![]() |
Makber
Eyvah ne yer ne yâr kaldı Gönlüm dolu ah-u zâr kaldı Şimdi buradaydı gitti elden Gitti ebede gelip ezelden Ben gittim o haksar kaldı Bir köşede tarumar kaldı Baki o enisi dilden eyvah Beyrutta bir mezar kaldı Bildir bana nerde nerde Yarab Kim attı beni bu derde Yarab Nerde arayayım o dil rübayı Kimden sorayım bi-nevayı Derlerki unut o aşnayı Gitti tutarak reh-i bekayı Sığsın mı hayale bu hakikat? Görsün mü gözüm bu macerayı? Sür'atle nasılda değişti halim Almaz bunu havsalam hayalim. Çık Fatıma! lahteden kıyam et Yanımdaki haline devam et Ketn etme bu razı öyle bir söz Ben isterim ah öyle birsöz Güller gibi meyl-i ibtisam et Dağı dile çare bul meram et Bir tatlı bakışla bir gülüşle Eyyamı hayatımı temam et Makber mi nedir şu gördüğüm yer? Ya böyle reva mı ey cay-ı dilber (Bu şiiri ilk eşi Fatma Hanım'ın Beyrut'ta ölümü üzerine yazdı) |
İçimde Sen
Nihal' e Yine gece, yine hüzün Ve yine içimde sen Ve yine biliyor musun? İçimde sen olunca hüzün de güzel |
İstanbul Düşman İstilası Altında İken Çamlıca’da
Hey Çamlıca mehtâbı ne olmuş sana öyle?.. Küskün duruyorsun. Bir şey kuruyorsun. Seyrinle ıyan et bana, ilhâm ile söyle: Aksetmede âlâm-ı vatandan mı bu halet?.. Anlat; bu tahavvül neye etmekte delâlet. Vaktiyle ederken bu havâliyi zılâlin Bir sâha-i nilî. Ey neyyir-i leylî, Matem döküyor arza bugün bedr ü hilâlin Bir şeb ki, zîrinde küsûfun, Seyrangehi olmakda tuyûfun. Mâzîden esip gelmede bir nevha-i vâveyl.. Bir âh-ı müebbed. Hangi güneşin mâtemidir zulmetin ey leyl, Ey şi’r-i muakkad Yıldızlar olur bence meâlin gibi nâ-yab Atîde görünmezse o mâzideki mehtâb Olmazdı sabahın da yarın gülmeye meyli Pîşinde bu dîdar-ı mahûfun. Kartallara baktım düşüyorlar yere bi-ta’b; Oldum sanıyordum Melekü’l Mevt ile hem-hâb |
Şair-i Azam
Mevki Viyana Bir darbe-i ma'kus ile düşmüş o yana Hep tersine dönmüştür onun giydiği şeyler Hem bid-defaat! Onlarla yatıp kalkar imiş kendisi söyler Vaktiyle bütün Pul'da yapılmışsa da heyhat! Cümlesi solmuş. Vaktiyle siyah, şimdi fakat yemyeşil olmuş Bir paltosu vardır. Tek gözlüğü vardır, ******* kandilidir o. Ya rab ne hayat! Cepler delik az çok Lakin ne zarar var ki delikten düşecek yok. Bir korkusu vardır Meyhanelerin saat-i tatili pek erken... Bir kirli paçavrayla gezer Mendilidir o. Lastikleri bir başkasınındır ki yürürken Durmaz ayağından çıkar ekser... Serpuşu ne festir, ne külahtır, ne sarıktır Kalpak da değildir Bir şapka mı, haşa. O onun kendine mahsus Bir başka şekildir. Keşkül gibi bir şey... Milliyetini farık olan yok, soruyorlar: Kimdir bu alamet, bu musibet, ne kılıktır. Ürkütmeyelim sus... Bir kahkaha, bir av'ava kopmakta peyapey Bazen de müheyyâ-yı tasadduk duruyorlar. Zül farkına bir zam! Ancak biri vardır, ona der: Şair-i Azam! |
Aklı İpe Çekmeli
Karasevdalılara Su sesi dinletilmeli Gül bahçesini gezmeli Deli gülmeli eğlenmeli diyorlar Bilemiyorum bütün bunları Ey yar. Bildiğim bir başka şey var Gece gündüz yalvar yakar Baş çarptığın kayalıklar Zincir sürdüğün ovalara kadar. Sen de bilirsin Deli aklı ipe çekmeli Ve mantık ölmeli sevgili Beni soğuk bodrumlara zincirlemeli. |
Bir Gittin Dönmedin
Bu bahar karlarla yağmurlarla gel Bizim burda susuz kurak bağlar var Seni yâr etmezler bana sevgili Aramızda aşılası dağlar var Günler uzadıkça ömrüm kısaldı Aklımı bu sevda bir yeldir aldı Yıllar var gözlerim yollarda kaldı Bir bilsen ardından nice ağlar var Bir şarkıdır adın dilimde her dem Bir tutkudur sevdan sensiz edemem Gelmez isen ben bu yerden gidemem Beni sana bend eyleyen bağlar var Bir gittin dönmedin dünya güzeli Ne sevincim belli ne gamım belli Tekrar düşümdür bir tek teselli Seni böyle tutan hangi bağlar var |
Bir Kurşundur Gözlerin
Rüzgar beni ısıtır güneş dondurur beni Aşkın ki bir ateştir yakar kavurur beni Kurşun sıkılmaz derler sevdaya ki bilirim Bir kurşundur gözlerin kalbimden vurur beni İpeklerden yumuşak kılıçtan keskin sözün Salar bağlı köleyi zincire vurur beni Sevdan ateşten bir kor onu nasıl saklasam Gözyaşlarım aleme yayar duyurur beni Bir ömür ara ile bir kez görsem düşümde Yeri göğü dolanır ayrılık bulur beni Nasıl hasretim sana ah bir anlatabilsem Ülkene hangi deli rüzgar uçurur beni. |
Çiçekler Topladım
Gül yüzün rengini yansıtsın diye Kıpkızıl yemyeşil ve de bembeyaz Çiçekler topladım kırlarda bu yaz Çöllerde sürdüğüm izindir senin Sensin aradığım durmadan kış yaz Halime bir renk ver halinden biraz Seninle olmazsam tuttuğum oruç Ettiğim dualar kıldığım namaz Sevgili bilirsin anlam taşımaz Bakma sen perişan halime benim Sana yakışanı bilirim pek az Ve belki usulsüz ettiğim niyaz Ama sen bilirsin senin içindir Böyle gece gündüz hep avaz avaz Çaldığım türküler inlettiğim saz |
Her Gece Bir Baskın Yaşar Yüreğim
Dilimin ucunda sevdan var senin Desem ben yanarım demesem kalbim Ben de ne gelgitler ne yangınlar var Buz tutan dağlardan sesler yükselir Her gece bir baskın yaşar yüreğim Üstüme her gece ne akınlar var Yüreğim sıkışır bir terdir basar Rüzgar açar kapar kapımı benim Çevremde ne uzak ne yakınlar var Seninse sevdanı yasakladılar Seni köşe bucak hep sakladılar Ülkemde ne cahil ne çılgınlar var |
Yalnız Ölürüm Bilmezsin
Kar Üstüme yağar Saçlarımı rüzgarlar tarar Gül uzar yağmur olur gelmezsin Bir bir Kesilir ikindileri Çoban ve kaval sesleri Derin bir yalnızlığa gömülürüm Bu anlarda ölürüm de bilmezsin Akşamları Üstüme karı Yorgan diye örterim Etrafta kurt ulumaları Gözlerim dolar boşanır silmezsin Sonra Gece olur El ayak çekilir hayat durur Yıldızlar kurulur gökyüzüne Gözlerimin önüne film seti olur çekilmezsin |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:57 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.