![]() |
DALGALAR İÇİNDE
III Dalgaları gördün mü bir tiran gibi Gelişleri felaket Gelişleri filizkıran İskele atılınca yanaşıyorlar Bakışlarında kan izleri taşıyorlar. Ay sevdam ay ağrım Putları tanımaz aklım Kalbim diri ol, iyicene aklan Haydi güzellikler sofrası Donat, ayıkla katmanları Yer isi yeryüzü Ne ise gökyüzü Ağırdan ağırdan Hoşça esen bir yel gibi Say, dök, arık hakça. Ay sevdam ay ağrım Suları gördün mü akıp giden Sular içinde İnceden inceye Usulca Kurşun gibi namludan. |
DELİ RÜZGÂR
Başladım bu yaşımdır çözülmemiştir düğüm Kim aldı kim götürdü değildir kaygı artık Yoktur aslı çimenin toprağın nede gülün Bakarım çarşı uzun nafile ah ederim. Elbet döner ortalık elbet durur çiçeğe ağaç Tutuşur yüreğimde lalezardır bir ağıt Es ey deli ruzigâr es ey deli ruzigâr Uzakta çok uzakta savaşan birileri var. |
DENİZ EY DENİZ
Kıyısına vuran dalga Ufkunda biriken sis ile Sesini sesine uladığı O eski gizin; neresinden bakılsa uzak İncinen kırılan tarafları olmuştur elbet. Ağaçların kuşların ve forsaların Ölüm oranı yüksek olan cetvellerinde Deniz müstakim bir gemi midir Çokkatlı binaların çatılarında tüneyen martılar Ahşabın mağrur direnişiyle adı yok Yitirilmiş incelikler midir. Bakıyorum, yassı ada ile sivri ada arasında Hiç muhabbet yok Beri yanda şamandıra olsa gerek birbaşına Martısız ve habersiz dünyadan Bosna’dan Hersek’ten Bir de benim kalbimden. Deniz ey deniz; adı marmara olan deniz Martısı soykırıma uğramış deniz Ufkunda biriken sis Hayatı incinen kuş Birbaşına şamandıra. |
DENİZE BAKMAK
Haydi git bana Hamid-i evvel camiinin Denize taraf bahçesinden bir yumak Vapur dumanı getir Çünkü girift kalmıştır şimdi Sanki buğulu bakışlarıyla bir orman Gölgesiyle aniden ne varsa İhanetlerin ağzından dalgalı deniz. Beylerbeyi sarayında Tarih yazan padişah Kendi tarihine cebbar olsaydı eğer Bindirseydi semiz enselerine cellatlarını Kırk katır mı kırk satır mı hesaplarıyla Kementler atılsaydı dört bir koldan Oyunlar oynansaydı ay ışığında Mehtaba çıkardı tarihçiler anında. Hamd olsun her şeyleri artık hiç Sonunda köprülerin altından çok sular Belgeler aşk mektupları kırık notlar Hırçın dalgalardan arta kalan köpükler Artık dökülmüştür şarkıların arabeskleri Kandil olmuştur *******imize Biz ki itaatkâr bir milletiz efendiler Denize utanmadan bakabiliriz. |
DENİZE BAKAN SARIŞIN ÇOCUK
Artık Denize bakan sarışın çocuk hayretlerini Karşılayarak, işaretleyerek, tabiatıyla koşarak Toplara tutulmuş çarşının hıçkırıkları arasında Önce sağıma döndürmüştüm başımı. Artık Rabbimizin verdiği iki göz En çağdaş radarlardan daha çağdaş olarak Kumaşın en gizli ilmeğinden başlayarak Metalin kılını kırk ayırarak Bakacaktır Yoksa güllerle ortalığa düşen kurnazlık Bizden alıp götürünce, akan kanlar ile götürünce Bahane bir yeniçeriyle götürünce Üstelik arşınların Özetlenebilir incelikleri de vardır. Artık göğsümüzü ah ile kabartarak Kalbimizi diyorum, belli ki böyle sayılabilir Bize biraz yaşamak gibi bir şey olarak Ey rüzgâr ey saçıp savuran rüzgâr Göğsümüzü ah ile bir daha kabartarak. |
DOSTUM VAKİT DAR
Bir gün Gözyaşının Ağıtın ve kanın Hesabıdır olacak Orada başlayacak ortasında zulmün Bir gün mutlaka güller Anlaşılmaz bir yosmanın raksına rağmen Rengârenk açacak Ağır ağır her şey O dayanılmaz arzunun haşmetiyle Tabiat bir daha ve ilaveten aşk Olağanüstü bir mavi doğuracak. Daha hayata katılmadığımız anlardır Oysa sinsi bir oyun Eski mi eski çilingir sofralarda Altın ve gene altın olarak Ziyanı yok Yürekte olgunlaşan aşk Hayatı nasıl da güzelleştiriyor Dostum söz bitmez Vakit dar Muhakkak gözyaşının Ağıtın ve kanın İsyanı da var. |
DURDUM BAKTIM
Birdenbire olmuyor geceleyin diyorum Geniş bir gökyüzünün altında Caddenin ortasında duruyorum karşıda deniz Penceresi kıbleye doğru kocaman çınar. İşte sevmek gibi oluyor bir acının Nazarından kalmış olacak Seslere ve renklere karşı derin bir arzu ile Bakışlarından nöbetleri geçiyordu ateşin. Hazır oldum gün kavuştu değişmedi hiçbirşey Gülüşüne bayıldığım güzeller güzeli çocuk Bana bakınca O kadar geniş O kadar geniş ki rahatlatıyor beni Benim deli bir küheylan gibi oluyor kalbim. |
DİNLEMEK İSTEMİYORUM
Beni de vururlar yüreğimden biliyorum Su içmek hava almak artık yetmiyor Ne zaman yağmur yağsa Güneşi özlesem suç oluyor. Durmadan ağrılar büyüyor bedenimde Paslı ilişkiler üretmeye yaşamak diyorlar Dedim ki dinlemek istemiyorum Dehşetli ayarlanmış ufukları dar O narin o ışık çağlayanı güzelliğin vebalini Omuzlarına kara bir örtü gibi yüklenmiş adamları Dinlemek istemiyorum. Artık hülyalı zamanlara kapılmamak için Yeniden düşünmeliyim o korkunç çığlıkları İkircikli sözler tırmalıyor kulaklarımı Karanlık ağızlardan kaçıyorum Hayat puslu bulvarlara sığmıyor Kirli kara işgal şarkılarına sığmıyor Huzuruma kundakçı bakışlar saplanıyor Sürgün oluyorum acılar çekiyorum Hüznüme o saat kılınç kuşandırıyorum. Çünkü birazcık koşsam ayaklarım dolanır Çünkü bana belalar kalmıştır |
DİYEBİLSEM
Bir diyebilsem Bir diyebilsem hissettiklerimi Nasıl ki kuşlar ötüşür içli içli İşte öylesine Nasıl ki bir şiir okunur Bir türkü söylenir sevda üstüne İşte öylesine. Bir diyebilsem Bir diyebilsem hissettiklerimi Karalar ak olur Pembe olur yeşil olur tüm evren Ağustos sıcakları serin serin Öylesine mutlu olurum ki Öylesine bağırırım ki sevinçten Bir diyebilsem. |
ELİF İN BAŞINA GELENLER
Elif çekildi aradan Lahuti bir imgenin içinde sır oldu Elif’in içi ayna içi kocaman bir dünya O vakit korkunç bir haleti ruhiye ile Çıkılıyordu çarşılara. Elif çekildi aradan Elif sır oldu O vakit küffar dört nala at koşturuyordu. Sonra geçti bir fırtına olarak içimizden Dağlardan vadilerden Sararmış yaprakların arasından O vakit aslını arayan lahuti ses Kırılmış olarak yeni baştan Devire devire korkulukları Sabırla ve aşkla başlıyordu. Ağır ağır inen darbe bedenimizde eriyor Harf kırılıyor tenhaya çekiyor kendini Sürgün ceza ölüm o zor hasret günleri Geçip bir fırtına olarak içimizden Dağlardan vadilerden ırmaklardan *******den kopartılan esenlik ile O kitabı kerim o tükenmez varidat. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:23 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.