![]() |
Her Şey Güzel Dünyamda
Bir dünya kurdum, bütün güzellikleri içerir, Şelaleden akan nehirler, harflerden seçilir, Sulamaya vadi bulur, şırıl, şırıl dökülür, Kelimeler eksen olur, kutuplara bölünür, Dizi, dizi gönüllerden, tatlı geçerler şimdi. Kutuplar artık sıcacık, çiçek, çiçek yeşerir, Çadır altında penguenler, karda güneşlenir, İçimden gelmiyor üşümek, heyecan titretir, Aysbergde develer sırayla gezinir şimdi. İstersem çöllerde, beyaz, beyaz pamuk ekerim, Serap olur, gelinlik içinde seni beklerim, Uzatsam ellerimi, senin düşünde ellerim, Mısır piramitlerinde gala düzenler şimdi. Rahatsız edemez, keyfe keder soramaz kimse, Habersiz giremez dünyama izin vermedikçe, Zindanları sera olur, çiçekler ekildikçe, Ayrılığı gören gözlerde, yaş dökülmez şimdi. Dermani dünya kurdu, yâr ile geçilir şevkden, Övgüler diziliyor, zevkle seçilen harflerden, Tatlı tebessümle, sevdası dökülür dillerden, Şiir olur güle, yudum, yudum içilir şimdi. Ali Kaybal |
Hikmet'le Necip Bir Olur mu
İkisi de aynı coğrafyada olsaydı eğer Hikmet aranır yerde Necip olan arşa değer. Rahmet olup dökülür yükseklerden arşa eren Yukardan inenle yüz yıkar yerlerde sürünen. Biri yurdumun yollarında gitmiş kurtulaşa Vatan kahrını çekerek yol almış var oluşa. Diğeri zevke kapılmış düşmana boyun eğmiş Düşman sarınca Ran olup çekip gitmek de neymiş. Ali Kaybal |
Hoyrat - 125
Atla gidelim bu diyardan Atla gidelim bu diyardan Feleğin çemberi engelse, atla gidelim bu diyardan Etrafını sarsa çirkefler, gidilmesi gerek anladım Küheylan besledim güzel, atla gidelim bu diyardan Ali Kaybal |
Hülyasız
Bebeğe hayat veren güzel annede, Süt olsan ağzında, çekle çekilmiyor, Köye gün doğan çatal, çatal tepede, Işık ol karanlıklara, seçilmiyor, Alın yazıma hülyasız yazılmıyor. Aranırsın, cana can veren gecede, İlaç olmasan derdime içilmiyor, Saçıyor bulutlar yağmuru yerlere, Gök kuşağı ol, altından geçilmiyor, Alın yazıma hülyasız yazılmıyor. Sevdiğini de, aşk var olan hecede, Bir çırpıda deli gönlüme deşilmiyor, Ateşi yanmaya kor kalan pecede, Yol bulacak, arasından çekilmiyor, Alın yazıma hülyasız yazılmıyor. Sevgiye açılan sevdalı yürekde, Kan olmasan, damarımdan girilmiyor, Gönlü açar anahtar olsan kilite, Hazinem ol, kapısına vurulmuyor, Alın yazıma hülyasız yazılmıyor. Seni yad eden çektiğim her nefesde, Sen olmadan bana yaşam verilmiyor, Ayrılıkta zamanı gelmiş ecele, Beni yalnız koma, sensiz edilmiyor, Alın yazıma hülyasız yazılmıyor. Dermani bir damla suyu aşka verde, Bulanır aşkın suları durulmuyor, Adım, adım senin olmadığın yerde, Cennet bana kolayına bulunmuyor, Alın yazıma hülyasız yazılmıyor. Ali Kaybal |
Hüzün Çöker Ölümle
Sessiz bir köşeyi arar saklanıp kaldığında, Soğukluğu hissedersin, avuçlarına aldığında, Mermiler fırlar, parmak tetiğe basıldığında, Ölüm sessizlik getirir, görünür çığlığında, Kahpelik atılır, kurşun kalbe saplandığında, Kırmızı gül olmalıydı kanlar fışkırdığında. Yarini beklemekteydi, sokak sessiz ay ışığında, İki sevgili arasına girer, kurşun sıkıldığında, Kisif karamsarlık hüzüne dönerdi bakıldığında, Nasıl anlatırlar, kalbinde kurşun yığıldığında, Gözler ağlamada, dudak sessiz, hüzün bastığında. Hep sessizlikte köşe aradı, yariyle kaldığında, Dünyası değişir, sevdiğini kollarına aldığında, Ta ki, o kahpe kurşunu alıp boşluğa daldığında, Derinden bir hüzün çöker, ölümün yalnızlığında. Hep ıssız bir köşe arandı, kaderi yazıldığında, Hep sessiz rollere çıkarıldı, oyun oynandığında, Yine ıssız ve sessiz oldu, mezarı kazıldığında. Sessizce,hayırla yad etmektedir, ismi anıldığında, Düşünceleri hüzünlü, kim yardım eder yakındığında. Ali Kaybal |
Izdıraplar İçinde
Kaderi, görelim örsün hain ağlarını, Zamanı gelince, ağartsa saçlarımızı, Gülüp geçtim, görsem erkeğin ağladığını, Kimselere göstermem, akan göz yaşlarımı. Oluk, oluk kan olup içime akacağım, Mahşer olsa da, kör kuyu bulup dökeceğim. Kaderin yükü, çözüverse diz bağlarımı, Yaşama gücünü veren umut dağlarımı, Aramızdan çekip kopar gönül bağlarımı, Kimselere göstermem akan göz yaşlarımı. Oluk, oluk kan olup içime akacağım, Martı gibi, ummana gizlice dökeceğim. Ali Kaybal |
İçi Başka Dışı Başka
Dışardan bakılınca ışıl, ışıl görünür, İçine girilince küf kokan damlar vardır, Nice canlar biliriz, sufiliğe bürünür, Adam kandırır, iki yüzlü adamlar vardır. Bürünsen kurt postuna, bir kurdu andırırsın, Bre ahmak sürüsü, kulunu kandırırsın, Yalan içinde hakkı, nasıl barındırırsın, Boz bulanık, toz pembe, böyle saydamlar vardır. Herkesin bir hesabı var, Yaradan'ın da var, Zalimlerin zulmünü yine zalimle bozar, Etrafına bir bakın, yok mu ibretlik nazar, Yıkılmayı bekleyen nice Saddamlar vardır. 18-06-2005 Ali Kaybal |
İçme Diyorlar
Kadeh alacaksam elime bir bahane gerek, Dertlerimi unutacağım bir meyhane gerek, Bırak diyor herkes içmesen artık şu zıkkımı, Bakıp avunacağım gözleri şahane gerek. Ali Kaybal |
İlişki
Sevda narin bülbüldür, dalına konsun göz oymasın, Gül gibi açılsın aşkımız, başkası göz koymasın Ali Kaybal |
İnanmak
Gözüm görmese yitiklerimi, gönlüm hoş olur desem de, Bıraktığın izler canlanır,kalbimin derinliklerinde, Gerçeği yansıtmaz dilim,seni sevmediğimi söylese de, Ürperir tüylerim, sensiz geçen günleri düşündüğümde. Ali Kaybal |
İncelemek
Elek olmuş beden, dünyanın derdini eliyoruz, Günden güne götürüyor bizden, hep inceliyoruz Ali Kaybal |
İnsan Dediğimiz
İçi boş olanın burnu havada Akbabalar gibi döner semada Faydası olanlar olmaz hevada Baş aşağı düşer ekinin sapı. Niye hor görürsün gariban kulu Bilmez misin onu yaradan ulu Hele bir soyun gör üstünden çulu İnsan dediğimiz mukaddes yapı. Kimisi çoban kul, kimisi beydir Parası çok olan üstün değildir Kulun üstünlüğü takva iledir Böyle işleyecek bu işin çapı. Ey Dermani bilsin kardeş kardeşi Dünyadan götürür herkes ateşi Allah’ı durmadan zikretsin kişi Olmasın gönüle kapalı kapı. Ali Kaybal |
İnsanlar
İnsanlar var Birbirlerini arıyorlar Boyunlarından sarıyorlar Öldürürcesine Sıkıyor sıkıyorlar... İnsanlar var Yüzüne gülüyor Yanına geliyor Arkanı döndüğün zaman Öldüresiye vuruyor... İnsanlar var İnsanları eyliyor Durmadan seni söylüyor Ne kadar zehiri varsa Senin üstüne kusuyor.. Bilmez mi aslı balçıkmış Bir de çiğ süt emmiş Nasıl bir karakterdir İnsanlar insanlıktan çıkmış.... Ali Kaybal |
İstanbul Kuşanıyor
Peygamber buyuruyor, atiye yol bulacak, “O şehir ne güzeldir, bir gün fetih olacak”. Duvağı nazlı şehir, cennetin bir köşesi, Hadîse mazhar olmuş beldeyi tayyibesi. Dünya gözüyle seni görmek istiyor her kul, İki yanında boğaz emsalin yok İstanbul. Gözleri kamaştıran, haliç’in altın boynuz, Aşık olmak isteyen seni istiyor yalnız. Bir genç kız edasıyla sermiş albenisini Evliyalar sarınmış toprağın sinesini. Eteklerin denizde, sanki ayak salınmış, On sekizinde bir genç, mesaj demiş alınmış. Yüreğine düşmüş aşk, Sultan Mehmet yanıyor, İstanbul'a girmeye surda gedik arıyor. Akıp gidiyor zaman, saatler boşanıyor, Gelin olacak artık, İstanbul kuşanıyor. Güm, güm vuruyor mehter, adımlar atılıyor, Türk'ün geleneğinde gelin kına yakıyor. Heybetiyle diktirdi Rumeli Hisarını, Güven altına aldı Müslüman diyarını. Uzun namlu topları döktürdü bilginleri, Denizin ortasından, kaldırdı zincirleri. Leventleri yürüttü gemileri karadan, Haliç'e indirmeye bir güç verdi Yaradan. Binlerce gazi oldu, şehit oldu civanım, Bayrağı burca dikti Ulubatlı Hasan'ım. Yıl 1453 tamam oldu vuslatı, Tarih adını verdi, Fatih yaptı sultanı. Titreyin ey tüylerim, birden ayağa kalkın, Topkapı'dan giren yar, dediği oldu Hakkın. Yollara dökülmüş halk, kapısını açmış yar, Beyaz atın üstünde sevgiliyi kucaklar. Bu alemde yaşayan, şahit olmuş bu aşka, Yıldızlar başka güzel, doğan ay bile başka. Çiçekler açılıyor, yönü dönmüş güneşe, Bütün yüzler gülüyor, yüzlere gelmiş neşe. Gökyüzü toparlamış yağmur bulutlarını, Bırakıyorlar gökten sevinç gözyaşlarını. Diller Hakkı zikirde, sevinçle çarpar yürek, Anadolu'yu bize yurt edinmiş mübarek. Çoluk çocuk birlikte, şimdi mutlu evimiz, Unuttuk biz geçmişi, yok mu bir görevimiz. Boş kalmış kabri şerif, nerde evladı mübin, Duaya kalkmaz eller, nerde sözleri güzin. Ellerinizi göğe besmeleyle kaldırın, İstanbul'u alanı rahmetle bir andırın. Ya Rab! Sen rahmet eyle yolunda ölenlere, Yardım et Sen, Fatih'in yolundan gidenlere. Duamız sahih, kabul etsin Rabbil Alemin, Hep bir ağızdan deyin; amin diyelim amin. Bir çağ açıp kapatan, dünyaya gelmez daha, Ruhları şâd olacak, okuyalım fatiha. 29-05-2004 Ali Kaybal |
İstemesen de
Gözlerinde bir ateş, dudaklarında zehir Sinsi bir gülümseme kaplamış neyin nesi Alevin sarmış teni, gözyaşım olmuş nehir Derdi koymuş güzelim yok aşkı teranesi. Senin derdini çekmek belki bana zevk verir Acıdan kıvranırda yine de çıkmaz sesi Söylediğin her söz muhabbet gibi gelir Sen sevgi vermesen de gönüldür pervanesi. Ali Kaybal |
İşte Benim Halim
Tuvalin üstüne düşer gölgen, nakşeder seni, Aşkınla yüzüne bakmaya mahkum eder beni. Beste oldun şarkıya, dillerde söyletir seni, Bağrı yanık inletir, dağlarda gezdirir beni. Mey kadehin dolar taşar, sarhoş etmiyor seni, Yudum, yudum içsem, güzelliğin sızdırır beni. Ali Kaybal |
kadın
Ne acı bir tablo bu, şehvetin olmuş aleti Sanki temsil ediyor bütün kötü melaneti Gerçek haklardan mahrum, unutulmuş saadeti Tarihi seyir ile günümüze gelmiş kadın. Her yıkılan devletin altında bir kadın vardır Dirilişin önünde anılan bir adın vardır Adn cennetin köşesi sunulmuş bir yanın vardır Erkeğin ardı süre güzel yaratılmış kadın. Bir Hazreti Musa'yı büyüten Asiye oldun İtimadın zirvesi Hacer'i kendinde buldun Hazreti Hatice'yle Peygambere yoldaş kuldun Bütün güzellikleri konup donatılmış kadın. Son Nebinin kızıydın, Fatıma oldun soy salan Aişe oldun bize iffeti dillere destan Bu güzel hurileri emanet etmiş Yaradan Gönüllerin baş tacı, lakin ağlatılmış kadın. Ali Kaybal |
Kahve Gözler
Mecnun Leyla’sı için sıcak çöllere düşer, Ferhat’ın elinde künk, yüksek dağları deler, Benim için gözyaşı döker mi kahve gözler, Diyar, diyar gurbete çıkınca anladım ben. Seven gurbete gitse, yâri gözünde tüter, Döktürür nameleri, elden gönderir haber, Kalbinde seven yoksa, yolları niye gözler, Başı eğik önümden geçince anladım ben. 30/07/2004 Ali Kaybal |
Kalbimde Saklarım Ben
Sen aşkı mutluluktan yoksun nasıl bulursun, Yaş akmasın gözünden, yarsız heder olursun, Gözyaşların düşerken gülden beter kurursun, Kalbimde saklarım ben, gönlümce saklarım ben. Kuşlar uçar dalından, hasret sanıp çekersin, Rengin solar senin, gün görmez boyun bükersin, Sevsen de kimse bilmez, dert yüklenir çökersin, Kalbimde saklarım ben, gönlümce saklarım ben. - - v / - v - - / - - v / - v - - Ali Kaybal |
Kesik Nesiller
Kimse bilmez garibi, içinde yara sızlar, Ölümden beter eder, ahdinde vefasızlar, Oğlum, kızım yok diye, inanan üzülmesin, Belki de hayırlıdır, neslinden devamsızlar. İbrahimi ölünce üzülmüştü peygamber, Cebrail'le gönderdi, Yaradan güzel haber, “Üzülme sen Habibim, sana verildi kevser” Sen ebtersin demişti, inançsız hayasızlar. 11-11-2004 Ali Kaybal |
Keskin'imsin
Suyu soğuk nigolanın, Piknik yeri unutmayın, Bardak, bardak içip kanın Unutulmaz Keskin’imsin. Yeri cennet diyor bakın, Keskinden kız alanların, Keskinli yar bulanların Namı meşhur Keskin’imsin. Eğlenceye hep ayrılan, Seyran yeri karıştıran, Makbul değil kırıştıran, Şanı mertlik Keskin’imsin. Ressamın var kralların, Coşku atan damarların, Aşk kalbinde yananların, Harman yeri Keskin’imsin. Hali bezgin duranların, Bize damat olanların, Garip, garip kalanların, Yanında dost Keskin’imsin. Sessiz olur adımların, Kuzu gibi adamların, Dışarda hep aslanların, Gönlümde sen Keskin’imsin. Kar yolunu kapar kışın, Gözlerimde tüter aşkın, Diyar, diyar sevgin taşkın, Cennet mekan Keskin’imsin. Ali Kaybal |
Kırıkkale
Kahrettik bir güne umursamadıK Ilgıt ılgıt vuran rüzgarlarınI Resimlerden silse de seni bir biR Işığını söndürse yıldızlarI Kalbime çökse de koyu karanlıK Kimi zaman düşürse de ayrılıK Aldırma sen benim yalnızlığımA Leylak bahçelerinde gezen gönüL Elini tutar bir gün KırıkkalE Ali Kaybal |
Kızgınım
Kaynıyorum için için Öfke soluyorum burnumdan Birden patlıyorum yanardağ gibi Etrafıma lavlar saçıyorum Akıyorum Yakıyorum Yıkıyorum Ayaklarının dibinde duruyorum Sana kızgınım diyemem Ali Kaybal |
Kök Salmış Sevgi
Aşıklar oyuncu olmuş, yer alır Dünyaysa kurulmuş bir sahne Hasret, gözyaşı, umutla kahır Bir oyun oynanmadı böylesine Sevilenler hep uzağa atılır Döşlere vurulur, yırtılır sine Sevenlere zalim davranır Sevgi bulamayan akıldan köhne Parmaklığın ardına salınır Sevgiyi yürekte sarar cendere Mil çekilir gözlere, son bakış çıkarılır Çöl ortasına atılır biçare Zalim, kendince keyif alır Sevgiyi ayırmıştı kendine göre Farkında olmaz gafil aldanır Değil yarden ayrılmak Beden dilinse de pare, pare Sevgi kök salmış kalpte kalır Ali Kaybal |
Kral İçe Dursun
Yağan yağmur yolu ikiye yarmış Önümüzde deniz arkamız yarmış Gönlüme girecek nasıl bir yarmış Gelmesin sakın kraliçe dursun. Bu günü kalsın olsun hele yarın Gülü sapından siz ikiye yarın Gönderdiğim gülü sevmeyen yarın Halini sormaz kral içe dursun. Ben karardım ey gönül sen de karar Aşkımı engeller yönde mi karar Sevdanın ateşi bana dert karar Dışarı olmaz kral içe dursun. Ali Kaybal |
Kurban
Beden bürünmüş toprak hak’tandır, Bu can, sana adanmış kurbandır, Sana giden adımlar aşktandır, Bu can, sana adanmış kurbandır. Ardına düşen canlar halktandır, Bu can, yolunu gözler kurbandır, Cevap ver, sevdalına uslandır, Bu can, yolunu gözler kurbandır. Ali Kaybal |
Kuşlar
Martılar, Kanat çırpar. Denizlerin mavi enginliğinde, Dalgalar kabarır, göğün serinliğinde. Gözlerime bak, kanat çırparsan derinliğinde, Aranmaz deniz, aranmaz göğün maviliği de. Mutluluk deryası olur, beni sevdiğini söylediğinde, Duygularım kabarır,dalgalanır, sen gözüme geldiğinde Şimşekler çakar, kızgınlık yansır, gözlerimin içinde, Çıldırırım, kem gözle sana bakanı gördüğümde. Sen, yine de serçem ol, Yuva yap, bahçemde dalıma, Pencereme yanaş, tıkırdat camıma, Seninle uçarım inan, bulunmaz ufuklara. Yeşil gözler, Ruhuma ferahlık verir, Yanıma gel, ormanım ol, sık ağaçlarla, Ben sana kanat çırparım, güzellikler arasında, Şahin olup süzülürüm yanına, Sahip olurum sana, felaketler çıksa da karşıma, Bırakmam kimseye, sahip olurum duygularıma, Kartal olur, konarım yollarına, Kol kanat gererim, sen yanımda olduğunda, Benimdir der, sıkı sıkıya tutarım parmaklarımla. Leylek olsam, aldırmam yazına kışına, Bir haberi müjdelemek için uçarım sana, Hem baharım, hem yazım, yar yeşiller arasında, Beyaz güvercin kanat çırpar yukarılara, Köşeyi örümcek kaplasa da, yuva yaparım yanına, Saf temiz duygularla, atılırım kollarına, Ben, yine de olurum bülbül, Bahçede yuva yaparım dalına, Pencere kenarına konar, tıkırdarım camına, Seninle uçarım, kafes olsa yarınlara. Ali Kaybal |
Küllerdeki Anılar
Boşa geçtiklerini sanma, Küllerin rüzgarda savrulduğuna. Nice fırtınalar esen *******de, Kenetlenmiş bir aşktan arta kalan, Hazin bir avuç sevdadır savrulan. Rüzgar! Üstünde esme, Hatıra olsun, geleceğe bırakılan. Bırakılsın ki, Küllerin arasından yeşersin fidan. Boşa yanmışlar diye bakma, Küllerin ayak altında kaldığına. Nice ateşlerin yaktığı *******de, Hararet dolmuş bedenden sıyrılan, Korlu bir sevdadır, ocakta kalan. Ayak! Altında ezme, Tatlı bir anı kalır geçmişte yaşanan. Yaşasın ki, Küllerin arasında olsun, geleceğe fışkıran. Ali Kaybal |
Küskün Gönül
Denizde dalgalar gibi, Gönül o kadar küskün ki, Fırtına göstermez dibi, Umudu kesilmiş sanki. Hadi; kuş hak almak için, Dalar ekinin içine, Ben yanarken için, için, Gönlümün sende işi ne. Bülbül ister yari niçin, Aldırmaz batan dikene, Ben köprüyüm, sizde geçin, Gönülsüz çıkma üstüne. Renk, renk kır çiçeği açsın, Zevk vermez gönlü küsküne, Gönüle takılan taçsın, Bakmıyorsun, bu küslük ne. Dermani dalgalar gibi, Öyle bir uzaklaştın ki, Unuttun seven garibi, Şimdi aranırsın belki. Ali Kaybal |
Mahşer
Aşkımızda hüzün, Sen, yerde yüzükoyun, Ben yerde boylu boyun, Soruyorlar, Siz ayrı mı düştünüz? Ayrı düşen uzanır mı? Bağlı gönülden usanır mı? Öyleyse biz kopmuşuz, Bir araya gelmede, Mahşere kalmışız. Ali Kaybal |
Methiye
Kalbimi açıp sevgiyle, sımsıcak kollarda sarsam her gün, Yanağında gamzen, dudağında ince tebessümle gülgün. Gonca verir, yetiştirir, kalbimin derinliğine sürgün, Güzellikler yaşar kalbinde,gönüller asla olmaz küskün. Destan yazılır güzelliğine, dillerde söylenir türkün, Annesini arar emzikte bebek gibi, yarine düşkün. Dermani sana bakmak sevap, şeriat da verile hükmün, Aksini suda, suyun akışını yüzünde görmek mümkün. Ali Kaybal |
Muhabbet Gülü
Tutulmuşum bir yol, Sevda çekmekteyim gönül, Ne menekşe, ne sümbül, Yanımda yalnız sensin gül, Hasretle yandığım ol, Uğruna sevda çeken bülbül, Beni düşünüp inlerken gül, Zannetme uzakta olan değil, Aşık olan görür mü tehlikeyi, Gülün yâran için isteği, Yakından görmek değil mi, Yapraklar gizler kötü dikeni. Güneşi görmese açar mı gül, Gülü görmese aşık olur mu bülbül, Ey deniz, sende geri çekil, Deniz aşırı uçacak bülbül, Batan gün, sende şahit ol, Beni ürküten, senin bakışın değil, Bak, bak çırpınışları nasıl, Ayağı kapana sıkışan bülbül, Yerden yere sürünüp atılır, Bir adım da olsa yarine yanaşır, Hatırlatır bana hep seni, Bülbülün figanı boş değil ki, Seyretmek istemem batan güneşi, Soldurmam kalbimde kadife gülleri, Kim bilir, ben bilmezsem, Çile ile sevda çekenleri. Al gülün üzerine, Kan akar mı yürekten. Vuslatın rengidir gülden süzülen. Gülle bülbülü birleştiren, Kalbin! Dinle sesini, Bakma o kadar uzaklara. Uzansın başın pencerenden, Gördün mü? Üstü başı perişanım ben, Dikkat etmedin mi geçerken, Gözlerim dolu seni düşünürken, Mecnun olurum, yolunu gözlerken, Seni isterim seni, Senle olan muhabbeti. Ali Kaybal |
Muhayyer
İster taşlık olsun, isten gülistan olsun yer, Yarin yanında olsun, zaman sana muhayyer. Ali Kaybal |
Ne Geldiyse
NE GELDİYSE Başımıza ne geldiyse hep güvenden geldi Öküzü sattık da çektiğim düvenden geldi Yüzümüze gülüp ardımızdan sövenden geldi Bize her selamı geleni dost bilirdik biz. Ali Kaybal |
Ne Olur
Mutlu olmakdı hedefim, sevmeye yar geliyor, Bir ateşdim yakarım, lakin ona kor geliyor, Çırpınırım sevdam için, yinede hor geliyor, Ruhumu sıkar dünya, onsuz bana dar geliyor, Cennete giremem yarsız, ölümse zor geliyor. Dermani bakarım gözüne, yeşerir yer demiyor, Toprak olur basılır, aşkın yerde gör demiyor, Deli gönlüm avare olmuş, sever dur demiyor, Fark etmesen beni,duymasa hisler, kör demiyor, Söz dinlemez kalbin, sevene umut ver demiyor. Ali Kaybal |
Ne Yapsam Duymuyorsun
Beyaz kalsın dedin, kar yağdı gönlüm, Gülün renginde yaprak açtı gönlüm, Avuttun kalbi sen, dertlendi gönlüm, Tutunsam kollarından duymuyorsun. Ateş olsun dedin, nar koydu gönlüm, Alev sarsın dedin, har doldu gönlüm, Kuruttun aşkı, çağlar oldu gönlüm, Tutunsam kollarından duymuyorsun. Sevip saysın dedin, yer tuttu gönlüm, Gönül kansın dedin, zor yattı gönlüm, Vurursun gem dedin, gam kattı gönlüm, Tutunsam kollarından duymuyorsun. Ali Kaybal |
Nedir
Yüzünde uç veren çirkin sivilceler aknedir, Boşa çekmiş gönül, ağarttığı saçta ak nedir? Ayın on dördü gibi parlar tenin şahanedir, Sevdan benimle, ferman çıkaran şaha nedir? Dermani etrafında dönen aşka pervanedir, Fermana karşı çıkan gönlüme perva nedir? Ali Kaybal |
Nen Varsa Gör
Nen varsa gör, dökülsün bir, bir avuçlarında, Göz yaşların bulunsun hep yalvarışlarında, Bir ses duyan da olmaz son haykırışlarında, Bir dem huzur bulunmaz artık senin yüzünde. Hasretle zor durursun aşkın yamaçlarında, Kalbin hüzün dolar, yaş durmaz yanaklarında, Geçmiş hatırlanır ak gördükçe saçlarında, Bir dem huzur bulunmaz artık senin yüzünde. - - v / - v - - / - - v / - v - - Ali Kaybal |
Nerde Sevgin Nerde Sevdan
Ses çıkarmazdın zalim, her gün içimden ağladım, Şarkı bitmez bur da derken, çok umutlar bağladım, İçtiğin aşk, mey değil, ben sezgilerden sağladım, El uzattım nerde sevgin, nerde sevdan, görmedim. Hiç yakarmazdın halimden, gün doğarsın çağlarım, Yükselir aşkım acından, yükselirken dağlarım, Geçtiğin yol, yar değil, ben misk-ü amber yollarım, El uzattım nerde sevgin, nerde sevdan, görmedim. Ali Kaybal |
Ney
Kavrulmuşluğu anlatır, çaldıkça sen yanarsın, Yar düşer aklına, hasrete nasıl dayanırsın. Ali Kaybal |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:20 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.