www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Ömer Dalman (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144915)

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:15 AM

Bir Kişi Bile Kardır

Bir bilgiyi bir kişiye ulaştırsan bile
büyük iş yapmış sayılırsın evren nazarında diyen bilgi vardı
hiç unutmam...
ne kadar da güzel, pozitif bir anlayış! ..

Bırakmayacaksın ucunu işin
içinden gelenin, elinden gelenin en iyisini
birey-kitle demeden yapacaksın
aktaracaksın inandığın bilgiyi.
bayrağı teslim edeceksin elinin uzandığına
çok da arkaya bakmayacaksın neler yaptım diye
bırakacaksın sonra kendi yürüsün
dursun veya düşünsün.
sen ilettin artık. Gerisi senin ona emanetindir.

bazen bir kişiyi bile köküne kadar sevmeyi becersen
belki bu da büyük bir iştir?
o gider, belki başka birine iletir
kendi bildiği şekilde senin sevgini başkalaştırarak.
ama sevmek önemli en başta
bilgini sevginin rüzgarıyla bir diğer gönüle üflemek sonra...
hem sevgisiz bilgi ne ki? ..

gerisi sadece diğerine ait
senden ona emanet...
sen bir kere ilettin ya...
bu bile kardır.

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:15 AM

Bir Süre Daha

Bıraktık artık...
Gerçekten...
hem bıraktık, hem unuttuk
gerçek iyiliği, yardımcılığı
fedakarlığı...

hepsinden aşağılara düştük
yetmezmiş gibi artık
bir de prosedürdeki saygıyı,
hak önceliklerini de görmezden gelmelerdeyiz.
zaten bunun bir alt aşaması
kasabada, köyde, taşrada, metropolde
eşkıyalığa, dayılığa kalmaktır
dönüşü yok! ..

çünkü gözeten yok, korkutan yok,
denetleyen yok,
suçluya kötek yok,
haklıya saygı yok...

İşte bu yüzden ben yine bu akşam
arkadaşlardan dönüşte,
ne olduğunu bilmediğim o insanoğlu
sola saparken sinyal verdi diye
neredeyse içimden 3 ayrı hayır dua okuyup,
hatta arabadan bir acele inip,
gidip adamın elini-ayağını öpecektim!

bu kadar başıboşluğun,
tutarsızlığın
haddini bilmezliğin arasında
hala bunları yapan var ya;
yıkılmaz bu ülke,
batmaz bu dünya
en azından bir süre daha! .. demek isterdim ama

bıraktık artık...
çoktan bıraktık ve unuttuk.
aslında kapandı bu perde...
sadece kendi uzatmalarını oynuyor Doğa Ana.
bizse hala kendi havamızda...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:15 AM

Bir Şeylerin Değerini Verelim

Eh be kardeşim
biraz da bir şeylerin değerini verelim değil mi? !
Bedavacılık-bedavacılık da nereye kadar? !

Sevdiğin sanatçıdır, tanıdığın şov ustasıdır
yazardır vesairedir; tamam güzel de
her seferinde adamın konserine, şovuna
imza gününe veya girişi paralı kutlamasına
kapıya ismimizi yazdırarak girersek ne olur?

Tamam! 'Bedava' olur, tatlı gelir ilk anda ama
işinin hakkını verip bize tam teşekküllü hizmet veriyor bu adamlar.
karşılığında herkesten bir öpücük alsa her seferinde
vicdanımız rahat edecek mi?
rahat uyuyacak mıyız yataklarımızda? !
o adam pahalı yaşamının faturalarını ne yapacak?

Sen çıkartsaydın yeni bir albüm
senin kutlama gecene giriş -dolgun ücretli- olsaydı
150 kişi kapıya adını yazdırıp
onun tanıdığı, bunun yeğeni diye
bedavadan çullansaydı içeri
mutlu olur muydun
yoksa arkalarından nefretle laf mı sallardın insanların? !

değil mi yani kardeşim?
biraz dikkatli hareket etmek lazım bu alemde ha?

şu özel *******de
kapılarda isim yazılma kuyrukları görmekten nefret ediyorum!
veya adreslere gönderilmek zorunda kalınan bedava kitaplardan
bütün bunları mecburi kılan
yanlış sosyallik ve sanat anlayışımızdan! ..

biraz da bir şeylerin değerini verelim be kardeşim
hep almayalım!

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:16 AM

Bir Şiir Var

Bir şiir aklımda;
evlere, kurumlara, meydanlara sığmaz!
akıllarda, ağızlarda, edeplerde durmaz!

bir şiir var aklımda;
nasıl desem olmaz.
notunu almışım aylar önce
konusunu pekiştirmişim akılda ama
ne yapsam, ne etsem olmaz! ..

alamıyorum kaleme
öyle bir evlerden dışarı ki,
öyle bir 'olmaz bir şey' ki;
ne etsem, ne yapsam olmaz!

bir şiir var aklımda;
sağa döndürdüm
sola döndürdüm
evirdim, çevirmez
allem ettim, kallem ettim
yine dize getiremedim
kalemlere sığdırmadım
ve de yazamıyorum!

bir şiir var aklımda;
aaah ah
ne desem, ne etsem olmaz!

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:16 AM

Bir Tek Şey

Sevgili Doktor Kardeşim:
bana iyi bak ve bana iyi davran
beni iyi tedavi et;
böylece birgün kapında sıralar oluşacak.

Sevgili Gişe Memurum:
bana hizmetini iyi ver
bana güleryüz göster;
gülümsediğin yüzler kadar mutlu olacaksın
o mutluluğu evine de götüreceksin.

Sevgili İş Ortağım:
arkamdan konuşma ve sakın iş çevirme!
ne alırsak yarı yarıya diye düşün;
inan bana
benimle birlikte yüceleceksin! ..

Sevgili arkadaşım:
bazen benim için parasız da bir şeyler yap
herzaman karşılık bekleme.
birgün ummadığın biri çıkar yoluna
hiç yokken aklında yardımını görürsün
düşerken, elinden tutuverir.

Sevgili Karım:
benimle yalnızca iyi günümde 'iyi' olma.
elde ettiklerinle değil
kvarlığındaki ışık'la moral bul.
bana kazık atmayacağını biliyorum ama;
bu dediğimi yaparsan
ailemiz iyice bütünlenir
büyür, büyür ve
torunlarımıza bile sağlam bir yapı kalır.

lütfen
ama lütfen herkesin
birbirine verebileceği
hesapsız-kitapsız
gönülden
o ruhun en ince noktasından
hiç olmazsa 'bir tek şey' olsun.

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:16 AM

Bir Türlü Bilemedim

Hiçbir zaman anlamadım
hissetmedim
zamanında doğru karar veremedim? ..

Hiçbir zaman nasıl yaklaşırlar
ne demek isterler,
nasıl kuyruk sallarlar,
diş gösterirler,
nasıl kaşınırlar, kaşınmazlar veya aranırlar
anlamadım, bilemedim? ..

ben bu, 'kadınlar karşısında
doğru şekilde ayakta durma sanatı'nı
çözemedim? ..

hiçbir zaman anlamadım
suyuna mı gidilir, tersine mi,
yüzlerine ne zaman gülünür
ne zaman sertleşilir,
ne zaman falakaya yatırılır ve iyi sonuç alınır,
ne zaman yanakları okşanır,
bir türlü tam bilemedim?
zamanında doğru karar veremedim...

ne bileyim işte
ben de kendi halinde bir adamım
yol katettim etmeye de,
sanki birazcık bir şeylerin dışında kaldım da
bir türlü bilemedim? ..

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:16 AM

Birgün

Birgün
yaşamını sürdürmen için yemen,
vücudunu doğaya karşı koruman,
senden büyüklerin kıçlarını yalaman,
yüzlere zorunlu gülmen,
para kazanman gerekmediğinde

sanatla ilgilenmek ve kendini sivriltip, belli etmek için
özel imkanlarından ve soyundan faydalanman
para etmediğinde
ve bu yüzden kimse attığın havalara takmadığında
yine sanat yapmaya kendini adayacak mısın?
Sadece yarattığın için mutlu olma yolunda
bu işe devam edecek misin?

ve birgün
binbir dereden su getirip tanıştığın,
peşinden koştuğun, yolunda süründüğün,
şimdi karın olan o kıza tamamen alıştığında,
onun her noktasını ezberlediğinde,
ruhlarınızı bir kıldığına inandığında;
yine onu en büyük sevginin sahibi olarak görüp,
herkesten ayrıcalıklı
sana en yakın insan
'sevgili' bilecek misin?

işte o zaman
gerçek sanatçı, insan
ve çok iyi bir eşsin...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:16 AM

Biri At gibi Uzun, Diğeri Ters Bakışlı Nemrut

Az önce o ikisini, sabah sabah
daha ofis bomboşken mahmurlukla görünce
birden ilham geldi! ..

birine zaten uyuzdum.
işe girdiğinden beri pis pis bakıyordu bana.
selamıma güçlükle karşılık veriyordu
o nemrut suratıyla...
aslında kalıbı gayet iyiydi
o yönde kullansa kendini
fena para ederdi
telef ederdi adamı ama
o yolda değildi...

diğeri...
sabah sabah onu koridora
çay için almaya gelen upuzun, çekici kız...
kimileri bir travesti tadında tariflemesi yapmıştı hakkında ama
bana göre,

at gibi uzun da olsa
fena halde, kendine has çekiciliği olan bir kızdı.

işte bu uç ikili sabah sabah algı sınırlarım içine dahil olunca
hem de hoş bakışlı dayanışmalarla;
birden o ilham geldi!
kendi ilhamımın tadına doyamadım hatta!
hala etkisinde bazı taraflarım,
bölümlerim, eklemlerim, mafsallarım! ..

evet!
kesinlikle alev alev olmuş benliğim
bu ikisini bir yatakta
harıl-harıl hiddetli sevişirken görmek istiyordu!
belki ruhlarında vardı bu beraberlik
onu görmüştüm? ..

biri ters bakışlı, buz gibi soğuk
benlik harcayan bir ruh yutucu...
diğeri iyimser, sevecen ama at gibi uzun,
inanılmaz kıvrak vücutta bir Tanrıça...
kendim el uzatamam
aklıma bile gelmedi ama,
bütün yatırımımı bu sabah
bu hayalime yaptım,
günümü bunun üzerine inşa ettim!

bakalım gün nasıl geçecek? ..

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:16 AM

Biriktirdim

Seni biriktirdim
onu biriktirdim
sizi biriktirdim
ve hatta defalarca
kendimi biriktirdim.

onun için geniş koleksiyonum
onun için fırtınalı, dalgalı
bazen çok sakin,
onun için denizlerin dibinde
onun için uzayın derinliklerindeyim.

seni biriktirdim ben
sizi biriktirdim
herşeyi kendime 'filiz' ettim
onları da suladım
kendimi o suya kattım
onun için topraklardayım
bütün köklerdeyim.
onun için herkeste sıfırlandım
onun için huzur buldum
senin
onun
sizin toplamınız kadar.

seni biriktirdim
onu biriktirdim
sizi...

hepsiyle bir olup
dualara öyle yattım.

bu koleksiyon herkesin
bu koleksiyon benim...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:16 AM

Bitir hemen, ben de okuyayım!

Olmadık bir anda rastlaşırsınız.
yoğun ilgiyle okumakta olduğunuz kitabı görür.
hiç umursamayıp
bir anda dalıverir araya...

verirsiniz baksın diye.
üstünkörü bir bakışla bütün kitabı yutuverir
kitap uzmanları gibi! ..
'Ayy! Tam da benlikmiş.
Oku hemen de bana da ver e mi? ' der...

Bunu yapanların yüzölçümünü hesaplasak acaba
%70 çıkar mı ülkede? ! ..

bana ne istatistiğinden filan
yerim böyle talebi!

ne olur hayatındaki o harcama çağlayanından
sular gürül gürül boşa akarken
elini daldırsan da
bir avuçcuk parayı da şu kitaba ayırsan? !
ve tadıyla okuyup, bitirdikten sonra da
rafına kaldırsan? ..

geldikçe-geçtikçe o kütüphanenin önünden
onu rafında seyretsen? ..
yeni kitapların arasında onu
yetkili, eski kulağı kesik ilan etsen?
ve o kitabın üstünden bir tek sen geçsen?

daha özel olmaz mı?

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:16 AM

Biz Kazandık

Düşünsenize
bize böyle sayfalarla şiir yazdırdıkları için
olayların ilham kaynaklarına günün birinde gidip
kapılarına dayanıp, teşekkür amaçlı
plaketler verdiğimizi!

Sonu ne olurdu bilmem vallahi? !
Elimde bir plaket;
birgün bir gammazcının kapısında,
evime giren hırsızın çalıntı koltuğunda,
birgün azarladığım satıcının tezgahında,
o bilekleri kalın taksi şoförünün arabasında
yan koltukta!

Birgün belki 10 kişiyi doğrayan seri katille iş üstünde!
Şimdi krallar gibi yaşayan
gizlice korunmuş o -hortumcunun- villasında!

Ne delice olurdu değil mi? !
Belki de içlerinden biri yanlış anlardı
ve bir kapıdan hasarlı çıkardık?
ya da çıkamazdık bile! ?
dünya burası; belli olmaz...

veya eski kısa bir aşkın kapısından içeri
dönüşü zorca girerdik
kendimizi kaybederdik
eski günlerdeki gibi? ..

Bize böyle sayfalarla şiir yazdıran
bütün o ilham kaynaklarına
teşekkür turları düzenleseydik;
hayat yolundaki heryere uğrardık kuşkusuz
iyi-kötü ayırd edemezdik
yapamazdık

çünkü hep -biz- kazandık.

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:16 AM

Bizim gibilerin içmesinin sebebi

ne işteki dertlerden
ne gece geç gelen uykulardan
ne karıdan, ne kızdan...

bizim gibilerin içmesinin sebebi
yolları
barları, bahçeleri
parkları, apartmanları
asansörleri kaplamış
her yanımızı soysuzca sarmış ayılardan!

parayı bol bulmuş veya bulmamış
incelmemiş, öğrenmemiş
güzelleşmemiş sorumsuzlardan!

içmeyene bravo tabii!
’yüreği mangal gibiymiş’ derim.
ama ben aradabir içerim...

herhalde sokakta, parkta, bahçede
veya sitemizde
bir adamı daha hastanelik etmemden iyidir!
dua etsinler ki içiyoruz!

dua etsinler ve biraz da hadlerini bilsinler.

ne işteki dertlerden
ne gece geç gelen uykulardan
ne karıdan, ne kızdan...

bizim gibilerin içmesinin sebebi
bütün bu bizi fethetmiş
parayı bol bulmuş veya bulmamış
incelmemiş, öğrenmemiş
güzelleşmemiş sorumsuzlardan!

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:16 AM

Bizim Sitenin Ortayaşlı Çiçekleri

Yaz bitti.
havalar serinlendi, sulandı.
yerler ıslanmaya başladı malum...

gerçi ağaçlar yine ağaç
kuşlar aynı cıvıltılarda, kanat seslerinde
kediler aynı sabah uyku mahmurluklarında
oksijense o sıcaklara göre daha taze
ama
bizim sitenin Ortayaşlı Çiçekleri
herhalde kendilerini Yaz'a göre ayarlamışlar?

güneş biraz yüzünü gizledi ya bulutların arkasına
sağlıkları da yaz'da kaldı bizim Çiçeklerin! ..
kolestrolleri, kardiyoları, basenleri-yağları...

artık 7-8 ay otururlar
yer-içerler
çay sohbetleri yaparlar
etlerine et eklerler lop-lop...

Yaz bitince neden sağlıklı olunsun ki? !
Kışın aldıklarını vermek için
bizim sitenin Ortayaşlı Çiçekleri
yaz gelince yine bir-bir yeşilliklerde biterler!

al-ver, al-ver, al-ver
böyle gider
yanlarınaysa ne kar kalır bilmem.

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Blog? O da ne?

Memo Efendinin bloğuna baktınız mı?

Aaa! Melis Hanım'ın bloğu harikaydı, mutlaka girin!

Gençler! Hemen şu linke girin! Yok böyle bir blog!

Bu blog bir başka;
bütün gıcık yazarlar burada buluşuyorlar, harika!

Blog mu?
O da ne? ..
Vallahi ben bilmem, anlamam
girmem, çıkmam...

Eskiden kişisel veya bütünsel siteler vardı
özel dosyalar vardı, forumlar vardı;
ve hala da varlar.
Ben yine oralara giriyorum ille fikre susarsam.
Çok canım çekerse özel sitemi de açarım
başkaları da girer.

Eeee? Blog?
pardon?
Vallahi ben yapmadım!
Ne bilirim, ne girerim.
Beni azad edin

hem biliyor musunuz
bizim apartman bloğu da fena değil
Hayri Usta'nın yeri de! ..
ahah! ! !

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Bok Muhabbeti

Oldum olası “Bok Muhabbeti”ni çok severim
ona ayrı bir önem veririm, desteklerim
hatta uygun platformu bulursam;
o biçim de yayarım!

Belki benim karmaşa dolu, yaramaz çocukluğumdan
o yıllarda büyüklerime karşı birikmiş
“yoğun mağma” olmuş kızgınlıklarımdan,
anlaşmazlığımdan...

belki ‘kanımın bozukluğundan’
’neslinin tükenesi’ inadımdan...
belki ergenliğimde hiçbir kızla çıkmadığımdan,
kimselere pek dokunamadığımdan,

belki bayan ayaklarına fazla ‘hasta’ olduğumdan
azıcık ‘acı düşkünü’ olduğumdan...

belki insanın ‘her seksüalitede olanına’ aşırı saygımdan
yakınlığımdan, şşşş...

daha da önemlisi
belki
bütün bunlara rağmen; evini, eşini, kızını çok seven
kapıdan girdiğinde ‘Ejderhalığını sokakta bırakan’
bir “baba” olduğumdan...

ama
oldum olası “Bok Muhabbeti”ni çok severim ben!

sohbette iki lafın arasında o kelime geçmeye görsün!
seziverdim mi yatkınlığını insanın
“bok muhabbeti”ne bağlarım olayı!
inanamazsınız
bir de öyle tatlı tatlı açarım ki kapıyı önünüze
kendi ellerinizle uydururum kendime!
sonra bir de bakmışsınız
sizin de ağzınız ‘biber sürülecek’ kıvama gelmiş! ?

mevkiinize, gelmişinize, geçmişinize
zürriyetinize şaşarsınız!
belki içinizden bin kere tövbe bile edersiniz!

vallahi herşey güzel,
felsefeler güzel,
teknoloji, sosyete, kadın-seks güzel ama

oldum olası “Bok Muhabbeti”ni çok severim ben!
bırakamam...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Boka Bastımı

bir kere boka bastımı insan
o gün peşpeşe gelir yakasına yapışır
ne var ne yoksa!

eşinin dostunun sitemi tutar.
karısı, çocuğu
banka kartı, kira borcu, yanlış işlemlerin derdi
tersine giden işler, projeler...
yollar bile yokuş görünür gözlerine.

bir kere boka bastımı insan
hani var ya
şu dönüp te bakmadığı karasinek bile
onun ağzına kaçar yolda yürürken!

hele bir de puroyu, içkiyi de bırakmışsa 'boka basan'
en böğürtülü-sert müziği
kulaklarına gömmekten başka çaresi kalmaz.
açar camları bağırır avazı çıktığı kadar da
yine yetmez!

bir kere boka bastımı insan
hiçbir 'başka boka' elini sürmese mi o gün acaba?

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Bol keseden

Açarım çeşmemi
başlarım yazmaya

harcarım kendimi
bol keseden...

Kaliteli-kalitesiz kimine göre
bilemem
takmam kafayı

harcarım kendimi
bol keseden...

Elbet birileri bir şeyler der
boş durmaz ağızlar
işler

kelimelerimi seven çıkar mutlaka
kendini bana yakın hisseden
benim gibi ‘kafayı takmayan’...

Açarım çeşmemi gönülden
başlarım doldurmaya bardakları

harcarım kendimi
hiç düşünmeden
bol keseden...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Bön-Bön Yaratıcılık

Ne büyük cehalet ve vahşet dolu bir nimettir
yaratıcılığı sıfır olanlar için
bir otobüsle, dolmuşla veya arabayla trafikte yol alırken
trafiğin yavaşlamasıyla karşılarında bitiveren
kötü bir trafik kazasının
bön-bön gerçekleşen seyri…

Sağı-solu birazcık yamulmuş
ve trafiği tıkayacak gibi yan dönüp, durmuş o iki araba bile
nasıl ilginç ve tarifi imkansız bir eserdir
onlar için!

oturup, bir bebeğin doğumuna kafa yormadıkları kadar
nasıl da, yanından geçerken o kazanın
dakikalarca o şaşkın suratlarıyla dalarlar! ?
o dikkatsizlik ve cehaletin eserinde
kim bilir hayatlarında bulamadıkları
nelere cevaplar ararlar! ? ..

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Böyle Başlar Bu İşler

Hayat sana göre tepkilenir
tavırlarına göre...

Dikkat et;
şimdiden alıştırmış seni de diğerleri gibi
'hiçbir şey yapmaya vaktim yok! ' demeye!

Böyle başlar bu işler
yavaş yavaş şırınga eder kendini sana
anlayamazsın, uyarsın
sürüklenirsin.

mazeretin hep adildir, gereklidir kendine göre.
ama artık dalgaların, rüzgarın, tozun-toprağın
seni sürükleyişine göre yol almaya başlarsın.

Böyle kuşatır hayat insanı
gerekliliklerle, ek yüklerle...
seni 'şampiyon' ilan edercesine yükler yüklerini.
başardıkça gururlanırsın
bu yolda kendini bile feda edersin!

Ama gün gelir, bir de bakarsın
kendin için hiçbir an bile yaratmaz olmuşsun!
Şaşarsın haline
ama kurtulamazsın
çünkü artık hayatın müptelasısın birçokları gibi.
hergün, her saat, her dakika hep birşeyler yaparsın.
Tıpkı haraç vermek gibi mafyaya
kendinin değilsin!
Ruhun seni tepeden seyreder
bacak bacak üstüne atmış...

Unutma
hayat sana göre tepkilenir
tavırlarına göre...
ve suç hiç de onda değildir!

gün gelip o kürsüye çıktığında
kenara çekiliverir kendileri
söz sana kalır
bir tek sana!

dikkat et
böyle başlar bu işler.
bütün hakları ona verme.

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Bu akşam

Üzüldüm be baba akşam akşam.
Sebep? ..
Boş ver bende kalsın.

Sana sadece göz yaşlarımdan iz düşen kelimelerimi gönderiyorum.

Üzüldüm be baba bu akşam ben
sorma
olur böyle bizim gibilere arada...

Kelimeler, cümleler pek bir güzel çıkar da
olan ruhumuza olur
yine paramparça
yine terkedilmiş
yine en baştan beri yapayalnız olduğundan emin...

Üzüldüm be baba bu akşam
sorma sebebini dinle sadece
bu da yeter bana.

Paylaş beni, derdimi, kederimi
acımın sebebini...

Ne mi? !
Yaşamak...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Bu Bakıcı da Şaşırmış

Bebeğe bakacağına şaşkoloz karı
kendini, işini, halini şaşırmış olmalı ki
tatile geldiğimiz Bodrum'u beğenmedi! ?
Sanki 'bakıcı' değilmiş gibi
bir de burun kıvırdı! ?

Bunları kim şımarttı
kim cahilliklerine pay verdi
kim denetlemeyi elden bıraktı bilinmez
ama bizim dünkü bakıcı
bugün tatilimizde bizle geldi ve
şartlarımıza burun kıvırdı!

sanki 2. çocuğumuz gibi şımardı
yüzünü astı
*******i çıkamıyor diye afra-tafra yaptı! ?

İnanılır gibi değil dostlar
sanki üstüne bir de para almayacakmış gibi
nasıl da kendini, işini, halini şaşırdı? !

Ne yapmak lazım bilmem ama
antidepresanlarım sağolsun!
yoksa iplerim çözülürdü bir an
sarılırdım şımarık boğazına bu göbeklinin!

ülkedeki herşeyin ucunun kaçması gibi
bakıcı alemi de kendi bildiğine gitmiş
alabildiğine cahil, amatör, beceriksiz
alabildiğine şımarık
kendini, işini, halini şaşırmış...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Bu Kadardı

Olacağı bu kadardı zaten
yapabileceğin bu kadardı.

Ayda bir ararsın sektirmeden
politik bir unutmamışlık resmi verirsin.
Sonra yine ulaşamam sana! ?
Kaybolursun yine 1 ay...

bu ne aptalca
ne temelsiz, ne kalitesiz bir psikoloji? !

kızamıyorum artık
sadece dalga geçiyorum
geyikte ustalaşıyorum sayende!
bu da bir şey tabii!
yine de dönüp, teşekkür etmem lazım sana!

ama ne mümkün? !
daha dün aradın beni yine;
bir sonraki iletişim 1 ay sonraya! ..

bu ne aptalca
ne temelsiz, ne kalitesiz bir psikoloji? !
hiçbir literatürde bulamadım seni?
hiçbir zaman diliminde görmedim böylesini?

bu nasıl vur-kaç?
bu nasıl insan?
bu nasıl deforme aşk?

olacağı bu kadardı zaten
yapabileceğin bu kadardı...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Bu Sokaklarda

Sırtta taşınamaz yüklerle
etrafında maganda
ve gülmeyen yüzlerle
ters akan trafikte ustalıkla, pişkin
ödenmeyecek, sürekli artan borçlarla
karşılığı alınmayan emeklerle
akraba ve dost satışlarıyla
kalın kazıklarla yaşamanın rehberi
'kelle koltukta yaşam sanatı' diye
bir kılavuzla çıkmak lazım bu sokaklara
ve o kılavuzla dönmek lazım akşamları evlere!

başka yolu yok
yoksa mutsuz olursun!

'alma'nın hayalini bile bir kenara bırakıp
-bol vermeli- yaşamak lazım bu sokaklarda
bu ormanda, bu bayırda, bu çayırda...
yoksa mutsuz olursun!

ve en önemlisi
düzüldüğünü çaktırmadan
bir de 'zafer ifadesi' takınman lazım yüzüne
mutlu-mutlu...

kısacası vere-vere, vere-vere
-hiç almadan- evine dönmen lazım akşamları
başka yolu yok
yoksa mutsuz olursun
bu sokaklarda...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Bu Şiiri

O yenilesi,
estetik bir hata bulamadığım dudaklara,
gözlerimi çekinmeden delen
o keskin bakışlı gözlere umarsız karşılıklarla dalarken
içtiğim tam erkek işi koyu Cafe Americano midemde hazmolmadan,

bu dalışların peşisıra
o cazibeli yüzün
sohbetimizden memnun ifadelerinin eşliğinde, dayanamayıp
o seksi dudakların arasından süzülen kelimelere
hemen kıyamayarak,
önce o dar pantolonla sımsıkı sarılmış
sütun gibi, taş gibi bacaklara en az bir kez süründükten sonra,
kulaklarıma
yepyeni cazibeli tınılarla varmasına izin verdiğimde
sakinleşmek
kendimi o kadar da ele vermemek için sıraladığım
bardak-bardak çaylar böbrek kanallarımı meşgul etmeye başlamadan;
bu şiiri hemen oracıkta
senin yanından ayrıldıktan dakikalar sonra yazdım!

hele o çikolatalı-kestaneli pastamın son lokmalarında
o zavallı gözlerim
acımasızca ince topuklarla sonlanan
tam yapısını, teninin rengini henüz göremediğim
o muhteşem ayaklarına takılmadı mı!
işte o anda ben bu şiiri
oracıkta mırıldanırken zavallı ruhum
işin içine fena halde, zevk için acıyı da katarak yazdım!

ben bu şiiri,
bütün olmayan şeyler hemen oracıkta olmuş gibi,
hayallerim benliğimi, düşünmeden alevlere sürüklemiş gibi,
geçmişin bütün gizemlerine sanki ruhum
kavuşmuş gibi yazdım! ..

Yaratan’ımın karşısına bütün hatalarımla, sevaplarımla,
bütün yaramaz ruhumla çıkıvermiş gibi korkusuz,
kendim gibi yazdım!

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Bu Yüzden Okumadım

-Tanrı'yı çok iyi anlatan bir yazı- demiş ismine biri...
ve atıvermiş mail grubuna...
özgürdür, atar...
okurum veya okumam
ben de özgürüm.

okumadım ama bu, Tanrı'yı tarifleyen yazıyı.
okumak, bilmek istemedim.
belki de başlığı çok otoriterdi
bilemiyorum...
ama okumadım.

zaten ben O'nu sadece kendi gözlerimden,
kendi ruhumun penceresinin
bana uygun şekilde açıldığı kadarıyla görmek isterim.
kendi bedenime sürtünen rüzgarlardan,
kendi kulaklarıma vuran insan çığlıklarından,
çocuk ağlamalarından,
annelerin yumuşak seslerinden duymak isterim.

kendi kabuslarıma karşı O'na sığınarak,
isyanlarımı da tam O'nun yüzüne dümdüz yaparak,
O'na en yalnız anlarımda kendimi açarak bulmak isterim.

bu yüzden okumadım bu yazıyı...
bana
matematik tarifler gerekmediği için,
O'nu hiçbir formüle koymamak için okumadım.

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:17 AM

Bulutların Arasında Aydınlığım

Karabulutların çöktü üstüme.
hareketlerim kısıtlandı bataklığında.
bir alev kokusu sardı dört yanımı.
belime kadar yapışmıştı yine sülüklerin.

biliyorum, tanıyorum;
artık alıştım.
bu yüzden arasından bulutların
kendi güneşimi gördüm.

ellerine bırakmamak için kendimi karanlığının,
cehennemine teslim etmemek için güdülerimi
ve yine o canavara dönüşmemek için
geçmişin yangınlarını hatırladım,
o nefes aldırmayan islerini...
olağan kabul ettim
ve sadece kendi aydınlığıma sığındım.

karabulutların çöktü üstüme
hareketlerim bağlandı bataklığında.
belki ihtiyacın vardı bunu görmeye,
ama artık
biliyorum, tanıyorum bu kokuyu
bu yangını, bu kasveti.

olamadıklarının çığlıklarında
karanlık bir fırtınaya dönüşmüşlüğünde
kendi yangınlarına ortak etmek isteyişin
artık sona erdi.
çünkü o geçitsiz sandığın bulutların arasından
kendi aydınlığımı gördüm.
ben yine
kendimi bildim.

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Buna Ne Demeli? !

Hocam buna ne demeli? sen söyle!

İş servisimizin bizi işe çok geç getirmesinden şikayetçiydik.
Kararttım gözümü
aldım elime kalemi
ve canavar yüreğimi,
sert ve çözümcü bir tavırla
şikayet epostası döşedim yönetime.

evet 1 hafta sonra başarılı olmuştum.
karar alınmıştı
bu haftadan itibaren servis daha erken gelecekti.
geldi de...

ama ben gelemedim!
neden mi?
servisi bu sefer de acımasızca 20 dakika öne almışlar!
gerçi istediğimiz tam da böyle bir şeydi,
ama sabah koşusu derken
Ptesi derken,
bir de baktım ki kaçırmışım! ?
cezama razı oldum
Pazartesi-pazartesi işe tadımda geleyim diye
atladım taksiye
geldim çatır-çatır!

servisi öne aldıran ben...
bugün komedi şekilde kaçıran da ben...
şimdi n'olur sen söyle hocam;
buna ne denir?
Paradoks mu, enayilik mi? !

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Bunları Düşün

Bir 'kankin' için
daha uzak bir arkadaşın için
veya bir yabancı için hatta
bir işi -bedavaya- yapabilir misin?

kabul edebilir misin bu zamanda
bu hesapçılık dolu
kaypaklık dolu
fedakarlıktan uzak çağda? ..

'selam'ın faturalandığı
kdv'sinin kesildiği bu zamanda? ..

hangi mertebeye yükseldin
yalamakta-yutmakta, satmakta, dalkavuklukta?
ya da
hangi mertebeye yükseldin
'karşılıksız selam'da?
bunları düşün
zamanın ne kadar ötesinde olduğunu anlamak için.
ya da
ne kadar dışlandığını
satıldığını...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Burjuvanın Dışkısı Kallavidir!

Burjuvanın dışkısı da kendi gibi kallavidir.
Ne zaman plazada veya lokantada tuvalete girsem
daha ilk girişte sezerim
içeride bir burjuvanın dışkıladığını
veya dışkılayıp, oradan ayrılmış olduğunu.

Kaliteli dışkı kendini uzaktan belli eder.
kokusu müjdeler daha en başta insana
orada dışkılanan malın
doygun, kültürlü, öğüte öğüte yemekleri yutan birinden
usulüyle çıkmış olduğunu! ..

Öyle sıradan değildir onların dışkıları
renkleri ne sarı, ne de çok koyu...
ortada bir renktedir en idealinden!
yüzeyleri ise
çıkışta hiç bozulmamıştır!
usulüyle
lokmaları ufak-ufak keserek
50'şer kere çiğneyerek yenilen yemeğin işaretleri...
pürüzsüz ve mat yüzeyli
kaliteli! ..

Susamlar, fındık-fıstık kabukları
öğütülmemiş mısır taneleri bulamazsınız o tuvalet kabininde
eğer bir burjuva dışkıladıysa!

Büyük yatırımların,
10'larca ailelinin geçimlerinin toplamı kadar masraflı
harcaması bol, kültür ve düzey miktarı yüksek,
rahat koltuklarda oturmuş
büyütülmüş, parlak kıçların
sağlıklı vücutların eseridir bu dışkılar!
kimi zaman bazıları yanlarından bile geçemez
bu kaliteli pahalı eserlerin!
kokusunu duysalar yeter
nasipleri, kısmetleri açılır vallahi,
gider hemen bir piyango bileti alırlar!

bazı şanslılarsa denk gelirler bir tuvalette
bakakalırlar öylesi kaliteye, pürüzsüzlüğe
ve kendi kendilerine sorarlar:
benimki acaba neden böyle?
dağınık, girintili-çıkıntılı, kokusu iğrenç
rengi bir garip sarımsı? ..

nedeni belli değil mi dostum? !
Burjuvanın dışkısı da kendi gibi kallavidir,
müzelerde sergilenmeye layiktir!
ve o tuvaletlerde
ne değerli, ne paha biçilmez
10'larca ailenin geliri patır-patır dışkılanır
üzerine de sifonlar çekilir gürül gürül!

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Buyur, Rahat et

Senin kadar genişlemekten,
reailetini içime almaktan korkum yok.
önünde saygımla sevgimle, gönlümle eğildim.
kendimi sana açtım...

İçeri
rüzgarmış, fırtınaymış
denizmiş, gölmüş, bataklıkmış
ne varsa girsin.

şüpheyi kaldırdım.
bir Yaratılanınla hemyüz olmayı,
onda
sende olduğu gibi erimeyi
o gönülde yok olmayı göze aldım.

doğrularını, yanlışlarını içime alıp
gönül kapımdan
kendimde nötrlemeye
bazen de hiç dokunmamaya niyet ettim.

senin kadar genişlemekten
realiteni içime almaktan korkum yok.
sadece bıraktım kendimi
kapıları açtım.
ev sahibi de misafir de sensin bu evde.
buyur... rahat et...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Buz Dağları

Nasıl da o düşen ilk kavurucu ateş gibi yüreğe
bir anda yığılıverir buz dağları da
o 'en büyük' dediğin
belki de -sandığın- aşka? ..

kendin bile şaşarsın kendine!
sanki sen değilsin
o akşamları yatmadan önce yıldızlara bakıp
yeminler üstüne yeminler eden aşka dair...

sanki sen yazmamışsın
o inanılmaz, yürekleri hoplatan
gözlerde seller yaratan aşk şiirlerini
şarkılarını...
sen eskitmemişsin sanki defalarca dinleyerek
o müzik cd'lerini...

ve nasıl da ihanet edersin on dakikada
bütün bu mirasına, yeminine ve
kalkar gidersin hepsini elinin tersiyle itip! ?

'Gerçek Aşk' olsaydı bu; bunları yapar mıydın
yoksa
koşup onun peşinden
yoluna kul-köle olur
sefil-perişan, aşkın için ağlar mıydın?

hazır buz dağlarını yığılmışken yüreğine
bir kez daha mı acaba
bir durup, iyice düşünsen
'aşk' mı, 'arayış' mı? ..

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Bütün Gün Klasik

Amanın bu ne? !
dinginlikten öleceğim!
bütün gün de klasik dinlenir mi? !

İş yapıyorum ya bir yandan
fark etmemişim...
bütün klasik camiası
hatta klasik alemi
klasik varlıkları
ve bütün nota yaratım sorumluları
kulaklarımdan girip-girip çıkmışlar
beynimi talan etmişler
dinginlikten 'dumur' etmişler de
haberim yok!

Amanınn!
birileri bir şeyler desin
bir şeyler yapsın!
verin kulaklarıma 'hardcore'u!
verin hatta en bir 'pop'u
arabeski!
verin ki inceden hayata döneyim!

bütün gün de klasik dinlenir mi? !

hah şöyle! ..

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Büyük Ağabeyleri Beklemek

Çok doğru...
ancak çok büyük bir trajediyi de işaret etmiş
ERNESTO ÇEHEGUEVERA CİHE'nin
'Eğer bir yerde bir haksızlık görüyor
Ona müdahale etmiyorsanız
Kendinize insanım demenizin anlamı yoktur' sözü...


Herkesin eli-kolu öyle bağlanmış ki yaşam mecburiyetiyle;
kesmiş sesini millet, insanoğlu, ademoğlu, Havva Ana, herkes! ..
elinde tutanlar halatları-kelepçeleri
öyle biliyorlar ki aslında bu yalancı gizemi,
zırva zorunlulukların yalanını;
korkuyorlar gidecek diye yalancı krallıkları,
yoksa başka bir şeyden değil bu sürüngenlik,
sessizlik, sünepelik...

süslü-kokulu etekleri altında kralların
yağmurdan, fırtınadan korunduğunu zannedip
nasibinden edilmenin pişmanlığında
ne zaman mutlu olacağını sanır,
yatırımını bu kör karanlığa yaptıkça
ne zaman aydınlanır bilinci halkların? !

ne desem boşuna
hiç fark etmeyecek.
öyle alışmış ki herkes
kelepçelerin, zincirlerin gereğine
ve bir de üstelik
öyle inanmış ki konforuna;
vallahi de yapacak hiçbir şey yok
Büyük Ağabeyleri beklemekten başka...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Büyük Baş, Küçük Baş

Büyük Baş, Küçük Baş bizim için fark etmez!
Bıraktığı pisliğe, ezdiği çimene göre durumu değerlendiririz biz!

Zararın büyüğünü de küçüğünü de bir görür
gerekenin fişini çekeriz biz!

Büyük Baş, Küçük Baş bizim için fark etmez
bir kere bu toprağı kirlettimi gafilin teki
damgamızı vururuz biz!

Biz çoktan iptale uğramışız kendi ortamımızda
kaybedecek bir şeyimiz kalmamışken
bir baş eksilmiş, bir baş eklenmiş
hiç fark etmez
gerekenin fişini çekeriz biz!

Büyük Baş, Küçük Baş bizim için fark etmez.
Herkesin iki bacağı, iki kolu, bir gövdesi ve başı yok mu? !
Sarayda da yaşasa
ayağını çamura
elini soğuk suya koymasa da
sonuçta evine dönmüyor mu?
O kapıdan içeri girmiyor mu?

Mutlaka bir yerde bulur
biletini keseriz biz!

İnsan değil misin sonuçta yeğenim?
Kendine hakim ol
yanlış yapma!

Büyük Baş, Küçük Baş bizim için fark etmez…

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Büyük konuşma

En 'seksten elimi eteğimi çektim' diyenin bile
'özel tuşu'nu bulup
sihirli elleriyle ona dokunduğunda
yerleri yerinden oynatacak
göklere alevler kusturacak
şimşekleri ardı ardına sıralayacak
'bir anlayanı' vardır.

büyük konuşma bu yüzden
hele 'melek' hiç adletme kendini.
belki en baştan beri
kasıyorsundur
kim bilir?

sığınma böyle
kapağını kapattığın kutuya
kendi kendine.

belki lazımdı, tamam! ..
ama tadını çıkarttıysan kutunun, yeter...
birgün sıkılacaksın,
suçlayacaksın kendini.

kolay değil inmek bu küreye
türlü tatlarla donatılmışken etrafın
ve benliğin;
tadını çıkartmaya bak bir süre
nas'olsa veda edeceksin

büyük konuşma en baştan...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Canavarla Evlenmişti

Bir canavarla evlenmişti.
çevreye zararsız
iyi huylu
çocuksu...

Tam bilmiyordu o zamanlar.
gülen yüzüme vuruldu
biraz da seksiliğime...

benlik tümüyle dışa sızmamıştı.
bana biraz izin verdi. bekledi...
sabretti...

yıllar geçti
alev içeride büyüdü
patlamalar güneşe denkti.
önce kendi bedenimde alarm zilleri çaldı.
tenim yandı...
bu arada en uygun çoğalma ortamını
sevgisiyle hazırlamıştı bana.
herşey hesaplıydı
hiçbiri rastlantı değil!

sonunda tenime başka bir kılıf giydirdi
benim parçam oldu
koparılamadı.
her türlü duyguya karşı beni çelikledi.
zaman zaman çok geçirimli
zaman zaman tam bir yalıtkan...

içimdeki alevlerse
birgün benliğime tam olarak sahip oldu
geçici kimliğimi eritti
zaten onun işi sadece teslim olmaktı
ve bunu yaparken zevk almak...

Şimdi canavar çok büyüdü
görünmez alevleriyle etrafa katalizör yağmurları yağdırıyor.
şiddete daha çok şiddet...
nefrete daha çok nefret...
sevgiye daha çok sevgi...
döngüyü hızlandırıyor alabildiğine!
sonuç ne ise, çabuk göstermek istiyor
bu da onun hizmeti...
tembellikse hiç onun işi değil! ..

tüm üzeri örtülü benlikleri görüyor
neye meğilli olduklarını,
neden nefret ettiklerini
neyi sevdiklerini...
görünmez alevleriyle üstlerine üflüyor.
yumurtalar kırılıyor
içlerinden çıkan çıplak civcivler soruyorlar:
Aaa? ! Niye böyle oldu şimdi? ..
Canavar gülümsüyor
çünkü o biliyor
çoğunu o veriyor.
ölçü değil ki görünen yanı! ?
para ile iman misali...

Bir canavarla evlenmişti o...
hala farkında değil
ateşle cicili-bicili oynuyor
hala ayakta, hala hayatta
çünkü gerçek sevgiyi besliyor.

Canavarsa görünmez aleviyle
katalizörler yağdırıyor halkın üzerine
uyanan uyanıyor
bünyeleri ne isterse onları büyüterek...
Zaman çok hızlanıyor!

Canavar
sonuç ne ise
çabuk görmek istiyor!

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Canım Benim!

Ah canım benim
şiddeti kaçmışım
hiddeti tatile çıkmışım!

ne oldu?
bir tane ruhunu okşayan şiir yazdık diye
o kadar mı mutlu oldun
o kadar mı şevke geldin de, bana
'bak işte artık şiirlerin ruha iyi gelmeye başladı' diyorsun? !

güldürme beni canım benim
hiddeti tatile çıkmışım!
arada olur öyle şeyler
yumuşarız, duygulanırız
gevşeriz, hatta yılışırız, yavşarız yosmalar gibi.
ama yani hemen bunu genel'e bağlama
canımı sıkma cicim benim! kibarım...

ah canım benim
oturduğun yer çok mu rahat?
kıçınının yüzeyleri hergün kremli mi? !
yürürken de kıvırtıyor musun hatta
sahte plaza gayleri gibi? !

kanma sen bir günlük yumuşamış şiirimize;
hep de dizelerde adam kesecek değiliz ya!
tartaklamayı severiz imansızları ama
arada cıvırız da
insanız; - bir derece- o da...

Ah canım benim
şiddeti kaçmışım
hiddeti tatile çıkmışım!
böyle yumuşama düşkünü olma
hayat bu, koyar adama ummadığı anda!

her dakika sana gösterilene kanma
eğilip, bükülme
sadece gülmek için yaşama,
şekillenme sümüklüböcek gibi de
kendin ol!

hadi bakayım seni ısırmayacağım
devam et oturmaya!
canım benim! ..

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Canlısı ve Resmi, Hangisi?

kadın güzeldir
bu okey...
ama kadın resimleri de ayrı bir güzeldir!

Canlısı söz konusu olduğunda
peşinde koşarsın
pervane olursun sırf o ilk tanışma için bile...
tabii yetmez bu da erkek kısmına
ille devamı lazım aşama aşama!
öyle sığ sularda yüzmek ne demek! ?

hemen ardından, o ilk dokunuşu nasıl etsem de yapsam dersin.
akla karayı seçersin
çünkü kadın pek de belli etmez
alttan almaz
hep üstte oturur, kraliçedir
çoğu zaman senden bekler.
niyeti olsa bile açık etmez
yerinde durur, köpürür.

hadi dokunuş işi de tamam diyelim.
arkadan daha derin amaçlar motive eder
yerlere vurursun gururunu
erkekliğini tam teşekkülle ona hizmete açmak için!
mekan ararsın en uygunundan
eh eli boş gitmek de olmaz
'ne alsam' derdine de girersin.
adeta bir törene sürükler en kıro erkeği bile bu derin dalış ihtimali.

hadi geceyi de muhteşem şekilde geçirdin diyelim.
zafer madalyan sendedir artık.
yine bitmez ki?
olayın sürekliliği için
bedenlerin karşılıklı alevlenmesi için,
söndürmeler için
yepyeni çabalar
yepyeni roller
atılan mesajlar, e-postalar
ardı kesilmeyen telefon konuşmaları! ..
sürekli bir alıp-verme çabasıdır gider.

pervane olursun yani bunların canlısı söz konusuysa!
kanlı canlı olmak kolay mı
bir bedeli var! ..

kadın Resimleri de ne güzeldir halbuki!
sessiz, sedasız
abideler gibi, heykeller gibi dikilir karşına
o sayfalarda...
açarsın fon müziğini,
yanında içkin veya çayın, kahven...
arkana dayanmışsın
elleme, ikna etme, indirme-kaldırma dertlerin de yok
oooh mis gibi takılırsın
dünyanın en güzel kadınlarıyla! ..
nazı yok, niyazı yok
restoranı yok, evi yok, oteli yok...

ne zaman dırdırından, canlısından sıkılsa erkek kısmı
bu reçeteyi veririm eline
var mı daha güzel terapi? !

Canlısı güzeldir okey de, ağırlığı da boldru.
resmi ise herzaman başka bir tedavidir.
Kötü zamanların isimsiz, fedakar çaresidir.

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:18 AM

Cd'nin Duruş Derecesi

Cd'lerimi sık sık kontrol ederim evde.
ben yokken kadınları evin
nasıl davranmışlar, nasıl bozmuşlar düzenlerini
veya bozmamışlar...

En çok sinirimi bozan şey
sevdiğim bir cd'min kapağını açtığımda yerinde yeller esmesidir!
deliririm
etrafa yanıcı, yakıcı tehditler savururum!
kendimden geçerim
içimdeki canavar özgür kalır
hem de evimin sıcacık salonunda! ..
tasması ve zinciri inanılmaz kalın olsa da
parçalar atar hepsini böyle bir durumda! ..

bir diğer düşüncem cd'lerle ilgili ise şu:
kapağını açtığımda bir cd'min
ya içindeki diskin dümdüz
doğru diklikte
başlığının düz okunur halde olmasını isterim,
ya da tam tersi,
yani 180 derece ters, tepetaklak...
ama kesinlikle ara bir açıda değil!
bu karşılaşabileceğim en büyük kararsızlık
karaktersizlik
ne bok yediğini bilmezlik
ve korkaklıktır!
nefret ederim bundan!
hele bir de o diski kutuya öyle koyanın izini bulursam;
benden çekeceği vardır!
3 gün, 3 gece benden psikoloji ve felsefe derslerine mahkum edilir!
acısı büyük olur yani!
doğduğuna pişman olur!
aynı evdeyse zaten kurtuluş şansı yok!
ha! bir aralık eve gelen bir misafirse;
kaderine küser, yoluna bozuk zeminde devam eder
zaten bana ne! ?
gitsin burnunun dikine! ..

ah şu cd'lerim ah!
bari siz dirlik-düzen içinde olun da
akşamları rahat uyuyayım!

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:19 AM

Cemre

'Cemre-memre nedir baba?
geç Allahaşkına böyle şeyleri!
bahar geliyorsa gelir dümdüz işte! ' derdim
umursamazdım ama
bu akşamüstü işten dönerken
eve yürüdüm ve olan oldu!

sanki Cemre benim kucağıma düşmüştü! ?

havadaki koku -daha da bir alıp, götürücü-
rüzgarın tenime dokunuşu daha bir yumuşak
yıldızların o akşamüstü parıltıları daha berrak
sanki gözgöze gelmek için
sarhoş etmek için beni
hepsi elbirliğiyle uğraşıyorlar! ..

sallana sallana eve vardım neyse ki.
şiir yazacağım
yazı yazacağım, maillerime bakacağım güya!
nerdeee? !
almışım kucağıma Cemre'yi
kolay mı öyle her planladığımı yapmam? !
öyle bir binmiş ki Cemre'nin ağırlığı üstüme
kolumu kıpırdatamaz olmuşum, haberim yok!

bu ne güzel gevşeme
bu ne sarhoşluk
bu ne keyif Allah'ım! ?

Peki Cemre:
büyük konuşmamayı
bilmeden konuşmamayı artık öğrenmem lazım.
şimdi bugün seninle ilk defa tanıştım.
kim bilir yarın daha kimlerle tanışacağım!


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:52 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.