www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Dursun Yeşil (https://www.cakal.net/showthread.php?t=133331)

GooD aNd EvıL 08-14-2008 11:43 AM

Yetiş Baba

Girilmez oldu bıraktığınız oba,
İndi kuzgunlar vadiye yetiş baba.
Tutuşturdular ucundan yandı aba,
Muhtacım şimdi, gölgene bile baba.

Dede olmuş evlatlar gelmez yan yana,
Çekiliyor mu günahlar yana, yana,
Çektiklerini anlat evlatlarına,
Sussan da mezar taşların söyler baba.

Neyime olsun benim babalar günü,
Kurtlara kanıp yaptılardı sürgünü,
Kara, siyah bellidir olur düğünü,
Dediniz eyvah, geçti iş işten baba.

Kalıyormuş yalakalıklar dünyada,
Yaptıklarımız hazır gider torbada,
Söyle tüm gerçekleri dostlarına da,
Biri almasa, biri alır be baba.

Yeter başınızdaki taşlar bilene,
İstemez başka ibretler dinleyene,
İnanmaz başa gelmeden söylenene,
Hak’ka kulluk yapanımız var mı baba?

30/05/2006

GooD aNd EvıL 08-14-2008 11:43 AM

Yıl Dönümü

Gönlümün sultanı bugün gülmek istemem,
Sizden ayrı kalışımızın, yıl dönümü,
Mahşerde hesabımı vermeden gülemem,
Tekrar karanlığa dönüşün, yıl dönümü.

Geldik bin beş yüz yılı olduk karabatak,
Kâfirler oldu Müslümanlara asalak,
Gidiyoruz düşe kalka çoğu yatalak,
Sizlere muhtaçlığımızın, yıl dönümü.

Yokluğunda sahtelerin türeyiverdi,
Güçlü güçsüzü her fırsatta vurdu, yerdi,
Çıktı aynalara sünnet nafile dedi,
Bugün sana hasretliğimin, yıl dönümü.

Sıkışmadıkça adına ağzını yumar,
Gelince dara mahşerde şefaat umar,
Bu dünyadaki işlerimiz oyun, kumar,
Emsalsiz gülün, soluşunun yıl dönümü.

Farz vacibe döndü sünnetler nafileye,
Ayrıldı ümmetin sayısız kafileye,
Verildi cennetten tapu gelen fileye,
Gerçek dosta kucak açışın, yıl dönümü.

Kapınızı kıtmir misali bekleseydim,
Şeref duyardım size hizmette ölseydim
Kevsere başı dik, layık gelebilseydim,
Tekrar doğmayacak güneşin, yıl dönümü.

Hüsransız üstümüze şafaklar sökmüyor,
Müslüman’ın gözü duada yaş dökmüyor,
Kokusu güllerin loş havada akmıyor,
Cana can katan sevgilinin, yıl dönümü.

08/06/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL 08-14-2008 11:43 AM

Yokmuş

Şehrin merkezinde sokakta kaldım
Evinde kalacak bir dostum yokmuş.
Sefil vaziyette dersimi aldım
Borç para alacak bir dostum yokmuş.

Her gün biraz daha sona yaklaştım
Azrail’den haber saçtan aklaştım
Şeytanla uğraşta zora yükleştim
Yerime ölecek bir dostum yokmuş.

Hepsi gönül dostu lafta kalanlar
Tüy yolasıya dek her tür yalanlar
Kandırmak uğruna namaz kılanlar
İyilik bilecek bir dostum yokmuş.

Pamuk ipi bağlar kopan kopana
Nefsinin putuna tapan tapana
Elde gördüğünü kapan kapana
Benimle gülecek bir dostum yokmuş.

Benim neyime bir selâm versinler?
Benden ne kopar ki neyi dersinler?
Hünerim mi var ki hatır sorsunlar?
Kabrime gelecek bir dostum yokmuş.

Neler yazarsan yaz Dursunî boşa
Kâğıtlar da kalır gitmezse hoşa
İnsanlar yaşasın muhtaçsız aşa
Dualar salacak bir dostum yokmuş.

06/10/2007

GooD aNd EvıL 08-14-2008 11:43 AM

Yörük Kızı

Salınarak gelir kuyu başına,
Kovaları elde, yörük kızının.
Görünce vuruldum kalem kaşına,
Başörtüsü belde, yörük kızının.

Olmayan aklımı kaçırdım baştan,
Günlerce yemedim kesildim aştan,
Hatırını sortum alıcı kuştan,
Kokusu var yelde, yörük kızının.

Yürüyüşü tek, tek nazlı tay gibi,
Güleç yüzü gökte duran ay gibi,
Kirpikleri ok olmuş, kaşı yay gibi,
İzi kaldı yolda, yörük kızının.

Dolunay misali on beş yaşında,
Sevgiyi okudum hilâl kaşında,
Yaradan korusun yazı, kışında,
Olsaydım sağ kolda, yörük kızının.

Doğuştan yapılmış sürmeler gözde,
Tanışmak istedim sıklıdım sözde,
Suyu alıp döndü sürüsü düzde,
Köpeği de yalda, yörük kızının.

Tozlanarak geldi yerde fistanı,
Başı öne eğmiş örtük his anı,
Buram, buram koktu duy gülistanı,
Dursunî kal telde, yörük kızının.

24/11/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL 08-14-2008 11:43 AM

Yuh Olsun

Bencileyin şekilde insan olanlara,
Besmelesiz sofralara oturanlara,
Haramı, helâlı karışık yutanlara,
Yamyamdan farksız yaşayanlara, yuh olsun.

Ağız eğip, doğru-dürüstlük satanlara,
Her zaman fazla alıp, eksik tartanlara,
Düşman misali dost kuyusu kazanlara,
Benim gibi yaşayan herkese yuh olsun.

Olduğu hal, çevremde yaşamayanlara,
Dürüst elbisesinde, sahte olanlara,
Riyakâr davranıp, su bulandıranlara,
Benim gibi sahtekârlara da yuh olsun.

İşlenmedik bir günah bırakmayanlara,
Sonra el açıp, af uman utanmazlara,
Bilerek kul hakkı yer, hak savunanlara,
Benim gibi ********lere de yuh olsun.

Yaşı yetmiş Allah’ı tanımayanlara,
Hakk’ın affını garanti anlayanlara,
Şeytana kahkaha attıran şeytanlara,
Benim gibi takla atanlara yuh olsun

Elde şakşak tespihle hava atanlara,
Namaz kıldım sanarak, yatıp kalkanlara,
Günü münafık, Müslüman konuşanlara,
Bilerek amel etmeyenlere yuh olsun.

Çalıp çırpıp Türkiye’yi terk edenlere,
Halimizi Avrupa’ya bildirenlere,
Son vatan, ülkeme ihanet edenlere,
Müslümanı öcü görenlere yuh olsun.

İnsanca yaşamak varken, boğuşanlara,
Milletimi dar boğazlarda koyanlara,
Yetim hakkı yiyip, göbek taşıyanlara,
Hakkına razı olmayanlara, yuh olsun.

Devlet deniz yemeyen keriz diyenlere,
Yolsuzluğu görüp de söylemeyenlere,
Bayrağa ve marşımıza küfredenlere,
İnsan görünen namussuzlara, yuh olsun.

11/7/2001

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL 08-14-2008 11:43 AM

Yunus Emre

Kırk yıl doğru odun kesip taşımak,
Hangi mürit yapar ey Yunus Emre?
İşler, güçler şimdi yara kaşımak,
Eşiğe kim yatar, hey Yunus Emre?

Amade emrine sürünen yılan,
Oldu kullar limon hemen sıkılan,
Analar, babalar atıl, bıkılan,
Kim uyar üstada, Bey Yunus Emre?

Hak rızası için baş koyabilmek,
Süslü gelin dünya tez doyabilmek,
Yaratan aşkına gül yayabilmek,
Layık mürit var mı say Yunus Emre?

Ne Tabduk, ne eşik dünyamız çöplük,
Müslüman da işler bulunca hüplük,
Hükümran Yahudi buluyor küplük,
Ayrık kökler saldı, Bay Yunus Emre.

Geçinirler aydın fakat aymazlar,
Bilmez namaz, abdest günah saymazlar,
Dursunî de aynı, vurdumduymazlar,
Hasretiz gölgene, duy Yunus Emre.

15/09/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL 08-14-2008 11:43 AM

Yunus Emre 1

Sessiz ve derinden, mükemmel yaşayansın,
Başka bilmiyorum, eşsizsin, Yunus Emre.
Yolunda yürüyorum, iz gösterenimsin,
Benzerin kul olmak isterim, Yunus Emre.

Tabduk Emre, söyle dedi, söyledin, içten,
Söylemeseydin, hatırlamazdık, gönülden,
Benim gibi acize, misalsin, ezelden,
Zirvesinde, ey bilinmeyen, Yunus Emre.

Daima alçakgönüllü, seçkin insandın,
Ömrünce, bütün sıkıntıya, boyun eğdin,
Yaratılmışlar içinde, tek gelip geçtin,
Seni unutmam mümkün değil, Yunus Emre.

Çiğnenmeye, herkes baş koyamaz eşiğe,
Ancak öyle çıkılır, yüksek mertebeye,
Basmaya kıyamaz, yaptırır emir diye,
Kabrin bile meçhul, pirimiz Yunus Emre.

Hacı Bayram Veli’nin bir buçuk müridi,
Kalplerde sevginiz azalmakta, eridi,
Yarın unutacaklar, Yunus Emre kimdi?
Birbirlerine soracaklar, Yunus Emre.

Ruhun önünde, saygıyla eğilirim ben,
Adın andığım zaman, titriyor, bütün ten,
Zirvenin yolu geçer, mütevazilikten,
Mahşerde davacım olma, ey Yunus Emre.

Hak divana çıkmaya, Hakk’a ram olmalı,
Kul dediğin, her anda, emsalin kalmalı,
Aşkına her gün içten, gözyaşı akmalı,
Layıkıyla seni övemem, Yunus Emre.

21/03/2002

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL 08-14-2008 11:44 AM

Yürek İster

Cadılar kazanında insanca yaşamak,
Zorluklara dayanıklı, bir yürek ister.
Olur, olmaz her şeyi kafaya takmamak,
Olgun, çile çekmiş, sağlam bir yürek ister.

Önden gelenin boynuzlayıp, süsmesine,
Arkandakilerin ayağını çelmesine,
Yanında sandığının şok ihanetine,
Dayanabilmek, delikanlı yürek ister.

Sevdiğini diyenin yalancılığına,
Kardeşle menfaatte yan çizen anana,
Hatanı söylemeden küfreden babana,
Sabredebilmek, olgunlaşmış yürek ister.

Sen de var iken, kapından gitmez dostuna,
En küçük fırsatı arayan düşmanına,
Ekmek alamadığın zaman da, karına,
Dik durmak, çelikleşmiş sağlam yürek ister.

Bilek güçlenince, kafa tutan evlada,
Veresiyeyi kesen manav, bakkala da,
Bayramda, arayıp sormayan dostuna da,
İhanete dayanıklı, bir yürek ister.

28/10/2005

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL 08-14-2008 11:44 AM

Zaman

Emsalsiz çiçekler bile solacak,
Verilen ömürler, bittiği zaman.
Tomurcuklar bir gün çiçek olacak,
Açılma emiri, geldiği zaman.

Her canlı sırayla doğup, yaşayıp,
Bazen sessiz olup, bazen kaşıyıp,
Günü tamam olur sınırı aşıp,
Biter macerası, dolduğu zaman.

Yaratanın cana iner buyruğu,
Balığın durmuştur yüzgeç, kuğruğu,
Her türün görülür benzer, ayrığı,
Ölüme giderler, dendiği zaman.

Tohumlar nem alır ıslanır toprak,
Ölümden dirilir ısınır yaprak,
Uykudan uyanır yapılır teprik,
Dua kabuldür baş, eğdiği zaman.

Yokuşlar düz olur teslim olunca,
Hedefler alınır gönül dolunca,
Cihan öksüz kalır güller solunca,
Boyun büker emri, duyduğu zaman.

Çakal aslan olur makam alınca,
Koltuğa serilir oda dolunca,
Gün geçtikçe şişer ense kalınca,
İner kolsuz takım, giydiği zaman.

Hesapsız canlının rızkı verilir,
Bütün gizlilikler öne serilir,
Dursunî utanır ipler gerilir,
Denilen çıkıpta, değdiği zaman.

22/12/2006

Dursun Yeşil

GooD aNd EvıL 08-14-2008 11:44 AM

Zamane Erkeği

Uzaktan bakınca dilim tutuldu,
Babasını silmiş, soğan erkeğim.
Yanına varınca kaşı çatıldı,
Aslını unutmuş, doğan erkeğim.

Erkekmiş saçını başta top yapmış,
Anasından şekli, hüneri kapmış,
Birine özenip yolundan sapmış,
İşte benim örnek, modern erkeğim.

Fidan boylu, burun, kulak küpeli,
Çok olmuş neslini geri tepeli,
Garip şekillidir hali şüpheli,
Yarının babası, çağdaş erkeğim.

Özün bozukluğu gözden okunur,
Böyle gençler görmek özden dokunur,
Kalmamış utanmak, sözden sakınır,
Hormon kullanılmış, sosyal erkeğim.

Kimliği Müslüman, sakalı hippi,
Bize benzemiyor, oğlanın tipi,
Başına da takmış siyah renk kepi,
Ne hallere gelmiş, faal erkeğim.

Yüzünü seyrettim top sakal çene,
Belki erkek olur gelecek sene,
Dursunî hazımsız uygunsuz tene,
Evrimleşmiş cinstir, entel erkeğim.

19/12/2006


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:19 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.