bahçemizde sümbül solsun, gül solsun
Türk Dünyası umut bahara kalsın

Ülküsüz, Turansız, Sizsiz istiyor
Avrupalı bizi bizsiz istiyor!

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:39 PM

.Ayarın mı Güzel, İzin mi?
Gönlüme köz koyan gönülsüz güzel
Alevin mi güzel, közün mü senin?
Ağrılı dalları ırgalar bir el
Bu cilven mi güzel nazın mı senin?

Yaprağın mı sarı, dalın mı kuru?
Hazmetmez kolayı, sorarsın zoru
İki gönül doldurmaz bir çukuru
Kaderin mi güzel, yazın mı senin?

Görünüş keşkekte, tadın keşkülde
Seven sevilenle kalır işkilde
Baktığın dağlar sarp, yollar müşkül de
Yokuşun mu güzel, düzün mü senin?

La lezar mı güzel, gülün mü sence?
Dudağın mı güzel dilin mi sence?
Kız-oğlan mı güzel gelin mi sence
Bakışın mı güzel, gözün mü senin?

Bacayı seyreder, kapıyı gözler
Görmeden seversin, görmeden özler
Yapmacık sitemler, yalancı sözler
Sohbetin mi güzel, sözün mü senin?

Sevdalıyken mezarını eşersin
Bu aşk ile olgunlaşır, pişersin
Buharlaşır yıldızlara düşersin
Ayarın mı güzel, izin mi senin?

Sevda denen yaman dertle erirsin
Baharın işini güzden görürsün
Ekilir, sürülür başak verirsin
Baharın mı güzel, güzün mü senin?

Suratını asar mısın de hele?
Tez darılır küser misin de hele?
Poyraz gibi eser misin de hele?
Şu gönlün mü güzel, özün mü güzel?

Dalıp dalıp gidiyorsun uzağa
Avcı seni düşürmez mi tuzağa?
Aşkın damgasını vurdun bu çağa
Hayalin mi güzel yüzün mü senin?

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:39 PM

.Baba-Kız Atışması
Zülfikar Yapar Kaleli:
Merhaba geldim işte
Tamam mı? Bildim işte!
Türkiye Türklerindir,
Bilmezsen öldüm işte…

Sakine Aydın:
Ay! Benim babam geldi
Kalpte ki duam geldi
Karanlıkta güneşim
Güneşte çabam geldi....

Zülfikar Yapar Kaleli:
Kalmışım naçar kızım
Dost benden kaçar kızım
“Bir kapıyı kapayan
Gün gelir açar” kızım…

Sakine Aydın:
Viran olsa da obam
Boşa çıksa da çabam
Dost ararsan ben varım
Üzülme garip babam…

Zülfikar Yapar Kaleli:
Gül’den özge gülsün sen
Çok nadide kulsun sen
Sen gönlümün çerağı
Vuslatıma yolsun sen…

Sakine Aydın:
Bülbüle gül neylesin
Sen her zaman böylesin!
Gönlümde ayrı yerin,
Bak gözüme söylesin…

Zülfikar Yapar Kaleli:
Düşmanı iyi tanı,
Gurur aşkın düşmanı!
Gözler görmezse kalır
Geride birkaç anı…

Sakine Aydın:
Gururu öldürmüşüm
Kibrimi soldurmuşum
Gönlümden her ne geçse
Ben sana bildirmişim...

Zülfikar Yapar Kaleli:
Umulmaz rahmet yağar
Beni kedere boğar
Ne kadar gece olsa
Güneş muhakkak doğar…

Sakine Aydın:
Sevgi yağmazsa ne gam
Gönle ağmazsa ne gam
Gönlümde güneş sensin
Güneş doğmasa ne gam…

Zülfikar Yapar Kaleli:
Üzülmeyiniz astlar
Yere serildi postlar
Ben ne şanslı babayım
Gördünüz ya, a dostlar…

Sakine Aydın:
Ben de şanslıyım baba
Boşa değilmiş çaba
Boşuna bakmıyorum
Dolu yanından kaba…

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:39 PM

.Babana Benzeme Sen! ! !
Hangi karabulut yağmura gebe,
Hayat oyun oynadığı körebe...
Senin baban babasından kötü be
İyi dinle, kulak kabart sözüme! ! !

Yürüsün de bir bak sanırsın beydir
Gökleri sırtına kaban yap, giydir
Gözü sende kalır, ne mene şeydir
Yalan ise parmağı sok gözüme! ! !

Sırtını yara ver bir dağa yasla
Sen kendine benze, babana asla
Al babanı babalarla kıyasla
İyi dersen gel de tükür yüzüme! ! !

GooD aNd EvıL 12-05-2008 06:40 PM

.Bana Baharlar Ağlasın

Arzu nazenin, kelebek
Tül götürsün, bar ağlasın.
Mecnun sebep, Leylâ dilek
Çöl götürsün, yâr ağlasın.

Acı dayanmaz acıma,
Yetişemem amacıma.
Dolu vursun yamacıma,
Sel götürsün, yar ağlasın.

Yıllar yıkar umudumu
Umut yakar sevda mumu
Sen yoksan koy tabutumu
El götürsün, ar ağlasın.

Sam vurmuş ihsan dağını
Silkeler can otağını
Sis sarmış gönül bağını
Yel götürsün, zor ağlasın.

Yürek yanar da yok çare
Lime lime, pare pare
Sevdam gidecekse yare
Kül götürsün, zar ağlasın.

Yanaştım yolun sonuna
Sitemi koydum yanına
Elim canan divanına
Gül götürsün, hâr ağlasın.
Beni her bahar ağlasın! .


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:10 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.