![]() |
Astım hayallerimi bir bir
Dar ağaçlarına Küstüm ismini sayıklayan Dudaklarıma Kapattım kulaklarımda Yankılanan sesini Yasakladım sana olan tüm özlemlerimi Sakladım kendimden Ardında bıraktığın resimlerini Kanımla söndürdüm Yüreğimde yanan sevda ateşini Sildim hafızamdaki resmini Susturdum dilimdeki ismini Bir öfkeydi Senden bana ata kalan Belki de bu söylediklerimin Hepsi yalan koşup boynuna sarılmamak için Kendimi nasıl tutabilirdim ki Karşıma çıktığın o an |
Hayret senimi sevmiştim bir zamanlar,
Sanamı yanmıştım. O bir damla gözyaşına dünyaları sildiğim, Tek gülüşüne, tek gülüşüne Kendimden geçtiğim. Gönül köşkümü sevgisinin hizmetine verdiğim Saçının bir tek teline bile can vermeye and içtiğim Hayret!! Hayret !! Senmiydin ? Garip çok garip Bu halinle ben senimi sevmiştim Acaba benmi çok aptalım Yoksa sen mi çok kalleşsin Şu halinle sevmişsem birincisi Yani ben çok aptalım Ama zamanla sen değişmişsen ikincisi Yani sen ç |
Korka korka değil usul usul değil
Elim yüreğimde çarpa çarpa geldim Aç kapıyı bak ne diyeceğim Bir senin ellerinden bir senin gözlerinden Dişlerinden dudaklarından Nergisler ocak ayında açtı Kendimden bahsetmeyeceğim Yediveren güllerden duvarlardan sarkan güllerden Çocuklardan sabah erken okula giderlerken Atlardan bahsedeceğim Kan ter içinde atlardan Aç kapıyı bak ne diyeceğim Ne kadar küsülü çocuk varsa barıştırdım oynuyorlar Tam kırk çeşit sarmaşık gül buldum penceremin dibinde a |
Aşk sevda sevgi ordum
Seviyorum demek istiklal marşım Gök derin yosun gözlerin Ay yıldızdır gamzelerin Dudakların bayrağım Kirpiklerin sınırlarım Gezegenler dizelerim Çocuklar gönül bahçem İşte bütün sırlarım |
kaybolacak hüznüm bir gün bu dağlarda
sözüm şu ki arkamdan ağıt yakacak kadınlara ben neden cenge tutuşmuştum çürümüş zamanla öğretin kuşlara aşk derdiyle avunanlara söylediğim antika türküleri saydıkca, sayıları tükettim tükenmedim rüzgar törpüledikce taze ümitlerimi şiirim dedim can versin ağıtlarınıza. Şen kızlardan dinlediğim truvaya aşık adamın köhne hikayesine şimdi de dağlarda sadalarca rastlamak ne kötü bakışlarıyla türküleri altın yaldızlı yapan adamın sömürüşü yamalı |
Gökyüzü bulutsuz mavi bir ülke
Çırpınır köpükle lacivert deniz Karşıki sahiller bir renksiz gölge Her taraf uyuyor her taraf sessiz Siyah kayalarda bükülmüş beli Ak saçlı ana gözleri nemli Ufukta bir küçük beyaz yelkenli Görünce semaya açıldı eli Tam bugünle dört gün oldu gideli Oğlum Hasan daha hala gelmedi Poyraz vardı deniz olmuştu deli Gitme dedim gitme o dinlemedi Anne bu poyrazın üç gün elinden Aç yattık katıksız ekmek yedin sen Südünü hiç helal eder mi ana Onu aç yatı |
Dünya girdabına attin firlattin,
Bu girdabda ne yapayim sevdigim. Kolay kil dedikce sen hep zorlattin, Zor dünyada ne yapayim sevdigim. Dünya mesakkatli cile yeridir, İnsani bitirir yakar eridir. Lesini cöllerde cakal sürüdür, Ben cöllerde ne yapayim sevdigim. Seni sevdim her nazina katlandim, Yaya yürüttürdün sonra atlandim, Beni sever diye cok umutlandim, İlahim ol gel tapayim sevdigim. Yeter artık cevri cefa nazlarin, Sayisizmis ördeklerin kazlarin |
Titrek bir damladır aksi sevincin
Yüzünün sararmış yapraklarında Ne zaman kederden taşarsa için Şarkılar taşırsın dudaklarında. İşlerken hülyama sesten örgüler Bir çini vazodan dökülen güller Gibi hülyada fecirler güler Buruşmuş bir çiçek parmaklarında. Gözlerin kararan yollarda üzgün, Ve bir zambak kadar beyazdı yüzün; Süzülüp akasya dallarından gün Erir damla damla ayaklarında. Sesin perde perde genişledikçe Solan gözlerinden yağarken gece Sürür eteğini silik ve |
Güzelliğin on par'etmez
Bu bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulaman Gönlümdeki köşk olmasa Tabirin sığmaz kaleme Derdin dermandır yareme İsmin yayılmaz aleme Aşıklarda meşk olmasa Kim okurdu kim yazardı Bu düğümü kim çözerdi Koyun kurt ile gezerdi Fikir başka başk'olmasa Güzel yüzün görülmezdi Bu aşk bende dirilmezdi Güle kıymet verilmezdi Aşık ve maşuk olmasa Senden aldım bu feryadı Bu imiş dünyanın tadı Anılmazdı VEYSEL adı O sana aşık olmasa. |
Aşk Bu Dünyanın Ölçüleriyle Açıklanamaz Sevgili
O İlkel Bir Acıdır, Yaban Bir Ağrıdır. Gelir ve İçimizdeki O Çok Eski Bir Şeye Dokunur. Sonra Bir Perde Açılır ve Yolculuk Başlar Bu Yolculukta Artık Para, Tarifeler Beklentiler, Randevular, Taksitler, İş, Anneler ve Korkular Yoktur Aşkın Kendi Gerçekliği Vardır Sevgili. İnsan Başka Bir Işığa Teslim Olur, Daha Derinden Anlamaya Başlar, Bilgeleşir Hiç Bilmediği Sezgileriyle Buluşur Yükü Çok Ağırdır, Kendiyle Buluşmuştur |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:48 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.