www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Ahmet Bektaş (https://www.cakal.net/showthread.php?t=145250)

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:25 PM

-Gönül kadını

İlk temasta fark eder,
Sarraf mücevheri.

Tepede duran o saraya,
Bakarsın uzaktan.
Keşfetmek istersin,
Gizemli odaları.
Temizlese de hizmetçiler,
Bırak ardında izleri.

Bülbül lisanı ile konuş,
Solsa da gül ile.
Onun en güzel manzaraları,
Baki hafızalarda.

Aldırma şimdiki hale,
Maziyi al hayale;
Uzat elini istikbale.

Gülümse gönül kadını,
Umut dolu gözlerle.
Ruhun ruhuma ilaç,
Kalbim sevgine muhtaç.

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:25 PM

-Gül Diyarı

Bütün kapılar açılıyor,
Gümüş altına dönerken;
Dilinde…

Sana kırmızı gül getirdim,
Mor güllerin solmuş;
Gülümse…

Bir şarkı besteledim,
Gül diyarından seçtim sözlerini;
Yalnız ikimize.

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:25 PM

-Hatıralar

Hatıralar

Bu gün Bayram

Hasbıhal ettik maziden,
Yaşlı, genç tüm dostlarla…

Ölülerle konuştum, harabe evlerinde.
Sabırla dinlediler.
Dilleriyle değil, halleriyle;
Çok şeyler söylediler.

Ardından gelmemiş,
Muhabbet ettikleri…
“Sen de buraya geleceksin” dediler.
Dedim “Sadece durak burası”

Kimseye rahatsızlıkları yok.
Hatıraları elde kalan;
Başka bir âlemde,
Devam eden hayattan.

Küçük bir mezar ilişti gözüme,
O’nun hiç hatırası yok.
Ama ebedi hayatı var.

Ayşe nenemin başucundayım,
Dedem o’nun yanında.
Yarım asrı aşkın beraberliği;
Hala sürdürüyorlar kabirde.

Ahh! Ölüler!
Suskun, garip ölüler.
Sizin kadar canlı olsa,
Hayat süren diriler.

Ahmet Bektaş
31.12.2006

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:25 PM

-Hayal

Özlem yokuşlarındasın,
Ondan uzakta...
Sen gidemezsen,
Hayalin gider.

Kızıl saçlarına dokunur,
Yanağına bir öpücük kondurur...
Halini,hatırını sorar;
Selam ile döner.

Ona kırmızı bir gül yolla.
Unutma,sevdiğini söyle.
Belki akla uymaz amma;
Kim karışabilir ki hayale.

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:27 PM

-İki / lem

Ehad birdir, olmaz iki.
Kulağım iki, gözüm iki.
Yüzüm tek benim, yanağım iki.
Evvelim sarmal iki.

Aynı noktada birleşen iki yol.
Çok şeyler anlatır,
Bazen iki söz.
Aslanı devirir,
Hedefini bulan tek kurşun.

Sağ ve solumda yükselmiş iki yüce dağ.
Bense bîkarar.
Alçakta duruyorsam,
Ondandır.

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:27 PM

-İkisi de Gör/e/mez!

Sihirli parıltılar saçıyor Güneş.
Birinin!
Alnının tuzu kavuruyor gözlerini.
Diğerinin, genzinde deniz tuzu...
Fosforlu gözlüğüne rağmen,
Kamaşır gözleri.
İkisi de gör/e/mez!

Yeryüzü,ak mantosunu giydiğinde;
Çıplak bedenler titremede...
Buz tutmuş gözler.
Öbürü!
Teleferikle tırmandığı yücelerden bakar.
Kamaştırır gözlerini kefen beyazı.
İkisi de gör/e/mez.

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:27 PM

-kadın, Şiir, Edebiyat / Düzyazı

kadın, Şiir, Edebiyat

Kadınların sosyal ve siyasal alanlarda söz sahibi olması, son yüzyıl içersinde daha fazla görülmektedir. Ülkemizde kadınlar Cumhuriyet dönemiyle siyaset sahnesine çıkabilmiştir. Avrupa’da (Fransa’da) 1945 de oy hakkı alabilmişler.
Edebiyat alanında da kadınlar son yüzyılda seslerini daha gür çıkarma imkanı bulmuşlardır. Neden bazı kadınlar günümüzde hala siyaset ve edebiyat alanında pasif durumda? Bu sorunun cevabını kadın kimliğinin tezahüründe aramalı. Bir eser vücuda getiren kadın-erkek, bağımsız kişiliğiyle edebiyatçıdır. Yazdıklarını (Eş, baba, nişanlı, ağabey, şeyh vb.) şahısların onayına sunan ya da yazdıklarının hesabını onlara vermek durumunda olan bir kadın; başarılı ürün verebilir mi? Bu nedenle, bazı kadın yazarlar yazı ve şiirlerini yoruma kapatmak zorunda kalmaktadır.
Geniş okuyucu kitlesine sunulan, şiir-yazı eğer yoruma kapatılmamışsa; farklı kültür ve anlayışa sahip kişiler tarafından yorumlanacaktır. Ki yazar, yazdıklarının başkaları tarafından nasıl algılandığını görsün. Bazı şiir-edebiyat sitelerinde eser sahibinin yorumlara müdahale hakkı yok. Antolojide yazarın uygun bulmadığı yorumu, “Pasif” etme hakkı var.
kadın yazarları sınırlayan bir husus da, bazı erkeklerin yardım amaçlı; onların eserlerine yapılan yorumlara cevap vermesi! Bu hiç uygun bir davranış değil. Hakaret içeren yorumlar için, zaten antoloji yetkililerince gereken yapılıyor. Ayrıca üyeler de tepkisini gösteriyor, göstermeli.
Sonuç olarak: Bırakın kadın yazarlar, özgürce duygu ve düşüncelerini ifade etsinler. İnanıyorum ki onların himaye edilmeye ihtiyacı yok.
Saygılarımla.

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:27 PM

-Kendine Gelmelisin

Yaşam hareket ister,
Çentikler atar bedene...
Noktalar koyar ömür sahifesine;
Beyazdan siyaha...
Sen, sana ait misin?
Kendini bilmelisin.

Rızanla girersin her yola,
Bazen kaybolursun.
Loş odalarda unutulursun,
Feryadını duyan olmaz.
Kapanır tüm çıkışlar...
Kendini bulmalısın.

Duayla, gözyaşıyla açılır
Bazen sırlı kapılar.
Kendini değersiz görme!
Seni, senden çok seven var...
Yükün büyük emanet,
Kendine gelmelisin.

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:27 PM

-Kıskançlık

Kıskançlık

Descartes kıskançlığı kısaca, “Sahip olduklarını koruma isteğinden kaynaklanan bir tür korkudur.” Şeklinde tarif eder.
David R. Mace “Normal kıskançlık, pek çok evliliği kurtarmış bir emniyet sübabıdır. Anormal kıskançlık ise yıkıcı bir saplantıdır ve tedavi edilmesi gerekir.” demektedir.
Genellikle sahip olunan kıskanılıyor.
Başarılı, güçlü, güzel, vb. meziyetlere sahip olanı kıskanmak ve başkasında olanı kıskanmak da sık görülmektedir.
Kıskançlığın en çok zikredildiği alan aile. Eşler arasında, çocuklar arasında ve ebeveynin çocuklarını kıskanması şeklinde görülüyor.
Bir başka tarif: “Sevdiği sahip olduğu veya münasebet halinde bulunduğu şeyin başkasıyla aynı tür ilişkiler içinde olmasına katlanamamak.”
Kıskançlık ve egoizm: “Kişisel egoizm ise, benim, başkalarının ne yapmaları, nasıl davranmaları gerektiği ile ilgili bir iddiada bulunmaksızın, kendi kişisel çıkarlarımı hesaba katarak eylemde bulunmam gerektiğini öne sürer.” Felsefe Sözlüğü / Ahmet Cevizci
Kıskançlık da, kişisel egoizm de tahammül sınırları içersinde masum sayılabilir.
Başkasını veya sahiplendiğimizi kıskanmanın belirlenmiş bir ölçüsü de yoktur. Kıskanılana hissettirilmediği sürece zarar vermez, kıskançlık. Kıskanılan veya sahiplenilen, şu veya bu şekilde etki altına alınmak isteniyorsa; maksadın aksi bir durumla karşılaşılması kaçınılmazdır.
Aşırı kıskançlık, güvensizlikten ve acizlikten kaynaklanıyor.
Ölçülü, erdemli bir hayat hepimizin olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş

GooD aNd EvıL 05-09-2009 12:27 PM

-Koca Kafalılar

Koca kafada siyah-beyaz tek göz.
Samanlıkta iğne, bulunmaz beyin.
Kepçe kulaklarına ninni ”rodrigo”.
Dilinde ekşi hoşaf tadı…
Boğayı burmuşlar;
Ne arasın öküzde şehvet.

Koca kafalılar çok çektik sizden.
Güzel olan her şeyi,
Heveslerinize kurban ettiniz.
Tadını kaçırdınız,
Hayatı zindan ettiniz!
Hırsızları bile gücendirdiniz…
Gülleri soldurup;
Bülbülleri susturdunuz.
Tek gözünüzle gör/e/mediniz,
Dünyanın diğer yüzünü…

Birde isterseniz “Firdevs”i
Bilin ki nasibiniz, “eşek cenneti”.

Ahmet Bektaş


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:24 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.