www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Fatih Çınar (https://www.cakal.net/showthread.php?t=142643)

GooD aNd EvıL 03-14-2009 03:01 PM

Annem Gibi Kokar Gurbet
bakma sana geldiğime
derdimin dermanı sende değildir doktor
yarama ancak anam olur merhem
sen bu derin yarayı
kapatamazsın doktor
ah doktror

şimdi yanıyorum ana ana diye
o zamanlar kıymetini bilmedim
bilmemki ne diye
artık ağlıyorum anasız
gurbette geze geze
bakma sana geldiğime
derdimin dermanı sende değildir doktor
ah doktor

bazen koşup gitmek gelir içimden ankaraya
kimi zaman mutluluk kimi zaman yorgunluk kokan
kızılay caddelerine cebeci sokaklarına
ve öpmek isterim ellerinden
sarılırım boynuna
artık anlıyorumki o gerçek bir ana
ah ne gelirki şimdi elden
ağlamaktan başka
bakma sana geldiğime
derdimin dermanı sende değildir doktor
ah doktor

buraların havası gözlerim gibi hep nemli
tutmuyor yalnız *******de hiçbir el
annemin eli gibi
vermiyor telaşını öğrenci yurduna gitmek
allahım ne güzel kargaşaydı o
mahalledeki evdeki
şimdi geçer o güzel günler gözlerimden
bir film şeridi misali
bakma sana geldiğime
derdimin dermanı sende değildir doktor
ah doktor

şimdi annemden uzakta zonguldakta
güya okuyorum karaelmasta
barınıyorum barınmayada
ama inan hep ağlıyorum
duvarları hasret kokan
üç ranzalı öğrenci yurdunda
ve hiçbir güzelin gözü bakmıyor
annemin şefkatli gözlerinin tadında
bakma sana geldiğime
derdimin dermanı sende değildir doktor
ah doktor

doktor!
seninde vaktini aldım boşa
günler geçiyor sılayı düşünmekle
sonra dönüşüyor çil çil yaşa
belki bir daha görüşemeyiz
sen çok yaşa
geri çevirmedin dinledin beni
sağolasın doktor
hoşçakal doktor
hoşçakal doktor


Fatih Çınar

GooD aNd EvıL 03-14-2009 03:03 PM

Aralık Gecesi Bir Köprü Altı
ev diyorum abi
abi ev diyorum
iki harf
tek kelime
içine neler sığar
bir düşünsene
mesela bir soba olur
üzerinde kestane
kızarmış ekmek kokar
yanında bir tas sıcak çorba
ev diyorum abi
yerlerde halı olur
koltuk kanepe
sonra televizyon
elinde bir bardak çay
karşısına kurulursun
sonra gel kayfim gel...
abi ev diyorum
iki harf
tek hece
içinde binbir sevinç
binbir kahkaha
binbir neşe
ev diyorum abi
içinde anne olur
sana yün kazak ören
dizlerinde uyursun
tüm dertlerini unutursun
sonra birde baba vardır içinde
çalışıp ekmek parası kazanan
alnının teriyle
çocuklarına helal ekmek yediren bir baba
seni alır maça götürür
ödevlerine yardım eder
onun varlığıyla
biter aklındaki endişeler
ev diyorum abi
abi ev diyorum
ne olur beni anlasana
iki harf
tek kelime
gözlerinde canlandırsana
bir erkek kardeş vardır içinde
bilye oynarsınız
gah kavga eder
gah barışırsınız
ama onunla
bütün bir ömrün
gel-gitlerini paylaşırsınız
sonra babaanne dede
cabası
bayram sabahları
ellerini öpersin
hem harçlık alırsın
hem gider onların bütün tasası
ev diyorum abi
abi ev diyorum
bir düşünsene
sadece iki harf
tek kelime
tek hece
gerçi haklısın abi
biliyorum
bizim hayatımızda
silme tek hece
silme acı
üzülme be abi
boşver üzülme...


Fatih Çınar

GooD aNd EvıL 03-14-2009 03:03 PM

Arayış
seni aramak
ömür boyunca yalnız seni
ıslak kaldırımlarda
ağaç gölgelerinde
sonra parklarda
ve dostların yüzlerinde
hep seni aramak
belki sen
bu şehirde değilsin artık
ne çıkar
kime ne
seni arıyorum ya
belki rastlarım ansızın gözlerine
belkide çok yakındır evlerimiz
her sabah beni görüyorsun belki
kim bilir
sonra akşamların kızıl karanlığında
beni bekliyorsun
bir telaş mavi gözlerinde
belki
bir başkasını düşünüyorsun
bir başka yürek atıyor yüreğinde
olacak iş değil ya
çıldırıyorum bu ihtimallerde

biliyorum
lanet olsun biliyorum
hiç gel demiyeceksin bana
aramak neredeyse
ben hep orada
niçin yaratılmışki bu ayaklar
sakın
sakın birden karşıma çıkma
kaç durma saklan
seni aramak istiyor bu bakışlar
git durma buralarda
durma git
uzak şehirlerde
kahpe gölgelerde
sahtekar gözlerde
hüküm sür
bakarsın oralarada gelirim
yine saklan yine kaç
ben yorulmam yılmam beklerim
deniz gözlerinle açıl denizlere
limanların en büyüğü senin olsun
gemilerin en güzeli senin
yüreğinin sustuğu yerde demirlemelisin
ben küçük bir taka senin peşinde
ararım yine seni
fırtınalı denizlerde

ne bir gün
ne bir ay
ne bir yıl
bir ömür aramalı insan
ne aradığını bilerek
dolu dolu yürümeli kaldırımlardan
hırçın rüzgarlarda alçalıp yükselmeli
sivri taşlara çarpıp kimi zaman
kan akmalı ayklarından
kimi zaman kavrularak geçmeli çölleri
kimi zaman soğuktan buz tutmalı elleri
ararken böyle umarsız
ağlamaklı kimi zaman

bu arayış nafile değil
bir gün bulacağım elbet seni
kaybettiğim bu ülkede
saçlarını trabzondan
gözlerini antalyadan
dudaklarını amasyadan
getirip
bir bir yapıştıracağım
yüreğimde
yinede bir yanın eksik kalacak
kalmalı
yeniden yollara düşmeli ayaklarım
gözlerim aramalı
nihayetinde seni
tastamam görmeliyim
ve o an seni seyrederek ölmeliyim...


Fatih Çınar

GooD aNd EvıL 03-14-2009 03:03 PM

Arka Sokaklar
bu arka sokakların hikayesi'dir
biraz delikanlı
biraz korkak
biraz küfürlü
ve biraz nemli'dir
kan kokar
ve sevda
ve ter
ve barut
ve bazen peynir ekmek
şarap kokar
ve ağustos sıcağında iliklerinizi dondurur
zemheride delicesine yakar, yakar, yakar
arka sokaklar
arka sokaklar


Fatih Çınar

GooD aNd EvıL 03-14-2009 03:03 PM

Aşk Davası
bir dava uğruna
zindanlara düşüyorum
bir aşk için
demir parmaklıklara
çelik kapılara
kalın zincirlere
ve çirkin gardiyanlara rağmen
seni seviyorum
her voltada anbean büyüyor sevdam
anlamıyorsun
yahut anlatamıyorum


Fatih Çınar

GooD aNd EvıL 03-14-2009 03:03 PM

Aşk Mektubu Değil
merhaba
aşktan anlamayan sevgili
hatırlıyormusun geçen yaz görmüştüm seni ilk kez
sen mağazada tezgahtar
bense haylaz bir öğrenci bir tezgahtarla bir öğrencinin aşkı
aslında sadece bir öğrencinin ölümüne sevdası
ben hep sevdim hep sevdim
fakat sen nefret ettin sevgimden
senin işten çıkmanı beklerdim köşe başında
ah diliolsada konuşsa o taşlar
sensizliğin nağmelerinde dilimdeki şarkılar
hep bugün söyliyeceğim derdim seni sevdiğimi
hep bugün hep bugünler yarınlara kaldı
sen bazen dilimde güz gülleri
bazen batsın bu dünya
bazende aşkın kanunu olurdun
yazardım seni
bazen güzel kağıtlara
bazen yırtık bir gazete parçasına
işte böyle geçerdi günler
*******i hep seni düşünür sana küser
sabahlarıysa yine aklıma gelirdin barışırdım

ah sevildiğini bilmeyen sevgili
arkadaşlarıma anlatırdım seni
ve seni nasıl sevdiğimi
nasıl sevdiğimi söyliyemediğimi
onlarda bana nasihat verir ve git konuş derlerdi
son pişmanlık trenleri gardan kalkmadan
tabi yine yarınlara kalan geç kalmışlığın korkusu
benliğimi sarsa bile konuşamazdım seninle
önümden öyle geçip giderdin
bazen tebessüm ederdin
sanki geçtiğin yollarda yüreğimi ayaklarınla ezerdin
ve ben yine elimde sigara serseri sokaklarda geceyi beklerdim
sensizliğin *******inde
bir karanlığı süpüren çöpçüler
bir hayata küsmüş keşler
ve boynu bükük bir ben

ah gözleri yalan sevgili
en sonunda
tüm utancın yükünü sırtıma alıp
yanağımdaki kızarıklığı saklayıp
sana seni çok sevdiğimi söyledim
söyledim amma nafile
çünkü sen aldırmadın
o sözlerin sanki cam kırığı oldu yüreğimi kanattın
ve aşka yalan dedin sen aşkı kirlettin
sende inanma yalan dedin
dedin ya olsun
ben seni o kara günden sonrada sevdim
ve taş kalbine inat hep seveceğim yemin ederim

ah aşka inanmayan sevgili
sen belki bu mektubu umarsızca okuyacaksın
ben senin bunu okurken parmağınla yanağına dokunduğunu
gözlerini hafifçe kıstığını
saçlarını kulağının arkasına topladığını
ve alaycı kahkahalar attığını görmiyeceğim
sen benim bunu yazarken
elimin uzanamadığı yerlere
kelimelerle sokulmaya çalışmanın
kırılgan harflerden kurulmuş
görünmez bir köprüden sana doğru yürürken
düşmekten öylesine korkmanın
ismi bile olmayan bir çok duyguya
isimler bulmaya uğraşmanın
beni nasıl yaralayıp nasıl yorduğunu bilmeyeceksin
çünkü sen aşka kin güdenlerdensin
ben
ileride bana anlaşılmaz görünecek olsalarda
şu anda bana
kendime saplamak için elimde tuttuğum
solgun bir bıçak gibi sade
ve içmeye hazırlandığım zehirli su gibi
berrak gözüken duygularımın
keskin ve yakıcı tadını
onları üstünü örten sözcüklerin altından
çıkarıp çıkarmamakta duyduğum karasızlığı
sana hiç anlatamayacağım

ah sevgiye yalan diyen sevgili sana nasıl yalvardığımı
hiç işitmeyeceksin
sıradan bir merhaba sözcüğünü saklayacak o gözlerimdeki yalvarışı görmeyeceksin
ama bütün bunlar
bu sahte kibirin bu alaycı gülüşün
bu sıradan bir merhabayı anlamayan taş görünüşün
içimdeki seli dindirmeyecek
bütün bunlara hiç aldırmadan
bana sarılmanı beni sevmeni bekleyeceğim

ah sevgili!
o kadar sadeki duygularım
kırılgan bir köprüden sana doğru yürüyorum
sana ulaşamazsam
sesim ve kelimelerim değmezse sana
ve sevmezsen beni
inanmazsan sevdama
işte ozaman
sensiz ve sonsuz bir boşluğa düşeceğim
ve işte ozaman
senin aşka inandığını ve sevdayı anladığını
görmeden öleceğim...


Fatih Çınar

GooD aNd EvıL 03-14-2009 03:04 PM

Avare Yalnızlığım
sigaramda duman duman
bitirdim seni derken
içime çekmişim seni bilmeden meğer
yürüdüğüm yollarda unuttum seni derken
o yollardan geri dönmüşüm meğer

seni unutmanın yollarını bulamadım
ne yaptıysam içimden atamadım
kurşunla doldurdum çekmecedeki silahı
resmindeydi ellerim tetiğe basamadım
unutmadım seni unutamadım
başımda yine avare yalnızlığım

gözyaşımda damla damla
kuruttum seni derken
kalbime akıtmışım seni bilmeden meğer
dinlediğim şarkılarda unuttum seni derken
o şarkılar seni çalıyormuş meğer

'resmine öylece durup
ne kadar uzun uzun baktıysam
omuzlarım tutulmuş
başlamış sabah ezanını okumaya hoca
ve şu an parmaklarım
daktiloya uzanmakta
sana dair sensizliğe dair
birşeyler karalamak için
penceremde yağmur
penceremde rüzgar
ve kapatmak için yanına vardığımda
ıssız sessiz bir küçük kasaba
yıldızı olmayan bu küçük otelin camında
bilmiyorum hangi vilayete bağlı
ve neresinde haritanın
seni yüreğimden atabilmek için
öyle gezdimki ülkeyi öylesine dolandım
ve şimdi servetimden arta kalan
ceplerimde bir avuç demir para
ve sermaye yalnızlığım
ve sayfalarca şiir
seni unutmak için yazarken
bilmeden mürekkepleri
kalbime damlattığım
bilmeden kalemleri
yüreğime sapladığım'

MÜZİK: FATİH ÇINAR


Fatih Çınar

GooD aNd EvıL 03-14-2009 03:04 PM

Ayasofyanın Sessizliğinde
bu garip sessizlik yakışmıyor hiç sana
küsme kutsal ayasofya fatihin torununa
ne oldu şimdi beş vakit okunan ezana
seni böyle susturan zihniyet batsın

hediyesin bize fatih sultandan
müjdelendin halka resurullahtan
kardeşinde inliyor yahudinin zulmundan
seni böyle susturan zihniyet batsın

dikilirken minareler kesildi bir çok kurban
şimdi namerdin elinde inliyorsun yalnızlıktan
dayan ayasofyam az biraz daha dayan
seni böyle susturan zihniyet batsın

müze yaptılar birçok namert basıyor bağrına
ayasofyam hasret secdeye varan başlara
zamanında hizmet etti büyük padişahlara
seni böyle susturan zihniyet batsın

parelendi gönlüm yanıyor içim
suçluysam eğer kesilsin bu dilim
sözü geçmiyor merdin dediği oluyor ***in
seni böyle susturan zihniyet batsın

sanki bizans uşağı avrupa yalakası
türk'e kolay yine ayasofyalar alması
bizden kork ermeninin karakıllı papazı
seni böyle susturan zihniyet batsın


Fatih Çınar

GooD aNd EvıL 03-14-2009 03:04 PM

Aynalar Yolumu Kesti
siyahlar benden uçup gitti
saçlarım kar beyaz oldu
kırılırdı aynalar güzelliğimden
şimdi yüzüm sararıp soldu
hüzzamlar bana kaldı
yalnızlık bana kaldı
iyi günümde çalan kapılar
şimdi yüzüme kapandı

şimdi çıkamam yollara
aynalar zindan
şimdi bakamam aynalara
aynada vicdan
beni beklemeyin o bir hevesti
gelemem aynalar yolmu kesti

aynalar bakmayın yüzüme dik dik
işte yakalandık kelepçelendik
çıktınız umulmaz anda karşıma
başımın tokmağı indi başıma
suratımda her suç bir ayrı imza
benmişim kendime en büyük ceza

şiir: necip fazıl kısakürek
söz.müzik: fatih çınar


Fatih Çınar

GooD aNd EvıL 03-14-2009 03:04 PM

Aynalarda Batan Güneş
kalmadı artık o eski serüvenler heyecanlar
nerde ah o eski sevgili dost günler
artık yüzümüze düşman görünür aynalar
birer birer siliniyor beynimizde dünler

ormanlar yeşil denizler maviydi eskiden
şimdi renk körüyüz görünür herşey siyah
ah dönebilsek yaren maziye yeniden
yada son çare yağlı bir urgan yada silah

saçlarımız şimdi dağlar kadar karlı
yüzümüzde çizgiler ellerimiz titrek
başımızda takke belimiz kuşaklı
sigarayı yalnız koyduk alkolüde terkederek

eskiden her güzelin ardından koşardık
şimdi mahkum olmuşuz bir çift tekerleğe
uzun uzun caddelere yağmurlarla yağardık
bugün selimiz tutulmuş büyük ulu bendlerle

ozamanlar hepimiz filinta gibi delikanlıydık
şimdiyse başımız ürün vermez bir tarla
hepimiz *******le birlikte karardık
yanımızda vefalı bastonlu bir yarla

dünlerde çıplak ayak tırmanırdık dağlara
bir zamanlar yiğittik tutardık dostla güreş
şimdi ibret tablosuyuz bugünki evlatlara
bizleride kahreden aynalarda batan güneş


Fatih Çınar


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:59 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.