![]() |
Yüreğim Ellerimde
Su üstünde belirir kuş kanadında gözlerin Hava durgun, deniz durgun Fırtınalar yüreğimde Yüreğim ellerimde Dağlardan rüzgar çığlığında kokun gelir burnuma Kokun hasret, kokun aşk Tozlu küme küme bulutlarda sevdan Doludizgin savrulur dolunayın ışığına Bir türkü düşürür dillere 'Ay'ın şavkı vurur yüzün üstüne...' Ay bekler gelmeni Güneşe inat takılmıştır yıldızlara Durgun denizin son anlarıdır artık, içi kıpır kıpır Gelsen ne tufanlar koparacak kumsallarda. Baranlarla sevdan düşecek avuçlarıma Yüreğim kanlı Yüreğim yorgun Sevda masalı çiğ olup düşmüş kumlara Kumlar serin Kumlar ay'ın gölgesinde Arzu'nun gözü yolda Kulağı seste. Nefesini yutkunmakta bu yürek Beklerken, yanarken hasretinle Dilim isyanda 'Bende seni seviyorum' dercesine gözlerim ıslak, gözlerine kavuşmak istercesine Bir kanat mesafesi kadar yakındın bana Kuşlar göçtü.......artık unut dercesine. Arzu Altınçiçek |
Anlasınlar
Mısralara sıkıştırmak istemiyorum duyguları Okuyan anlasın sana olduğunu Kendine pay çıkarmasın diğer aşıklar Seni yaşasın...beni anlasınlar Aşkımı çizerken yastığımda Siyah tuale damlattığım gözlerinle Bilsinler, bana yeşili veren baharın sen olduğunu Yudumladığın kırmızıda Kora dönen sevdam kavursun dudağını Şarabın lezzetinden değil Sarhoşluğun teninden geldiğini anlasınlar Yağmur herkese yağsın Ama biz başka ıslanalım sokakta Nisan yağmurunun bizim olduğunu Anlasınlar... Arzu Altınçiçek |
Yüzleşme
Sandık lekesi anılar Kenarı kıvrık Rengi atmış Naftalin kokusunda Biriken özlemler Gözlere vurmuş rutubet Ağ tutmuş Tavan arasında Kırılgan gün ışığı Yıllardır açılmamış kilit Pervazına kaynamış kapı Hapsedili geçmiş -Gözlerde nem, Nefesinde naftalin Ellerinde koca bir hayat – Umuda gülen gençliğiyle Umutları bitmiş kadının Yüzleşme zamanı şimdi. Arzu Altınçiçek |
Anlat/ma
Bahar gözlerinle durma karşımda selvi boylum… Biliyorum, kırmadan birşeyler anlatmak istiyor bakışların…. Duymak istemediklerimi dizmişsin sanki yorgun sevda yumağına. Dolunayın uzun siyah saçlarına, yıldızlarla ilmek atıp işlediğin, gece şalını mı dolayacaksın boynuma. Kurumuş kalemime mi dolduracaksın şarap rengi mürekkebi? Boş kağıdıma imkansızlıkları mı dökeceksin tüm öfekeli kelimelerle? Sessizliği tırmalayan kalp atışlarımda, kendime vuruşlarımı mı durduracak öpüşlerin? Sen yalnızlığı nerden bileceksin! Sensiz kalmanın ne olduğunu kaç şişeyle devirdim, kaç şarkıyla kustum gidişlerini. Sana her bakışımı katık ederdim oysa özlemime sermek için. Sesini, kokunu son damlasına kadar doldururdum nefsime. Uzaklıklarını hiçe sayardım, gözlerimdeki gülüşünle kalakaldığımda. Özlemi sen mi anlatacaksın bana? Ciğerinin bir ucu isleşirken titrek mum ışığında, yutkunan sen miydin aşk şarkılarında! Derdiğim ayrılık çiçeklerini, umut tohumu yapan sen miydin? Hazan yapraklarını kızıla boyayan senin tenin miydi? akça pakça ayaz yemiş. Kaç gölge tüketti kendi kendini, kaç…kaç şiir yarım kaldı masamda. Feryatlarımı boğdukça yastığımda, kaçıncı darbeyi aldı kırılganlıklarım. Ufalandı bulutlarım. Mavi mavi serpildiğine bakma üzerime, ölümü seriyor aslında düş tarlamdaki pamuk çiçekleri, sensizliğin toprağını örtüyor. Güneşin ışığında bile zifiri duran penceremin önünde, bana hayatı mı anlatacaksın? Selvi duruşunun gölgesinde kalan yaşam mı yakın bana? Buğulu bakışlarında, mart gülüşünde ki umut mu yarınlar? Yanında olurken dokunamamak mı ukte sevda? Nasıl anlatılır ki bu aşk! İçinde fırtınlar koparken, dingin su gibi serilmek yok mu yamacına! Öpmek, dokunmak isterken uzaktan seyretmek yok mu? Herkes bilse ne olur ‘seviyorum’ derken, sesimi kısmak, hatta içimden bile geçirmemek ne kadar batıyor… nasıl anlatılır ki bu can acısı, Varlığında yokluğun nasıl bastırılır bebek yüzlüm. Ezikliğini yaşıyorum biriktirdiğim yıllarımın. Sebebi neydi acele gelişimin sensiz dünyaya. Bir mucize olsun isterdim, mesafeleri kapamak için. Gözlerine ve tenine düşmek için büyütmek isterdim yüreğimi. Şimdi çaresizce seyrediyorum seni, uzaktan soluyorum nefesini. Bakışında eriyen sızımı, sol yanımda biriktiriyorum. Cesaret edemiyorum kulağına fısıldamaya ‘seni sevdiğimi’. Susuyorum. Canımı yakan dikenleri topluyorum kan çiçeklerinin. Yalancı baharlara aldanmamak için mevsimsizce geçirmeliyim ömrümü. Biliyorum ama olmuyor mart gülüşlüm.. Bahar gözlerinden akıyor yüreğime. Canım yansa da, sevdam senden vazgeçmiyor. O nedenle ya git, ya eksik yanımı tamamla. Sadece dudağından çıkacak tek kelime hayat... Hadi bana şimdi aşk'ı anlat, koca bedeninin gölgesinde. (Bahar gözlüm'e) Arzu Altınçiçek |
Anlatsam sana
Kuruyan dallarda tomurcuk olsan Hercai baharı anlatsam sana Yağmura ağlayan bülbülü sorsan Susadığı aşkı anlatsam sana Bir avuç toprağın almış ahını Rüzgara kapılmış gül yaprakları Sus pus olmuş deniz yasta dalgası Durgun sevişleri anlatsam sana Çağlıyor gözlerim, susuyor şarkım Baharımda yağmur, tenimde yangın Yokluğun zemheri, gelişin zârım Yasaklı sevgimi anlatsam sana Arzu Altınçiçek |
Yalnızlık
Sessizce geldi hafta sonu Pususu gözlerimde Gri İstanbul sensiz Binbir telaşe içinde geçiyor günler Sabah kalk yola düş Trafik,iş,insanlar,telefonlar,gürültü Bir suskunluk... mesai bitimi Akşam çık yola düş. Stres küpü olmuş halde Sensizliğe başlıyor dönüşüm Boş evimin sıcaklığı neye yarar Gülüşün olmadıktan sonra Neye yarar umutlar Kurulan ve yıkılan hayaller Sessizliğin avucundayım Yalnızlığımın koynunda Dört duvar mengeneye almış yüreğimi Ağır geliyor hayat. Arzu Altınçiçek |
Anma / Bingöl Depremi
Karanlığa gömüldü yarınlar Üzerine toz toprak çöktü Yanı başımda yatan küçük yürek Bir dolap altında verdi son nefesini Saksıda baharı karşılayan tomurcuktu oysa gözleri Şimdi... Haberi bile yok üzerine çöken tonlarca betondan Toz içinde beyaz bir bedende Kırmızı yarınları sızmakta Kucağında oyuncak ayısı Ve kendi gibi kaç beden Kaç ruh... Gecenin üçünde verdi canları. 01/05/03 Bingöl'de depremde kaybettiğimiz canlara Allah'tan Rahmet diliyorum. Arzu Altınçiçek |
Anne
Kaç gündür çakmak çakmak gözlerle karşıladım sabahı Gece daha uzun geldi gündüzden Bildiğim tüm dualar dilimde Avuçlarım yüz sermişti gökyüzüne Kulaklarımda uğultular Zannederdim ki rüzgar Gözlerimin önünde gri bulutlar Sislerin ardında nice ruhlar Gelip gittiler başına biliyorum Seni koparmak için bir bir Işık gösterdiler Çiçekli yollar Yitirdiğin sevdiklerin el uzattı İnce köprü üzerinden Ana yüreğin dondu kaldı Dünya dönmedi o an Rüzgar durdu Nehirler kalakaldı Ve sen uzaklarda Haykırışlarımızı, gözyaşlarımızı Bilmediğin insanların dualarını Duymadın Kulağına fısıldadığım sevgimi Tuttuğum soğuk elini Okşadığım yanağını düşünüyorum da Birşeyler eksik gibiydi Sanki yapacak çok işlerin vardı Ana yüreğin elvermedi bırakıp gitmelere Aralık gözlerinde gördüm yarınları Pamuk ellerini bastırdım göğsüme Umutbahçemde açtı tomurcuklar Bırakmadın....direndin Sen galip geldin Sevginin gücünü gösterdi dudakların Kımıldadığında yer yerinden oynadı Fırtınalar koptu Okyanuslar yükseldi Kurak topraklar yeşerdi Biliyorum bir gün herşey ardında kalacak O gün, bugün değil ama Gün yaşama zamanı Dört harf anlatır dünyayı ANNE dünyanın anlamı İyi ki varsın. Arzu Altınçiçek |
Yanılt beni
Anlayamadım Ayak seslerindeki gidişleri Görünmeyen yanında Başka isim Tutturmadığın ellerinde Başka ten Neden ? Söyleyemedim Kendimi aptal zannedişimi Masumca bekleyişimde Takvimden düşen her yaprak Ekilen yeni umut yarına Hesapsız! Duyamadım Beni istemediğini -Özledim deyişin Git! demekmiş Sarılmansa sadece teselli Neden ? Bilemedim Sadece mevsimlikmiş sevgi Denizi sürmekmiş dudaklara Sahilde yürümekmiş Ve yıldızlara asmakmış yaşananları Kayıtsız! Sevdim! ! ! Umarsız Çıkarsız Yalansız ‘ SEN gibi ’ diyesim geliyor da Dilim varmıyor … Yanılt beni ! ! ! Arzu Altınçiçek |
Annem'e / II
Bir can verdin bana Nice canlara can Bahara renk kattın Bahar çiçeğindim elinde Sevdanla suladın saçlarımı Şimdiyse yorgun, halsiz Acılardan hırpalanan Bedenin kollarımda Sevgim yetmez diye Gözyaşlarımla sulamaktayım hayatını Verebilsem nefesimi göğsüne Kanım damarında akabilse Ömrümün kalan kısmını yazabilsem kaderine Bana verdiğin canı katabilsem ruhuna Sensiz dünya ağır gelir omuzlarıma Sensizlikse dünyadan ağır anne! Bizi terketmen için çok erken Ölümü bizim kadar sevme! Arzu Altınçiçek |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:17 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.