![]() |
Artık Çok Geç
Gönlümü çalarak, uzak kaçtın, sen. Başıma ne büyük dertler açtın, sen. Benimle eğlendin, dalga geçtin, sen, Anladım, anladım, çok geç anladım... Mahzun bakışların, sahte gülüşün, Yanıma cilveyle, nazla gelişin, Sevgilerin yalan, yalan her işin, Anladım, anladım, çok geç anladım... Aylarca peşinden koştuktan sonra, Sevdana çılgınca düştükten sonra, Aşkınla her akşam içtikten sonra, Anladım, anladım, çok geç anladım... İnandım, ağzından çıkan yalana, Beni ilk fırsatta attın, bir yana, Neler, neler ettin, neler sen bana, Anladım, anladım, çok geç anladım... Sanki kahredecek beni mi, gördün? Neden yaraladın, ne için vurdun? Ben safça severken tuzaklar kurdun, Anladım, anladım, çok geç anladım... Varsın, deli gönül ömrünce yansın. Yine yalan söyle, yine inansın. Melek kılığına girmiş şeytansın, Anlladım, anladım, çok geç anladım... İpek saçlarını okşar, severken, Başıma çok büyük dertler açtın, sen. Yalan söylemişsin, aşığım, derken, Anladım, anladım, çok geç anladım.... Mehmet Nacar |
Artık İçmoruk Ağe (Kilis'çe)
Nefsimize zulüm edoruk, hergün, Büfenin önünden geçmoruk, ağe. Yılbaşı gelse de, senede birgün, Arakıyı açmor, içmoruk ağe. Biz kriz çekoruk, Angara rahat, Ne cepte para var, ne ağızda tat. İçemoruk diye sevinor avrat, Arakıyı açmor, içmoruk ağe. Hergün ödoruk ya, fatura bitmor, Bir ay gazanoruk, bir hafta getmor, Bir ganne şarabı almaya yetmor, Paramız yokkine, içmoruk ağe. Mesut'lar çok mesut, Ecevit hasta, Kilis feda olor, bu iki dosta. Bizim meyhaneci aylardır yasta, Paramız yokkine, içmoruk ağe. Kriz canımızdan bezdiror, bizi. Asri mezarlıkta gezdiror, bizi. YAVAŞCA söylor ya, azdıror, bizi, Paramız yokkine, içmoruk ağe. Bütün büfeleri yoklasak, doruk. Kiminin önünde beklesek, doruk. Bir boş ganne bulsak, koklasak doruk, Paramız yokkine, içmoruk ağe. Hergün dünden daha yamanı gelor. Ağpınar'dan kebap dumanı gelor, Namaza başlama zamanı gelor, Paramız yokkine, içmoruk ağe. Çiller emir verdi, Kilis il oldu. Cüzdan cebimizde yandı, kül oldu. Kırk yıllık büfecim bize el oldu, Paramız yokkine, içmoruk ağe. Seçim, geçim dedik, dört parti öldü, Gürleye gürleye AK Parti geldi. Arakı parası ahrete kaldı, Paramız yokkine, içmoruk ağe. Güzelbağ şarabı raflardan bakor, Düşümde burnuma anason kokor, Musluktan Narlıca suları akor, İnattan onu da içmoruk, ağe. Not:YAVAŞCA:Kilisli ünlü bestekâr Alaeddin Yavaşca üstadımız... Mehmet Nacar |
Asalet
Mutluluk içinde yaşamak varken, Gerek görmüyorum Rus ruletine. Sevdayı gönlümde taşımak varken, Yakışmaz gönlümün asaletine. Çağırın, Mecnun'la Leyla'yı, gelsin, Yüce sevdamızın konuğu olsun, Sevda nasıl olur, onlar da bilsin, Alkış tutsun senin asaletine. Sana gökkuşağı köprü kuracak, Yıldızlar saygıyla sıra duracak, Karşında eğilip, selam verecek, Hayran kalacaklar, asaletine. Gönlüm bir bestekâr, bestesi sensin, Sevda sarayımın ustası sensin. Gönül meleğinin en hası sensin, Ben de hayran kaldım asaletine. Mehmet Nacar |
Asgari Ücret
Parasız yaşamayı bilirsen eğer, Dünyada en büyük değer, Hiç bitmeyen servet, Asgari ücret... Her zaman açlık çekiyorsan, İşte sana bir somun, Bir tas da su... Ye, iç, sonra da, Haline şükret. Amacın insanca yaşamaksa, Sırtında bir elbise, Cebinde cüzdan taşımaksa, Yetmez be, kardeşim. İstersen intihar et. Bak, Bir yol daha var. Bir seçimden öbürüne kadar, İyice düşün taşın... Küflü sandığa kahret. Yahut da bir zahmet, Deme ki, ehveni şer. Ehvenine değil de, Adam olana oy ver... Mehmet Nacar |
Aşk-ı Muhabbet
Sen, Gönlümün fay hattını tetikleyen, Depremime depremler ekleyen, Son sevda etkenimsin. Ben, Sürekli sarsıntılar geçiren, Fay kırıkları üzerinde kurulmuş, On şiddetinde depremlerle vurulmuş, Yapılandan çok yıkılan, Yaşlı gözlerle bakılan, Bir gönül kentiyim... Sen, Gelmişken yaşamayı seven, Hayat podyumunun as mankeni, Mutluluk filminin başkadın oyuncusu, Böyle yaşayanların ne ilki, Ne de sonuncususun... Ben, Mutluluklar ülkesinden sürgün, Gülmeye dargın, Hüzünler cezaevinde, Karşılıksız aşklar koğuşunda, Özlem hücresinde prangalıyım. Çileden yorgun, Müebbete mahkûmum... Köprü altları kışlık sarayım. Sur dipleri yazlık köşküm. Terkedilmiş tekneler yatım... Sevda tatilinde geçmekte, Bütün hayatım. Bir şişe şarabı nasıl olsa bulurum. Yatımda mehtaba dalar, Gönlümü hülyalara salarım. Gönlüm öksüz, sevdam yetim... Her zaman yıldızlarladır, benim, Aşk-ı muhabbetim. Mehmet Nacar |
Aşk
Bazan sevgiden doğan sitemlerim var ama, Doğrudan bağlıyım ben, kimse girmez arama. Şikâyetim olamaz, biber ekse yarama, Hem var, hem bir bilirim, Severim yaratanı. Yaratıldık severiz, hiç bir şey beklemeden, Onu bilmez demektir, ondan şikâyet eden. Gönlümüzde bin yol var, hepsi de ona giden. Hem var, hem bir biliriz, severiz yaratanı. Ne cehennem korkusu, ne cennetin hatırı, Ne de orda bekleyen hurilerden ötürü.. Bizdeki sevgilerin miskin Yunus'tur piri, Hem var, hem bir biliriz, severiz yaratanı... 15.07.2004 Not: Bu şiirim sevgili dostum Turhan Toy'a ithaf edilmiştir... Mehmet Nacar |
Aşk Serçeleri
Dolun ağaçlara cümbür cemaat, Bugün benim için ötün serçeler. Sararıp dökülen yaprağa inat, Kalanlarla niyet tutun serçeler. Uça uça aşın, hasret dağını, Bulun sevdiğimin gönül bağını, Alın ağzınıza gül yaprağını, Başına sırayla atın serçeler. Onu tanırsınız, bir saç telinden, Selamlar götürün, hasret çölünden, Bütün kaygıları alın elinden, Gönül pazarıma satın serçeler. Sevgimi vermişim, körü körüne, Alem rastlamadı, böyle birine, Sevdalı gönlümü şeker yerine, Kahvaltı çayına katın serçeler. Koklayarak gidin, yolu sormayın, Gönül kapısına gece varmayın, Derin uykusundan uyandırmayın, Kapısı önünde yatın serçeler. Onun sevdasının yarısı bende, Uçun hasretimi bitiren yönde, Her gün doğumunda penceresinde, Sevgimi zikredin, bütün serçeler. Mehmet Nacar |
Aşkın Kudreti
Denizler çekilin önümden. Musa'nın Asa'sını getirir, Bütün adalarınızı batırır, Ortadan yararım, sizi... Sevgilimle ikimizi, Ayırmayın bir daha... Dağlar, hey, sıradağlar. Amasya'ya uğrar, Ferhat'tan kazmasını alırım, Parçalar, dağıtırım, sizi. Sevgilimle ikimizi, Ayırmayın bir daha... Ya, onu bana vermeyen, Bana göndermeyen şehir... Bir geceyarısı gelir, Bütün evlerinin altına bir bir, Teker takar, yanıma getiririm. Sevgilimi tez gönder. Yapar mı, yaparım arkadaş. Daha da fazlasını belki... Seviyorum işte, seviyorum. Aşk neye kadir değil ki..? Mehmet Nacar |
Ateşle Mum
Gönlüm defineci, sen bir define, Yerini bilsem de, bulamam seni. Dalarım sevdanın dehlizlerine, Ulaşıp bulsam da, alamam seni.. Sevda kitabının ön kapağını, Açınca dizilir, binlerce anı. Didik didik edip, geçen zamanı, Yanına gelsem de, bulamam seni. İsyan dalgaları günle yarışan, Gamlı sularına hasret karışan, Sevgi deryasının dibinde duran, Kapını çalsam da, bulamam seni. Sen mi, saklanırsın, ben mi, mahkûmum? Sen ucunda ateş, ben yanan mumum. Tükenmez hasretim, tükenmez gamım, Karşımda olsan da, bulamam seni. Mehmet Nacar |
Ateşten Yelek
Herkes gibi olur, senin sonun da, Ömrünün töreni bitecek bir gün. Hesabı verirsin, mahşer gününde, İsrafil'in Sur'u ötecek bir gün. Zavallı gönlüme kazdığın mezar, Hasretin yeliyle başında tozar. Sevda çarşısına kurduğun pazar, Seni yalnızlığa satacak bir gün. Dışın gül bahçesi, yüreğin taşmış, Gönlüm taş heykelin peşinde koşmuş. Ayrılık selinin acıyla coşmuş, Suları ömrünü yutacak bir gün. Sayende giydiğim ateşten yelek, Yaralı sevdamı sardığın belek. Sırası gelince gönlüne felek, İdam sehpasını çatacak bir gün. Kendini bulunmaz Bursa kumaşı, Sanarak yaşaman yanlışın başı. Ağlayan gönlümün bir damla yaşı, Seni kor ateşe atacak bir gün. Hüzün sarayında yıllanan şahım. Gamzede tahtında son padişahım. Armağan ettiğin hasretim ahım, Her iki yakandan tutacak bir gün. Mehmet Nacar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:34 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.