![]() |
Kalemim "Artık yaz'ma o'na" diye haykırıyo adeta.... Tam artık sana yazmıyacağım diyorum.. Aklımda tasarlıyorum yazacaklarımı. Tam yazmaya başlıyorumki, gene 'sen' dökülüyosun kalemime.. Kalemimden kağıdıma.. Ve Ardından arta kalan gözyaşlarım... Saçmalıyorum gene işte.. Yazacak birşeyim kalmadı sana dair.. Tükettin tüm cümleleri.. Ben gözyaşlarımla yazdım seni.. Sakladım yüreğimi.. Dökülüpte, yarmasın diye sevgimi .. ..ve bitişler.. gidiş ve bitişler .. her gidenin ardından ağlamalar, hüzünler .. sebepsiz yere haykırışlar .. ve biten umutlar.. Ağlamam sana değil, sessizliğime.. Her gidişinden arta kalan sessizliğime .. Suskunum sebepsiz yere.. Sonsuzluğuma son notum bu belkide .. Sen benim Birinci TekiL Şahsı'm oldun hep.. Ben=Sen. ne farkeder.. Ha Ben, ha Sen. Ha Sen, ha Ben. Ama senin için Ben, asla Sen olamadım.. Yandığımı hissediyorum.. Yokluğun yakıcı.. Ben ağlarken yokluğunda, sen yüreğime damlalar düşürmeye devam ediyorsun.. Düşürdün kalbimi elinden. Yüreğim yokluğunda yerlerde pusu kurmuş seni özlüyor... Seni arıyor köşe bucak.. Harf harf, kelime kelime yokluğunun adını koymaya çalışıyor… Tüm tümcelerimde soru işareti bıraktı yalnızlığın .. ve bitişler.. gidiş ve bitişler .. her gidenin ardından ağlamalar, hüzünler .. sebepsiz yere haykırışlar .. ve biten umutlar.. Kayıp giden mutluluğumda ‘sen’ vardın sadece.. Senin için ise sadece gözyaşlarım… Kağıdım ıslak, yüreğim buruk.. Çıktığım bu yolda seni arıyorum.. Nerden başladıysam, ordan bitirmeye kararlıy’dım’ Geriye; gidişinden arta kalan yaşlar… Aslında sen hiç yoktun Sevgim çizdi yüzünün güzelliğini Tutkularım şekillendirdi bedenini Özlemlerimdi mütevazi yapan seni Önce var et,sonra ona tutkun Zavallı yüreğimi derde soktun Ama aslında sen hiç yoktun.. Ben zaten yoktum sende.. Tanımadın ! Bilmedin ! Sevmedin ! Ve en önemlisi beni hiç Hissetmedin ! Kaybolup giderken yalnızlığında, sen beni hiç tanımadın.. Oysaki bütün çabalarım ‘sen’din. . ANLAMADIN! ! Çünkü ben; Üçüncü TekiL ŞahıS’ım Yüreğinde .... alıntı |
Yalnış yollarda yürümekten, yürüyüp de bir menzile erememekten yoruldum.Hep mi kanacak bu yürek,hep mi kanayacak? DinmiyOr sızım,kapanmıyor yaralarım.Ne haLimden anLayan var ne de bir yOLdaşım.YalnıZım.......YaLnızLık en kara geCeden daha kara.Aşk adına ne varsa hepsi terk edip gitmiş beni.Öylece umutsuz,çaresiz,Sessiz kaLmışım.BEn aCıyı Sevda Sanmışım.....
Hiç böyLe olacağımı düşünmezdim oysa...Bitmez sanırdım,tükenmez bilirdim, ''GiTMEZ'' derdim...GiTTi!! Giderken geride bir enkaz bırakacağını bile bile gitti.Ne kaldı şimdi bana acıdan başka? susmaktan ve acıyı yaşamaktan başka ne gelir elimden? ''her aşk biter'' derler ama böyle yıkıCı,böyle yakıCı olması gerekmiyor ki bitişlerin....Hem benim AŞKIM bitmedi,Bitmeyecek deee....Daha hiçbirşey yaşamadan, hayatı paylaşmadan nasıl bitsin? bu yürek onun için atmaya devam ederken nasıl tükenSin? YüreĞim bir firara daha tanıklık etti işte...Hep hüzünle hatırlanacak dünLer,Nasıl geçeceği meÇhul bugünler ve gelmeyecek yarınları yaşamanın zamanı şimdi. ''ondan bana ne kaldı'' diye düşünüyorum da aklıma yalanlardan başka hiçbirşey gelmiyOr. O mu daha çok uStaydı yoksa ben mi çOk saftım anlayamıyorum.Hiçbir soruya yanıt bulamıyorum.aL işte, yine aĞlıyorum.Kelimeleri durdurmayı öğrendimde birtek gözyaşlarıma söz geçiremiyorum. Ben hayata ve aşka karşı üzerime düşen herşeyi hakkıyla yerine getirirken böyle aCı Çekmek reva mı??? ya da gerçek hayat başka bir boyutta bu gördüğüm rüya mı? Gitti yerden dönse ''Hata YapmıŞım'' dese,sevdiğini söyLese Geçer mi kalp ağrısı? Diner mi aşk acısı? Korkuyorum aCıya alışmaktan,kOrkuyorum her acıyı seVDa sanmaktan... Şimdi böylesine zayıfken,böylesine kırılmışken yine yalnış bir yOLa saparım ben.YüreĞimin sızısını dindirecek diye yaLnış kollara sarılırım.sOnra yine gelsin hüzün,gelsin acı.Oysa açım ben saf sevdalara,yalanlara bulaşmamış aşklara,iHaneTLerle anılmayan insanlara.Açım hiç birşey beklemeden sevenlere,kaLp gözüyle görebilenlere.....Madem aşkım bu kadar korkutuyor herkesi,madem sevdamın büyükLüğünü görüp kaÇıyorlar,ÖyLeyse ne ismim Ne cismim kalsın geride.SavruLup gideyim tOz bulutlarıyla hiçkimsenin erişemeyeceği tOprakLara.Yeter ki aCısız yaŞanSın SeVDa!!!!! alıntı |
Bir nedeni yok. Yalnizca optum. Elbette kiziyorsun bana; belki en cok da bu zayifligima kiziyorsun: Tedirginligime, seni kaybetme endiseme, telasima, saskinligima, titreyisime, urpermem, anlamlarini anlamamis kelimelerle yetinmeme, tartismalarda bulunmama, buhranlarin yordugu bir genclik yasamama, bilincimi sana yonlendirmeme, kelimelerin yetersiz olusuna, vesaireye vesaireye.. Inadima ofkeleniyorsun. Seni birakmama, seni ozgurlugune salmama hiddetleniyorsun. Bu da “ask” iste! Bu da entrika! Bu da soysuzlasmanin, askin getirdigi kilitlenmenin baska bir cesidi! Peki anahtar nerede sevgilim? ! peki anahtarin uzerindeki yivler kimin eseri? ! Dur, dur, bagirma, Bir nedeni yok. Yalnizca optum. Bunlar da gececek suphesiz. Seni unutmama kac yuzyil kaldi ki.. bir kusme, bir burulma bicimiyle gidisinin ardindan sehrin gri cephelerine fevkalade agir bir el bombasi gibi dusen bunaltinin biraktigi korkunc acinin unutulmasina kac yuzyil kaldi ki.. Yaralandim. Butun noktalarimdaki nobetciler de yaralandi. Cigirindan cikmis bir ayaklanma gibi aglamakta yalnizligim. Bir gercek aramiyorum felakete. Bir bahane goremiyorum yalnizligimin beni teselli etmek icin soyledikleri kelimelerin hanesinde. Ama yoklugunu doldurmuyor sevda siyasetinin hancerleri. Ama bilemiyorum yagmurun ardindan artik hangimiz suclanacak.. Eger hissediyorsan, Bir nedeni yok. Yalnizca optum. Ben sende ardi arkasi kesilmeyen bir korku sevdim. Ben bir kucuk cocuk sevdim sende. Siddetli ve hayret uyandiran manevralarla kendi kanina olan saplantili askini sevdim. Az kelimeyle kurdugun cumlelerdeki gizli soru isaretlerini, barlardan catlak bardak gibi atilmayi beklemeni, serserice patlamalarini, yuttugun toplu igneleri ve bir film hilesi hissi uyandiran utangac hasret pozlarini sevdim. Dokunamadim sana. Parmak uclarim nesterdi cunku. Kirilan bir kemigin sesiyle veda ederken, Bir nedeni yok. Yalnizca optum.. alıntı |
İlk defa göz göze geldiğimiz anı hatırlıyor musun? Kaçamak bir buluşmasıydı bu gözlerimizin. Seni istiyordum, biliyordun... Bakışların duygulu, anlayışlıydı, özlemliydi zaman zaman. Bakışların bir şarkı söylüyordu hiç bilmediğim. Seni dinliyordum, bakışlarını dinliyordum. Dağbaşında apansız karşıma çıkan bir pınardı sanki gözlerin. Eğilip su içmek istiyordum kirpiklerinin arasından. İçimde yaktığın ateşi söndürmek istiyordum. Ama o ateş gitgide büyüdü işte! Şimdi biraz da sen yan artık, benim yanacak yerim kalmadı. İnanamıyorum, sen var mısın? İnanamıyorum bir türlü. Tuttuğum ellerin mi? Öptüğüm dudakların mı? Kim bilir? Belki de yoksun, ben bir rüyâ görüyorum, biraz sonra uyanacağım. Herşey ansızın silinecek. Ne saçların kalacak ortalıkta, ne gözlerin. Yine kahrecici yalnızlığıma döneceğim. Biraz daha yıkılmış, biraz daha sensiz. O gün ilk defa seni gördüm. Düşün, sen dünyaya geleli beri kaç yıl geçmiş aradan. Düşün, ne kadar çok özlemiştim seni. Öyleyse hiç gitme, ne olur? Vereceğin her kedere razıyım. Acıların en büyüğünü sen tattır bana, zehirlerin en şiddetlisini senin elinden içeyim. Ama gitme ne olur? Dudaklarım kurumuştu, içim yanıyordu. Suya hasret, kurumuş bir ot gibiyimdim. Yağmur olup yağdın üstüme, yeşerdim, filizlendim. Sonra güneş oldun, hayat verdin bana, koku verdin, renk verdin. Şimdi bırakıp gidersen bir daha ve son defa yine kuruyacağım, dağılıp toz olacağım anlıyor musun? Çünkü senden sonra kimse gelmeyecek, biliyorum. Kimseler çalmayacak kapımı. Gidersen beni bana mahkûm edeceksin, keşke ölsem diyeceğim o zaman, keşke ölsem! Şimdi sendeyim, seninleyim, seni yaşıyorum. Beni bana bırakma! Senden bir parçayım artık, belki de baştanbaşa sen oldum farkında değilsin. Beni bana bırakma! Sen olduğun için mutluyum. Sen olduğum için de. İstersen ben olma. Hiç benim olma. Ama bırakma beni ne olur? Beni, bana bırakma! alıntı |
Seni düşünüyorum yine... İlk karşılaştığımız an geliyor aklıma. Ellerimi yüzÜme kapatarak, gözlerimin dolmasını ve dudaklarımın titremesini engellemeye çalışmaktan, yüz ifadeni tamamlayamıyor beynim! Beynime inatla, sıcacık bir gülümsemeyle bana yürüdüğün anı hatırlıyor yüreğim... ....................................... Seni düşünmeye başlayınca böyle oluyorum! Yazı olarak ortaya çıkan birkaç paragraf ama benim dalıp gitmelerim bir kitap kalınlığında oluyor!!! Kalem elimde olmasına rağmen, bazen tavana diktiğim gözlerimle bazen de gecenin rengini almış şehirdeki her ışıkla sayfalarca yazıyorum aslında sana!... Sensiz olamadığım gibi, müziksiz de olamıyorum. Radyom dibimde, kah Kayahan' la "Hiç mi özlemedin, hiç mi hatırım yok!" diyerek isyan ediyor; kah Sezen Aksu' yla "Prangalarca boynuma taktığım sensin!" diyerek kıvrılıyorum bir köşeye... Göz kapaklarım geceye yenik düşüyor ama yüreğim hala seni düşünüyor işte!... Rüyama gel, ne olur!!! Ama geçen ki gibi yapma azıcık konuş olur mu? Rüya bile olsa seni görünce mutlu uyanıyorum... Hasretim azalıyor, yüreğim hafifliyor böylece... Ben her zaman ki gibi yine konuşuyorum diyorum ki, rüyamda bile olsa sana diyeceğim son söz şudur! "Dönersen bırakmam, Dönersem bırakma!" alıntı |
Gitme, koca şehirde yapayalnızlık kalmak istemiyorum. Gidersen, sensizliğin içinde hangi duvar avutabilir beni ? Bırakma beni karanlıklara. Alışkın değilim sabahları sensiz uyanmaya. Gitme umudum. Uçurumlardan esen rüzgarlarda tek başıma bırakma beni. Acıya kanattığım umutlarımı toprakta ezip gitme. Düş yorgunu *******de her sokakta seni aramak acıtır yüreğimi.Her köşede sensizliğe ağıtlar yakmak sonum olur ömrümün. Dur gitme. İçimdeki çocuğun ağlayacak hali kalmadı. Gidersen, uykulara dalıp unutacağım mı sanıyorsun o gözlerini ? Sorarım sana ; kolay mı tahta beşiklerde hasretini uyutmak ?
Yıllarca cebimde biriktirdiğim gözyaşlarımı sende kurutmuşken gitme. Simsiyah bulutlar çöreklenmesin üzerime. Baharın koynunda uyanırken gözlerimi karanlıklara kapatmayayım. Gitme ince sızım. Uzak dağlarına yüreğimi sürüp sana koşmak isterdim ama sırtım kanlı ve yüreğim yaralı. Buğulu camlarda bıraktığım düş mavisi umutlarımı yetim bırakma. Sürgün misali yalnızlığında soğuk prangaları sırdaş bilmek istemiyorum. Yitik bir yüreğin baharlarında açmış dikenleri serme ellerime..Batarsa kanar, kanarsa yaşayamaz yüreğim. Gitme. Ardından bakakalmasın gözlerim tozlu yollara. İsyanlara bürünmesin gülen yüzüm. Ne olur gitme alınyazım. Acılarımı tütünle sarıp bir sigara dumanında çekerken içime, gitme. Dayanamaz bu can gidişine. Rıhtımlara her gece gözyaşımı boşalttırma beni. Ezik yüreğimi karların üzerine serme. Sana koşan ayaklarımda hüznün kirli denizlerine sokma beni. Mavilerin arasında kaybolur giderim. Umutlarımı alıp gitme gül yüreklim... Hangi denize sığdırabilirim ki sensizliğin acılarını .Hangi ilaç dindirir sensizliğin sancılarını. Bu dert içimde kabuk bağlar..Solmak istemiyorum kırık aynaların suretinde.Hazanlar girer gelinciklerin gülümsediği bahçelere. Göğümden tüm göçmen kuşlar kanatlanır ucsuz bucaksız diyarlara. Dur gitme. Yalınayak sahillerde gezinmeyeyim. Ellerim dikenlerde avunmasın. Gidişinle yüreğimi yaralarda bırakma ne olur... Şiirlerim kederimle, yüreğim gidişinle ağlamasın. Gülen gözlerime hicranlar inmesin. Bereketin ıslattığı toprağıma siyah bulutlar çöreklenmesin. Uçurumlar büyümesin duvarlarda. Pencerelerde kalmasın ıslak gözlerim. Yorgun düşmesin ayaklarım. Gitme iki gözüm. Bırakma beni tek başıma firkatinde.Düş fakiri olarak gezinmek istemiyorum şehrin ölüm kokan sessizliğinde.Ne olur gitme sevdiğim... Uyandırma beni ayrılıklarınla. Gitme diyen dudaklarım senden sonra kanamasın. Üşümesin senin sevginle gülümseyen gönül bahçem. Acılarımı unutmuşken sancının kavrulduğu ateşlerde ısıtma beni. Benek benek açan çiçeklerim mevsimsiz solmasın.Saçlarına düşen yıldızlar göğsüme ayrılığının hançerini sokmasın.Gitme canımdaki son can... Senin gözlerinden, senin yüreğinden başka bir sığınağım yok sevdiğim.. Gitme ne olur.Yetim kalmasın yüreğim. " Karanlıklarıma bir avuç güneşin yetiyordu meğerse herşeyin yalanmış. Bir Kasım günü ait olduğun kollara geri döndün. Bir nefes sanmıştım seni lakin bıçağın en keskin yerinde kanattığın yüreğimi farkededim. Bilseydim gözlerinin yalan olduğunu, bilseydim gözyaşlarınnda baharlarımın solduğunu. Şimdi yüreğimin tozlu raflarında " yalnızlığa " gömdüm seni. Gittin demiyorum sana çünkü sen bana hiç gelmemiştin ki ." alıntı |
Senden ayrılalı kaç yıl oldu, kaç asır geçti, kaç yaz, kaç kış, kaç gün, kaç ay..? Saymadım.. Sen giderken ardında bir dağbaşı yalnızlığı bıraktın bana. Şehrin ıssızlığını, yokluğun kimsesisliğim oldu, yokluğun kederim … Şimdi kar içinde bedenim, buza döndü dünya... Sen gittin kar yağıyor bu kente! Gökyüzü yere dökülüyor sanki, bembeyaz bir gülücükle, nazla... Bir eski hikaye geziniyor sokakları gözlerimin içinde... İnsanlar farkında değil, bilmiyorlar bu hikâyeyi… Kar yağıyor bu şehire, üşüyorum!.. Ve sen yoksun! .. Kar yağıyor... Kahretsin!.. Giderken ardından son bir çığlığımı ekleyebilmiştim sadece... Giderken "beni de al" diye bağırabilmiştim sadece... Ama nafile duymamıştın... Yıllarca hayalinle yaşadım bu kahrolası yerde, hayalinle avundum senden uzaklarda, bir tatlı sözüne, bir tebessümüne hasret kaldım…. Sen bir serap gibi yıllardır içimin çöllerinde; yaklaştıkça uzaklaştın, uzaklaştıkça yaklaştın... Bilki hayalin bile serinliktir kavrulan ruhuma, üşüyen yüreğime sıcaklıktır… Gel ey sevgi meleğim, “Can Gülüm”, bir bahar sabahı toprağıma can olmak için gel!.. Damarlarıma kan olmak için gel!.. Hasretlik boyu uzayan raylarda gönlünün sıcaklığına muhtacım. Bilki, kaynağı sendedir mutluluğumun, çaresi sendedir yüreğimin. Uzaklığın çekilmiyor, uzaklığın işkence… Ne zaman seni düşünsem şiirler dökülüyor kar gibi gibi kaldırımlara, şarkılar ağlıyor yokluğuna.. Uzak dağbaşlarının serin seherlerinde gökyüzünü süsleyen gözlerini aradım kaç kez. Seni ararken ırmaklara döktüm derdimi, rüzgârlara döktüm. Bin 'âh'la iniledi dağlar, bin 'âh'la aktı pınarlar, 'âh'ımdan kan damladı gül yapraklarından, yaralı bülbüller figan etti… Özlemin bir bulut gibi sardı beni, bir yağmur gibi üstüme yağdı her gece. Damlalar yüreğime vurdukça, seni sevmek her gün biraz daha büyüdü içimde. Gel ey gül-i rana; gel ey Can gülüm, ayakların kanasa da dikenlerden, binbir pusu kurulsada yollara, prangalar vurulsada ayaklarına, kırıp zincirleri gel… Gelmezsen yok olurum, tükenirim. Gelmezsen bil ki, ölüme savurur beni hayat… ******* boyu hayalinin peşinden koşarken şaşırdım yolumu... Bir uçuruma düştüm, canım yandı, kanadı her yerim... Gel ki, uzak dağyollarında küçük bir su olup, sevda pınarı gönlüne akayım… Ürkek ceylanlar gibi sokulayım yanına. Gel koru beni zamanın zulmünden, merhametinin gölgesine al… Kucakla beni şefkatinle, yüreğime bıraktığın o kutsal aşk için kucakla… Her gece ismini anarım gecenin en ıssız saatlerinde. Korkuyorum senden uzaklarda sensiz, yüreğim sensiz dağbaşı ıssızlığı, yüreğim sensiz en karanlık gece... Sana doğru kayıyor gönlümün bütün yıldızları, sana doğru akıyor gönlümün ırmakları… Uykusuzum her gece böyle, yorgunum sensiz. Hani diyorum bir gece hasretini yüklenerek çıkıp gelsen, ısınsa üşüyen duygularım. Sonra başımı koysam dizlerine kapansa kirpiklerim; bird aha hiç uyanmasam… Ey öksüzlere yüreğinden merhamet pınarları akıtan sevgili! Gel tut ellerimi, beni sensiz bırakma. Gel, adını ‘’Can Gülü’’ koyduğum can’ımın gülü... Gel, zamansız da olsa, kimseciklere görünmeden, bir gölge gibi, sır gibi, rüya gibi, rüzgar gibi, meltem gibi... Gel... Bir daha gitme… alıntı |
Sen sevgili evet sen, Bir kez olsun dinle beni… İzin ver bir kez olsun içimden geldiği gibi konuşayım. İzin ver dökeyim tüm karanlıklarımı sana… Sonra sen tekrar yollarsın nede olsa onları bana… Ne olur bir kez sus da konuşayım… Sus ve dinle.. Dinle ve gör ne dediğimi sana… Gidiyorum… Evet bak gidiyorum artık sonsuzluğa… Sessiz sedasız istifa ediyorum yüreğinden, Ağır ağır atıyorum adımlarımı,son göz yaşlarımı da döküp uzaklaşıyorum senden… Ben giderken, İçimde bıraktığın öksüz aşk çıkmaya çalışıyor, Tenim yırtılıyor her adımımda… Bedenim isyan ediyor,kalmak istiyor delice sevdan yüreğimde… Engel olmaya çalışıyor her bir zerrem ama kalmak çare olmuyor…. Ömrümün tüm vakitlerini harcamak geçiyor içimden … Kalmak inadına… Ama yok… İnan olmuyor… Cevap verme.. Sus… Sus ve dinle… Her kış bastıran öksürük gibisin boğazımda… Her sabah bir kaşık balla geçirmeye çalıştığım ama başaramadığım… Kuru bir öksürük gibisin hayatımdan bir türlü çıkaramadığım… Sebepsiz anlarda çıkıp karşıma uyandıran uykumdan bir öksürük gibisin sevdiğim, Nefes aldırmayan kimi zaman,kimi zaman ağlatan… Ama hep var olan ve hep kışın karşıma çıkan… Sen sevgilim… Sen kış güneşi gibisin canıma… Tenime asla ısıtmayan… Sadece kendini gösterip soğuklara esir eden ve hiç yakamayan… Belki de kendine bile hayrı olmayan… Bu yüzden gidiyorum sevgili, Ve izin ver giderken konuşayım son bir kez daha… Son bir kez haykırayım içimdeki öksüz aşkla sana… Sus ve dinle Biliyor musun sevgili, Hiçbir şey almıyorum giderken yanıma… Tüm anıları bırakıyorum sana, Kaçamak öpüşmelerimizi, Sevişlerimizi,Sarılmaları ve elinin sıcaklığını koyuyorum başının ucuna… Ve tüm sevmeleri bırakıyorum yamacına… Bir kendimi alıp çıkıyorum yola… Bir yaralı yanımı kucaklıyorum şefkatle ve sessiz sedasız istifa ediyorum sevdamdan… İstifa ediyorum yüreğinde olmaktan… Sen uyurken yatağında ,saçlarına kondurduğum son öpücükle veda ediyorum sana… Sen sevgili evet sen, Bir kez olsun dinle beni… İzin ver bir kez olsun içimden geldiği gibi konuşayım. İzin ver dökeyim tüm karanlıklarımı sana… Sonra sen tekrar yollarsın nede olsa onları bana… Ne olur bir kez sus da konuşayım… Sus ve dinle.. Dinle ve gör ne dediğimi sana… Hoşça kal aLıntıdır .. |
Kalbimin çığılığını duyan yok.. Umrumda mı bi başkası .. Umrumda mı dünya yanmış yıkılmış batmış.. SENSİN.. Sensin benm..Sevincim..çaresizliğim.en büyük haykırışım.herşeyimsin..yaşam amacım.. Ben hep sana nefes aldım..Hep senin gözlerinin hayalini kurarak uyudum.. Umrumda mı bi başkası.. umrumda mı dünya yanmış yıkılmış batmış.. HERŞEYİMSİN.. Boğazımda ki düğümlenen hıçkırığım.. akamayan gözyaşım. kanayan yaram..Aldığım nefesim.. Ben SENİ SEVİYORUM.. Senin elini tutmak..Seninle nefes almak.. Senin omzuna dayanmak..Senin gözlerine dalmak.. Umrumda mı bi başkası..Umrumda mı dünya yanmış yıkılmış batmış.. Benm tek gerçeğim sensin..Senden başkası haram bana.. DÜŞÜNSENE.. Senin için delirirken.. nasıl başkasının elini tutarım..nasıl başkasının gözüne bakarım.. Benim için sadece sen varsın SEN.. GİT.. İstediğinle gez.. dolaş.. çık.. elini tut..gözüne bak.. Ama boğazımda ki düğümlenen hıçkırığım çözülmeden GEl..gözyaşım olup akmadan GEL..Son nefesimi vermeden GEL.. GEL ki göstereyim sana ..SEVGİmi..Aşkımı..BENDE ki YERİNİ.. Bitanem..Deli MAVİM..Yemin ediyorum senden başkası yok ve olmıycak..Benim Tek gerçeğim SENSİN.. alıntı |
Sevgilim...
Bunlar aslında sana hiçbir zaman kuramayacağım cümleler biliyor musun... Seni çok özledim’in ötesine gidemeyişinden; ifadelerim böyle gizli saklı köşelerde saklansın istedim.... yüreğimin feryatlarını nasıl ki duymuyorsan görme de istedim... Nasıl ki bilmiyorsan gözyaşlarımın miktarını... satırlarımı da bilemeyeceksin sevdiğim. Seni ne kadar çok sevdiğimi her an biliyorsun. Bileceksin de... Nefesimin yettiği son ana kadar bileceksin seni sevdiğimi sevdiğim.... Fakat asla bilmeyeceksin seni özlerken çektiğim bunca kalp ağrısını... Sen dökülen gözyaşlarımın can sıkıntısından olduğunu bilip, bana kızarken “yeter artık üzme kendini” diye... ben aslında o an bile seni göremediğim için ağlıyor olacağım... Fakat her damlada beni eriten gözyaşımın sebebinin özleminin sancısı olduğunu bilmemelisin sevdiğim... Gelemediğin için nasıl olsa yeter benim üzüldüğüm... bir de senin üzülmene dayanmazki benim yüreğim... Sana işimin yoğunluğundan bahsedip tüm stresimi oraya bağlamalıyım konuşurken.. Ve sen işime bu kadar önem verdiğim için geç saatlere kadar çalışıp yorulduğum için üstelik eve geç geldiğim için kızmalısın ki ben buna üzülmeliyim sözde... (özde yokluğun beni kavururken...) Yokluğuna yokluk eklediğim bugünlerde sensizliğin 3 haneli rakamlarına yaklaşıyorum... Oysa ben daha tek hanede tüketmiştim canımın bi parçasını... yokluğuna çizik attığım her günde bir parça daha ömür gidiyor ömrümden... yarın güzel olacak dediğin zamanları düşünürken bile mutlu olamıyorum... Bugün de dünün yarınıydı sevdiğimmm.... daha kaç yarın bekleyeceğiz böyle... kaç ben tükenecek.. umuduma umut eklemeye çalışıyorsun hergün biliyorum... canımmmmm yorulma ne olur... olmuyor... seni görmeden bir damla umut seremeyiz yüreğime... şu sensizlikten buz olmus ellerim birkez olsun dokunmadan sana rahat nefes almaz bu can... Sevdiğim... Bunlar sana hiçbir zaman kuramayacağım cümleler biliyor musun... Sırf sen üzülme diye... Sadece özlediğimi biliyorsun sen... oysa en az özlemim kadar acı çekiyorum ben... ALINTI |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:38 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.