![]() |
Allah beni çirkin yarattı,
Cazibem yok yürürken. Kahveci kızına mı bakılır, Güzelle dururken. Fakir doğup büyüdüm, Annem evlerde çamaşır yıkar. Onlara git, Zenginler var. Okutmadılar orta’dan sonra, Tahsilim de kaldı yarım. Güzel olsam, zengin olsam Anlarım. |
ebemkuşakları altında
bilmem dikkat ettn mi uzakların güzelliği yaz yağmurundan sonra şayet aşkın rahmeti gün olur kesilirse altın kemerler gibi hatıralar önümüzde hadi ver ellerini ufkumdan esen samyellerine sabahın serini karışşın ellerine |
Delicesine daha dün
Kitaplara düşkündü, Almış yürümüş serserilikte. Akıl bu, evi barkı bırak da sen İğri büğrü sokaklara dal Geceyle birlikte. Bir kız sevmiş yakın zamanda, Bahse lüzum var mı geçmişten? İflah olmaz sanırım, Geçti iş işten! |
Güneşin dağın ardından çıkmasıyla;
Bir tahta kapı açılır dünyaya. Ve bir yorgun beden yola koyulur, Belli hergün ki gibi ekmek kavgasında. Ne yürüdüğü yolları bilir, Nede gideceği yeri; Ezberlenmiş bir hikaye okur, Çilehane şehirleri. Nihayet yorgun beden bir dolmuş koltuğunda, İş yerine kadar tetikte bir uykuyla. Heryerde aynı manzara; Tarihe taht kuran İstanbulda. Ey! taşı toprağı altın şehir; Hani nerde altının,taşın,toprağın. Gurbet yolunda pempe hayalleri k |
O sizin gördüğünüz kadınlar
Güzeldirler ha bereket Melek kadar masum Yok canım şeytan kadar şirret İncedirler aman ne nazik İçerde zalim nobran Kıskanç Dışarıya karşılık. Temiz… kazısan kir Karanlığın üstünde zar parıltı Bir duman bir zifir Köreltir aklı. Evlidirler evlerinde evsiz İyidirler İçlerine girmeyince nerden bileceksiniz. |
Aşkın ve hayalgücünün
Simgesiydi İstanbul Laf olsun diye ''İstanbul'u sevmezse gönül Aşkı ne anlar'' Demiyordu şarkılar Ki o gerdanlığı olan surlar gibi yakışmıyordu Hiçbir bedendeki takılar Yeryüzündeki bütün şiirlerin Yörüngesiydi İstanbul Kalemin kaderinin karşılığıydı Tüm dillerin sözlüğünde ''Anlatmaya engel yok''un kanıtıydı Bir nakkaşın körlüğünde Ahiretteki cennetin Belgesiydi İstanbul Düşler çerçeve kabul etmiyorsa Bunun apaçık timsâliydi Kalabalı |
Taraftar cinsimi dile düşürdü
Hakemden farksızım seni sormalı Kaderim olmadık ele düşürdü Kalemden farksızım seni sormalı Kendimi rakibim sayıp yenerim Yoktur meziyetim yoktur hünerim Güneş diye etrafında dönerim Alemden farksızım seni sormalı Susadım su yoktu kan içtim tastan Müthiş gol olurdu attığım pastan Gelmedin bir türlü çıkmadım yastan Matemden farksızım seni sormalı Ağlayan nar benim gülense ayva Az kaldı ölmeme yapılsın helva Dünyada yok bizden başkası |
Ürperen yaralara çıplak
Havaların değmesi Acır. Korkunuz nerdeyse Bir şey söylenecek, bir şey sorulacaktır. Sekiz sokak önceden sezmeniz Adımlar yöneldi, Bir daralış gönlünüzde Ortalık karardı. Anla sıkıntımı geç git dost, Nedendir sorma. Gür bitkiler altında bir benim için akar Alıngan, onurlu İstemez görsünler saklı su. |
Sen, şu evvelce de yazdım:
Siyah gömleğinde ince... Olmuyor ki ha deyince Hayat bütün bütün zalim. Devran döner. Âdem-Havva üstüne, Dünya evlilikle baki. Ama hayat dedikleri Güçleşmekte günden güne. Seni, beni üzen dertte Çarpar bir milletin kalbi, Halkın çoğu bizim gibi Bunun lafını etmekte. Geçer, hepsi geçer elbet; Daralmış gönüller ferahlar. Gelir o eski sabahlar, Memleket eski memleket. |
Yıllar yılı yanımızda
Kavruldun yağımızla. Hiç bu böyle kalır mı, Biraz geç de olsa Göreceksin hayatın sana da güldüğünü, Sabret yoksa. Nasıl mı? Topraklarda tohumlar vardır Karlar altında kış boyu, Kış geçer, bir bahar günü Çiçek açar tozpembe, Tıpkı öyle. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:01 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.