Bil ki; Senden NEFRET EDiYORUM...
Anla ki; Seni HiC SEVMIYORUM...
Gör ki; Senden BUCAK BUCAK
KACIYORUM...
Fakat Su Bir Gercek ki;
SENi UNUTAMIYORUM...

sen hiç ölümü göze alacak kadar sevdinmi
ölümü hissettinmi bu kadar yakın
uğrunda ölmeyi düşündünmü sevdiğinin
yaşarken öldünmü
ağlarken gözlerinden yaş yerine kan aktımı
nefesin düğümlendimi
yürürken bastığın yerler titredimi utancından
hayata küstünmü acıdınmı kendine
hayellerin yıkıldımı yarınlar için hayeller kurarken
yarınları kaybettinmi hiç umutla bakarken
ben bunların hepsini yaşadım
artık duymak istemiyorum hiç kimseyi
görmek istemiyorum
ilk defa isyan eder oldum
ölümü bek

gitme yangınlar kentidir yüregim
gitme kalbim üşür sessiz karanlıklarda gitme gülüm beni
bırakıp yaban ellerde gitme dediysem adam gibi yagmur gitme de
diysem kızılırmak selviler boyu buyur cocugumuzun gözlerınde
narcicegi ekmek gülerek seninle bir sair ölür benbenmiyim içimdeki
dogum ürpertisini seccadeye götüren kimin kızıydı yüzü meryem yüregi
verem olan hayalet hayalini bırakıyorsun o sarhoş balıkcıya denizlere
dökülüyor sevdan ka

Ne olurdu saadetlerin en büyüğü
İşte ellerimde al, diyebilseydim
Anlardın ve hiç gitmezdin, değil mi
Bir gün olduğun gibi kal diyebilseydim.



Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel
Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri
En karanlıklarda bile uzanır bir el
Kendiliğinden açar sabaha perdeleri



Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü
Her zaman en güzel, her yerde eşsiz
Sen yaprak, sen köpük, sen kuş tüyü
Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük

Boyutsuz bir sevda bu
zamanı yok
mekanı yok
sonu ne olur diye
hesabı yok
boyuksuz bir sevda bu
korkusu yok

bir deprem gibi girdin gönlüme.
fay hattı çizdin yüreğime.
enkazlar bıraktın üzerimde.
kalbimde sevgi devam etmekte.
özlenmektesin hemde 8,4 şiddetinde.......

Söz mü geçmiyor kara bulutlara
Neden suskunsun şu yanan dünyama
Hazan olmadan bitsin şu hasretlik
Kurudum artık yağ yağmur bağrıma

Zaten yanmışım ta öteden bu yana
Dökül ne olur bırakma zamana
Çatlayan bağım içsin kana kana
Kurudum artık yağ yağmur bağrıma

Yeşersin bağım açılsın çiçekler
Dalımda goncam kanadını bekler
Susadım işte bıraksın o gökler
Kurudum artık yağ yağmur bağrıma

Sümbüller suskun melul melul bakar
Eğilmiş güller güneş ile yanar
Bağımda kimi görsem seni so

Rötarlı oldu bana gelişin
Ağaç ettin beni yıllardır bu hayat garında
Ellerimdeki çiçekler solmaya yakın
Güldürdün yüzümü biraz geç de olsa

Gelip geçenler de oldu senden başka
Birisinin bile yüzüne bakmadım senin hatırına
Gözlerimdeki bebekler dolmaya yakın
Güldürdün yüzümü biraz geç de olsa

Daha ne kadar beklerdin diye sorma
Kalbim söz geçiremez olmuştu beynime son zamanlarda
Dilimdeki seni seviyorumlar bitmeye yakın
Güldürdün yüzümü biraz geç de olsa

Geç de olsa,güç de olsa

Kırılmış tahta kapının şimşir tokmağına
Gurbeti çok uzaklarda bırakarak uzattı ellerini...


Solgun akşam güneşinin sızmaya çalıştığı avlu
Süreyya ebenin 'müjde oğlan oldu' sözleriyle
Hala çınlamaktıydı sanki

Duvardaki nişte dededen kalma kuran
Bir de babanın asker arkadaşının hatırası
Doksan dokuzluk tesbih
Yaşanmışlığın şehadetiyle sırlı ker*** duvar
Anacığının özenle hazırladığı sedirlerde kalan dün öykünmeleri

Sanki avlunun nihayetindeki odadan seslenecek
Kaytan bıyıklı b

Yine calan bir ask sarkısı aldırdı kalemi elime
Ama bu sefer şiir yazmak için değil hoşcakal diye biten mektubu yazmak
için :
Sevgi ile dolu arkadasım,
Arkadasım yazıyorum ama öle demek çok zor geliyor bana.Neyse nasılsın
diye sormama gerek yok sen baskasının kollarında mutluluğun son
seviyesindesin.Ve artık ben de anladım bana hiç dönmeyeceksin.Artık
suya düştü hayallerim,Bir son buldu ümitlerim ve tükenen umutlar işte
bu mektubu yazmamın nedenleri.Biliyorum seni çok kişi sevmiştir.Ve
bende