Öl/Düğüm...

Zamana bir nebze atacağım düğüm
Çözülmeden zaman anlaşılmaz öldüğüm

Reyhan Tataroğlu

Ölü veya diri

umut
güneş gibidir
bir gelir
bir gider
ama
asla kaybolmaz
ne kadar
karamsarlık sarsada
bulut misali güneşi
umuttur onun
ayyüzlü eşi
güneşin yoktur
doğmadığı birgün
görmesekte...
ey! umut
güneşli birgün de olsun
düğünün

Reyhan Tataroğlu

Ölümle Dirilenler

bu gün
bir şehit daha verdi
memleketim
daha bir şehit
bu kaçıncı babayiğit
bu kaçıncı babayiğit
ölüm yok size...
Vallahi
Kur'an size şahit
Rasul size şahit

Reyhan Tataroğlu

Ölümsüzler...

Abdestler alındı...
Ayaklar yalın
Kefen yerine
Bayrağıma sarın
Son kelamlar...
Son tebessümler...
Son bakışlar...
Son vedalar...
Sizler burada kalın...
Analar,yarlar
Yarenler,yavuklular
Çocuklar,nineler,dedeler...
Dediler'Elveda...'
Dediler'Allaha ısmarladık'
Dediler'Hoşçakalın'
Secdeye değer iken
Nur yüzlü nice alın
.............................
Şimdi güneş yangılı
Şimdi ay soluk
Şimdi rüzgar sessiz
Şimdi yağmur hıçkırıyor
Şimdi...
Bütün mahlukat...
Kainat haykırıyor
..........................
Kurtlar sofrasında
Kınalı...
Kurtlar sofrasında
Kuzu...
Vahşet...
Sofranın vazgeçilmeyen
Tatsız tuzu...
..............................
Onbeşler...yirmiler...yirmibeşler...
Beşer... beşer...
Alemi beşere eşler
Burası...
Sanki düğün evi
Ölümle kolkola
Halay çekenler
Duaları avuç avuç
Arşa ekenler
Us...Us...tohumunu
Toprağa dikenler
Ağlıyor...ağlıyor...
Şehadete geçikenler
...........................
Saflar...saflar...
Dizi dizi...saflar
Kendi cenaze namazını
Kılar,Kınalı kuzular
Kurumuş, kökünden insaflar
............................
Okumuş,okumamış
Yazmış,yazmamış
Yürekler tek...
Bedenler tek...
Diller de Tek/Bir
Kelime-i Şahadet
Artık...
Ölüme çıkarılmış
Ayyıldızlı,son bir davet
................................
İşte...
Kahramanlık türküleri
İşte...
Kahramanlık öyküleri
İşte...
ÇANAKKALE
İşte...
Cennet
İşte...
Gül Muhammed(s.a.v) ...
Etrafında açan
Binbir çiçekten
Bir demet
İşte...
Beyaz LALE
.............................
Abdestler alındı
Ayaklar yalın...
Secdede alın
Kefen yerine
Bayrağıma sarın...

Reyhan Tataroğlu

Ölümüne Aşık

tarih bile anlatamaz yetmez gücü
olsa alim, filozof, olsa da büyücü
ne çözebilirler,ne de bağlarlar
yaptıklarına pişman olup olup
ardından ağlarlar...

Reyhan Tataroğlu

Önce ve sonra

Masallarda anlatılan
Mutlu oldu falan filan
Kimi essah kimi yalan
Aşktır aşktır gerçek olan

Ne aşk kaldı nede sevda
Kimi hayel kimi mefta
Zamane aşk sade lafta
Aşktır aşk gerçek Hakta

Önceleri sevda vardı
Duyan duymayan ağlardı
Gönüller bir yanardağdı
Küle döndü şimdi söndü

Reyhan Tataroğlu

Örtüşme...

Başka kafalara,başka bakış
Kağıt mendil üstüne işlenen nakış
Haklıya,tek elle tutulan alkış

Örtüsüz fikir,fikirsiz örtü
Hayanın peşinde...hayasız dürtü

Gönülü kırıp,Kabe'yi yıkış
Bataklığa konup,gülden kalkış
Küfre dalıp,minbere çıkış

Örtüsüz fikir,fikirsiz örtü
Hayanın peşinde...hayasız dürtü

Işığı söndürüp,karanlığı yakış
Deryayı bırakıp,damlaya akış
Altını çıkarıp,tenekeyi takış

Örtüsüz fikir,fikirsiz örtü
Hayanın peşinde...hayasız dürtü

Doğru yerine,yanlışa inanış
Hamam içinde,susuz yıkanış
Küle belenip,kor gibi yanış

Örtüsüz fikir,fikirsiz örtü
Hayanın peşinde...hayasız dürtü

Haktan bi haber,Hakka yalvarış
Kötünün adına,iyilikle yarış
Çıkmaz sokaktan,sonsuza varış

Örtüsüz fikir,fikirsiz örtü
Hayanın peşinde...hayasız dürtü

Reyhan Tataroğlu

Öte/beri

beynim
muhasebe
kalbim
muhasip
karı
da
zararı
da
gördü...
münasip
ya! ...
nasip
ya! ...
nasip

Reyhan Tataroğlu

Ötesinci Boyut

Omuza düşen bir el
Dostluğun nişanesi
Dosta, dostane
Bir davetin sesi
Diyor ki;
“ Artık gel “

Kısa…
Bir telefon trafiği yaşanır
Ardından…
Nasipliler…
Nasibini giyer kuşanır

Ayrılık…
Zamanca önemsiz bir süre
Gibi gelir
Vuslatta… zaman
Ayet ayet, süre süre
İncelir incelir

Bayram arifesi…
Yürekler kıpır kıpır
Sevinçler ölçüsüz
Hediyeler hayallerde
Hayaller takatsiz
Hayaller güçsüz
Bayram tarifesi…bu

Muhabbet…
Önde beşinci boyut
Beş vakitte
Arkada
Ne somut, ne de soyut
Beleşçiler taklitte

Huzura doğru…
Giderken bir kafile
İhtiyaçlar listesi gönüllerde
Kalpler delik deşik
Kalpler bomboş bir file
Pazar yerine hücum
Yeter ki dolsun
Dolsun da…taşıyamasın
Kırılsın kollarım
Kanasın avucum

Akşam vakti yolda
Ağlamak, sızlanmak nafile
Zaman alış veriş zamanı
Zamanda olmaz hiç hile

Varış…hava alanı
Sessizlik hakim, sükunet berkemal
Ayrılık bırakmış yalanı
Vuslatla hasbihal
Vuslatla hemhal

Gökyüzü…
Alabildiğince mavi
Yeryüzü…
Varabildiğince semavi
Dolanır…semalarda
Bir kartal bakışlı
Dolanır semalarda
Bir ela gözlü, kara kaşlı
Dolanır semalarda
Bir Şeyda-i bülbül
Dolanır semalarda
Gül diyarından bir Gül

Heyecan dorukta…
Güneş vurgun… kavrulurken
Ay geceye yolculukta
Serinlik…devralmış görevi
Gözler taramada
Lazersiz, sessiz ameliyat
Her derde deva…
Samimi niyet ile
Örtüşürken…
Amel ve de fiiliyat

Ziyaret… Vuslata ilk adım
Ayrılığı kovaladım
Vuslatta yakaladım
Etrafında…dolanır durur
Beşinci boyut sanki pervane
Gördüm …
Biri deli, diğeri divane
Anladım ki…
Delilikte, divanelikte
Aşka bahane
Aşk Onunla şahane

Bu pazarda…
Her şey hesaplı
Her keseye göre
Her çeşit mal bulunur
Araz’a, lal’a, topala, köre
Görmezlikten gelen nanköre

Akşam vakti girmeden
Dolduruldu fileler
Farz, sünnet, vacip derken
Kılındı nafileler
Ve bir kez daha
Allahaısmarladıklar arasında
Kalktı kafileler

İşin özü…
Ne somut, ne de soyut
Bu boyut…
Beşinci boyuttan da öte…
Öteler ötesi bir boyut





Reyhan Tataroğlu

Özne ve de Yüklem

Sözlerim sorguya çeker beni,Ey! İlahi Hayat
Anladım ki..fiiliyat...fiiliyat...fiiliyat...

Reyhan Tataroğlu