www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Kürşat Uçar (https://www.cakal.net/showthread.php?t=145144)

GooD aNd EvıL 05-06-2009 06:04 PM

İnsanlık için küçük ama benim için büyük bir adım...

peşisıra hükmolunan
cezai takibim
ayaklarımda kara sular
tek kişilik ve atlantik bir oyuncağın
trans haliyim
ceplerimde çıkartmaları var
ağzına sakız olan aşkın
gidişin insanlık için küçük ama
benim için büyük bir adım...

Kürşat Uçar

GooD aNd EvıL 05-06-2009 06:04 PM

İstanbul

İstanbul bu
Bir savaş düşün
Olmayacak düşlerin ortasında, bir düş
Boğazın sularına takılan…
İçindeki kimsenin kaçamayacağı bir savaş ve düş
Kalabalıkların ortasında
Fark edilmeyen bir şehrin
Fark edilmeyen mavisi
Gözlerini…
Kaçırarak her sevdadan
Yiten bir şehir düşün
Tüm savaşların ortasında
Olur olmaz aklına takılan bir uğultu mesela
İstanbul içinde
Bir şehirden
Başka bir şehre süren yolculuğun esnasında.

Şimdi bir sorgu sual telaşı düşün
Beyoğlu’ndan Dolmabahçe’ye uzanan bir kış akşamında
Bu bir merkez
Attığın her adım(hani o yiten)
Bir medeniyetler savaşı, o eski Constantine’ in
Kanatlarının altına aldığın
Milyonca sevda düşün
Dününü düşün yarınken…
Bir savaş…
Doğu Roma tadında
Ve zafer, lise kitaplarının arasında
Osmanlı adında.

Her âşık olunana ithaf edilen
“Fethi zor fatihi tek” tabirinin asıl sahibi…
Ve asil bir bin yıl hikâyesi
Bir kısa Asya Avrupa yolculuğunda…
Sarayın yabancı repliklerinin yankılanması
En genç zamanlarda…
Bir kadın düşün
En güzel yanı
Biraz İstanbul olmasıydı
Boğazın ıslak koridorlarında…

Bir İstanbul düşün
İçinde binlerce şehir
Bir ülke düşün
Onun içinde bambaşka bir ülkedir…

İstanbul…

Söylenen her yalan Bizans’tan kalma
Her ayrılık bir siyaseten katl’di en aşk zamanda.
Yine Bizans’tan kalan ayrılık acıları ve anıları
Yarım kalan her yalanı yılanı dolanı…
Belki de bu sebepten asırlık ağaçların
Kalın gövdelerinde yazılı ağıtları…
Bu yüzden asırlardır ağlayan bir şehir…
Ve yağmurun en çok yakıştığı…

Tanıdığın bildiğin İstanbul’una bir perde çek bir an
Sana hemşerim diyen bir millet düşün
Bu topraklarda yaşayan ve senin İstanbul’un için savaşan zamanında.
Ama istiklalde yürümemiş hiç
Boğazın kokusunu nefes etmemiş kendine
Henüz hiçbir vapurda kahvaltısı olan simidi martılarla paylaşmamış
Ve hiçbir iftarda Sultanahmet’e yüzün sürmemiş
Hemşerin…

Bir türkü düşün
İstanbul’a uzak bir bozkırdan,
Bir türkü düşün
Karacaoğlan’dan…
“Nice sultanları tahttan indirir
Nicesinin gül benzini soldurur
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm…” der ustam ama
Bir de İstanbul var…
Nice sultanları tahttan indiren
Nicesinin gül benzini solduran…
Ve hatta
Nicesini dönmez yola gönderen…

İstanbul,
Kanatlarının altında…
Milyonlarca umut…

İstanbul,
Taşın toprağın altın olması bahanedir
Tüm göç yollarına…
Ki aslında umudun altındır
En yalın sofralarda…

Sonra…
İstanbul’u düşün
Hiç düşünmediğin şekilde
Denize kıyısı olmayan bir limanda…
Ve aslında herkes gibi
Sen de biraz “İstanbul”sun
Çocuk yüzün denize bakar
İçinde bir tarih yatmakta…

Tüm kalabalıkların ortasında
İstanbul’sun…
İstanbul gibi bir başına…

Bir şehir düşün
Takvim yapraklarına hükmeden
Bir film düşün adı İstanbul ve
Yüzyıllardır süren…

Kürşat Uçar

GooD aNd EvıL 05-06-2009 06:04 PM

İsyan renkli bukalemun

Bu beşik kertmesi
Bu kertilen insan…

Gökkuşağı tadında
Bukalemun misali…


Lisansız ayrılık tümceleri…

Kertilen kelleler var
Kelle koltukta aşklar ara sıra
Bir koltukta iki karpuz
İlk defa
Yanan mum gibi
Kokar
ca
Lar var aynalarda solar...

Dolar gözleri
Yanardöner dönmez sevgiliye döker yaşları
Pek de ıslak olmayanlardan…


Harem sefası süren kertenkelleler var
Kertilen insanlar
Beşikte…
Bu kalem…
İsyan rengidir şimdi…

Kürşat Uçar

GooD aNd EvıL 05-06-2009 06:04 PM

İşte bütün mucize...

bahar yalanı
gün güneş bahane
bir sevmek için
yine sevilmemek ve uykubozan saatler için
bu çiçek bahane
yüreğim delil
resmi bir kışın
adınla esen rüzgarın en yaşanabilir,en yalın haline...
hasret açan gözlerde
tomurcuklanan bir küçük yaş
bir yalan sevda
bir bahar yalan
gün güneş bahane...

şimdi,en saf halimle
sana bileşen ruhumun
en günahkar vaktiyle
yersiz yurtsuz
aklımın orta yerine konuşlanan
olur olmaz bir ihtiyacın en sarhoş haliyle
atmosfere karışman...

en yalan aşk
sözler kuşanandır
bahar,gün güneş
en yemin yalandır
tarihin uçsuz bucaklı defterinde...

sen o hep güzel bakan
güneşyakan
acılarım bahane
ben yine
hükümsüz bir suçun
tek sanığı
her yanımla iştirak ve yolsuz
bahar yalan
gün güneş tufan olur
bu mucizeler yaratan halimle...
ben
bahane...

Kürşat Uçar

GooD aNd EvıL 05-06-2009 06:04 PM

Kalem Kılıçtan Bitkin...

kalem kılıçtan bitkindi.
çünkü binkaç yıldır seninle savaşan o'ydu...

neler söyletmedin ki ona,neler susturmadın ki...

beni alıp götürüyor bazen.bilmediğim ülkelere.sırf senden kaçmak için,sırf ateşkes için giriyor tanımadığım kadınların,kendilerinden yabancı yatak odalarına...

yardım istiyor bazen.çünkü aç...sevgiye...

senin adının altında birikiyor,kim varsa senden kaçtığım...
sığındığım...

birer birer itiraf ediyorlar yardım ve 'yatak'lıklarını
bozuyorlar ittifakı...

kalemim kara çalıyor gök yüzüne...
nereye gitsem benimlesin sanıyordum...bir gün 'yoksun' dedi içime.
yoktun...

o ne derse o oluyor...mesela yazıklar oluyor sana dair savaştığı her şeye...
artık nereye gitsem yoksun.kalemimdir esaretimi senden çalan.
ara sıra oksijen takviyesi ve büyülü cümlelerin ince işçisi.

o olmasa savaşamazdım senle.
o olmasa
yoktum...


'çehrenden hayat yayılır toprağa
gözlerin cemrelerini bırakır baharın
aklım kıskanır en çok
hücrelerimdeki hakimiyetini
kalem kılıçtan bitkin kalır...'

Kürşat Uçar

GooD aNd EvıL 05-06-2009 06:04 PM

Kanre Van Gölü

kanrevangölücanavarlayoksulhtüarananveangeliyordul birkadınmisalizamansızılarnamuszekamıydıkaçcanakıy dışardangeleniboyuvehiçsonuyokgibiresimdirhem...

Kürşat Uçar

GooD aNd EvıL 05-06-2009 06:04 PM

Karma

bahar düştü dalından güzün
ve yüzündü hatırlatan hesapsız ayları
hüzündü eylül
armağan sevinçleri sayfalara saran

kıyıları yoktu denizlerin
arınmak isterken
ne gözyaşı
ne bir yağmur damlası
kendinden çıkarttıkça gerçeği
bende bir
senle sıfır
ve yalanı dolanından çok
yılandan daha çok korkan bir aşığa
yer vermez büyük ve de eski şairler
antolojisi...

özüm sende gizli birkaç asırdır
sus bildiklerini
adımbaşı cinayet zaten bu yokluk
delilleri yüzümde gizli...


(bu şiir tüm şiirlerin toplamı niteliğindedir)

Kürşat Uçar

GooD aNd EvıL 05-06-2009 06:04 PM

Karmaloji

kalabalık bir belediye otobüsünde,cama yansıyan görüntüme soruyorum,nereye?
yorgunum.sadece yorgun...hiçbir yere gidiyorum.müsait olmayan yerlerde iniyorum.olur olmaz kayboluyorum yabancı vücutlarda.hiç bilmediğim seni özlüyorum bazı.yetmeyen her neyse,bu bitmeyen aramalar, aranmalar niyeyse, yorgunum.
yansımaya gücüm yok, bu benden yorgun yaşlı otobüsün camlarına, yanmaya gücüm yok.buz kesiyor gözlerim, adını çağırıyor bileklerim oluk oluk,sen kokuyorum bizzat, varsın
ve yokluğun nedir
henüz bilmiyorum...

............... .........................

daha ne kadar aldanırız,kaç beden bu sonsuz yanlışların bedeli...
yolsuz yolcuyuz ortada kalan,uykusuz kaldık hiç uyanmadan...sargısız sualsiz kapattık yaraları,düzenbaz kayıplara yenildik en çok,
ama yok yok bu aşkta
mesela bu
yarım
yamalak
yalnızlığın
yarını
yok...

..... ............. ..... ................

sensizlikten arınmak
birkaç bin yıl adının altında ıslandıktan sonra bile geçmeyen o koca leke
saçlarınla paylaşılan,birlikte kocanılan bir yastıkta bile izi kalan
o hiç çıkmayan hazin düşman
sensizlik...

Kürşat Uçar

GooD aNd EvıL 05-06-2009 06:04 PM

Kendi Halinde Şeyler

sakın konusma bildiklerini
özüm sende birkaç asırdır
asil bir yakarışın ayak izleri var ay yüzeyinde
olmayan her seye rağmen belirgin
yer çekimi dahil
bu rüzgarsız dalgalanmanın baska adı yok
aşk bu
aslında yok
ve yalan
bu şiir kadar.
ederi nedir bilinmez
kaçarı yok
oluru bile pahalı
sancılı zor bir sabaha uzanmak
parmak izlerin cesedine yapışmış
ki yüzündeki izler
seri bir katilin...
suç unsuru bir kadin
kırmızı bültenle aranıyor
her gece
bu evde...

Kürşat Uçar

GooD aNd EvıL 05-06-2009 06:05 PM

Kilise

kilis'e gitmez hiçbir hristiyan
ama kiliseden çıkmaz pazarlar
kil ise boyamaktadır toprakları barışa
ki lise bunu öğretir tarih kitaplarında...

Kürşat Uçar


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:51 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.