![]() |
İsyan Mahpushaneleri
Mütevazi saatler yaşardık isyan mahpushanelerinde Sevinirdik özgürlüğün pembe hayalleriyle Sırları incelmiş aynalarda gençliğimizin serin çizgilerine yürürdük Sevdalarımızı demlerdik ince belli çay bardaklarında Sigaramızın dumanında umutların cennetine yükselirdik bıkmadan Usanmadan yürürdük ninnisiz sallanmayan yataklarda Çember çevirirdik kalemlerimizle kağıtların üstünde Gururumuzu oturturduk köşkümüzün tahta sandalyalarına Ve naylon terliklerimizle volta atardık bağdat caddesi diye Viyana valsleri yapardı düşüncelerimiz Demir döküm sobaların çıtırtılarında Demir parmaklıklı *******in sabahlarında Devlet töreni yapardık özgürlüğün cesetlerine Bilmedik ağlamanın güncelliğini Söylemedik boş duvarlara hasretin bencilliğini Dinletemedik türkümüzü gri kapıların bozuk tokmaklarına Biz hep mütevazi yaşadık isyan mahpushanelerinde Yaşattık geçmişin akıl almaz boyun eğmişliğini Mütevazi saatler yaşadık isyan mahpushanelerinde |
İş İşten Geçtimi
Titriyorum yanlızlığın kollarında Islak değilim Pişman değilim Üşüyorum Yanlızlık kötü Dondurucu yanlızlığın ayazı Boş... Bomboş herşey Sensizliğinden fakir düştü yüreğim Fakirlik dedimde Ellerimin boşluğunda Ellerinin yokluğu Fakir düştü mahpuslarda Hani elini tutmazdım diye kızardın ya Şimdi kötü koyuyor sitemin Ve daha başka sitemlerin Sana kızdığımda Gözlerinin sitemi Gözlerimden gitmiyor şimdi Ama şimdi Herşey bittikten sonra İş işten geçince İş işten geçtimi sahi Bitti mi sabrın,sevgin,bekleyişin Tükendin mi beklemekten Tükendik mi sahi Şu bizi ayıran demir parmaklıklar Kalbibimize de girdi mi yoksa Yoksa başlattı mı herşeyi Sönen mumları yeniden yaktı mı hayatımızda Mevsim kış Doksan iki kışını hiç unutmayacağım Başka kışlrı görürsem eğer Eğer kucaklarsam yeniden özgürlüğü.... |
İşte O An
İşte o an Yavruladığını görürsün Ölümün ulu çınarlarına Rüzgarın çığlığını Deliye döner Işığını saklayan Gözlerimin Can çekişen kahverengileri O an Bir atlıyla Umutlarımı Dağlara götürdüğü zaman Zman bir bıçaktı Kesti umutlarımı Yeşil bir bahçede Hıçkırıklar umutlarımı Hiç acımadan Seversen gelir şarkılar Ay ışığında Sonsuzluk dansına Şehirlerden geçersin Köylere uğrayarak Bitirirsin zamanı Bin yıllık kanyonlarda toplarsın Eskimiş kadınları Göğüslerinin ucundan Delicesine öperek İşte o an |
İzi Kan
Gülller de kurumuş Bahar gibi Vurulmuş Ayrılığından Zaman da durmuş Akrep yelkovan Ve guguklu saatte susmuş Ayrılığından Renkler de kavgada Beyaz mahvolmuş Yürek kaybolmuş İzi Kan kırmızı |
İzmirli Bir Kız
Düşündüğün kadar yaşarsın demiştim Hayaller dünyasında Sarı bir yelkene kaptırırsın Özgür kızını Sonra Zübeyde hanıma Dönüşür rüyalar Ağlarsın İzmir körfezi akar gözlerinden Ta Urlaya kadar İzmir çeşme ertan lisesi gelir aklına Sonra yanan İzmir Kız Lisesi Kemeraltında kaybedersin aşkını Pasaport İskelesinde alırsın pasaportunu yarinden Karşıyaka da oturur tonton teyzen Eski Foçada korsanlarla nostalji yaparsın sevdiğine Sen İzmiri çok seversin oğlum Ama bir İzmirli kıza tutulmak senin neyine |
J'si Bol Şiir
Janjanlı Jaguarı olan Jakoben adam Çillerime Çil çil altın döksen Sevemem seni Jelatinden derin Kırış kırış kırışsa Tanrıya isyanını Jurnallemeyeceğim Jestlerin jet hızında olsada Dilime pelesenk yapmayacağım Hadi vakit geçiyor Seveceksen sev beni Yüreğimin jaluzisi kapanır şimdi |
Kaç Kere Kaç
Kaç kere kaç Ne eder Seni beklerken Hiç saydın mı Ömrümün yıllarından Kaç kere kaç Ne eder Bilirmisin Ellerim vururken Pişmanlıkla duvarlara Kırılan ne parmaktır Nede umutlar Uzayan yanlızca ayrılıktır Pişmanlıklar Sayılarla ölçülmez Tükenirken gençliğim Dünyanın tersine dönüşünde Ve güneş benim dünyamı Kovalarken Senin peşinde |
Kaçıyor Tut Sevdayı
Kaçıyor tut sevdayı Yüreğinden aklından Sessiz sedasız Kaçıyor tut Kırılmadan Ağlamadan Yüksünmeden Ve senden hiç bir şey istemeden Gidiyor önünden Tut sakın bırakma Şaşırma sözlerime Hiç duymadın diye benden Gözlerime bak çocuk Ve dediklerimi dinle Sevdayı yakaladıysan Sakın bırakma Ve sakın incitme Nazenin bir çiçek kadar Kırılgandır o Sakın bırakma |
kadın
Kopya çektiğini söyler Gözleri yeşil Saçları sarı kadın İnanmaz Gel-git'lerine Boş gelip Dolu gittiğini sanır Hazreti Yusuf'a dönüşürsün Aynalarında Kuyuyu bulamaz ellerin Kıskançlıktan Körleşirsin Sen... Öyle sanırsın kendini Ama başlangıç kadar uzaktır son Ve kararı Başkaları verir senin adına Sen infazı uygularsın Bedeninde itaatkar Sonra boz bir eşeğe binersin tersine Geleceğe sırtını dönüp Kısmetini geçmişte ararsın Keyifle |
Kaldırım Bülbülü
Bu yolun efendisi Köşe başı gülüyüm Yağmurun tiryakisi Kaldırım bülbülüyüm Çoktan sönmüş ateşin Yel bekleyen külüyüm Seninle dirilecek Bir yaşayan ölüyüm |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:03 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.