![]() |
küçük şehirde yaşayan büyük insan
sen söylencelere itibar etmemeyi benliğindeki onmaz yaralarla belledin kim ruhundaki alabora olmuş duyumsamalarını yeniden yüzdürebilir şehir ki Atinadan beri tutsaklığın metaforu özgürlük bitmek tükenmez varlığın üçüncü şahıslar tarafından onanması yanılsamasını alaca karanlıkta seçmeyle başlar sen deli aygır değimli ki gallop hayalinle yanıp tutuşursun yol bu zincirlerini kırmakla başla hiç tereddütsüz ölümün ağzına bırakı verdi |
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim Senden kopardım çiçeklerin en solmazını Toprakların en bereketlisini sende sürdüm Sende tattım yemişlerin cümlesini Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin; Nimettensin, nimettensin. Desem ki... İnan bana sevgilim inan Evimde şenliksin, bahçemde bahar; Ve soframda en e |
Can yoldaşım olmasa olmasın
Yanlızım diye hayıflanmasın Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi Bir anne şefkatine müsavi Üç adım ötede deniz Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz Bir derdin varsa açılabilirsin ağaçlara Ağaç yaprak verir sır vermez rüzgara Ve kış yaz Dalda kuş eksik olmaz Dağ başında duman Yanlızlık nedir göreceksin öldüğün zaman |
Köy doğası yemyeşildir, mis kokar
Soğuk sular yüksek kırlarda akar Şehirlerde daha yeni başlarken Köyde gece çoktan yarıya sarkar Yağı, sütü kutulara hapisken En özgürü köylünün küpündedir Şehrin günü geceden ayrılmazken Köy, günün ve gecenin hazzındadır Şehirlerde görüntüsü bin renkken Aşkın safı köydedir en derinden Mutluluk kavramı farklı dökülür Şehirlinin ve köylünün dilinden Yemyeşil zeytini karartan güneş Şehirliye serin, köylüye sıcak Köyün kazanını kara |
Felek ne kadar kahretse kalbimize,
Zaman zaman hatırladığımız olur, Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize; Bir bahtiyarla yaşadığımız olur. Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz! Balkonundan gül atan cömert sevgili! Aşkınla deli divane olduğumuz, Sarmaşığa tırmandığımızdan belli. Belki bugün bu yaşta tekrar olunmaz, İlk aşk gecesinin masum yeminleri, Fakat nerde ilk öpüşün verdiği haz? Saadet bilmiyorum o hazdan gayri. |
Gün bitti;
Akşam serinliğiyle başlıyor memleketim. Doğduğum köy göründü; Sakin yıldızlariyle gittikçe yakınlaşan sema, Dört nala kalktı atım sevincinden; Uçaraktan gidiyorum sılaya. Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar olacak Bacalara takılan şu beyaz bulutlar; Belki de rüzgârda namaz bezidir. Yüzüne hasret kaldığım anacığınım! Herhalde beni bekleyenler var. |
Can yoldaşın olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın, Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi Bir anne şefkatine müsavi. Üç adım ötede deniz Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz. Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara Ağaç yaprak verir, sır vermez rüzgara Ve kış yaz, Dalda kuş eksik olmaz Dağ başında duman Yalnızlık nedir göreceksin öldüğün zaman. |
Ve şehrin şenliğine karşılık
Susar servileriyle mezarlık. Susar ve hatırlar: - Bu kırık Aynadaki hazin perişanlık Sizindir, siz gafil, siz bihaber İnsanlar bilseydiniz ne bekler Bir gün açmak için bu çiçekler; Ölülerin sükûnu çiçekler |
Meyanın balıdır gardaş
Şifadır bütün bedene Böbreğinde kalmaz taş Kuvvet verir midene Meyanın özüdür gardaş Işık gelir gözlerine Her uzuvun sarmaş dolaş Parlaklık verir tenine Öyle bir soğudu ki Keman çaldırır dişine Mübarek buzhane sanki Yaş döktürür gözlerine Bu kavurucu sıcakta Vücuduna klima Yüreğini ferahlatır Stres alır anında Vay meyan vay! |
Şiirden bir dünya kurdum,
Gerçek dünyama gem vurdum. Bütün gece sildim durdum, Canımı sıkan sözcüğü. Dizgin vurmak, gerçeklere Pek mümkün olmuyor diye Çıkardım kelimelerle Ondan çıkmayan hıncımı. Ne güncem var, ne hatıram Ufku belirsiz bir dünyam Ve bitmek bilmeyen hülyam Sözcüklerle sükût buldu. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:21 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.